,

Ä°STANBUL – KAHÄ°RE UÇAK YARIÅžMASI – GÃœNDÃœZ ARTAN

Tayyare.jpg

Ä°lk hava ÅŸehitlerimiz Fethi, Nuri ve Sadık Beylerin katıldığı Ä°stanbul-Kahire Uçak YolculuÄŸu, TRT’nin desteÄŸiyle Türk Hava Kuvvetleri tarafından ALTIN KANATLAR projesi olarak 15 Mayıs- 14 Haziran 2001 arasında tekrarlandı. O uçakların benzerleriyle yapılan yolculukta EskiÅŸehir-Afyon-Konya-Adana-Beyrut-Åžam-Kudüs-El AriÅŸ- Port Said üzerinden Kahire’ye UlaÅŸan Uçaklar 26 Mayıs günü Adana’ya Ä°ndiler. Ä°lk yolculukta iki uçağımızın Tarsus’a indiÄŸi bu yarışmanın hüzünlü sonunu, o sırada Beyrut’ta öğrenci iken tanık olan gazilerimizden Emin Çöl (y1), anı kitabında anlatmıştır.
Fransız havacı Daucourt’un, 1913 yılında Akdeniz’i kuzey ve doÄŸu kıyılarından geçerek Mısır’a ulaÅŸacak “Paris-Ä°stanbul-Kahire Uçak Yarışması” projesi, Fransız Hava Kulübü tarafından benimsendi. 28 Eylül 1913 günlü bir ilan yazısıyla duyurulan yarışmaya 3 uçak katıldı. (1)
Daucourt ve makinisti Henri Roux’un uçağı 9 Kasım 1913’te Ä°stanbul’a geldi. 20 Kasım günü YeÅŸilköy’den havalanan uçak, motorundaki arıza nedeniyle Pozantı’da zorunlu iniÅŸ yaparken büyük hasar gördü. Pilotlar yardım almak için Adana’ya gidince uçağı beklemekle görevlendirilen köylü, çubuÄŸunu yakmak isterken alev alan uçak tamamen yandı. Bunun üzerine Daucourt Paris’e döndü.
Yarışmaya katılan ikinci uçak Marc Bonnier yönetiminde 10 Kasım 1913; üçüncü uçak Vedrines yönetiminde 20 Kasım 1913 günü Ä°stanbul’a uÄŸradıktan sonra Kahire’ye ulaÅŸtılar.
Harbiye Nazırı Enver Paşa, yarışmanın İstanbul-Kahire bölümüne iki ekiple katılacağımızı bildirdi.
Ä°ki uçağımız 8 Åžubat 1914 günü saat 09.00’da yaÄŸmurlu bir havada Ä°stanbul YeÅŸilköy’den törenle yola çıktı. Önce pilot Nuri Bey ve Yardımcısı Ä°smail Hakkı Bey’in, Depperdussin marka “Prens Celâlettin” uçağı; iki dakika sonra da pilot Yüzbaşı Fethi Bey (2) ve yardımcısı Harbiye Nezareti Yaverlerinden Mülazım Sadık Bey’in (3) Bleriot marka “Muavenet-Ä° Milliye” uçağı hareket etti.
Fethi ve Sadık Beyler, EskiÅŸehir-Konya- Ulukışla’ya uÄŸradıktan sonra Toros daÄŸlarını geçerek 11 Åžubat 1914 günü Tarsus’a indiler. Geceyi Tarsus’ta geçiren Fethi ve Sadık Beyler 12 Åžubat 1914 günü Adana’da coÅŸkuyla karşılandılar.
Halep-Humus-Beyrut-Åžam-Kudüs’ten sonra Kahire’ye yönelen Uçak, 27 Åžubat 1914 günü Taberiye Gölü yakınındaki Åžimriye’nin kayalık Cehennem deresi mevkiinde üçyüz metreden yere düştü. Fethi ve Sadık Beyler bu kazanın kurbanı oldular.
Ä°kinci uçağımız Torosları aÅŸmakta zorlanınca Karaman’da yardımcısı Ä°smail Hakkı Bey’i indiren Nuri Bey, 4000 m. yükselerek 19 Åžubat 1914 günü Tarsus’a indi. Kara yoluyla Tarsus’a gelen Ä°smail Hakkı Bey’i de alarak ertesi gün havalandılar ve Adana’ya indiler.
Ä°lk uçağın indiÄŸi yerlere uÄŸrayan bu uçak 11 Mart 1914 günü Yafa’da kalkış sırasında denize düştü. Ä°smail Hakkı Bey’i kurtardılar fakat Nuri Bey ÅŸehit düştü.
Ä°ki uçağımızın acıklı sonu üzerine, yarışmaya üçüncü bir uçakla katılmamız kararlaÅŸtırıldı. Pilot Salim Bey ve yardımcısı Kemal Bey’in Blâriot marka ErtuÄŸrul uçağı 6 Mart 1914 günü YeÅŸilköy’den havalandı. Edremit’e Ä°nerken hasara uÄŸrayan uçağın yerine Edremit halkının topladığı parayla alınan aynı marka Edremit uçağı, gemiyle Beyrut’a gönderildi. Orada monte edilen uçak, aynı pilotlarla 9 Mayıs 1914 günü Kahire’ye UlaÅŸtı.
Mersinli mücahit gazi Emin Çöl (1892-1977), bu sırada Beyrut Küçük Zabit (Assubay) Okulunda öğrencidir. Mersin Rüştiyesinden sonra iki yıl okuduÄŸu (1912-1914) bu okuldaki öğrenciliÄŸi sırasında tanık olduÄŸu bu olayları ve gördüklerini, “Çanakkale Sina SavaÅŸları” (Ankara 1977) kitabında ayrıntılarıyla anlatmıştır. (sf. 85-87) Ocak 1917 ‘de Sina cephesine giderken Åžam’da Selahattin Eyyubi türbesinin bahçesinde gördüğü yan yana üç çamur yığınının hava ÅŸehitlerimiz Fethi, Sadık ve Nuri Beylere ait olduÄŸunu öğrenen Emin Çöl, o günleri nakletmekte, bu konuda yazdığı bir ÅŸiirini de eklemektedir.
“Bir sabah saat dokuz sularında Beyrut üzerinde iki tur yaptıktan sonra kentin batısındaki Reysul Beyrut mevkiine inmiÅŸlerdi. Beyrutlular havaya silah sıkıyorlar, yaÅŸa yaÅŸa diye bağırıyorlardı. Uçağımızı sabaha deÄŸin birinci bölükten bir manga beklemiÅŸti. Sabahleyin alan, bizim ikinci bölük ile kordon altına alınmıştı. Uçağımız denize doÄŸru havalanırken kırları, tepeleri dolduran Beyrut halkı gök gürültüsünü andıran heyecanla baÄŸrışıyorlar, yaÅŸa varol diye ortalığı çınlatıyorlardı. Getirdikleri güvercinleri salıverdiler. Gökyüzü güvercin bulutu ile örtülmüş gibiydi. Uçağımız deniz üzerinde havalandıktan sonra Åžam’a doÄŸru yöneldi.
Kazadan sonra gazetelerin yazdığına göre, bir çoban hiç görmediÄŸi büyük bir kartalın gürültü çıkararak üzerinden geçtiÄŸini ve Ä°leride bir dereye indiÄŸini söylemiÅŸti.”
“Ä°kinci yarışmaya katılan Osman ve Nuri Beylerin uçağı Yafa’da denize düşmüştü. Osman Bey’i kurtarmışlar. Nuri Bey’in cenazesi PeykiÅŸevket torpido Muhribi ile Beyrut’a getirilmiÅŸti. Ertesi gün piyade, jandarma ve bizim assubay okulu, tümen bandosu ile parlak bir cenaze töreni yapıldı. Tabut trene götürülürken Ä°ki gürbüz Beyrutlu, elinde yalın kılıçlarla peÅŸrevler, oyunlar yapıyorlardı.”
“Uçüncü uçağı Edremitliler Fransa’dan satın almışlardı. Sandıklarla Beyrut’a çıkarılan bu uçağın parçaları Neyri Beyrut’ta monte edilmiÅŸti. Sürücüleri Ä°smail Hakkı, Ali Rıza Beylerdi. Bir Cuma günüydü. Biz dört kiÅŸi izinliydik. benzin koyuyorlar, yaÄŸlıyorlardı. AkÅŸam oluyordu. Biz de nasıl uçacağını görmek için bekliyorduk. Pervane öndeki havayı arkasına çekerken kağıt, yaprak, paçavra gibi ÅŸeyler de arkasına geçiyordu. GüneÅŸ batarken bir kelebek gibi Beyrut havasına dalmışlardı. Ä°ÅŸte Mısır’a ilk varan uçağımız bu olmuÅŸtu.”
Emin Çöl’ün şiiri şöyledir:

ÜÇ ÇAMUR YIĞINI
Üç uçağımızla ilk yarışımız,
Ãœn saldı Mısır’a ön varışımız.
İki uçak düştü, üç uçarımız
Olmuşlar şimdi üç çamur yığını.

Selahattin Eyyubi’nin türbesi
Ağaçsız, çiçeksiz kuru bahçesi,
Olmuş bu üç şehit kuşun yuvası,
Ne de olsa yine üç çamur yığını.

Gurbettir, acıdır şehide bile,
Üçü de üç yerden geldiler dile,
Vatan sağolsun, dileğimiz böyle,
Dediler bana üç çamur yığını.

Bizde gökten düşen gönüle düşer,
Mezarını çayır çimene eşer,
Ağaç diker, çiçek diker, gül döşer,
Anıt olur bu üç çamur yığını.

Aman bir daha görmesem aman,
O üç tümseği andığım zaman,
İçimde büyür büyür kocaman
Üç dağ olur üç çamur yığını.

Åžam’da EmevÄ°ye Camisi yakınındaki Selahattin Eyyubi türbesinin bahçesindeki üç mezar, sonraki yıllarda devletimiz tarafından düzenlenmiÅŸ, mermer kabirler yapılmıştır.
Anısına türküler yakılan, ÅŸiirler yazılan hava ÅŸehitlerimiz için Ä°stanbul’da Fatih Parkında kırık sütunlu bir anıt dikildi. Taberiye Gölü yakınında düştükleri yere büyük bir abide yapıldı.
Bu vesileyle 1940’lı yıllarda ÅŸehit düşen Mersinli Ä°ki pilot ÅŸehidimizi; Mısır’da düşen, Hatice Hoca Tamay’ın oÄŸlu Muammer Öğretmen Tamay’l ve Ä°zmir’de düşen, öğretmen Murtaza Soykal’ın oÄŸlu Ali Rıza Soykal’ı, onlarla birlikte tüm hava ÅŸehitlerimizI saygıyla anıyoruz.
(1) Çağını Yakalayan Türk, Yayına Hazırlayan Ekmeleddin İhsanoğlu, Mustafa Kaçar. İstanbul 1995
(2) Fethi Bey- Tayyareci (1891) İstanbul-1914) Türk havacılığının ilk şehidi. Bahriye mektebini bitirdi. (1907) Havacılık öğrenimi için İngiltere’de Bristol Uçak Fabrikasına gitti (1911) Bir yıl sonra Yüzbaşılığa yükselen Fethi Bey, İstanbul’da çeşitli uçuş gösterileri yaptı. Kahire yolculuğunda şehit düştü. Hatırasına türküler yakıldı, şiirler yazıldı.
(3) Sadık Bey-Tayyareci (Doğ.Selanik-Öl.1914) Türk havacılığının ilk şehitlerinden. Bingazide savaştı, Harbiye Nazırının Yaveri oldu. Fethi Bey katıldığı Kahire uçak yolculuğunda şehit düştü.

“ALTIN KANATLAR NEDENÄ°YLE 1914 Ä°STANBUL – KAHÄ°RE UÇAK YARIÅžMASI – GÃœNDÃœZ ARTAN” baÅŸlığı ile yayaınlandığı  İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni 106. Sayısından alınmıştır.

(y1) Emin ÇÖL hakkında daha fazla bilgi için bu satırı tıklayınız..

Biyografik Bilgi

scroll to top