,

SOLOI /POMPEIOPOLIS KAZILARI – REMZİ YAĞCI

Soli.jpg

Soli/Pompeiopolis, uygarlık tarihinde birçok büyük antik kent gibi, yıkım, göç, doğal afet ve yeniden kurulma sürecini yaşamış; 33 sütunlu anıtsal caddesi, ona bağlı limanı ve çevresindeki geç antik döneme ait birkaç yapısı ve höyüğü ile günümüze değin ulaşmıştır. Pompeiopolis, öncelikle bir Roma kenti olarak kuruluşunu bu kente adını veren general Pompeius’a (2) borçludur. Kuruluşunun 209. yılı anısına basılan Antoninus Pius (İ. S. 138-161) dönemine ait bir sikkeye (İ.S. 143/144) göre, Pompeiopolis’in kuruluşu İ.Ö. 66/65 olmalıdır. Bu tarihler, Pompeiopolis’in Roma şehircilik anlayışına göre yeniden tasarlanması açısından bir dönüm noktasıdır.(3)
Yukarıda sözü edilen, kentin kuruluşunun anısına basılan sikke göz önüne alınırsa, 1999’daki kazılar, Pompeiopolis kentinin kuruluşunun 2066/5. yıldönümünde başlatılmıştır…
Soloİ/Pompeiopolis’in ‘klasik dönemleri’ içeren tarihini özlü biçimde ünlü coğrafyacı Amasyalı Strabon (İ.Ö. 64/3-İ. S. 21) vermektedir:
“Lamos’fan sonra önemli bir kent olan Soli’ye gelinir. Burası Issos’u da içeren diğer Kilikia’nın başlangıcıdır. Soli, Akhaialılar vo Lindos’tan gelen Rhodoslular tarafından kurulmuştur. Kentin nüfusu azaldığından, Büyük Pompeius korsanlardan geriye kalanlardan en önemli ve bağışlanmaya layık olanlarını buraya yerleştirdi ve kentin adını Pompeiopolis olarak değiştirdi. Soli’nin ünlü yerlileri arasında, babası Tarsos’tan göç elmiş olan stoik filozof Khrysippos; güldürü şairi Philemon ve nazım tarzında yazılmış olan “’Phainomena” adlı yapıtın yazarı Aratos vardır”
Strabon’un da belirttiği gibi, Soli/Pompeiopolis klasik dönemlerde coğrafi özelliklerine göre ikiye ayrılan Ovalık Kilikia = Kilikia Pedios (lat. Campestris) ve Dağlık Kilikia = Kilikia Trakheia (lat. Aspera) arasında bir sınır oluşturmaktaydı. Ününü, Solon ile birlikte buraya gelen Atinalıların, zamanla dili bozarak Grekçeyi aykırı konuşan halkına (soloikizein) borçludur. “Söz dizimsel yadsınlık” olarak tanımlanan bu aykırı kullanım daha sonra batı dillerine ‘soloikismos’ (lat. soloecismus) biçiminde bir ‘gramer terimi’ olarak geçmiştir.
‘Soli’ adının kökeni şimdilik klasik dönemlerden önceye gitmemektedir. Soli’nin kurucusu olduğu düşünülen, Solon’dan (4) ötürü ya da ekonomik kaynaklarıyla ilişkilendirilerek, solos = ‘madeni külçe’den türetildiğine ilişkin iki varsayım öne sürülmektedir.İ.Ö.II. bindeki (Hititler: Neşiler Dönemi) adının ise Ellipra ya da Sollusa olabileceği varsayımları üzerinde durulmaktadır.
Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nün bir projesi olarak ilk kez 1999 yılında başlatılan kazılar İki yıldır sürdürülmektedir.(5) 2000 yılı kazıları, Kültür Bakanlığı, Mersin Üniversitesi ve Mezitli Belediyesi tarafından desteklenmiştir.(6) Kazılar 2000 yılında da, 1999’da olduğu gibi İki bölgede sürdürülmüştür.
A.Soli Höyük
B.Sütunlu Cadde
A I, Mimari
Soli Höyük’te 2000 yılında geçen yıl açılan tepede D4, D5 açmaları ile terasta H3 açmalarının çevresindeki D6, E4, E5, E6 ve F3, G3, I3 açmalarında yoğunlaşılmıştır. Böylelikle tepede ve terastaki mimari kalıntıların ilişkisini belirleme ve tam bir planının elde edilmesi amaçlanmıştır. 1999 yılında tepede ortalama 20.50 m. Yükseklikte açığa çıkarılan İki sıralı bloklardan (1.00 x 0.50 m.) oluşan platform parçalar halinde bu yıl D5 ve D6ta da izlenmiştir. Güneydoğu kuzey batı, yönünde dere taşlarından örülmüş (yük 3m.) kuru örgü duvarın gerçek İşlevi ve tepedeki platform ile bağlantısı henüz belirsizdir. Önümüzdeki sezonda yapılacak kazıların, Soli Höyüğün tepesindeki yapılara İlişkin daha kesin bir bilgi vermesi beklenebilir. Beaufort’un 1812’de çizdiği ölçekli plan ve bu planla İlgili anlatımları, bu platformun savunma amaçlı yapılmış kulelere ait olabileceğini düşündürmektedir.
Bu yıl G3 ve H3 plan karelerinde yoğunlaştırılan kazılar, tepedeki mimariye göre daha belirgin sonuçlar vermiştir. Geçen yıl H3 açmasında kesitte kavislenen basamakların ve üzerindeki podyumun bu yıl G3 açmasındaki devamının araştırılması sonucunda açığa çıkan kalıntılarla, bu basamakların ve podyumun Soli tiyatrosunun arka duvarına ait olduğu artık kesinlik kazanmıştır. Böylece XIX. yy. gezginlerinin çizdiği planlarda görülen tiyatronun yeri, arkeolojik olarak da kesinleşmiştir.
A II. Buluntular
Soli Höyük’te gerek tiyatro kontekstinde gerekse tepede, yukarıda adı geçen açmalarda ele geçen buluntulara göre; Soli Höyük’te parlak bir Hellenistik Dönem yaşanmıştır. Bu devri eskiye doğru Klasik, Arkaik ve Geometrik Dönemler izlemektedir. Bu yıl tepede E5, E6, D6’dan döküntü olarak (18.41 m.-20.44m.) bulunan orak ve dilgi parçaları ve dibek taşları Soli’nin yerleşim tarihini oldukça geriye (Neolitik Kalkolitik) devirlere çekmektedir. 2000 yılı buluntularına göre; Soli Höyük, tarih öncesi devirlerden beri yerleşilmiş önemli bir kent merkezdir. Hellenistik Dönem kap parçaları başlıca aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:
1) Daldırma firnisli kaplar
2) Rulet-Palinet baskılı kaplar
3)Megara kaseleri
4)Batı Yamacı (West Slope’) seramiği
Bunlardan 3. Gruba ait tipler içinde (7) kalıp-kabartma tekniğinde yapılmış uzun yapraklılar ve alt grubu ‘uzun petalliler’ (kaburgalılar), ‘kozalak tipliler’, ‘küçük yapraklılar’, figürlüler (örn: Herakles, miğfer tutan Athena), Homerik (mitolojik) sahneliler (örn: Achilleus, Nestor ve Athena yazıtlı bir parça) dikkati çekmektedir.
4.Gruba ait yoğun olarak; kase, tabak ve klasik kap biçimleri olan skyphos, kantharos, amphora, ainokhoe parçaları (8) ele geçmiştir. Bunların bir kısmı dışalımdır. Bezeme bakımından; İğne yapraklılar, defne yapraklılar ve sarmaşık desenliler, pendantlılar sayısal olarak çoğunluktadır, Batı yamacı grubu İçinde Attik ‘shark” grubundan bir örnek ele geçmiştir.
İ.Ö. ll.yy.ın ikinci çeyreğine tarihlenen üzeri kırmızı ve siyah boya ile asma yaprağı ve sarmaşık desenli EQE (soios) sahibinin adının son harfleri) yazılı laginos parçaları (gövde ve boyun) ayrı bir grup oluşturmaktadır.
Ayrıca pişmiş toprak kandiller, bir adet unguentarium, piramidal ve disk biçimli dokuma ağırlıkları, terra cotta figürin başları Hallenistik Dönemin önemli buluntuları arasında sayılabilir. Dokuma ağırlıkları, bu dönemde el sanatları ile ilgili atelyelerin varlığını kanıtlamaktadır.
Hellenistik Dönem Soli’nin en parlak çağıdır. Strabon’un yukarıda adlarını saydığı, Soli’nin ünlüleri; stoacı filozof Khrysippos, ozan Philemon ve oyun yazarı Aratos bu dönemde yaşamışlardır.
Hellenistik Döneme oranla Klasik ve Arkaik Dönem buluntuları daha az örnekle temsil edilmektedir. Bunlardan ‘kırmızı figür’ tekniğinde yapılmış, bir kadın karşısında elinde kutu ve keten tutan kanatlı ve çıplak Eros betimlemeli seramik parçası Klasik Çağa ( İ.Ö. V. yy.) ait en önemli buluntudur.
Arkaik Döneme (İ.Ö. VI. yy.) ait buluntular arasında başlıca grubu mimari terra cotta levhalar oluşturmaktadır. Geçen yıl bulunan antitetik sfenks kabartmalı levha, çörten ve lotus-palmet kabartmalı mahya kiremitine bu yıl volütlü palmet desenli antefiks parçaları, meander kabartmalı levha parçaları ve yine lotus-palmet desenli yeni bir mahya kiremiti eklenmiştir. Bu tür levhalar, arkaik dönem bir tapınağın çatısını süslüyor olmalıydılar. Yine arkaik döneme tarihlenen amulet olarak kötülükleri def edici (apotropeik) işlevi olan Tanrı Bes figürini 2000 yılının eşsiz buluntuları orasında yer olmaktadır.
Soli Höyük Geometrik Dönemi çanak çömlek parçaları, bugüne değin gerek Kilikia bölgesinde gerekse Doğu Grek Doğu Akdeniz ve İç Anadolu bölgesinde yapılan kazı ve yüzey araştırmalarında bulunan örneklerle yakın benzerlikler göstermektedir. Örneğin, ‘Kıbrıs Tipi Kilikia Boyalıları’, ‘Rodos Tipi Kuşlu Kaseler’, İ.Ö. VIII-Vll.yy.da bölgeler arası ticari ilişkilerin varlığını ve yoğunluğunu kanıtlamaktadır. Arkeolojik olarak Soli’nin İ.Ö.Vll.W.da bir Rodos-Lindos kolonisi olup olmadığı konusu gelecek kazı Sezonlarında açıklık kazanacaktır.
B.Sütunlu Cadde
Sütunlu Caddede bu yıl iki ayrı çalışma gerçekleştirilmiştir.
B1. Rölöve Çalışmaları
Rölöve çalışmalarının amacı: Restorasyon öncesi Sütunlu Caddede yıkılmış durumda bulunan mimari parçaların belirlenmesiydi. Bu nedenle 20X20’lik G, H, ı, J, K, L plan karelerindeki çizimler tamamlanmıştır. Ayrıca G bölgesinde yapılan kazı çalışmalarında yeni ortaya çıkan mimari parçalar ile heykel, sütun başlığı, geison (korniş) vb. yerleri plana işlenmiştir. BU alanlarda çizilen bütün parçalar numaralandırılmıştır (9) . Böylece Sütunlu Caddede başlatılacak restorasyon çalışmalarına bir alt yapı oluşturulmuştur.
B2. Arkeoloiik Çalışmalar
G Bölgesinde geçen yıl temizlenen taş tabanın devamını açığa çıkarabilmek amacı ile 2000 yılında kazı çalışmaları başlatılmıştır. Ancak sezon sonunda bu alanın Bizans Döneminde (İ.S. V-VI.yy.) farklı bir işlev ile Sütunlu Caddeye zarar verecek biçimde, kireç ocağı olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Yaklaşık 3 m. derinliğindeki bu kireç ocağının zemininde bir kanal sistemi açığa çıkarılmıştır. Çevresinde ele geçen seramiklere göre Hellenistik Döneme ait olmalıdır. Ayrıca doğu sütun sırasının stylobat seviyesinin altında yapılan bir sondaj ile caddenin kanal sistemine ait bir kesit elde edilmiş, böylece iki kanal düzeni ile ilgili bir karşılaştırma yapma olanağı elde edilmiştir.
G bölgesinde 2000 yılında yapılan arkeolojik çalışmalarda yüzeye ve sözü edilen kireç ocağına yakın olarak açığa çıkarılan birisi başlı üç heykel bir heykel ayağı ve bir sütun başlığı kenar kabartması (Zeus betimlemeli) İçel Müzesi’ ne taşınmıştır. Heykeller İS. III. yy. stil özelliklerini göstermektedir. İkisi erkek, diğeri bir kadına aittir. Başı İle gövdesi tümlenebilir olan heykelin bir filozofu temsil ettiği düşünülmektedir.
Yunan tanrılarının (örn. Dionysos, Satyros, Aphrodite, Artemis) Roma kopyası olan her bir köşesi tanrı (4) figürlü üç sütun başlığı, bir bitkisel bezemeli sütun başlığı ve bir kabartma figürlü mimari üst yapı elamanı, restorasyon sırasında özgün yerine konmak ve şimdilik koruma amacıyla, Soli/Pompeiopolis Kazıevi’ne taşınmıştır.
2000 yılında İçel Müzesi’ne Soli/Pompeiopolis kazılarından açığa çıkan 39 envanterlik eser teslim
edilmiştir.
Soli/Pompeiopolis Kazıları, uzun vadeli bir projedir, Kazının alt yapısı (araç gereç, kazıevi/deposu vb.) kurulmuş durumdadır. Bu tür bir proje, ancak kamuoyunun desteği ve ilgisi ile yürütülebilir. Projenin başlıca amaçları: I. Sütunlu Caddenin restorasyonu gerçekleştirmek II. Kentin tarihini arkeolojik kazılarla açığa çıkarmak. III. Başlatılan yayın çalışmalarıyla kamuoyunu bilgilendirmek. IV. l. Derece arkeolojik sit alanında bulunan kentin bir arkeolojik park olarak çevre düzenlemesine katkıda bulunmaktır. Alanın özgün işlevine yönelik yeniden düzenlenmesi bir bütün olarak gerekli kamulaştırmaların yapılmasına bağlıdır. Bu tür bir düzenleme hem tarihi çevreyi (kültür mirasını) koruyacak hem de bölge turizmine katkıda bulunacaktır, Ayrıca Soli/Pompeiopolis eserlerinin ayrı bir seksiyon içinde ya da Müze’de sergilenmesi kamuoyunun aydınlatılması açısından yararlı olacaktır.
Projeyi destekleyen kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz.
• Yrd. Doç. Dr., Mersin üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü (Prof.Dr. Remzi YAĞCI – Dokuz Eylül Üniversitesi – İzmir)
1- Antik dönemde 200
2- Pompeius, kendisine Roma senatosu tarafından verilen imperium proconsulare maius yetkisini kullanarak Ovalık ve Dağlık Kilikia’nın yanı sıra Lykia, Pamphylia, Pisidia, ve Kıbrıs’ı da içine alan bir provincia Cilicia oluşturmuş ve Tarsus’u da bu eyaletin başkenti yapmıştı. İ. Ö. 66/65 yılında resmen kendi adını alan Pompeiopolis’e görev süreleri biten askerlerini ve korsanları yerleştirerek, kente “serbest şehir” anlamındaki civitas libera ünvanını vermiştir.Korsanlığı önlemek için deniz gücünün önemli olduğu bu dönemde Cicero’nun (İ.Ö.106-43) bir arkadaşına (Atticus’a Mektuplar 10.8) yazdığı gibi, Pompeius, denize egemen olanın sonunda galip geleceği konusunda Themzstokles ile hem fikirdi. Ancak Caesar İle arası açılan Pompeius, İ.Ö.48’de Pharsalos savaşında yenilerek Mısır’a kaçmış; burada korkak bir Mısır valisi tarafından kafası kesilerek trajik bir biçimde öldürülmüştür
3- Sütunlu Caddeye bağlanan limon 130-150 yıllan arasında, Cadde İse sütun başlıklarına göre İ.S. III yy.larda tamamlanmıştır.
4- İ.Ö. yak. 640-560
5- Mersin Müzesi Başkanlığı, Mersin Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Remzi Yağcı’nın bilimsel başkanlığında katılımlı olarak sürdürülen 2000 yılı Soli/Pompeiopolis Kazıları, 4 arkeolog, 2 mimar; 1 harita mühendisi, 2 mimarlık öğrencisi, 11 arkeoloji öğrencisi ve 25 işçi ile 15 Haziran-1 Eylül tarihleri arasında, 15 Haziran- 15 Temmuz arazi çalışması, 15 Temmuz- 1 Eylül ise depo çalışması olarak gerçekleştirilmiştir.
6- 2000 yılında kazıya ayrıca Gelbul İnşaat ve Coca Cola katkı sağlamıştır.
7- İ.Ö.III yy. son çeyreği- II . yy. İlk yarısı
8- İ Ö. IV. yy sonu-IIII.yy. başı
9- Rölöve çalışmaları ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nden Özge Başağaç, Onur Öztürk ve Emrah Köşkeroğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu grup, ayrıca Soli Höyük açmalarının mimari planını da çıkarmıştır.
İçel Sanat Kulübü Bülteni Mart 2001-102. Sayısından alınmıştır.

Biyografik Bilgi

scroll to top