,

Öyküleriyle Karacaoğlan / SUNAYI DA DELİ GÖNÜ SUNAYI – ALİ UYSAL

Ejderha-Kayalığı-1.jpg

Yüreği hep dalgalı olurdu.Coşardı,taşardı,kırılırdı,gücenirdi.Çok zor olurdu o yüreği durgun görmek.
Yine bir gün sevgilisiyle atışmıştı.Gönlünü kırmıştı sevgili.Yüreği ve beyni bulanmıştı.Böylesi durumlarda can yoldaşı sazını vurduğu gibi omzuna düşerdi yollara.Bu gidişin çoğu zaman hedefi olmazdı.Gezip dolaşmak,yeni yerler görmek dinlendirirdi deli gönlünü.Önüne nere gelirse o yöne doğru yol alırdı.Bu kez de öyle yaptı:
Torosları aşıp Niğde,Bor,Kayseri,Hasan Dağı,Konya;Karaman dolaştı durdu.Yeni güzeller,güzellikler gördü.Hiçbirinin yanından kayıtsızca geçip gitmedi.Saz çalıp türkü söyledi her birine.
Gönül dünyasında kımıldayıp duran bir güzel vardı.Kim olduğun bilmiyordu.Onu hiç görmemişti.Ne var ki içinde salınıp duruyordu.Yalnızca gözlerinin ala olduğunu biliyordu.Her güzeli tepeden tırnağa inceliyordu.”Acep ala gözlüsü bu mu ola?”Az sonra anlıyordu o olmadığını.
Bir yol güney illerine yöneldi.Yüreği kıpır kıprdı;iç dünyası fıkır fıkırdı.Ayrılık acısı da kor gibi içini yakmaya başladı.İçini boşaltmak istedi sazının tellerine:
Mardinden de Karacaoğlan Mardinden
Çeken bilir ayrılğın derdinden
Koçhisardan Hasan Dağın ardından
Acep gezsem ala gözlüm varmola
Sıla özlemi içini kasıp kavurmaya başladı.Çok güzeller görmüştü;ama aklı fikri Yörük kızlarındaydı.Yayık yayan,helkesi kolunda suya giden,uzaklardan yörükçe ile oğlakları,keçileri çağıran Yörük kızlarında.Ne dolaşıp duruyordu bu sarp dağlarda!Bir hoş türküyle paylaştı duygularını:
Gönül ne gezersin sarp kayalarda
İniver aşağı yola gidelim
Bir güzel sevmeyle gönül eğlenmez
Güzeli çok olan ile gidelim
Nereydi güzeli çok olan il? O biliyordu:Bolkar dağları,Çukurova,Mut yöresi,çevirdi yolunu oralara.Çok özlemişti memleketini;ananın,babanın acı sözleri bal,sılasının karaçalıları gül olmuştu .Deli poyraz gibi,coşkun sular gibi uçtu gitti Toros dağlarından yana.
Şimdi Silifke ile Mara arasında dolaşıp durmaya başladı.İlkbaharın eşsiz günlerinden biriydi.Bir de Yörük göçüne rastlamaz mı!Sarı keçili Yörükleri Ağlıca yöresindeki kışlaklarından yaylalarına gidiyorlardı.Katarın önünde dünya güzeli bir Yörük kızı vardı.Bu görünüm bir türküyle değerlendirilmeliydi:
Sunayı da deli gönül sunayı
ben yoluna terk eyledim sılayı
armağan gönderdim telli turnayı
iner gider bir gözleri sürmeli

Sabahtan uğradım yarin yurduna
dayanılmaz firkatine derdine
yıkılası karlı dağın ardına
aşar gider bir gözleri sürmeli

Ateş yanmayınca duman mı tüter
ak gerdan üstünde çimen mi biter
vakti gelmeyince bülbül mü öter
öter gider bir gözleri sürmeli

Karacaoğlan kapınıza kul gibi
gönül küsüverse ince kıl gibi
seherde açılmış gonca gül gibi
kokar gider bir gözleri sürmeli

Karacaoğlan

Köy Enstitüsü mezunu, edebiyat öğretmeni. Özellikle halk kültürü, Karacaoğlan, N. Hikmet konularında konuşmacı, yazar.

scroll to top