,

HASAN DAYI GÜREPİK ve ÜMMÜ GÜLSÜM KÜÇÜK : Bülent SAVAŞ

Hasan-Dayı-Gürepik.jpg

BİR GAZİ EŞİNİN ANATOMİSİ
Adı ÃœMMÃœ GÃœLSÃœM soyadı da çıtı pıtı minyon fiziÄŸi gibi KÜÇÜK (kızlık soyadı). Mersin’e 80 km. Toros daÄŸlarının hemen doruÄŸuna yakın bir daÄŸ köyünde 1918 yılında dünyaya gelmiÅŸ. Bu köyün de öğrenilmeÄŸe deÄŸer bir tarihsel öyküsü var. KurtuluÅŸ Savaşında köyün genci, ihtiyarı, yani tüm erkekleri cepheye gidince geride kalan kadınlarla cepheye gidemeyecek kadar yaÅŸlı olan dedeler bölgeyi savunmak için kendi imkânlarıyla silahlanıp Fransız iÅŸgaline karşı direniÅŸe geçmiÅŸler baÅŸarılı da olmuÅŸlar. Bu baÅŸarılarından dolayı gerçek ismi EFRENK olan köylerinin adı KurtuluÅŸ Savaşından sonra Büyük ATATÃœRK tarafından ARSLANKÖY olarak deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ.
Birinci Dünya Savaşının sonunda yani 1918’de köyde dünyaya gelen Ãœmmü Gülsüm babasını hiç tanımamış. 1917 de Çanakkale Savaşında ÅŸehit olmuÅŸ. Öylece büyümüş yetim, ÅŸehit kızı Ãœmmü Gülsüm.

Ãœmmü 15 yaşında iken gelin oldu. 15 yaşındayken tellendi duvaklandı. 16’sında ana oluverdi. Doyasıya ip atlayıp, seksek oynayamadı belki ama doyasıya emzirdi bebesini. Melekten ismini vermiÅŸler ilk evlatlarına. Ardından Güleksan sonra Ãœnsücan, sonra Pürnazlan, Ä°smetsan ve nihayet Åžafaktan’la noktalanmış aile çoÄŸalımı.
1930’lu yıllarda haddine mi düşmüş zevcenin kocasının eski hayatını sorması. Evlilikleri de sanki farklı bir anlayışla olmuÅŸtu. Birileri gelmiÅŸ istemiÅŸler Allah’ın emriyle ÃœMMÃœ KÜÇÜK’ oÄŸullarına. Kısmetse olur inÅŸallah demiÅŸler büyükler, öylece münasip görmüşler, vermiÅŸler, ÅŸimdi rahmetli olan Gazi kocasına.
Kocası Hasan Dayı Gürepik.
Hasan Dayı Gürepik, eÅŸi Ãœmmü hanım gibi 1900 yılında Mersin’de doÄŸmuÅŸ. Ä°lk Mektepten sonra Ä°stanbul Sultan Ahmet Sanat Okulunun Makine bölümünü bitirmiÅŸ. Tahsil hayatına devam etmeye fırsat bulamadan, KurtuluÅŸ Savaşına katılmak üzere orduya çaÄŸrılmış. Hasan Dayı Gürepik Hava Yedek subayı olmuÅŸ. Bundan sonrasını eÅŸi Ãœmmü anadan dinleyelim :
“Hasan Bey AsteÄŸmen olarak Orduya katıldı… Uçakların motorlarını tamir ediyor. Hatta uçuyordu. Yüzbaşılılığa kadar terfi etti. Sonraki yıllarda geçirdiÄŸi bir uçak kazası sonucu kulaklarını kaybetti. Rahmetli Gazi duyuyordu amma çok az… Aynı rütbeyle emekli etmek istediler.”
Fakat bakın ondan sonra ne olmuş :
Gazi Hasan Dayı emekliliği kabul etmemiş. Kabullenmemiş bir türlü bu emeklilik sıfatını. Ve demiş ki:
” Bu ülke daha yeni kuruldu. Ãœlkenin daha ÅŸimdiden hiç bir iÅŸ yapmadan emekli malul ya da Gaziye para vermeÄŸe tahammülü yoktur. Kulaklarım pek iyi duymuyor amma çalışabilecek bedeni güce sahibim. Emekli olmak istemiyorum. Ä°stifa ediyorum.”
Ä°ÅŸte aynen böyle dediÄŸi gibi yapmış ve Hava Yüzbaşı’sı iken istifa etmiÅŸ. 1936 yılının 23 Nisan Bayramında Ä°stiklal Savaşı Gazilik Beratını almış ve Madalyasını göğsüne takmış.
1939 yılında 2. Dünya Savaşı patlak verince İstiklal Gazisi Hasan Dayı Gürepik, kaderin cilvesine bakın ki tekrar silahaltına çağrılmış. O da koşarak yarım bıraktığı görevi tekrar devralmış. 2. Dünya savaşının bitiminde terhis olduktan sonra, Kayseri Hava İkmal Depo Amiri olarak atanmış.
Ä°stiklal Savaşı Gazisi Hasan Dayı Gürepik’in yüreÄŸi sadece vatan sevgisiyle deÄŸil, sanat sevgisiyle de doluydu. Yıllarca yaÄŸlı boya tablolar yaptı. Bu tabloların ilginç özelliÄŸinden bahsetmek istiyorum. DoÄŸayı belgeleyen tabloların hemen, hemen hepsinin içinde, resme gömülü bir ATATÃœRK tablosu vardır. Sanki bu onun için sanatsal bir düstur gibidir. Bu tablo aÄŸaca gizlenmiÅŸtir. Bir kaya parçasına, bir nehrin kıvrımı, bir buluta, doÄŸan bir güneÅŸin içine gizlenmiÅŸtir. Ama mutlaka bir yerlerde vardır ATA’nın portresi.
Sonra giderek yontma sanatına yönelir. Uzun çalışmalardan sonra edindiği deneyimle duvar freskleri, büstler ve daha değişik eserler üretir Hasan Dayı Gürepik.
Kayseri Hava Ä°kmal Merkezinde sayısız eserlere imzasını koyan Gazi Hasan Dayı, devrin CumhurbaÅŸkanı merhum Celal Bayar’ın kurdelesini kestiÄŸi Atatürk heykelini eserleri arasına katmıştır. 1963 yılında Kayseri Hava Ä°kmal Merkezi depo amiri iken emekliye ayrılır  ve o günkü ÅŸartlar gereÄŸi Ä°stanbul’a yerleÅŸir.

1960 lı yıllarda İsmet İnönü'nün Kayseri ziyaretinde H.M.Dayıgürepik konuşma yapıyor.

1960 lı yıllarda Ä°smet Ä°nönü’nün Kayseri ziyaretinde H.M.Dayıgürepik konuÅŸma yapıyor.

Sanat faaliyetlerine devam eder ve birçok kıymetli eserini ne yazık ki imkânsızlıkları nedeniyle sergileyemeden 1972 yılında aramızdan ayrılır.
Ümmü ana zaten şehit kızıydı şimdi de müteveffa bir Gazi eşi olarak kalan ömrünü tüketmeye çalışacaktı. Geride kalan yarım asıra yakın, bir birliktelik ve 6 çocuk . Şükürler olsun ki tüm çocukları Gazi babalarına layık şekilde yetişmiş ve hayata atılmışlardı. Anılarıyla Gazi eşinin yaptığı tablolarla birlikte bir başına göğüs germeliydi yaşam kavgasına.
Onur ve gururla dolu, dopdolu bir yaşamın sonuna gelmiş gibiydi. Buna rağmen hala kalıcı barışlar özlüyor, bitsin artık bu nedensiz kavgalar, bu anlamsız iç çekişmeler diyordu Ümmü Ana. Yakmasınlar anaların yüreğini, yetim kalmasın sebi bebeler; bu ülke, bu topraklar hepimize yeter. Görüyorsunuz işte bu kavgadan, çekişmeden arta kalanlar daha da perişan. Daha yoksul ve daha kinle bakıyor çevreye. Bu kavgayı başlatan, devam ettiren ve kendilerine kayıtsız kalanları demek istiyor Gazi eşi Ümmü ana. Ve Ümmü Ana diyor ki :
Birileri çıksın durdursun bu kavgayı sonuna geldik artık desin. Sonra da Gazi bile denilmeyen gencecik vücutlara sahip çıkılsın. Bu insanları birer tören malzemesi olarak kullanmasınlar. EÅŸya deÄŸil bunlar insan bizim insanımız. Bizim gençlerimiz, Atatürk’ün ülkeyi emanet ettiÄŸi gençlerimiz. Biz onlara inanıyor ve güveniyoruz. Biz de Ãœmmü Anaya yürekten katılıyoruz. Biz kocaman bir Türk ülkesiyiz bizim Ordumuz var. Öğretmenimiz, Hakimimiz, Savcımız ve Polisimiz var. Bizim meclisimiz ve o mecliste saÄŸduyulu milletvekillerimiz vardı. Çok yakında da tamamı saÄŸduyulu toplumun her kesimine azami duyarlılık gösterecek milletvekilleriyle dopdolu bir Millet Meclisine sahip olacağımıza inancımız tamamdır. Bizim ülkemiz ÅŸehitleri ve Gazileri ile dopdolu yaÅŸayan 65 milyonun tek bir yürek gibidir. Ä°nancımız odur ki Gazilerimizin bir gün gelecek bu ülkede hak ettikleri sosyal yerde yerlerini alacaklardır. Bu insanlar acınmak istemiyorlar hatta yardım da beklemiyorlar, olmaları gereken yerde olmak istiyorlar zira Bizim Gazilerimiz KARTAL RUHLU Ä°NSANLARDIR, HİÇBÄ°R ZAMAN SERÇE ZÄ°LLETÄ°NE DÜŞEMEZLER!
Röportaj: Bülent Savaş (Yıl 1997 Sayı 107)

Bu sitede Hasan Mazhar -Dayı- GÃœREPÄ°K’in adının geçtiÄŸi diÄŸer 3 yazı için

Mersin Halkevi – Mersin Kültür Merkezi Kitabı – Semihi Vural BU SATIRI TIKLAYINIZ……………………..

Mersin Halkevi – Mersin Kültür Merkezi Kitabı – Semihi Vural BU SATIRI TIKLAYINIZ……………………..

Mersinde Edebiyat ve Edebiyatçılar BU SATIRI TIKLAYINIZ……………………………

İnşaat Yüksek Müh. Mersin'in yerel tarihi konusunda araştırmaları ve belgeliği, bir çok makalesi var. Bir çok STK da aktif üye.

scroll to top