,

KULELİ KONAK’TAN GAZİPAŞA’YA – VAHAP KOKULU

vk2.jpg

19.Asrın son çeyreği. Geç Tanzimat dönemi.
Anadolunun güneyinde, Akdeniz kıyısında bir “bucak” doğmaktadır.
Nam-ı diğer Mersin Mutasarrıflığı.
Mersin’e göçlerle yerleşenler “Kent”leşmenin birçok öğesini süratle yerine getirmektedirler.
***
Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Türk, Arap, Kürt, Süryani ve Ermeni, Beyrutlu, Niğdeli, Lazkiyeli, Girit kökenli, Çerkez’i, Nusayri’si, Maroni’si, Alevi’si.
Toros dağlarından ulaşan murt ile kekik ve Akdeniz rüzgarına eşlik eden balık ve yosun kokuları ile yaşam keyfi veren, mahallelerini,evlerini,ibadethanelerini,ekmek teknelerini kurmaktadırlar..
Ezan ve Çan seslerine karışan kumru, serçe ve saka kuşlarının ötüşleri kente hakim olan doğal ve bitip tükenmeyen musikidir.
Bir de Martı’ların kanat çırpışları.
Mersin Fener’i koca Akdeniz coğrafyası iş dünyasına adeta göz kırpmaktadır.(1880)
***
En batı’da Müftü Camii.
En doğu’da Latin Katolik Kilisesi,
Kentin ortasında Bezmi Alem Valide Sultan çeşmesi adeta kumsalla öpüşmektedir.
Çeşmenin sığındığı Eski Cami duvarına çok yakın mesafede,
Nadir ailesinin armağanı Arap Ortodoks Kilisesi;
Mavromati’nin armağanı çift kuleli, kubbeli Ayios Georgios Kilisesi;(Vali Tevfik Sırrı Gür zamanında tamamı yıkılmıştır) kumsala en yakın mesafede Gümrük meydanı ve Yeni Cami…
**
Akdeniz’e uzanan taş,tuz ve gümrük iskelelerinin hamalları, açıkta duran gemilerden iskelelere yük,yolcu taşıyan teknelerin tayfaları,tüccarlar,simsarlar,denizciler,Ama Hıristiyan,ama Müslüman,vakit geldiğinde hemen yanı başlarındaki ibadethanelerine dağılmaktadırlar..
Dua’lar bereket, huzur ve barış üzerinedir.
***
Mersin’de gelişen burjuvazi , bucağın batı kıyısında konaklar,malikaneler inşa etmektedir.Yine Akdeniz’e sıfır,kumsala sıfır.
Akdeniz’le kucaklaşmaktadırlar. Konakların, malikanelerin ön veya arka bahçeleri çiçek bahçesi, portakal bahçesi…
Akasyalar, begonviller, mimozalar, erguvanlar, hurma ağaçları.
“Çamlıbel” diye güzelliklerini maziye terk ettiğimiz coğrafya işte tam burasıdır.
**
Vadih Naccar adlı bir tüccar ilk kuleli malikaneyi inşa eder,
Şimdilerde Çamlıbel’de, Altınanahtar sitesi civarı köşe başında,
Yeşil boyalı, ilk yapıldığında kuleleri kubbeli,
Şimdilerde kuleleri açık malikane.vk2
Eczacı Çiftçi Hanna Butros o malikanenin hemen arkasına yine iki kuleli konak inşa eder,1000 m2 civarında alanın yol cephesine
Mermer merdivenlerle konağın kapısına ulaşılan,
Konağın içinde yine mermer merdivenler ve mermer taban döşemeli odalar, odalar, İç balkonlar.
İç balkonların dantel misali süslü korkuluk demirleri.
Bahçesinde mermer havuz, mermer çeşmeler.
Bahçede dolaşan onlarca çeşit kümes hayvanı. Tavus dahil.VK04

Gazi Pacha Kız Mektebi - Mersine

Gazi Pacha Kız Mektebi – Mersine

Bu iki malikane şimdilerde Kiremithane ve Kültür Mahallerinin Şatolarıdır adeta. Derebeyi yoktur Mersin’in ama. “Şato”ları vardır geçmiş gün. Çevresini mağrur kulelerinden seyreden.
Bir de Akdenizi.
**
Akdenizin kıyısında yeni doğmakta olan bucak yaşayanlarının ana dili henüz “Türkçe” değildir. Arapça, Osmanlıca, Fransızca, Rumca hakimdir sokaklara evlere,
Ve Girit ve Selanik mübadillerinin kırık Yunancası.
**
Mersin’de yaşamağa başlayanlar zenginliği,refahı, ekmeği ucundan yakalamış olsalar bile,
“eğitim”e muhtaçtırlar, eğitime aç’tırlar. Eğitime hasret’tirler.
Mersin kiliseleri mekanları içerisinde ve çevresinde kilise cemaatleri din görevlileri ve çocukları eğitilmektedir kızlı erkekli.
***
Osmanlı devlet idaresinin geliştirdiği maarif komisyonları bir Hızır misali Mersin’e ulaştığında gelir sağlamak adına “Maarif Otelini açmışlardır.
Maarif oteline yakın “taş” iskelenin geliri maarif yatırımlarına kaynak olur,
Maarif komisyonu cemaati azalmış ufak tefek kiliseleri cemaati ile anlaşır,mekteplere dönüştürür,İlk adı “Numune” olan “Kayatepe” öyle doğar.(1896)
Mahmudiye mahallesinde İnas (kız)iptidai (ilk)mektebi açılır,
Eski cami yanında Cam-i Atik iptidai mektebi açılır,
Hamidiye (Müftü) mahallesinde kız erkek karışık İptida mektebi açılır(1902)
**
Ve çok şükür,
1909 yılında 5 yıllık Mersin İdadisi bir ışık olur o mahallerde yaşayan Müslümanlara,
Kayatepe’dir yine o bina.
Ne çare ki, tüm Mersin mutasarrıflığında eğitim veren ve eğitimden yararlanan kişi sayısını toplasanız,şimdilerde sadece bir kasabanın tek ilköğretim okulu kadrosu kadardır.
(1940’lı yıllara dek Mersin’li gençler her gün buharlı sabah treni ile Adana’da liselere gitmiş, akşam dönmüşlerdir)
**
Mersin’in batı mahalleri aydınlanmağa başlamıştır.
Peki ya doğu mahalleler, Kiremithane, Bahçe, Hamidiye.
Aydınlanmağa hasrettir.
**
Şato’ların, konakların kümeleştiği, Arap kökenli ailelerin sığındığı Kiremithane mahallesinde Okul yoktur, Ezan ve çan sesleri dinlenirken,gönüllü hocaların evlerinde birkaç kişilik gruplara “İslam din kültürü” öğretilebilmektedir öğretim ve eğitim adına.
Lazkiye’den, Şam ve Halep’ten Hayfa ve Kuzey Afrika’dan Anadolu’nun Mersin’ine göç edenler, hala geldikleri topraklardaki Arapçayı kullanmaktadırlar.
O “Arapça” dahi giderek kimliğini kaybetmektedir. Okulu, medresesi yoktur. Kulaktan kulağa,sözden söze geliştirilen yeni bir “Arapça” doğmaktadır adeta.
***
Kiremithane mahallesinde “mektep” binası yerine,
Cami ve Hamam yapılmaktadır. Tahtalı Camii ve Hadra Hamamı böyle doğmuştur (1905)
Adeta Kuleli şatolara inat!
Belki de Ruh ve ten temizliğinin “güç” kaynağı olduğuna inanılmaktadır.
**
Maarif komisyonu Mersin’in batısındaki maarif ihtiyacı için
Hanna Botros’un Kuleli konağını istimlak etmeğe karar verir,
İstimlak şimdiki Gazipaşa okulunun bulunduğu parselin tamamını içermektedir
12.000 lira istimlak bedeli lazımdır.
Maalesef Maarif komisyonunun kasasında 7000 lira vardır.
Heves kursakta kalmak üzeredir.
Üstelik 1918 -1920-1922 savaş yıllarıdır.
Mersin’in işgalden kurtarılmasının savaşları zamanıdır.
İstimlak dosyası rafa kaldırılır.
*VK04
1923 yılı 17 Mart ayı.
Cumhuriyet’e kavuşmağa yedi ay kalmıştır. Mersin Gazi ye ve eşine ilk kez kavuşmanın mutluluğunu, keyfini yaşamaktadır. Kiremithane sokaklarında bir başka heyecan vardır.
Gazi mahallenin sahil tarafında “Millet “bahçesinde nutuk verecektir.
Millet bahçesi bu muhteşem gurura hazırlanmaktadır.
Gazi nutuk öncesinde millet bahçesinin çevresindeki mahallelerde de dolaşacak, halkla selamlaşacaktır.
**
17 Mart öğle vakti.
Kaptan Mehmet Hadra Ağa’nın oğlu Osman Hadra (Öztep), mahalledeki çocukları,gençleri toplamaktadır.“Arapça” tellallık yaparak sokak sokak , ev ev dolaşmaktadır.
Amacı o mahalleye sığınmış ilk Mersinliler olmuş Arap kökenli ailelerin çocuklarından müteşekkil bir ihtiram mangası ile Gazi’ye ihtiram duruşu yapacaklardır.
***
Gazi Mustafa Kemal mahalleden geçerken tespih gibi dizilmiş temiz giysili çocukları görür,
Arabasından iner, üniformasını, kalpağını düzeltir ve yaklaşır ve bu ihtiram mangasının komutanını öper alnından.
Kaptan Mehmet Hadra Ağa’nın oğlu Osman, Gazi’ye teşekkür ederken kırık bir Türkçe kullanmanın mahcubiyetini yaşamaktadır. Gazi’nin sıcak eli ile saçını okşaması teselli olur.
**
Gazi ,Osman Hadra (Öztep)nın babasını buldurur.
Hadra hamamını yapan Kaptan Hadra’yı.
Millet bahçesine dönen yolun başındaki Hanna Botros’un kuleli konağını işaret eder.
-“Mahalle eşrafından 5000 lira lazım? Konağı, mektep yapacağız. Derhal. Şimdi!, torunun Osman ihtiram mangası kurdu, siz eşraf istimlakin kaynağını bulmalısınız!
-“Emredersin” der Hadra Hamamı sahibi ve armatör Mehmet Hadra Ağa.
-“Emredersin”. Der ve maarif komisyonunun ihtiyacı 5000 lirayı şahsen ödeyeceğinin sözünü verir.
-“Okulun adı Hadra Mektebi olsun o zaman” der, Gazi. ”Hadra Hamamı”na ek.
Kaptan Hadra -“Sen” varken “Sen Gazi ” varken der saygı duruşu ile, “Benim ismime ne hacet!”
Okulun adı “Gazipaşa”olur böylece ve “Kız mektebi” olarak eğitime açılır. Üstteki ilk fotoğraf altında öyle yazılıdır.
***
Kayıkçılar Reisi Hadra Ağa, Cumhuriyetin kuruluşuna tanık olur ve 2 yıl sonra vefat eder. Mezarı Mahmudiye Mahallesindeki Endüstri Meslek Lisesi yerindeki eski mezarlıkta “yok” olmuştur.
***
Kuleli konak Gazipaşa İlkokulu 1960 yılında mermer merdivenleri, balkonları, havuzları ve kümesleri ve çeşmeleri ve kuleleri birlikte yıkılır, yok olur. Kümeslerdeki kanatlılar ise enkazcılara öğle menüsü.
***
Kuleli Konak’ın yerine yapılan binaların içi, odaları dolu olsa bile, mimari estetiği ve zarafetten’; “Güzelden” ve “Güzellikten” yoksundur.
Halen bahçe avlusu bile metal korkuluklarla ikiye bölünmüştür.
Kuleli Konak’tan yadigâr doğu duvarda birkaç çam ağacı ve avluda bir okaliptüs ağacına Allah uzun ömürler versin.
***
Arapçadan , Osmanlıcadan Fransızca ve Rumcadan başka bir dil bilmeyen mahallenin ihtiram mangası dahil binlerce evladına “Türkçe”nin eşsiz güzelliğinin öğretilmesine şahit olmuş sıcak, zarif, eşsiz mermer taşlı merdivenler, döşemeler, korkuluklar, odalar, taş duvarlar, kuleler birkaç günlük katliamla “hurda”ya dönüştürülmüştür.
***
vk5Kaptan Mehmet Hadra Ağa’nın halen yaşayan evlatlarının torunları ve torunlarının övünç kaynağı bir bina vardır mahallede.
Lazkiye’den gelerek yeni vatan topraklarının bağrına sığındıkları, Kiremithane mahallesindeki restorasyonu biten Hadra hamamıdır. Şimdilerde Akdeniz Belediyesi kültür sanat merkezi olma yolundadır. Emeği geçenler sağ olsun. (*y1)
***
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığında aslı; Hadra ailesi bireylerinde noter tasdikli sureti olan muhterem bir belgeden söz etmek artık hak’tır, vefa’dır. O’da
TBMM İcra vekilleri heyeti reisi Mareşal Gazi Mustafa Kemal imzalı “takdir” beratıdır.
Yıl 1923
“Mersin Umuru maarifinin inkişafı için 5000 lira teberru etmek suretiyle ibraz-ı maarif-i perveri eyleyen kayıkçılar reisi Hadra Ağa’nın üçüncü rütbeden maarif nişanı ile taltifi………muvafık görülmüştür.”
***
Bu takdir kararının yazılışı da ne yazık ki “Türkçe”ye yetişememiş,Osmanlı’ca yazılmıştı..
Harf devrimine yani Latin Alfabesini kullanmaya daha beş yıl vardır.(**)

Şimdi Kiremithane mahallesinde Silifke Caddesi üzerinde şu tabelalar okunur sırayla;
Çankaya İlköğretim Okulu (Yadigar binanın bahçesine betonarme yapı kondurulmuştur)
1946 yadigarı Eski Halkevi Binası -Mersin Kültür Merkezi (Mersin Devlet Opera ve Balesi)
Mersin Arkeoloji Müzesi
Gazipaşa İlköğretim Okulu (Kuleli Konak’ın yıkılan alanındaki betonarme yapıdır)
Atatürkçü Düşünce Derneği
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği
Avniye –Tahtalı Camii (Açılış 1898-restorasyon 2012)
Arap kökenli bir ailenin (Beyt-il Mühr) kendi imkanları ile restore ederek kente armağan ettikleri tipik bir Akdeniz evi,
Ve ara sokakta Dünya Şampiyonu Mersinli Ahmet’in doğduğu ev
Ressam Ahmet Yeşil ustanın evi ve atölyesi
Silifke Caddesinin adı “Aydınlanma caddesi” olmalıdır.
—————————————————————————————————–
(*) Bu olay taltif belgesinde adı geçen Kayıkçılar Reisi Hadra Ağa’nın oğlu rahmetli dedem Abdulkadir Hadra ve yine rahmetli kızı annem Cemile Kokulu’nun ve Hadra, Öztep ve Kutlu ve Işıktan aile bireyleri kardeşlerimin hafıza ve yüreklerinde saklı anılar kaynaklıdır. Mikro tarih çalışmalarına destek amacıyla yazılmış ve Sn. Şinasi Develi ve rahmetli Gündüz Artan’ın kitap ve makaleleri kaynakları ile zenginleştirilmiştir.
(**) Türkler 10. yüzyıldan itibaren İslam dini ile birlikte (eskiden İslam kültürünün vazgeçilmez öğesi sayılan) Arap alfabesini de Türkçe ses sistemine uyarlayarak benimsemişlerdi. Bunu izleyen 900 yıl boyunca Türkçenin gerek Batı (Osmanlı) gerek Doğu lehçeleri, Arap alfabesinin Türkçeye uyarlanmış bir biçimi ile yazıldı (Vikipedia)

(*y1) Hadra Hamamı konusunda Vahap Kokulu’nun yazısı için bu satırı tıklayınız. 

İşletme ve Maliye Akademik eğitimi almıştır. Mersinde çeşitli dernekler yönetiminde, etkinliklerinde yer almıştır. "Şurup Tadında Mersinliler" yazı dizisi ile dergilerde, sosyal medyada kent yaşamı zenginliklerini araştırmakta, yazmakta ve anlatmaktadır.

scroll to top