,

YÖREMİZDE MİTOLOJİ – Şinasi BAŞAL

Mtl-e1412197959966.jpg

Öncelikle mitolojinin, otimolojisini yaparak konuya girmek gerekir. Kelime olarak “Mythus” efsane “Logia” bilim demektir. Mitoloji ise efsane bilimi manasında incelenir. Efsane ile destanı da birbirinden ayırmak gerekir. Etno – Arkeolojik manada düşündüğümüzde, Homeros ve Hosiodos’un yazdığı Yunan Mitolojisi ile OÄŸuz Kaan destanını, birbirinden ayrı tutmak lazımdır. Çünkü, tarihte adı geçmeyen kahramanlara, tanrılara ait efsanelere mitoloji, tarihte yaÅŸadıklarını bildiÄŸimiz kahramanlar için yazılmış söylenmiÅŸ efsanelere ise destan denir.
Mithos’lar klasik dönemde ve daha öncesinde, devletlerin hakimiyeti geniÅŸleyip, ÅŸehir devletleri kurulmaya baÅŸlayınca, Mithoslarda da geniÅŸleme olur. ÖrneÄŸin, Yunan mitolojisi ÅŸehir devletlerinin geniÅŸlemesi ile paralel olarak geniÅŸler. Truva SavaÅŸları sonunda Athena Çember geniÅŸlemesine katılır. Dor ırkları boyları lon Mythos’undaki kahramanlarla boy ölçüşebilecek bir Herakles yaratarak onun çevresinde toplanmışlardır.
Bugüne kadar efsanelerin Yunanca, Latince yazılması, tüm Mythos’ların Yunan kaynaklı olduÄŸu intibaını vermektedir. Halbuki Yunan Mythos’undan önce Hititler’de, Mezopotamya’da, Fenike ve Mısır’da kendilerine has Mythos’lar vardır. Bu nedenle bilimsel çalışmalarda deÄŸerlendirmeleri yaparken, siyasi amaç, bölgesel düşünceler gözetmeden not olarak vermek gerekir. Truva savaÅŸlarının asıl kahramanı Hektor’dur. Ancak, Hemoros, Ä°yonya’lı olmasına raÄŸmen, gönlü Truva’dan yanadır. Ama savaşı Akkalar kazandığı için onları kahraman göstermek zorundadır.
Yöremizde de mitolojik olarak algıladığımız örnekleri açıklayacak olursak;
TYPHON :
Adı Ä°lyada da Typhous diye geçer. Khrysoor ile Kallirhoe’nin oÄŸludur. Ekidna ile birleÅŸerek Orthos, Kerberos, Khimaire ve Hydra gibi azmanlar üretir. Hesidos Theogonia’nın baÅŸlangıcında Typhon için bu soyaÄŸacını verdikten sonra, sonradan eklenmiÅŸ bir parçada onu yanardaÄŸ tanrısı olarak çarpıcı renklerle tanımlar; Titanlar (Devler) gökten kovulduktan sonra, Gaia, Tartaros’la son bir kez birleÅŸip Typhon’u doÄŸurmuÅŸ. Zeus bu azmanı da alt etmek gerektiÄŸini anlar ve onu öldürmeye kalkışır; bir gümbürtüdür kopar.
Bir yangın sardı, menekşe rengi suları,
Bir yandan gök gürültüsü ve şimşekler
Bir yandan ejderhanın sardığı alevler
Kaynıyordu yer, gök, deniz baştan başa,
Bir depremdir başlıyordu, önü alınmaz
Ürpertiler içindeydi HADES bile. (1)
iÅŸte, Zeus, Typhon’u öldürmeden önce Silifke Narlıkuyu Astım MaÄŸarası’nda bir süre hapsettiÄŸine inanılır. BaÅŸka yönden bir deÄŸerlendirme yapmak gerekirse ULLÄ°KUMMÄ° ÅŸarkısında, burada dünya krallığını ele geçiren Kumarbi, Kommiya ÅŸehri kralı olan oÄŸlu Fırtına tanrısına karşı mücadele etmek için denizle anlaÅŸarak ULLÄ°iKUMMÄ° adlı daÄŸ yaratır. Bu yaratık akıllara hayret verecek ÅŸekilde büyür. Denizlere sığmaz olur. Bunun üzerine fırtına tanrısı diÄŸer tanrılardan yardım ister. Akıl tanrısı Ea bakırdan bir aletle Ullikummi’nin ayaklarını keserek onu büyüler ve Fırtına tanrısı galip gelir. Üçüncü ÅŸiirde ise Sümer tanrısı Alalu ve Sümer Gök tanrısı Anu’nun adları geçmektedir. Ullikummi’yi sırtında taşıyan Upelluri, dünyayı sırtında taşıyan Atlas’a benzetilir. Ullikummi ÅŸarkısı Yunanlıların Typhon efsanesi ile mukayese edilmektedir. Evet, Ullikummi gibi Typhon’da Gaia’nın oÄŸludur. Typhon’un da doÄŸduÄŸu yer, Murri kültürünün beÅŸiÄŸi Kilikyadır. Ras Åžamra’da yapılan kazılardan sonra anlaşılmıştır ki Mezopotamya’da, Fenike’de olgunlaÅŸmış birtakım efsaneler Hurriler vasıtası ile Fenike’ye oradan da, Yunanlılara gitmiÅŸtir.
Hititlere ait bazı efsanelerin de Batı Anadolu yoluyla Yunanlılara geçtiğine şüphe kalmamaktadır.
MARPESSA :
TaÅŸucu kasabasındaki yaygın inanışlara ve her yıl yapılmakta olan Balıkçılık Bayramı kutlamalarının sonunda yapılan Deniz Kızının çıkarılışına esas olan nokta, bugünkü modern TaÅŸucu’nun evleri altında kalmış olan zırtlan (sırtlan) deliÄŸidir. Bu delikten girildikten sonra geniÅŸ bir maÄŸara ve bu maÄŸaranın içerisinde bir göl olduÄŸu anlatılır. İçerisi son yıllarda doldurularak kapatılmıştır. Buraya konu olan efsane MARPESSA’dır. Marpessa, TaÅŸucu’nda bir balıkçıya aşık olur ve onunla kaçarak yaÅŸamaya baÅŸlar. Ancak, mitolojide Marpessa, Apollo’nun aÅŸklarıyla ilgili olarak öykülerde sözü edilen, Ä°lyada’da adı geçen bir nehir tanrısı olan Evenos’un kızı, Meleagrosun karısı, Kleopatra’nın da annesidir. Marpessa güneÅŸ tanrısı Apollo’nun aÅŸkına karşılık vermeyerek, dünyanın en güçlüsü Ä°das’ı seçer. Apollo onları bulduÄŸunda Ä°das tanrıya el kaldırır, bunun üzerine Zeus araya girerek, Marpessa’ya tercihini sorar o da Ä°das’ı tercih ederek tartışmaya son verir.
Bu olayın bu gün hala Taşcu kasabasında kutlanır olması, Etno-Arkeoloji ve Sosyolojik olarak değerlendirilmesi gerekir.
PRiAPOS :
Silifke bölgesinde Toroslar’da özellikle bazı sarnıçların iç yüzlerinde yaygın olan Phallos kabartması vardır. Bunlarla birlikte en önemlisi SusanoÄŸlu (Atakent) kasabasının 3 km. üzerindeki Mezgitkale diye bilinen, Anıt mezarın duvarındaki büyükçe Phallos kabartması için bazı araÅŸtırmacılar korkusuz kral mezarı diye isim takmışlardır. Oysa bu tür mezarlar bölgemizde oldukça yaygındır. (Demircili, Gündüzler) Ancak, mezarın duvarındaki Phallos motifi tamamen Priapos’un Atribütüdür. Priapos, mitolojide 5 lapsekili bir tanrı olarak geçer. ÖzelliÄŸi de baÄŸları bahçeleri kem gözlerden korumaktır. Fiziksel olarak düzgün olmayan vücudunun da en gösteriÅŸli yeri Phallos’udur. Bu nedenle bereketi simgelediÄŸi anlatılır. Çobanlar tarafından bulunup büyütüldüğü için Kır Tanrısı ünvanını almıştır. Bazı mitoloji yazarlarına göre, Dionysosya Aphrodite’den doÄŸma olduÄŸu, bazılarına göre de Aphrodite ile Adonis’ten olma olarak geçer. Yunan mitolojisine sonradan giren Priapos’un, bir Anadolu tanrısı olduÄŸu açıktır.
Olaya, Etno-Arkeolojik ve Psiko-Sosyolojik yönden baktığımızda şimdiye kadar anlattığımız olayların hemen hepsi, Gökyüzü, Tanrı ve Din olayı ile bağlantılıdır.
Bugün hala çocuÄŸu olmayan bazı yabancı bayanların Priaposun taÅŸ Phallosundan ümit beklemesi ve sonucunda çocuÄŸu olabileceÄŸine inanmasını Halk inanışları, dinsel inançlar, insanların psiko-sosyolojik düşünceleri açısından çok önemli görmekteyim. Roma’da kutlanan Vesta bayramlarında eÅŸeklerin çiçek çelenkleriye süslenmesi de, Priapos mitinin, bugün Halk inanışı olarak deÄŸerlendirilmesi de dikkate deÄŸer bir olgudur.
(1) HADES : Yeraltındaki ölüler ülkesinin tanrısı.
– Erhat, Azra, Mitoloji Sözlüğü, Ä°stanbul 1978.S.7-316-317
– Erhat, Azra – EyüpoÄŸlu – Selahattin, Hesiodos Eseri ve Kaynakları Ank. 1977
– H.G. Güterbock, Kumarbi Efsanesi S. 54
– B. Londsberger, DTCF Dergisi, 1, Ankara 1942 S. 85
(*) Şinasi BAŞAL : Silifke Müze Müdürü
**Bu yazı  “İçel Sanat Külübü” Aylık Bülteni “Haziran 1996 – 48. Sayı” sından alınmıştır.

Biyografik Bilgi

scroll to top