,

ALMAN İSKELESİ – 52. BL.

Alman-İskelesi-1.jpg

ALMAN İSKELESİ

Anılan İskele Adı Alman İskelesi
Yapılış Tarihi: 1909
Konumu İstasyon Güneyi
Yapı Sistemi: Beton gömlekli çelik konstrüksiyon
Görgü tanıkları: Şinasi DEVELİ ve 70 yaş üzeri Mersinliler
Günümüzdeki Yeri: Eski Adliye Önü

“Bu en büyük DDY İskelesi’nin yakınında Alman İskelesi yer alırdı.”
(Aykut Hokkacı)

Alman İskelesi görevini tamamlamıştı ama Mersinliler metruk durumdaki iskele çevresinden denize girmekte ve bu yere yine Alman İskelesi demeye devam etmekteydiler.

Demiryolu Bağlantısı ve Alman İskelesi

Mersin-Adana Demiryolu Türkiye’nin ilk yapılan demiryolu projelerinden birisidir. 1860’lı yıllarda başlayan girişimler sonuç vermiş ve İngiliz sermayesi ile yapılan toplam 67 kilometre uzunluğundaki Mersin-Adana Demiryolu hattı 1886 yılında hizmete girmiştir (Dingeç, 1998: 76, 77; Develi, 2001: 148).

İlk buharlı makine Ayyıldızlı demiryolu vinci ile gemiden alınıp mavnaya indiriliyor. Hicaz Demiryolu Arşivinden

İlk buharlı makine Ayyıldızlı demiryolu vinci ile gemiden alınıp mavnaya indiriliyor. Hicaz Demiryolu Arşivinden

19. yüzyılın başlarında Mersin’de deniz taşıma işlerini özellikle Alman firmaları üstlenmektedir. İngiltere’nin bölgeye ilgisinin azalması, Çukurova’ya İngiliz sermayesinden sonra Alman sermayesinin de girmesinde etkili olmuştur. Ancak, demiryolu 1900’lü yıllardan itibaren el değiştirmiş ve bölgede değişen güç dengesinin bir sonucu olarak, hattın mülkiyeti bir süre Anglo-Fransız ortaklığına ve ardından 1908 yılında da Almanlara geçmiştir (Woods, 1917: 44). Aynı yıl hat, Bağdat Demiryolu’nun bir parçası haline  getirilmiştir (Develi, 2001: 148).

Alman İskelesi Mersin’i demiryoluyla Anadolu üzerinden İstanbul’a ve feribot aktarmasıyla Sirkeci Garı ile Avrupa’ya; bir yandan da Musul’a, Basra Körfezi petrol bölgesine bağlıyordu. Bir başka yönü ise Mersin’i deniz yoluyla Akdeniz limanlarıyla ilişkilendiriyordu. Alman İskelesi ile bağlanan demiryolu, iskeleyi kısa sürede devletin önemli gelir kaynaklarından biri haline getirmişti.

İskele Birinci Dünya Savaşı süresinde de stratejik öneme sahip oldu. Anadolu’nun toplumsal tarihiyle ilgili pek çok öyküye de tanıklık etti. Mersin’in işgali ve Girit Mübadelesi gibi…

Şinasi Develi anlatıyor:
“Almanlar 1903 yılında Bağdat Demiryolu inşasını üstlenmişlerdi. Toros tünellerine en yakın liman olması nedeniyle 15 yıl süren bu zorlu inşaat süresi içerisinde, Mersin`de 1909 yılında Alman İskelesi olarak bilinen iskeleyi inşa etmişler. Latin Kilisesi’nin karşı taraflarında (şimdiki yolcu salonunun bulunduğu yere yakın) demirle yapılmış sağlam bir iskeleydi. Yakınında yapılan Devlet Demir Yolları İskelesi hizmette iken, demir kazıklar hala deniz yüzeyinde görülürdü. Halk arasında iki iskele ara sıra birbiri ile karıştırılırdı. Limanın yapıldığı tarihlerde mevcut değildi. Sadece demir kazıkları durmaktaydı. İskelenin harabesinden demir aksam, uzun süre ortada kaldı.”

“… 17 Aralık 1918 günü sabahı, İngilizler Mersin’i işgale başlamışlardır.’…(Gümrük) iskele civarı meydanlığı, İngiliz Fabrikası, İstasyon Binası ve Amerikan Koleji’nin işgâl edileceği ve gerekli tedbirlerin alınması’ isteniyordu. Saat 10 sularında, Yzb. Mehmet Selahattin Han’ın Müslüman Hint bölüğü, Alman İskelesi’nden çıkarak İngiliz Fabrikasına yerleşmişlerdir.” (Şinasi Develi. Dünden Bugüne Mersin)

Giritli Mübadiller Alman İskelesi’nden Mersin’e Ayak Basıyor

Lozan Antlaşması gereği, 1924 yılında Gülcemal vapuruyla Girit’ten binlerce kişi Mersin’e geliyor. Mersin’de kurulan 50 yataklı bir hastanede mübadil dostlarımızın tedavilerinin yapıldığını ve bundan sonra Mersin’den çeşitli yerlere dağıtımlarının yapıldığını biliyoruz.

Giritli göçmenler Alman İskelesinden Mersin'e çıkıyorlar. (24 Şubat 1924)

Giritli göçmenler Alman İskelesinden Mersin’e çıkıyorlar. (24 Şubat 1924)

Mübadil torunu Fazıl Tütüner olayı anlatırken şöyle yazıyor: “Mersin’de (o dönemde) liman yok. Gemiler açıkta demir atıyor, yolcular sandallarla, mavnalarla kıyıdaki Alman İskelesi’ne taşınıyor. Mersin’e ayak bastıkları gün 24 Şubat 1924.” . “(Gelen insanları) Terkedilmiş eski İngiliz yağ fabrikasına götürülüyorlar.” (Fazıl Tütüner, Girit’ten Mersin’e Mübadelenin 90. Yılı. s. 20. İçel Sanat Kulübü Yayını. Şubat 2014)

Biyografik Bilgi

scroll to top