,

EDWİN JOHN DAVİS – 13. BL.

Pamuğun-Çocuğu-Mersin.jpg

GEZGİNLER GÖZÜYLE MERSİN 8. KISIM

Edwin John Davis (1826-27 – ???)
1875 baharında Edwin John Davis, arkadaşı Ancketill ile birlikte deniz yoluyla Mersin’e gelir. Gravürler ve haritalarla bezediği gezi notlarını 1879 yılında Londra’da yayınlar. (Life In Asiatic Turkey: A Journal Of Travel In Cilicia (Pedias And Trachoea), Isauria, and Parts Of Lycaonia And Cappadocia) Orijinal Tıpkıbasım Online Okuma: http://www.amazon.com/Life-Asiatic- Turkey-TrachoeaCappadocia/dp/1279255250/ref=sr_1_16?s=books&ie=UTF8&q id=1404763791&sr=1-16

Kitaptan Mersin’le ilgili bazı bölümlerden kısa bilgiler verelim:

Edwin John Davis’in haritasından detay. 1875 yılında Mersin çevresindeki önemli yerleşimler açıkça görülüyor: Karaisalı, Gâvurköy = Hıristiyan köyü = Osmaniye. Gözne, Buluklu, Kazanlı ve Yeniköy. Mersin Deresi ise Güzel Dere olarak yazılmış. (Osmanlı haritalarında Kızıl Dere olarak veriliyor.)

Edwin John Davis’in haritasından detay. 1875 yılında Mersin çevresindeki önemli yerleşimler açıkça görülüyor: Karaisalı, Gâvurköy = Hıristiyan köyü = Osmaniye. Gözne, Buluklu, Kazanlı ve Yeniköy. Mersin Deresi ise Güzel Dere olarak yazılmış. (Osmanlı haritalarında Kızıl Dere olarak veriliyor.)

Mersin’in 1800’lü yılların başlarında sıtmaya yakalanmamak için kaçanların barındığı, kazıklar üzerinde yükselen bir kaç kulübeden oluşan küçük bir yerleşim yeri iken, özellikle Kırım Savaşı’ndan sonra büyük bir gelişme göstererek Kilikya Bölgesi ürünlerinin ihraç edildiği zengin bir liman kenti haline geldiğini anlatır Davis. Kıyıdan uzakta demirlemiş pek çok teknenin bulunduğundan; kıyıya doğru  alabildiğine uzanan tarım arazisinden; kentin kuzeyden atla yaklaşık iki saatlik uzaklıktaki Toros Dağları ile kuşatıldığından ve buradaki Gözne, İçme gibi mesire yerlerinden bahseden Davis, kentte sıtma ve dizanteri salgının yaygın olduğuna işaret ettikten sonra, çeşitli ırktan insanların alışveriş yaptığı çarşıları, eski Adana Valisi Halil Paşa’nın yaptırdığını söylediği “kare biçimli kireç taşından” kaldırımlı sokakları ve çok sayıdaki güzel taş evleri ile Mersin’i gelişmiş küçük bir kent olarak nitelendirmiştir.

Mersin’den yaklaşık bir buçuk saat uzaklıkta, çevresinden yüksek ve yapay oldukları açıkça anlaşılan üç tepeden söz eden Davis, bu tepelerden birinin üzerinde, (Yumuktepe) Cenevizliler’in yaptırdığı söylenen küçük bir kalenin bulunduğunu, zaten bu bölgedeki tüm kalıntıların Cenevizlilerden kaldığının sanıldığını belirterek, buradaki düzgün kesme taşların Mersin’e taşınarak bina yapımında kullanıldığını yazar.

Davis, Mersin’in en önemli ve zengin Yunanlı tüccarı diye tanıttığı Kostantin Mavromati’nin mağazasının duvarlarında da Soli- Pompeipolis harabelerinden getirilen taşları görmüştür.

Biyografik Bilgi

scroll to top