,

ETEM ÇALIŞKAN İLE BULUŞMAK – ERDAL AKALIN

Etem-ÇALIŞKAN.jpg

Etem Çalışkan Üstat İle Buluşmak!..
Olba Fotoğraf Derneği kurucu başkanı Sevgili Mustafa Eser, bizlere özel bir program armağan etti. 26 Mayıs akşamı, dernek salonunda ülkemizin en görkemli sanatçılarından bir tanesi olan Etem Çalışkan’ı bizlerle buluşturdu.Etem Çalışkan 1
Etem Çalışkan Hoca, bilenler bilir ve bilmeyenler ise benden duysunlar, ülkemizin yetiştirdiği en önde gelen kaligrafi, yani güzel yazı (hüsn-i hat) sanatçısıdır. Çeşitli basın organlarında çalışmış olmakla birlikte sanırım en özel çalışması Anıt Kabir bünyesindeki yazıların iki ustasından bir tanesi olmasıdır. Hocası Prof. Emin Barın ile birlikte oradaki tüm kitabelerin ibarelerini kendileri hazırlayarak taş ustalarının mahir ellerine teslim etmişlerdir.
Program, Adana Seyhan Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenmiş olan Etem Çalışkan’ı anma ve tanıtma etkinliğinin Mersin’e birkaç saatlik olsa bile sarkıtılması ile düzenlenmişti.
Toplantı, Olba Fotoğraf Derneği Başkanı Sayın Mustafa Eser’in hoş geldiniz konuşması ile başladı. Takiben programı sunan Vahap Kokulu dostumuzun sürecin akışı konusunda bizleri bilgilendirmesini dinledik.
Böylece ana program, şık sunucumuz Güller Tosun Hanım’ın Karacaoğlan’ın kısa yaşam öyküsünü anlatması ve hemen devamında Hasan Aygün Bey ve müzisyen arkadaşlarının bizzat çalarak seslendirdikleri Karacaoğlan ezgileri ile başlamış oldu.
Bunu takiben, Etem Çalışkan Hoca hakkındaki ana konuşmalara geçildi. Hoca’yı tanıtan ve anlatanlar, yaşam öyküsünü bir kitap haline taşıyan S. Haluk Uygur ve Erhan Yelekçi oldular. Etem Çalışkan’ı anıtlaştırdıkları kitap “Ben… Ve Kendim…” adını taşıyan, çok düzgün basımlı bir eser olmuştu. İçinde de birbirinden güzel hüsn-i hat örnekleri ile Etem Hoca’nın anlamlı fotoğrafları yer alıyordu.
Bu program, Semihi Vural’ın Etem Hoca ile yan yana yaptıkları kısa söyleşi ile devam etti.
Kapanışta ise Engin Aktuğ Bey piyano ile tango parçalarını çalarken, Vahap Kokulu güzel sesi ile bize unutulmuş eserleri anımsattı. Ve tabii ki iki genç sanatçımız da, tango denen efsanevi dansın figürlerini bizlere sergilediler alkışlanan beden ritimleri ile.
Program, Hoca Bey için yazılmış kitabın imza etkinlikleri ile sona erdi ve evlerimize dönerken neden bu denli kısa sürdü diyerek söylenmemize neden oldu dersem, yerindedir!
***
Etem Çalışkan, 1928 yılı, Tarsus’un Göçük Köyü doğumludur. İlkokula köyünde başlamış ve Tarsus’ta bitirmiştir. Ortaokul eğitimini de Tarsus Sakarya Ortaokulu bünyesinde tamamlamıştır. Lise tahsili için Mersin’e gelir ve bir yılı da İzmir’de olmak üzere lise eğitimini altı yılda tamamlayabilir. Çünkü ortaokulu izleyen yıllarını tabela yazarak ve sinema afişleri hazırlayarak kendi okul masraflarını bizzat kazanarak geçirmiştir.
1951 yılında Güzel Sanatlar Akademisi imtihanlarını kazanarak orada öğrenime başlar. İkinci yıl, yeni açılmış olan Afiş Sanatı bölümüne geçer. Üçüncü yıl ise hüsn-i hat ve ciltçilik hocası Prof. Emin Barın’ın öğrencisi olmuştur.
Yaşam kavgasını ise gene güzel yazılar yazarak ve afişler çizerek kazanmaktadır. Bu nedenle medya dünyasına ayak basmıştır. Yeni Sabah Gazetesi ile açılan basınla ilişkileri Zafer Gazetesi, Milliyet, Hürriyet gazeteleri ve arada bazı dergilerle devam etmiştir. Bu nedenle de; “İşim gazetecilik, mesleğim ise ressamlık ve güzel yazı yazmaktır!” demektedir.
Hocası Emin Barın ile birlikte kotardıkları Anıt Kabir çalışmaları tabii ki unutulmazdır. Buna ek olarak Kuran-ı Kerimi yeni harflerle yazmıştır ki, bu eser Güneş Gazetesi tarafından bastırılmıştı. Ben de olan baskısı 1986 yılına ait nüshayı defalarca okuduğum için bantlayarak yeniden toparlamıştım ve Etem Hoca’ya bu program akışında imzalatmak şansını buldum.
Keza Yunus Emre Divanı, Etem Çalışkan’ın özgün bir çalışması olarak basılmıştır. Yıllar önce İnterbank tarafından hazırlatılan Atatürk’ün bizlere mirası olan Nutuk adlı eserini tamamlamış iken, bu firmanın kapanması sonrası Kültür Bakanı İstemihan Talay tarafından bastırılmış ve kitaplıklara konabilmiştir. Ancak sadece 2000 tane basılan bu eser, artık koleksiyonlar arasındadır denebilir.
Etem Çalışkan denince akla gelen en önemli vurgu, bir Atatürk ressamı ile karşı karşıya olduğumuzdur. Muhtemelen Kemal Atatürk’ün en akılda kalan tabloları kendisine aittir. Ama hepimizi etkileyen çalışması, ‘K.Atatürk’ olarak tanıdığımız imzadır. Ki, bir ikon olarak ülkemizde en yaygın olan ve kullanımı insanlarımızın bedenlerinden arabalarına kadar birçok yerde görülen bu imza, Hoca’nın yarattığı ikondur.
Atatürk’e yeni harflerle bir imza örneği yaratılmak istenirken, Robert Kolej de matematik hocası olan ve kaligrafi çalışmaları da olan Hagop Vahram Çerçiyan’ın hazırladığı bu imza örneği, yıllar sonra Etem Çalışkan tarafından stilize edilmiştir. Ve hem tablolarının altına ve hem de bazı söylemlerinin altına, örneğin Gençliğe Hitabesi gibi, imza olarak yerleştirilmiştir.
Etem Çalışkan, hüsn-i hat sadece Arap harfleri kullanılarak uygulanabilir denen yanlış inanışı çökerten bir sanatçıdır. Güzel yazı hünerinin Latin harfleri olan yeni alfabemiz kullanılarak da gerçekleşeceğini kanıtlamıştır. Bu yönü ile kanımca unutulmaz sanatçılarımızdan en önde gelenidir demek yanlış olmaz.
Kendisine sağlıklı nice yıllar ve bizlere yeni eserler kazandırmasını diliyorum!..
Erdal Akalın (28.05.2016)
* Etem Çalışkan’a ilişkin  Dr. Tahir Kutsi Makal’ın yazısı için bu satırı tıklayınız

Biyografik Bilgi

scroll to top