Ä°lçemiz, Müze Müdürlüğüne, baÄŸlı bulunan Silifke, Mut, Gülnar ve Aydıncık hinterlandında çok fazla sayıda antik kent ve yerleÅŸim alanı bulunmaktadır. Halkımız tarafından bilinen belli baÅŸlı antik kentlerimiz, Cennet – Cehennem’i (Paperon) Ayatekla (Hg. Thecia), Uzuncaburç (Diocaeserea), Aydıncık (Kelenderis),
Alahan (Apadnos) dur. Bunun yanında özellikle yabancı uzmanlarca etütleri yapılmış olan Balabolu (Adrassus), Sinobiç, Meydancıkkale, Dağpazarı (Korapissos), Holmi, Karakabaklı, Sinekkale, Olba, Cambazlı, Aphrodisias (Köselerli), Susanoğlu (Korasion), Mut (Claudiopolis) gibi önemli yerleşim alanları da mevcuttur.
Bölgemizde yüzey araştırması 5. yy. inmekle ve zengin arkeolojik kalıntılara sahip olmakla birlikte, uzmanların kazı için bölgemize gelmeye başlamaları 1950 li yılların sonlarına rastlar.
Alahan manastırında ilk çalışmalar 1954 yıllarında başlamıştır. Kazı çalışmaları sonunda toprak altında kalan alan, Batı Kilise ve Vaftizhane ortaya çıkarıldığı gibi, Doğu Kilise tabanında temizlik çalışmaları yapılmıştır. Bu yapıları birbirine bağlayan teras düzenlenerek rahatça gezilebilir bir hale getirilmiştir.
Doğu Kilisesi, terasın sonuna inşa edilmiştir. 22x15x15 ebatlarında olan kilisenin, özellikle sütun başlarındaki hayvan motifi süslemeleri döneminde taş işçiliğine ne kadar önem verildiğini göstermektedir.
Batı Kilise ise 35×17 ebatlarındadır. Bu kiliseye Evangelistler Bazilikası da denmektedir. Kapı lentolarındaki kartal SÄ°. Mark’ı, boÄŸa, St. Luke’yi, aslan, SÄ°. John’u temsil etmektedir. M.S. 5. yy. yapıldığı belirtilen yapıdaki taÅŸ süslemeleri de son derece dikkatle yapılmıştır. DoÄŸu ve Batı kiliseleri arasındaki vaftizhane ise 10.4×8.8 ebatlarındadır. içerisinde mermerden yapılmış ve haç ÅŸeklinde vaftiz çukuru bulunmaktadır.
Aprodişias örenyeri ise, Silifke-Anamur karayolu üzerindedir. Bugün yanına yapılan tatil köyü nedeniyle Tisan olarak bilinir. Kazı çalışmaları 1967-1970 yılları arasında Ludwig Budde tarafından yapılmıştır. Yarımadanın üst kısmında ve denizden gelecek saldırıları önlemek amacıyla dik kayaların olmadığı yerlerde kiklopien taşlarla örülmüş sur duvarları mevcuttur. Güney surları üzerine 10 kuzey surları üzerinde ise 8 adet gözetleme kulesi bulunmaktadır.
Denize yakın-bölümlerde ise çok miktarda taş yığınları vardır. Ancak, kazı tamamlandığından taşların altındaki yapıları tanımlamak olanaksızdır.
Kazısı tamamlanan ve tam olarak ortaya çıkartılan tek yapı SÄ°. Pantelean Kilisesidir. Yarımadanın kuzey ucunda ve Köselerli Adası’nın karşısındadır. Kilisenin bir önemli özelliÄŸi M.Ö. 4. yy, da da Hristiyanların dinsel saÄŸaltımı ön planda tutmalarını gösteren mozaik kitabeleridir. 1. Kitabe de “Gemi sahibi Pautos yeniden saÄŸlığına kavuÅŸturmak için, verdiÄŸi sözü yerine getirdi” 2. Kitabede de “Bir kere daha Olimpas’un oÄŸlu Paulos bu mozaiki kendinin ve oÄŸlunun selameti için yaptırdı” 3. Kitabede “Dini görevli Yahya Theodoros’un oÄŸlu Archdeacan Theodoros’un oÄŸlu Yuhanna bu mozaiki geçmiÅŸte verdiÄŸi bir söz üzerine yaptırmıştır” 4. Kitabede ise “Asil Paulos Olimpas’un oÄŸlu hastalığından kurtulduÄŸu için aziz Panteleon’a şükranlarının ifadesi olarak bu sütunlu holü yaptırdı” ibaresi bulunmaktadır. Aphrodisias antik kentinde kazı çalışmalarının devamı durumunda yeni buluntuların ve binaların çıkacağı muhakkaktır.
Uzuncaburç antik kentinde ise 1959-1960 yıllarında Prof. Dr. Yusuf Boysal Zeus mabedinin temizlik çalışmalarını yapmıştır. Boysal kazı çalışmalarının baÅŸlanğıç aÅŸamasında iken 1960 herakatı nedeni ile çalışmalarını durdurmuÅŸtur. Çalışmalar 12×6 sütun dizini olan ve korint tarzındaki Zeus Ol bios mabedinin iç kısmında ve Temenosla mabed arasındaki alanın kuzey-batı ve güney taraflarında yapılmıştır.
1993 yılında, Silifke Müze Müdürlüğünce yapılan tiyatro kazısı ve çevre düzenlemesi çalışmaları tam olarak bitirilememiÅŸtir. Diozama’ya kadar dolu olan tiyatronun anditorium’unda yapılan çalışmalarla 17 oturma sırası ortaya çıkarılmıştır. Sahne önü (Preskere) çalışmalarında ise sahne binasına ait, sütunlar sütun baÅŸları, petek taÅŸları ve architrav taÅŸları bulunmuÅŸtur. Architrav taÅŸlarının birindeki kitabeden dolayı tiyatronun MarcusAeriu (161180) ve Luces Verus (161-169) tarihlerinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Silifke’de yapılan kazı çalışmalarında ise Jüpiter Tapınağı kalıntılarının büyük bir bölümü ortaya çıkartılmıştır. 8×14 sütun dizisi olan tapınağın sadece bir sütunu üzerindeki baÅŸlıkla beraber ayakta durmaktadır. Kazı öncesi Pseudodipteros olduÄŸu yazılan mabedin kazı neticesinde Peripteros olduÄŸu anlaşılmıştır.
Ayrıca, elde edilen bilgilere göre yapılan çalışmalarda, mozaikli tabanı bulunan ancak net olarak yapısı hakkında karar verilemeyen
alanda bir adet mermer imparator heykeli bulunmuştur. Kazı aralıklarla devam etmekte olup bitirilememiştir.
Gülnar ilçesi, Meydancıkkale sitinde yapılan çalışmalar 1994 yılına kadar devam etmiştir.
Çalışmaların baÅŸlamasındaki ana sebep Meydancıkkale’nin bir Hitit merkezi olma düşüncesiydi. Ancak, Helenistik döneme ait yapılar ve 5215 adet sikke veren kazı bence amacına ulaÅŸmıştır. Çünkü, Suriye – Trakya Bergama, Makedonya gibi önemli bölgelerin krallarına ait sikkeleri kapsayan buluntular Silifke Müzesi’nin önemini bir kat daha arttırmıştır. Meydancıkkale sitinin güney-doÄŸu ucunda surların altında bulunan M.Ö. iV. yy . ait karyatif heykeller müzede sergilenmektedir.
Bölgemizdeki son kazı çalışmaları Kilisetepe Höyüğünde yapılmaktadır. Prof. Dr. Nicholas Postgate’nin yönetiminde 1994 yılında verimli buluntu merkezi olduÄŸu kanısına varılan Kilisetepe’nin 1995 sezonunda en üst tabakada, Bizans dönemine ait bir kilise duvarı, sütun başı ve mozaik parçaları bulunmuÅŸtur. Altındaki tabakada henüz Helenistik mimariye rastlanmamasına raÄŸmen, bol miktarda Helenistik seramik bulunmuÅŸtur. Erken Tunç (M.Ö. 3000-2500) dönemine ait2 kase, 1 tabak veren Kilisetepe kazısında demir çağına (1500-750) ait yanmış bir binaya rastlanmıştır. AynıTepe de Geç Tunç dönemine (M.Ö. 2000-1200) ait 2 adet Hitit mührü (Hiyeroglif) bulunmuÅŸtur. Bu alanda görülen seramik tabakası demir devri ile bronz devri arasında bir geçiÅŸ olabilir düşüncesindeyiz. Ancak, kazılar çok yeni olduÄŸu için ileriki kazı çalışmaları daha net bilgiler verecektir.Åžinasi BAÅžAL – Silifke Müze Müdürü –
*Bu yazı “İçel Sanat Külübü” Aylık Bülteni “Ekim 1995 – 40. Sayı” sından alınmıştır.