DÖRT BÖLÜMDEN OLUŞAN BU YAZI DİZİSİNİN BAŞINA DÖNMEK İÇİN BU SATIRI TIKLAYINIZ
Anamur yöresinde oynanmakta olan çocuk oyunlarının sayısı oldukça fazladır. Biz bunların bir kısmının ismini tespit ettik. Fakat bir kısmının nasıl oynandığını hala derleyebilmiş değiliz. Derleme çalışmalarımız burada ismi verilip, açıklaması verilmeyenler üzerinde devam edecektir:
01-Eşek bekçisi
02-Cika
03-Pilav yemesi
04-Kale dikmesi
05-Cıngırtlak
06-Kabakcıbaşı
07-Soğucak karpuz
08-Civi çakması
09-Bışşık
10-Çöp gömmesi
11-Beş taş
12-Kurtar
13-Dondum
14-Taştayım-topraktayım
15-Topal karga
16-Pembe nine
17-Bir kol bir can
18-Çom (Arasıkestirme)
19-Elbiç
20-Körebe
21-Çellik
22-Dokuz-dıkız
23-Kara kazan kulpu (El el üstünde kimin eli var ?)
24-Çizgi (Kipi)
25-Birdirbir
26-Gelincik oyunu
27-Yüzük oyunu
28-Saklambaç
29-Köşe kapmaca
30-Güvercin taklası
31-İp atlama
32-Mendil almaca
33-Tahtaravalli
34-Kaldırbeni hoppacık
35-Farfarafilli oyunu
36-Çayır-çimen
37-Menekşe-mendilim düşe (Gurup yarması)
38-Üç taş
39-Dokuz taş
40-Oniki taş
41-Çüştürümeşşek
42-Mendil saklaması
43-Yağ satarım-bal satarım
44-Kompil (Patates gömmesi)
45-Dolap oyunu (Su içinde)
46-Yedi kırık kale
47-Aç kapıyı bezirgan başı
48-Eş domuz
49-Çatal metal kaç çatal
50-Testi
51-Hırsız-polis
52-Cimci
53-Yel yelemeç
54-Singurdu
55-Ara kedisi
56-Deve güreşi
57-Kutu-kutu pense
58-Sinek ısırdımı ?
59-Tek mİ çiftmi ?
60-Tarla bölüşmesi
61-Tren oyunu
62-Dök dök karakolu
63-Evcik
64-Fırın
65-Şakıldak
66-Uçurtma (Kargı-şeytan)
67-Salıncak
68-Kapan
69-Lek (tek)
ÇOCUK OYUNLARININ AÇIKLANMASI
1-EŞEK BEKÇİSİ : Baş tarafta verilen sayışmalardan biri oyunun başında yapılır. Eşek ve Eşek bekçisi olması için gurup içinden iki çocuk seçilir, Oyun oynanacak bahçenin orta yerine küçük bir daire çizilir. Bu dairenin içine eşek olan çocuk elleri ve ayaklarını yere değdirerek oturur. (Çömelir) Eşek bekçisi olan çocuk eşeği beklemeye başlar.
Oyundaki diğer çocuklar eşeğe, değerek onu yuvarlak çizginin içinden kurtarmaya çalışırlar. Çocuğa değip onu kurtaran çocuk eşek bekçisi olur. Eşeğin eşekliği devam eder. Bu arada eşeğe değmeye çalışan çocuklan bekçi kovalar, yaklaştırmaz, Onları kovalar. Eğer onlardan birisine değebilirse, değdiği çocuk eşek olur. Vurulan çocuk dairenin içine girer. Önceki eşek olan çocuk ise; eşek, bekçiliğine geçer. Oyun böylece sürer gider.
Oyunun başında kurallar konulabilir. Üç, defa, eşek bekçisi veya üç defa eşek olana ödül ve cezalar verilir. Bu tamamen oyunu oynayan çocukların arzusuna kalmıştır.
2. CİKA : Tam yuvarlak bir bilyenin yedi sekiz katı büyüklüğünde çay taşı (Kenarları, sürtülerek yuvarlaklaşmış taş) alınır. Bu taşa cika denir. İki oyuncu da ellerine 12×12 ebadına yakın birer yassı taş alırlar.
Bir çizgi çizilir. Bu çizgiden 4-5 metre uzağa cika taşı konur. İlk atışı yapmak için iki çocuk aralarında sayışma yapar veya tekmi-çiftmi, ya da dolu mu-boş mu oyunlarından biri ile seçim yaparlar. İlk atışı yapmaya hak kazanan oyuncu oyunu başlatır. Taşını Cikaya vurmak için fırlatır. Cika taşına vurabilmiş ise, cika ileri doğru hareket edecektir. İlk yerinden başlayarak ilk atışı yapan çocuk ayak -ile bir-iki-Üç diye cikayı ne kadar hareket ettirebilmiş ise sayar. Cikaya ikinci atışını yapar. Hareket ettirebilmişse aynı şekilde ayak ile saymaya devam eder. Atışlardan birinde cikaya isabet ettiremezse ikinci çocuk oyuna girmeye hak kazanır. Birinci vuramayıp ikinci atış yapınca isabet ettirebilmişse ayak ile sayma yapar. İsabet ettiremediği zaman oyuna diğeri devam eder. Bu sıra tekrarlanır. Vuruşuna oyunculardan biri devam ettiği sürece bir ayaklık yer de açılsa, ikinci oyuncu cikaya atış yapamaz. Vurur fakat cikaya yol aldıramazsa el öbür oyuncuya geçer.
Çocuklar oyuna başlamadan önce cika sayısının kaçta biteceğine karar verirler. 200-300 ayak v.s. gibi. Oyunun sonunda hangi oyuncu baştan kararlaştırılan sayıya ulaşırsa oyunu kazanmış olur. Oyunu kazanan çocuk öbür çocuğa ceza verir. Karşı taraftan ödül de alabilir. Oyunlar herhangi bir, şeyi almasına (ütmesine) veya kölesine oynanır.
Oyun dört kişi tarafından da oynanır. Oyunun başında çocuklar ikişer ikişer eşlenirler. Bir oyuncunun Cikada sayı alamaması halinde ikinci eş cika atışına hak kazanır. İkinci eşinde sayı yapmaması halinde oyun İkinci guruba geçer. Onlarda atışlarını yaparlar. Ve sonuç sayısına iki gurupta ulaşmaya çalışır.
3-PİLAV YEMESİ: Sayışmayla en başta bir ebe seçimi yapılır. Bu ebe pilav bekçisi olur. Diğer oyuncular ise 7,8,9 kişi olabilir. En az 7×5 ebadında 6 adet taş üstü üstüne konur. Buna pilav denir. Bu pilavın yanlarına doğru birer sağlı sollu çizgi çekilir. Bu çizgilere paralel gelecek şekilde 5-6 metre uzağa yeni bir çizgi daha çizilir. Bu çizgi oyuncuların pilava atış yapma yerleridir. 10×12 ebadında 1-1,5 cm. kalınlığında düz taşlar pilava doğru oyuncular tarafından atılır. Atış, sıra ile yapılır.
Oyunda amaç dikili olan pilav kazanını devirmektir. Her oyuncu, taşını pilavı devirmek için atar. Pilava atış yapan oyunculardan bir kısmı piIava isabet ettiremez. Diyelim ki, bir ebe, altı kişi oyuncu pilav yemesi oynuyorlar. Birinci attı pilavı deviremedi. İkinci de, üçüncüde deviremedi, dördüncü vurdu. Pilav devrildi. Ebe hemen, pilav kazanının hemen eski şekli ile dikmeye çalışacaktır. Ne kadar erken dikebilirse o kadar ebelikten kurtulmada kendi yararına olacaktır. Ebe pilavını dikmeye çalışırken, oyuncular pilavın yanından çizilmiş çizginin önüne veya arkasına düşen atış taşlarını kaçırıp yeniden atışa hak kazanacaklardır. Ebe pilavını bir anca diker ve atış çizgisini geçmeden herhangi bir atış oyuncusunu yakalayabilirse, yahut ona, eli ile dokunabilirse ebe dokunduğu kişi olacaktır.
Oyuncular isterlerse pilav yıkıldığı anda taşını kaçırmaz, çizginin arka tarafına geçerek “Bastım” ” diyerek, taşına dokunur ve taşını kaçırmak için ya ebenin boş bir anını bekler veya pilavın herhangi bir oyuncu tarafından yeniden yıkılmasını. Taşı kale (pilav) çizgisinin atış yerinden tarafına düşenler “bastım” hakkını kullanamazlar. Taşı alıp kaçırmak zorundadırlar.
Bütün oyuncular taşlarını attığı halde kale yıkılamamışsa taşı kaçırmak için ebeyi sağlı-sollu sıkıştırırlar. Ebe onları vurmaya, onlarda taşlarına basmaya veya taşlarını kaçırmaya çalışırlar. Taşını bir kişi de kaçırsa atış yapmaya hak kazanır. Pilavı yıkabilir. Ebe pilavı dikerken bütün oyuncular taşlarını kaçırırlar. Oyun yeniden devam eder.
Ebe bir kişiye dokununcaya kadar (Pilavı dikilmiş olarak) oyun devam eder. Ebenin ebeliği de sürer. Amaç ebelikten kurtulmaktır.
Oyun diğer oyuncuların ebelikleri ile devam eder.
4. KALE DİKMESİ : Bu oyunu iki veya dört kişi oynayabilir. Karşılıklı uygun bir mesafe aralığı ile üçer adet yassı taşlardan her iki oyuncu gurubu üçer taş diker. Bu taşların aralıkları (3 taşın) birer metre olabilir.
Bu kale taşlarına her karşı oyuncunun üç defa taş atma hakkı vardır. Bu üç atış, sonunda kaleler yıkılsın veya yıkılmasın ikinci oyuncuya sıra gelir. Kalelerin tümü yıkıldı ise yeniden kaleleri yıkılan taraf kalelerini diker. Bir kale yıkılmış ise ikinci oyuncu ikinci ve üçüncü oyuncular kalan kaleleri yıkmak için üçer taş atışı yapabilirler. Bir oyuncunun üç taş atışı, iki oyuncunun altı atışı veya üç oyuncunun dokuz atışı sonunda kalelerden yıkılmayan kaldıysa el (atış sırası) karşı guruba geçer. Bu sefer onlar karşı gurubun kalelerine üçer atış yapar.
Bir gurup hiç ara vermeden her oyunun başlangıcı ve bitişi sırasında el vermeden her üç kaleyi de durmadan yıkabilirse, diğer gurubun oyuncuları hiç atış yapamazlar. Atış yapabilmeleri için mutlaka dikili kalelerinin kalması gerekir.
Oyun, yukarıdaki kurallara uygun olarak devam eder.
5. CINGIRTLAK : Cıngırtlak oyununu oynayabilmek için telefon direği uzunluğunda en az 20-25 cm çapında bir ağaca ihtiyaç vardır. Bu ağaç genellikle köylerde, dağda çobanlar tarafından kesilmiş ağaçlardan temin edilir. Çünkü cıngırtlak köyde ve Anamur yaylalarında oynanan bir çocuk oyunudur.
Ağacın en önce ortasındaki denge noktası bulunur. Yani kalın tarafı ile ince tarafının bir birini almayacağı orta noktası bulunur. Bu kısım hafif, bir şekilde yontularak, kesilir, düzeltilir. Daha sonra buraya 4-6 cm. derinliğinde 6 veya daha genişçe çaplı bir çukur açılır. Oyulur. Bu, marangozların yaptığı işlerde kullandığı keski ile açılan bir deliktir.
İkinci bir ağaç alınır. Bu da 10-15 cm. çaplı, bir veya bir buçuk metre boyunda bir ağaçtır. Bu ağacın uç kısmı kurşun kalem açar gibi yontulur, sivriltilen uç cıngırtlak ağacının içine düz olarak oturacak şekilde ucundan kesilerek düzeltilir. Kesik koni haline getirilir. Bu ağaca sübelek denir.
Sübelek ağacı düz ve çimenlik bir alanın tam orta yetine yere sivri ucu yukarı gelecek şekilde dikilir. Ağacın sağlam olarak tutması için dibine taşlar çakılarak sağlamlaştırılır. Daha sonra cıngırtlak ağacında açılmış olan delik sübeleğin üzerine geçirilerek takılır. Yerden bir metre yükseklikte bir iki kollu pervane şekline getirilen bu ağaçlarla cıngırtlağımız hazırdır. Yalnız bazen ağacın ince ve kalın tarafına uçlardan sübelek tarafına tutunmak için T şeklinde ağaç çakıldığı da olur.
Sübelek ile cıngırtlak ağacının delik kısmına ses vermesi için sedir ağacından çıkarılan katran veya katı yemek yağı ile kömür konulur.
Kömür konulduktan sonra sübelek üzerinde döndürülen ağaç “Gacurgucur” diye sesler çıkartmaya başlar.
Cıngırtlak ağacının üzerine karın üstü yatılarak binilebileceği gibi, eşeğe biner gibi oturularak ve ağacın ucuna çakılmış ağaçlardan da faydalanılarak binilebilir. Karşılıklı iki kişi veya ikişer kişi biner. Araya bir kişi veya iki kişi de çevirici olarak girer.
Binenleri ağaçdan kaktırmak (*3) sureti ile çevirirler. Belirli bir hıza ulaştıktan sonra çevirmeye gerek kalmadan ağaç yere yaklaştıkça dönüş noktasına doğru biniciler ayaklarını yere vururlarsa istenilen süratte bir dönüş hızı elde edilmiş olur.
Araya giren çeviriciler hızlanma sağlandıktan sonra gittikçe uca kayarak aradan çekilirler. Cıngırtlağa çeşitli çocuklar sıra ile binerler. Önemli olan iyi tutunmak ve dönüş anında ağaç üzerinde dengeyi sağlamaktır.
6. KABAKCIBAŞI : Çocuklar eş seçimi için bir takım sayışmalar ve eş seçimiyle ilgili oyunlarla guruplara ayrılırlar. Eşit şekilde altışarlı, yedişerli veya daha fazla kişili guruplara ayrılırlar. 2 gurup yapılır. Bu guruplar karşılıklı olarak 6- 7 metre ara ile bir birlerine karşı dizilirler. Her gurup üyesi arasında (kendi aralarında) yarımşar metre aralık vardır. Yere çömelerek otururlar.
Her iki gurup kendi aralarında birer kabakcıbaşı seçerler.
Yazı tura atılarak veya “tek mi, çift mi ?” ya’ da “Boş mu,dolu mu ?” şeklindeki oyunla ilk başlayacak gurup belli edilir.
1.Gurubun kabacıbaşısı kendi gurubunda olan çocukların kulaklarına eğilerek karşı gurubun duymayacağı şekilde birer isim koyar. Bunlar, hayvan, bitki, canlı veya cansız varlıkların adı olabilir.
2.Gurubun başkanı da kendi gurubuna aynı birinci gurubun yaptığı gibi isimleri koyar.
1. Guruba konan ismi ikinci gurup, ikinci guruba konan ismi birici gurup oyuncuları bilmez.
İlk başlayacak olan gurubun başkanı (Kabakcıbaşısı) ikinci gurubun kabakcıbaşısının yanına sekerek (Tekayak üstüne) gelir. Ona sorar :
– Kabakcıbaşı, kabakcıbaşı.
İkinci gurup başkanı cevap verir ve diyaloğ sürer :
-Buyur, Kabakcıbaşı.
-Kabakların oldu mu ? Selelere doldu mu ?
-Oldu. Selelere doldu.
-Öyleyse olgunundan bir kaç tane alayım, der ve gurup içinden herhangi bir çocuğun gözlerini kapar: İki gurup ,birbirine ters olarak oturduğu için (Arkaları birbirine gelir) karşı gurup oyuncularını göremezler. Gözünü kapadığı çocuk kimseyi göremez.
1.Gurubun kabakcıbaşısı kendi gurubuna seslenir:
-Gelsin gelsin. Kim gelsin? Önceden kendi gurubunun oyuncularına koyduğu isimlerden birini çağırır:
– Gelsin gelsin Türk gelsin;
Kendi adı çağrılan çocuk gelir: Gözleri kabakcıbaşı tarafından kapatılmış olan çocuğun başına karpuzun olgun olup olmadığına bakar gibi, üç sefer “tık, tık, tık” diye vurur, Sonra dönüp eski yerine oturur.
Kabakcıbaşı gözü kapalı olan çocuğun gözlerinden ellerini çeker. Bilmesi için ona şöyle der:
-Bil bakalım kim vurdu. .
O da karşı oyunculardan şüphelendiği herhangi bir çocuğun ismini söyler. (Bu tahmini öncekine göre oturuş, duruş ve hareketinden tahmin edecektir.)
-……… vurdu.
Kendisinin başına vuran çocuğu bilmiş ise, İsmi bilinen çocuk karşı gurup oyuncularının yanına geçer. Kabakcıbaşı ona da gizlice yeni ismini koyar. Artık o gurubun kabağı olmuştur.
Gözü kapatılan çocuk doğru tahminde bulunamamış ise; kendisi öbür guruba geçer ve oranın kabağı olur. Yeni adını alır.
Oyunun oynanış sırasında ise bilemediği anda oyun diğer gurup tarafından devam ettirilir. Bilir ise el kendi gurubuna geçer.
Oyun guruplardan herhangi birinin tek bir kabakcıbaşısı ve oyuncusu kalıncaya kadar devam eder . Ya da baştan konulan bir sınırlamayla (örneğin 10 oyun sonra) en çok kabağı olan gurup oyunu kazanır.Grup oyunlarında kadınları da yeteneklerini gösterdiler.
(*) ÇINAR ARIKAN: M. Kadılar İlkokulu Müdürü
Bu yazı “Mersin Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü Yayın Organı” olan “İÇEL KÜLTÜRÜ” Mayıs 1992 – 21. Sayısından alınmıştır.
“Yumuktepe.com” notları:
(*3) kaktırmak: itmek