AKKAHVE
ALÄ° PÃœSKÃœLLÃœOÄžLU (Yazan ABÄ°DÄ°N SUBAÅžI)
….Yıl 1951. Yazın öğretmenimiz, daha sonra can dostumuz, arkadaşımız (rahmetli) Cahit Öztelli, Adana Erkek Lisesi’nde okuyan, daha o günlerde edebiyat dergilerinde ve yerel gazetelerde adını duyurmuÅŸ Ali PüsküllüoÄŸlu’nu, öğrenimini, iyi bir sanat ortamı olan Mersin Lisesi’nde sürdürmesi için Mersin’e çağırır. ArkadaÅŸlarımızdan birini de (Oktay BaloÄŸlu) karşılamak ve yerleÅŸtirmek üzere görevlendirir.
Mersin Lisesi’nde okumakta olan Ercan Belen, Teoman Karahun, Oktay BaloÄŸlu, Mustafa Canpolat, Ergun Evren, Turhan OÄŸuzbaÅŸ, Necmettin Önel, Tarsus Amerikan Koleji’nden hafta sonları aramıza katılan Duran Karaca, Mete Akyol, Engin Ãœnsal, Tuncer KaramustafaoÄŸlu yine Tarsus’tan pek sık olmasa da Ahmet Nadir Caner, Necati DarendelioÄŸlu, Sami AÅŸar’la ve bizlerle tanışıp kaynaÅŸması, kimimizle sürekli dostluklar kurması, bir yıl bile sürmeyen Mersin’deki konukluÄŸu sırasında ve Akkahve’de olmuÅŸtur.
Ali de diÄŸer Akkahve’liler gibi Akkahve’nin o sıcak sanat ortamında bulunmuÅŸ, o masalarda ÅŸiirler yazmış, okumuÅŸ, söyleÅŸiler yapmıştır. Mersin’e uzun süreden beri gelememiÅŸ olmasına karşın, Akkahve, onun bir ÅŸiirine konu olmuÅŸsa, (İçel Sanat Kulübü Bülteni Åžubat 1997) bu, hem Mersin’in hem de Akkahve’nin anılarındaki yerini koruduÄŸunu gösterir.
Ali PüsküllüoÄŸlu’nun Mersin’deki konukluÄŸu kısa sürdü, demiÅŸtim. Gerçekten de 1952 öğretim yılı bitmeden, rahatsızlığı nedeniyle Milli EÄŸitim Bakanlığınca Ä°stanbul’da bir hastaneye gönderilmiÅŸ, uzun süren tedavi sonucu, öğrenimini yarıda bırakmak ve Ä°stanbul’da yaÅŸamak zorunda kalmıştır (1953).
Burada daha çok basın dalında çalışarak, yaşamını sürdürmeye çalışırken, şiirleri de Türk Dili, Varlık, Hisar, İstanbul, Yeditepe, Yenilik gibi dergilerde yayınlandı.
Ä°stanbul’dan Ankara’ya göçerek (1960) buraya yerleÅŸen PüsküllüoÄŸlu, 1983 yılına kadar Türk Dil Kurumu’nda Dil Uzmanı ve Türk Dili Dergisi’nin hazırlayıcısı olarak görev yaptıktan sonra, bu kurumun tüzel kiÅŸiliÄŸine hukuk dışı olarak son verilmesi üzerine emekli olmuÅŸtur.
Ali PüsküllüoÄŸlu, bizim kuÅŸaktan arkadaÅŸlar arasında, yaÅŸamını, hem de çok küçük yaÅŸtan bu yana, kalemiyle kazanan, belki de tek arkadaşımız. Emekli olduktan sonra da, eski Türk Dil Kurumu’nun iÅŸlevini tek başına yüklenmiÅŸ, dil konusunda çok deÄŸerli yapıtlar, sözlükler, ÅŸiir kitapları, ansiklopediler, çocuk kitapları, Türkiye’nin önde gelen kitapevlerince yayınlanmıştır.
İkisi ödül almış 12 şiir kitabı, çoğu tekrar tekrar basılmış 14 sözlük, dil üzerine yazılmış 4 kitap, 4 antoloji, çocuklar için 5 kitap, 2 anlatı ve bir çeviri olmak üzere toplam 42 kitabının tamamını burada vermek, yer darlığı nedeniyle olanaksız. Ancak birkaçını yazmakla yetineceğim.
Şiir Kitapları
Pembe Beyaz (1955)
Karanfilli Saksı (1958)
Sırtımızda Kızgın Güneş (1965)
Gül Sevgili Vurdum (1984)
Seçilmiş Şiirler (1996)
Seçkiler
Sevgi Åžiirleri Anotolojisi (1955)
Şiirimizin Dört Ahmedi (1959)
Sözlükler
Öztürkçe Sözlük (1966)
Çağdaş Türkçe Sözlük (1988)
Arkadaş Türkçe Sözlük (1995)
Türkçe Deyimler Sözlüğü (1995)
Türkçe Sözlük (Büyük 1995)
Edebiyat Sözlüğü (1966)
Anlatı
Efsaneler (1971)
Türk Halk Öyküleri (1982)
Ä°ÅŸte kısaca Ali PüsküllüoÄŸlu. Daha uzun, daha kapsamlı Ali PüsküllüoÄŸlu’na benim gücüm yetmez. Onu da daha yetkili kalemlerin, edebiyat tarihçilerinin, Türk Dili uzmanlarının yapacağına kesinlikle inanıyorum.
Ä°ÅŸte sevdiÄŸim ÅŸiirlerinden biri;
AY, ANADOLU DAÄžLARI
Ay, O her zaman gülümseyen
Hiç acıkmayan
Hiç yakınmayan
Hiç yenilmeyen
Anadolu dağlarının üstünde.
Anadolu dağları ki
Bir yanı uçurum
Bir yanında sis boran
Hüzünlü bir ağıttır orda gece.
Dolanır gider aşağıdan
Bir su: Seyhan’dır, Fırat’tır.
Bir ova, sarıdan doğru yeşile.
Bir insan, yağız.
Bir türkü, söylenmedik.
“Dolanı ay dolanı
Bıldırcın derler bir kuş var, güzel değil
Ama kuÅŸkusu deli eder insanı”
Atıyorum kurşunumu karanlığın içine.
UNUTMA ONLARI 1976
*Bu yazı “İçel Sanat Kulübü” Aylık Bülteni “Nisan 1992 – 58. Sayı” sından alınmıştır.