,

VİTAL STRUMZA NIN ARDINDAN – ŞEREF GENÇ

kmill-e1382428910146.jpg

Bir kaza sonucunda gözlerini hayata yumarak edebiyete göçen Vital Strumza’yı üç yönü ile çok iyi tanırım. 
0, kültür birliğinin bir subayı idi: Gümrük kimyagerliği yaparken Mersin Rüşti ve idadi (Orta ve lise) sinde kimya öğretmenimizdi. Bu yolda derslerini aşılarken gösterdiği sevgi ile yıllarca yetiştirdiği bütün öğrencilerin saygısını kazanmıştı.
0, Türk ordusunun yedek veteriner subayı idi. Birinci Cihan Şavaşı’na Veteriner Yüzbaşı olarak katılmıştı. Çanakkale’de kızgın savaşlar süresince ve diğer cephelerde üç yıldan fazla rahmetli Fasih (Kayabalı) Paşa ile birliklerde beraber bulunmuştu. Mersinli General Fasih Kayabalı onun cesaret ve yararlığını daima övgü ile anlatırdı. Son zamanlara kadar Vital Strumza ile dostluk bağını koruyan Fasih Kayabalı ölümünü bir hafta sonra Üsküdar’da öğrendiği zaman çok üzülmüştü. Vital Strumza askerlikteki ödev ve görevinden kıvanç duyduğunu daima şükranla anardı.
0, kara günlerimizin en üzüntü duyanlarındandı. Yüksek ruhunun, Türk ulusuna bağlılığının ve hudutsuz sevgisinin tanıklarındanım. Ölümü dolayısıyle ona ait hatıra defterimdeki notlarımı yayınlayarak borcumu ödemeye çalışacağım.
18/ Aralık / 1918’de ingilizlerden sonra 2/Ocak/1919’da Fransız kuvvetleri Mersin’i işgal etmişlerdi. Kısa bir süre sonra da siyasi emellerine alet etmek üzere (Fukaralara yardım bahanesiyle) bir çok cemiyetler kurdurmuşlardı. Ancak buna Musevi Havrası katılmamıştı. Bunu öğrenen ve Havra ile temasa geçen Guvernör Anfre, karşısında Vital Strumza’yı bulmuştu. Aralarında tercümana lüzum görmeden yaptıkları konuşmayı Vital Strumza bana şöyle anlatmıştı:
-Fukaralara yardım cemiyetini niçin kurmuyorsunuz?
-Havrada yardım cemiyetimiz var da ondan …
-O ruhanidir.
-Maksadınızı anlayamıyorum. Hem ruhani, hem yardım içindir.
-Ben yardım için başka cemiyet istiyorum.
-Eğer siyasetle uğraşmamızı istiyorsanız ne yazık ki yapamayacağız. Bizler tarafsız insanlarız,
Son sözlerim Anfre’yi hiddetlendirmiş ve:
-Sizin bir Türk Yüzbaşı olduğunuzu ve (eski-yeni) Türklere hizmetinizi biliyoruz.
Bu hareketiniz hem cemaatin hem de sizin için iyi olmayacaktır, gidebilirsiniz; demişti.
Bense soğukkanlılıkla:
-Fransızların adaletten ayrılmayacaklarına inanıyoruz; karşılığı ile yanından uzaklaşmıştım.
10 /Mayıs / 1920’de karadan ve denizden top ateşiyle himaye gören modern silahlı, bol ağır ve hafif makineli tüfekli ve takviyeli, iki yüz kişilik bir Fransız taburu, su bendinde pusuya düşürülmüş, yarısından fazlası ya öldürülmüş veya yaralanmıştı. Bol miktarda piyade silahı ve cephane alınmıştı. Fransız askerlerinden geri kalanlar şehir sınırlarına kadar yapılan takiplerden güçlükle kurtularak Mersin’e sığınmışlardı. Bu hezimet Fransızları şaşkına çevirmişti. Plan ve hareketlerini önceden milli kuvvetlere bildiren bir casusluk şebekesinin Mersin’de mevcudiyetine inanmışlardı. Bu inanışla şehir içindeki bir kısım Türk ileri gelenlerle yedek subayları rastgele tevkif etmişlerdi. Bunların arasında Vital Strumza da vardı. Bir hücrede Kadı Tahsin (Merzeci), Eski Cami imamı Ahmet (Ergelen) Niyazi (DeveIi) Eski Cami Müezzini Hacı Mahmut ve Vital Strumza diğerlerinden ayrı, bir arada idiler.
Gerçekten bir casusluk şebekesi vardı. Ama, bunlar, Belediye Müfettişi Mülazımevvel (Üsteğmen) Salandır’ın (Jozef Dekak’ın eniştesi) ağzından alan tercümanı Fahri Merzeci, durumu Fevzi Serdengeçti’ye bildirmiş, Fevzi de (F.K.) remzile bir sigara kağıdı paketinin iç yapraklarına yazarak Menteşli Osman (Tekeli) ile milli kuvvetlere göndermişti. Gönderme ve öğrenme 7 Mayıs 1920 cuma günü 11-21 arasında olmuştu. Fakat bunların yerine hücredekilerin her türlü baskı, hakaret ve eziyetle sorguları yapılıyordu. En ağırına da hedef olan Vital Strumza idi.
30 / Mayıs / 1920 – 20 / Haziran / 1920 arasında Fransızlarla yapılan yirmi günlük mütareke sırasındaki değiştirmede yedek subaylar milli kuvvetlere teslim edilmiş fakat Vital Strumza ileri gelen Türklerle hapishanede alıkonulmuş ve baskı şiddetlendirilmişti. Bunun üzerine Vital Strumza durumu Adana’daki akrabası İspanya Konsolosu Hanri Gatenyo’ya aksettirmişti; o da Adana Baş Administratörü (Fransızların Kilikya’daki en yüksek memuru) Bremon nezdinde gerekli teşebbüse geçmişti. Bremon durumun süratle açıklanmasını Anfre’den istemişti. Zor durumda kalan Anfre bir taraftan milli kuvvetlerin Strumza’ya yazdığı uydurma bir casusluk mektubunu göndermiş diğer yandan da Strumza’nun bırakılmasını bildirmişti. Fakat Strumza: (Ya hepimiz suçluyuz veya hepimiz suçsuzuz.) diye direnmişti: Kırk bir günlük hapishane hayatından sonra hepsi bırakılmışlardı.
Diğer bir olay da, Kuvay-ı Milliye, şehre sığınan fransızları baskın ateşleriyle çok sıkıştırmaya başlamıştı. Bundan kaygılanan fransızlar, şehrin, milli kuvvetlerin bir baskınına uğrayacağı düşüncesiyle cadde ve sokaklardaki bazı evlerde sokak savaşları için tedbirler almaya başlamışlardı. Bu arada Vital Strumza’nın oturduğu Hastane (şimdiki adı: Kuvay-ı Milliye) Caddesindeki Müftü Abdullah efendiye ait kira evi ile bitişiğindeki ev arasındaki holün üst kat taraçasına bir makineli tüfek yuvası kurmak istemişlerdi. Strumza’nın bunu önlemek çabası boşa gidiyordu. Yine Adana’daki akrabası ispanya Konsolosu Hanri Gatenyo aracılığı ile engellemiş ve durumu Türklere haber vermişti.
Franklen Buyyon’un aracılığı ile yapılan Ankara Andlaşması ile fransız’ların Mersin’den ayrılışına kadar Vital Strumza ağır baskılar altında kalmıştı.
İstiklal Savaşı’nın kazanılmasından sonra Mersin’e döndüğünde sabır ve metanetle karşıladığı hapishane hayatı, sorguları ve diğer olaylar için Vital Strumza bana:
-Hayatımın en şerefli günleridir; demişti.
İşte ben, Vital Strumza’ya bu yönlerden en büyük saygıyı göstererek her ziyaretimde ellerini öperim.
Kuvay-ı Milliye Dergisi c: 5, sayı: 51, Kasım 1964
* Bu yazı “İçel Sanat Kulübü” Aylık Bülteni “Şubat 1997 – 56. Sayı” sından alınmıştır.
** ŞEREF GENÇ : Mersin’i düşman işgalinden kurtarmış olan “ÇETE” komutanlarından birisidir. Daha fazla bilgi bu sitede “KURTULUŞ SAVAŞINDA İÇEL” kitabı içindedir.

Biyografik Bilgi

scroll to top