,

KOSTANTÄ°N MAVROMATÄ° – GÃœNDÃœZ ARTAN

Mavromati.jpg

Mersin’in KentleÅŸmesinde Katkısı Olan Tüccar : KONSTANTÄ°N MAVROMATÄ°

Mersin’de ekonomik hayatın canlanması ve sosyal yaÅŸantının geliÅŸmesinde rolü ve katkısı olanlardan biri ve belki de en önemlisi Konstantin Mavromati olmuÅŸtur.
Sahilde birkaç huÄŸdan ve tahta bir iskeleden ibaret yerleÅŸim yerinden köy, nahiye ve ilçe haline gelmesinde, Mersin’in doÄŸal zenginlikleriyle ekonomik önemini fark eden ve ticaretle uÄŸraÅŸmak üzere, Adalardan ve Kapadokya’dan gelen Rum Ortodoks ailelerin; Suriye, Lübnan ve Mısır’dan gelen Arap Ortodoks, Maroni ve Katolik ailelerin rolü büyüktür. Ermenilerin zanaat, Lâzkiye’den gelenlerin deniz taşımacılığı dolayısıyla katkıları olmuÅŸtur.
Kıbrıs’ın Baf bölgesinden Mersin’e gelip yerleÅŸen Rum Ortodoks Mavromatilerin oÄŸlu Hacı Konstantin Mavromati, çok sayıda fabrika ve görkemli binalar, okullar ve kiliselerle kentleÅŸmeyi de hızlandıran tanınmış tüccar ve fabrikatördür. Ailenin tek çocuÄŸudur. EÅŸi Athena’dan üç kızı (Eleni, Kalyopi, Heremyeri), oÄŸlu (Hacı Hristo Se Do, Andoria, Yorgi, Arjantin, Antonaki) vardır. Mersin’in yakın tarihinde sıkça sözü edilen ekonomik etkinlikler ve yapılaÅŸmada geçen Mavromati adının, sadece baba Konstantin Mavromati’ye ait olmadığı: onun 1905’de ölümünden sonra, iÅŸgalin son aylarında ailece Kıbrıs’ın Baf bölgesine gitmelerine kadarki yıllarda oÄŸullarına da ait olduÄŸu dikkate alınmalıdır. ÖrneÄŸin, gemi acentalığı, Rusya KonsolosluÄŸu gibi iÅŸler oÄŸullarına aittir.
Çukurova’da pamuk ekimine önem verilmesi üzerine Mersin’de bölgenin ilk çırçır fabrikası Ä°ngiliz asıllı Gold tarafından 1863 yılında kurulmuÅŸtu. Çırçır iÅŸine ilgi duyan Mavromati, 1888 yılında Tarsus’ta ilk çırçır fabrikasını kurmuÅŸtur. (Bugünkü Çukurova fabrikaları bu binadır.)
Efrenk deresi kenarında kurduğu 75 beygir gücünde su türbini ile çalışan un fabrikasında yılda 144 ton un üretilirdi. Yanındaki 12 çırçırı olan fabrikada yılda 100 ton pamuk işlenirdi. Ayrıca 80 beygir kuvvetinde gazojen motoru da bulunan fabrika, Cumhuriyetten sonra Cumhuriyet Un Fabrikası olarak faaliyete devam etmiştir.
1886 yılında kurulan Mersin Ticaret Odası’nın kuruluÅŸunda “ÅŸehrin maruf tüccarların” K. Mavromati’nin katkısı olmuÅŸtur.
Mavromati’nin Seyhan ve Ceyhan nehirlerini bir kanalla birleÅŸtirerek Tarsus, Adana ovalarının sulanması ve karşılığında 20 yıl bu araziden pay alma önerili projesi, Saray tarafından kabul görmemiÅŸtir.
Mavromati’nin giriÅŸimleri arasında birkaç konsolosluktan ve gemi acenteliÄŸinden söz edilir. Bu iÅŸlerden bir bölümü oÄŸulları tarafından yapıldığı halde, Mavromati adından dolayı baba Mavromati zannedilmektedir.
K. Mavromati, İspanya konsolosluğu yapmıştır. Konsolosluğun önünde bulunan ve bina önünü kaplayan Gelin Duvağı (Bougainvillea) Çiçeğine Konsolos çiçeği adı bu nedenle verilmiştir.
OÄŸlu Antonaki’nin Rus uyruklu oÄŸlu Hristofos (Tofi) Rus KonsolosluÄŸu (YoÄŸurt Pazarının Silifke Caddesi köşesinde) yapmıştır. (Åžimdiki Silifke caddesine o yıllarda Moskova Caddesi denirdi. KonsolosluÄŸun karşısındaki, ÅŸimdiki 91 sokak da Moskova Çarşısı olarak bilinirdi. Resmî kayıtlara geçmeyen bu adlar halk arasında kullanılmıştı.) Bir oÄŸlu da gemi acenteliÄŸi yapmıştır.
Mavromati, 1866 yılında Azak Han’ın karşısında TaÅŸ Ä°skele’yi yapmıştır. 95 m. uzunluk, 5 m. geniÅŸlikteki ihracat iskelesinde vinç yoktu.
Mavromati, Åžura-yı Devlet azalarından Vayvani ile birlikte 1871 yılında TaÅŸ Han’ı yaptırmıştır. Ä°ÅŸgalde oÄŸulları tarafından Ä°ngiliz iÅŸgal kuvvetlerine tahsis edilen hana, Ä°ngilizlerin Mersin’i terketmesinden sonra Ermeni Lejyonu yerleÅŸmiÅŸtir. KurtuluÅŸtan sonra Milli Emlâk’e geçen TaÅŸ Han, son yıllarda restore edilmiÅŸ, Antik Galeria açılmıştır.
Mavromati 1883 yılında, şimdiki Toros Otelinin önünde bir iskele daha yaptırmıştır.
Mavromati yardımseverliÄŸi ile de tanınmıştır. Bezmi Âlem Valide Sultan tarafından yaptırılan 1870 yılında ibadete açılan caminin inÅŸaatına Mavromati nezaret etmiÅŸtir. Bezmi Âlem Valide Sultan Vakfına ait Cami-i Atik (Eski Cami)’in ihtiyaca yetmemesi üzerine Belediye Meclis ÃœyeliÄŸi ve Belediye BaÅŸkanlığı da yapan Abdülkadir Seydavi, bir cami yapımına giriÅŸmiÅŸti. Mavromati’nin arsasını bağışladığı Yeni Cami’nin yapımına 1900 yılında baÅŸlamıştır. Planı büyük tuttuÄŸundan yarım kalan inÅŸaatın tamamlanması için Mavromati’nin Cemaatinin duymasını istemeyerek 400 altın lira yardım yaptığı söylenir. (Cami, Mersin’in zengin çiftçilerinden Hacı Yakup AÄŸa’nın katkısıyla 1908’de tamamlanarak ibadete açılmıştır. 1977’de yıktırılan Yeni Cami’nin yerinde 1978’de yapımına baÅŸlanan Ulu Cami, 1983’de tamamlanmadan ibadete açılmıştır.)
Mavromati, yapımına girişilen Millet Hastanesi için de maddi yardım yapmıştır.
Evleri
Mersin’in çeÅŸitli yerlerinde geniÅŸ arazilere ve arsalara” örneÄŸin YoÄŸurt Pazarı ve çevresine” sahip olan Mavromati’lerin birkaç evi vardı.
Rum Ortodoks Kilisesinin ve Müftü Camisine kadar uzanan dekovil hattının kuzeyindeki Bahçe Mahallesinde huÄŸların, çardakların, baÄŸdadi ve birkaç taÅŸ binanın arasındaki üç katlı görkemli taÅŸ ev, ailenin ilk evlerindendir. Mavromati’lerin Pazarlar Caddesinde yapılan yeni eve geçmesi üzerine oÄŸluna kalan bu binada Mersin Ä°dadisi açıldı. Ä°ÅŸgalde Fransız Kumandanı tarafından idadinin kapatılmasıyla Fransız askeri hastanesi ve KurtuluÅŸ’tan sonra askeri kumandanlık karargâhı olan binanın bir bölümünde tecim okulu açıldı. Mustafa Kemal’in 17 Mart 1923 günü eÅŸiyle Mersin’i ziyaretinde Gazi, Askeri Kumandanlık Karargâhını ziyaret etti ve okulda bir dersi izledi. Mustafa Kemal’in emriyle Ticaret Ä°dadisi açılan bu bina, 1926 yılında bir gece okulda yatan görevlinin gaz lâmbasını devirmesiyle çıkan yangında tamamen yandı. Yanık Mektep olarak bilinen yerde 1970’li yıllarda Özgür Çocuk Parkı kuruldu.
YoÄŸurt Pazarında binalar yaptıran, alış veriÅŸ merkezi haline getiren Mavromati, Pazarlar Caddesi (ÅŸimdi Mücahitler Caddesi) üzerinde iki katlı taÅŸ malikhaneyi yaptırmıştı. Ailece oturdukları bu evin, doÄŸu tarafındaki bahçeden giriÅŸ kapısındaki mermer sütunların ve kesme taÅŸların Soli Pompeiopolis harabelerinden getirildiÄŸini 1879’da Mersin’e gelen Ä°ngiliz Piskopos Edvin John Davis gezi kitabında anlatıyor. (Bu bina kurtuluÅŸtan sonra müdafaa-i hukuk merkezi olmuÅŸtur. Mustafa Kemal 17 Mart 1923’de Mersin’i ziyaretinde Müdafaa-i Hukuk Merkezini ve alt katındaki Gençler BirliÄŸi’ni ziyaret etmiÅŸtir. Bina daha sonra 1937 yılına kadar Vali Evi olarak kullanılmıştır. Üçüncü kat eklenen bina boÅŸtur. Alt katı çuval imal ve satış yeridir.
Gümrük İskelesinin ve Yeni Caminin (Şimdi Ulu Cami ve Çarşısı) doğrultusunda Toros Oteline kadar bölümdeki binalar ve yolun kuzeyinde (Mübalededen sonra Arabağa Ailesine verilen) binalar Mavromatl tarafından yaptırılmıştır. Şimdi yıkılan Kamer Sineması binasının altındaki pasajın dükkânları ve sözü edilen binalar ticarethane ve işyerleridir. Sinema binasında şehrin ilk Tüccar Kulübü açılmıştı. (Sonra burası pavyon olarak kullanılmıştır.)
Almanya Konsolosu Ä°sviçre asıllı Christman, Mavromati ailesinin kızıyla evleneceÄŸi için konut olarak 1897 yılında Mavromati tarafından yaptırılan iki katlı evin (Atatürk Caddesi üzerinde Atatürk Evi ve Müzesi) mimarı bilinmemektedir. Christman konağı olarak bilinen ev, Christman’ların çocuÄŸu olmadığı için kurtuluÅŸtan sonra Mavromati’nin damadı Fedon Tahinci’ye kalmıştır.
1270 m2 arsanın güneybatı köşesinde bodrum üzerinde iki katlı bina, içten merdivenle baÄŸlı ve bir ailenin kullanmasına göre yapılmıştır. Zemin kata dört yönden girilebilir. Zeminde cadde üzerinde üç dükkân vardır(Yeni düzenlemede Konferans salonuna dönüştürülmüştür) [Son olarak Dösim için düzenlendi]. DoÄŸu tarafında, ‘ merdivenle çıkılan ana giriÅŸ, üstkat balkonunun altındadır. Merdiven basamaklarının önünde çakıl taÅŸlarıyla beyaz zemin üzerinde kırmızı 1897 rakamı ve M-C arması iÅŸlenmiÅŸti. (Åžimdi yoktur) Batıdaki kapıda binaya giriÅŸi, öteki kapılar bahçeye geçiÅŸi saÄŸlamaktadır. Kuzeydeki kapı, büyük terasa açılır. Mutfak ve tuvaletler bahçeye geçilen koridordadır. Odaların ve üst katta salona açılan yedi odanın tavanlarında renkli nakış ve süslemeler vardır. Balkonu taşıyan sütunlar ve pencere frizleri antik dönem özelliÄŸi taşımaktadır. Dökme demir kapı özgün motiflerle süslenmiÅŸtir.
(1972 yılında Nebil Hayfavi tarafından satın alınan binada Toros Koleji açılmıştır. 1976 yılında Kolejin kapanması üzerine boÅŸ kalan binanın, Atatürk Evi olarak kullanılması 1978 yılında belediye encümeni tarafından kararlaÅŸtırılmıştır. 1981 yılında Kültür Bakanlığı tarafından kamulaÅŸtırılan binanın 1985’te baÅŸlanan onarım ve düzenleme çalışmaları tamamlanarak 12 Ekim 1992 de “Atatürk Evi ve Müzesi” açılmıştır.) Yaz aylarında yaylaya gitme âdetine Mavromatiler de uymuÅŸlar, Fındıkpınarı, Gözne ve Buluklu da yazlık evler yaptırmışlardır.
Bahçecilik
O zamanlar Hıristiyan Köyü denilen ÅŸehrin kuzey kesiminde (ÅŸimdi Osmaniye Mahallesi), 53 dönümlük bir bahçe kurmuÅŸtur. 30 dönümü Sakız ve Rodos’tan getirttiÄŸi fidanlarla mandalin bahçesi, kalan bölümü zeytinlik idi. Sonra Dörtyol portakalı ve turunç fidanları dikilen bahçe , KurtuluÅŸ’tan sonra Mersin Ziraat Odası tarafından iÅŸletilmiÅŸtir (Mustafa Kemal 1925 yılında eÅŸiyle Mersin’i ziyareti sırasında bu bahçede verilen öğle yemeÄŸi sonrasında eliyle portakal kopararak yemiÅŸtir).
Okullar
Mavromati, cemaati için Aya Georgios Rum Ortodoks Kilisesinin yanında, Zeytinlibahçe Caddesinde ve Hıristiyan Köyünde (şimdi Osmaniye Mahallesi) üç okul yaptırmıştı.
Rum Ortodoks Erkek Mektebi (1905 yılında 8 sınıflı, 5 öğretmen ve 120 öğrencili okulda Türkçe ve Fransızca yabancı dil olarak öğretiliyordu, beden eÄŸitimi dersi de vardı). Kilisenin yanındaki okul, KurtuluÅŸ’tan sonra Mersin Orta Mektebi ve Cumhuriyet Ä°lk Mektebi olmuÅŸtur.

MAVROMATÄ°’NÄ°N MEZARI
HAKKINDA EK BÄ°LGÄ°LER
Mezarın kapı kenarında görülen “Yakovas Rigos yaptı, 1906” yazısından yapan ustanın adı ve yapım yılı anlaşılmaktadır.
Mezar iki yıl önce soyulmuÅŸ, içindeki “Mermer Masa” ve iki adet “Bronz Åžamdan” çalınmıştır.
Mavromati’nin mezarı bir Yunan tapınağı ÅŸeklindedir.
Anıt Mezar açıldığında baÅŸucunda duran Mavromati’nin mührü bugün Merzeci Ailesi koleksiyonunda bulunmaktadır.
Mezarın taÅŸları Girit (ya da Rodos’tan) ten gelmiÅŸtir.
Mersin Belediyesi yol yapımı nedeniyle Mavromati’nin mezarını ÅŸehir mezarlığına taşımayı planladığında; müteahhit “Muhlis Göksun” ve “KadıoÄŸlu Fahri Merzeci” ye, mezarın aynı modelde küçültülmüş olarak ÅŸehir mezarlığına kurulması koÅŸuluyla mezarın taÅŸlarının ihaleyle satılmasına karar verilmiÅŸtir.
Mezara ait mermerlerin bir kısmı, Vali Tevfik Sırrı Gür zamanında, inÅŸaa edilen “Mersin Halkevi”ne bağışlanmıştır. Bir kısım mermer parçalar, o dönemde Antepli helva imalatçıları tarafından satın alınmıştır.
A. Murat MERZECÄ°

Rum Ortodoks Kız Mektebi Mavromation Partena Gogogion (Georgeion) (1905 yılında 7 sınıflı , 4 öğretmen ve 200 öğrencili okulda Yuva bölümü vardı). Kilisenin karşısında Mavromati tarafından 1890’da inÅŸa edilen mermer havuzu, mermer merdivenli bahçesi olan binada KurtuluÅŸ’tan sonra Çankaya Ä°lkokulu açılmıştır.
Hıristiyan Köyünde (şimdi Osmaniye Mahallesi) Rum Ortodoks Okulu iki bölümden oluşuyordu. İlkokul ve lise bölümlerinde yaklaşık üçyüzdörder öğrenci karma öğretim görüyordu.
Kiliseler
Mavromati, 1885 yılında Ayios Georgios Rum Ortodoks Kilisesini yaptırmıştır. Çifte çan kuleli, büyük kubbeli görkemli kilise kurtuluÅŸtan sonra Zafer Camisi haline getirilmiÅŸtir… …
Ölümü
Mavromatı bir yere gidip döndüğü zaman Mersin’deki bütün kiliseler çanlarını çalarak onu selamlarmış.
Konstantjn Mavromati 1321/1905 yılında ölünce KuruçeÅŸme’nın karşısındaki Rum Ortodoks mezarlığına gömülmüş, mermerden görkemli lahit mozole yaptırılmıştır. 1930’lu yılların ortalarında Åžehir Mezarlığı yaptırılınca ÅŸehir içindeki mezarlıkların nakledilerek kaldırılması sırasında lahit mozole Åžehir Mezarlığına nakledilmiÅŸ, mezarlığın giriÅŸ kapısının karşısında küçültülerek yeniden kurulmuÅŸtur. Muhlis Göksun tarafından nakledilerek yeniden kurulan lahit mozole’nin içinde deÄŸerli bir ikona vardır… …
İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni Temmuz/Ağustos 2002 -115 Sayısından alınmıştır.

Biyografik Bilgi

scroll to top