,

ST PAULUS – AZÄ°Z PAUL – ArÅŸt. Åžahin ÖZKAN

Cami-i Nur (Cami) semtinde bulunan kilse St. Paulus kilisesi olarak bilinir. Eski Cami denilen kilise camisinin de  Paulus kilisesi olma ihtimali varsa da bu yapı da yine Orta Çağ’dan kalmadır. Bazı kaynaklarda Orta Çağ’ın başlarına ait bir Ayasofya Kilisesi’nden söz edilir ve papanın elçisi Mainz piskoposu Konrad Von Wittelsbach’ın 6 Ocak 1198′de burada, Rupenlerden I. Leon’u Ermeni kralı olarak tanıttığı ve taç giydirmiş olduğu anlatılır.
13.yüzyıla ait bazı kaynaklarda da söz konusu kilisede birkaç taç giyme töreninin daha gerçekleştiği ifade edilir. 1704 yılında Tarsus’a gelen P. Lucas da burada bir Grek ve bir Ermeni kilisesinden söz eder ve Ermeni kilisesinin Paulus’un kendisi tarafından inşa edildiğini belirtir.                                                 Kinneir, 1813 yılında Tarsus’ta bir Ermeni kilisesini tanıtarak bu yapının küçük bir kilise olduğunu ve çevresinin de mezarlık olarak kullanıldığını belirtir. Bahçede St. Paulus’un kendi elleriyle diktiğine inanılan bir ağacın varlığına da işaret eder. 1851 yılında Tarsus’a gelen V. Langlois de bu kiliseyi ziyaret etmiştir. Bu kilise büyük bir olasılıkla, sözünü ettiğimiz ve çok daha eski olan St. Paulus kilisesinin yerine geçen yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiştir.
1862 yılına ait bir fermanda, Tarsus’ta yaşayan Ermeni topluluğunun isteğiyle ve Osmanlı Maliye Bakanlığınca sağlanan ödenekle bir kilisenin onarılması ve ya yeniden inşa edilmesine karar verilmiş olduğu belirtilmektedir. Bu fermanda sözü edilen kilisenin St. Paulus kilisesi olması da mümkündür. Kilisenin bahçesine, batı yönde bulunan ve cephesi oldukça süslü bir kapıdan girilir. Yapı bu bahçe içerisinde yaklaşık  460 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır.Kesme taşlarla inşa edilen yapının dış uzun cephelerinde kör kemerler bulunmaktadır. Asıl yapının önünde, dört sütunun taşıdığı kemerli bir sundurma bulunmaktadır. Batıdaki ana kapıdan girilen salonun genişliği 19.30 m., uzunluğu 17.50 m.dir. Girişin sağında ve solunda birer yarım plaster sütun ve bu sütunların hizasında salonu üç sahına (nef) ayıran, ikişerli iki sıra halinde dört serbest sütun yer alır.
Kuzey ve güney duvarlarda da yine yarım sütunlar bulunmaktadır. Aslında bu sütunlar gri renkli granit olup, antk çağ yapılarına ait olmalıydılar. Bunlar krem-beyaz renkte bir sıva ile kaplanmış ve üzeri mermer damarlarını andıracak biçimde boyanmıştır. Sütun başlıkları da yine boya ile yapılmış kenger yaprakları ile süslüdür. Orta sahanın genişliği 12.60 m. olup üzeri tonozludur. Tavanın merkezine rastlayan bölümde, ortada Hz. İsa olmak üzere doğuda Yuhanna ve Matta, batıda Marcos ve Lukas’ın freskleri bulunmaktadır. Yan sahınların üzeri tonozludur. Sahınları birbirinden ayıran sütunların arası kemerlidir ve üzeri dilimli dikdörtgen panellerle süslenmiştir. Orta sahının üst bölümünde, doğu cephedeki yuvarlak pencerenin her iki yanında, bir manzara ve melek betimlemesi görülmektedir.
Asıl yapı dışta kırma çatı ile örtülmüştür. Apsis ve şapellerin bulunduğu doğudaki çıkıntının üzeri ise, kubbemsi bir örtüye sahiptir ve üzeri kiremitle kaplıdır. Yapının kuzey-batı köşesinde ise bir çan kulesi yer almaktadır.  St.Paulus-st.Paul-Aziz Poul-Araştırmacı Şahin ÖZKAN

Öğretmen. Mitoloji konusunda bir çok makalesi var, Belgesel araştırmacısı. Amatör olarak gezi rehberliği yapıyor.

scroll to top