,

ANAMURYUM – ANEMURiUM – ANAMUR

anmym-e1382426344694.jpg

Adını coÄŸrafyasından alan “rüzgarlı burun” Anemurium, antik kenti içinde yayılan geniÅŸ mezarlıklar alanı ilk giriÅŸte konuklarını ürkütür. Dış surlar içindeki nekropol alanı ile, iç surlar içinde asıl yerleÅŸim merkezi ve hamam, odeon gibi mimarlık eserleri yayılır. Ayrıca mozaik sanatının özgün örnekleri ören yerinin önemini artırır.
Konumu –
İçel ilinin batıdaki son kalesi Anamur, Anadolu’nun güneyini saran Torosların “Orta Toroslar kuÅŸağı içinde yer alan ve anakaranın en güney ucu olan “Karga Gedik” dağının Akdeniz’e uzanan son burnu üzerindedir. Kent deniz kıyısından 3 km içerde ve denizden 10 m kadar yukarda yer alır.
Mersin’e 228 km, Silifke’ye 128 km, komÅŸusu GazipaÅŸa yerleÅŸimine 80 km, Alanya’ya 128 km uzaklıktadır. Kıbrıs komÅŸu kapısı sayılır, sadece 40 mil……
Karayolu bağlantısı da son 30-40 yılın eseridir.
Tanıtım –
Bölgeden ilk söz eden Amasyalı antik coÄŸrafya yazarı Strabon olmalı. Ãœnlü yazar Anemurion kentini yörenin bir nirengi noktası olarak gösterir. Ãœnlü gezginimiz Evliya “Çelebi, evvelce Venedik keferesi elinde büyük ÅŸehir ve kale imiÅŸ, … Kıbrıs’ın iskelesidir. .. Halk daima yaylalarda oturur. .. TemaÅŸa edecek ÅŸeyler bulamayıp … ” diyerek buradan hızlı geçer. XIX. yüzyılda bölgede keÅŸif gezisi yapan ingiliz donanmasından Albay Francais Beaufort Anemurium’u dünyaya yeniden tanıtır.
Ulaşım olanaklarının olmamasından 1960’lara kadar bölgede esaslı bir inceleme yapılmamıştır. 1960 yılında Toronto Ãœniversitesinden Elisabeth Alföldi-Rosenhaun ve yönetimindeki grubun yaptığı, yüzey araÅŸtırmalarını, Vancouver’daki Kolobiya Ãœniversitesi tarafından yapılan kazılar ve restorasyon çalışmaları izlemiÅŸtir. Arkeolog James Russel’in yaptığı kazılar kent hakkında önemli bilgiler saÄŸlamıştır. Anamur dağın yamacından kurulu bir yukarı ÅŸehir ile (Akropol), kıyıdaki aÅŸağı ÅŸehirden meydana gelmiÅŸtir. Helenistik dönemde kurulduÄŸu anlaşılan kentte eski tarihli yapılar bulunsa da surlar içindeki site yapıları orta çaÄŸa tarihlenir.
Kara yönü kulelerle güçlendirilmiÅŸ zikzak duvarlı kale ortaya çıkarılmıştır. YerleÅŸim tepeden denize doÄŸru inen bir duvarla ikiye ayrılır. Anemurium Roma ve Bizans Ä°mparatorluklarındaki taÅŸra ÅŸehirlerinin tipik örneÄŸidir. Kenti asıl önemli kılan ÅŸehrin “mütevazı” statüsüdür. Ancak büyük kentlerin aksine ÅŸehrin tarihiyle ilgili belgeler çok azdır. Anamurium, üç aÅŸamada incelenebilir.
a) Uygarlığının zirvesinde bir Roma Kenti,
b) Erken Bizans kenti,
c) M.S.VII, yüzyılda yoksullaşmış bir kent.
Adının Kaynağı –
Anamur’un ismi antik Anemurium kentinin adından gelmektedir. Latince “Anem” sözü burun, “ourium” ise rüzgar anlamına gelmektedir. Anlaşılacağı gibi Anemurium sözcüğü Rüzgarlı Burun anlamındadır.
Tarihçe –
Kilikya bölgesi içindeki Anamur’da, M.Ö. IV. yüzyıla ait bazı yerleÅŸimlerin buluntuları saptanmıştır. Yazılı belgelere göre yöre, Hitit kralı IV. Tuthaliya (M.Ö. 1250-1230) zamanında kendisinin himayesine sığınan Mattuvadda’ya verilmiÅŸti. Ancak pek vefalı olmadığı anlaşılan Mattuvadda, Hititlerin biraz zayıflamasından yararlanarak Anamur sahillerinden Afyonkarahisar’a kadar uzanan bir prenslik kurmuÅŸtu. Roma döneminde özellikle ticaret geliÅŸmiÅŸtir. Roma imparatoru Calieula (M.S.37-41) devrinde ve M.S. 38 yıllarında bütün Kilikya kıyıları, Kommegene Kralı IV. Antiochos’a bağışlanmÅŸtı. PrensliÄŸin yönetimi altındaki toprakların Elaiussa-Sebaste (AyaÅŸ) den baÅŸlayarak Anamur’un kuzeyine Konya’ya kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Bölgenin geliÅŸmesi ise M.S.II. yüzyıllarda Roma’nın bölgede huzuru saÄŸlamasına baÄŸlanabilir. Ancak M.S.260 yıllarında bölgenin kısa bir süre için olsa da Persler tarafından ele geçirilmesi ÅŸehri bir krize sürüklemiÅŸ ve sonun baÅŸlangıcı olmuÅŸtur. İç kısımlardaki daÄŸlarda yaÅŸayan Isaurialılar yönetim zayıflığından yararlanarak yaÄŸmalara giriÅŸmiÅŸlerdir. Bu durum 200 yıl sürmüş, IV. yüzyılda ÅŸehre ikinci bir surun yapılması gerekli olmuÅŸtur. Bir yazıttan yeni surun yaklaşık M.S.383 yılında lsauna Valisi Matronianus’un emriyle bir askeri alay tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. V. yüzyılda tekrar canlı ve rahat bir hayata kavuÅŸan kent artık tam anlamıyla Bizans yönetiminde yeniden yapılanmıştır.
M.S.V. yüzyılda ve VI. yüzyılın ikinci yarısında diÄŸer Bizans ÅŸehirleri gibi varlıklı yaÅŸayan Anemurium’un aniden yoksullaÅŸmış olduÄŸunu görüyoruz. M.S. 580 yılındaki zelzele onarılmaz yaralar açmış, sosyal ve fiziksel felakete de neden olmuÅŸtur. M.S.610-630 yılları arasında bölge defalarca Persler tarafından iÅŸgal edilmiÅŸtir.
…….M.S.VII. yüzyılın ikinci yarısının sonlarına doÄŸru (M.S.650’den sonra) Arap saldırıları bölgeyi taciz etmeye baÅŸlamıştı. M.S. 660’da ÅŸehrin tamamıyla terk edilmiÅŸ olduÄŸu kabul ediliyor. 12 ve 13. yüzyıllarında bölge yeniden Ermenilerin yerleÅŸimine sahne olmuÅŸtur. Anamur, daha sonra merkezi Konya olan Selçuklu Sultanlığının yönetimine girmiÅŸtir. Selçuklu hükümdarı Alaeddin Keykubat tarafından görevlendirilen, Mubarezeddin ErtokuÅŸ 1228 yılında Anamur’u zapt ederek ele geçirmiÅŸtir. Bir ara KaramanoÄŸlu yönetiminde kalan Anamur, 1859 yılında Osmanlı idari teÅŸkilatında müdürlük, 1869 yılında da kaymakamlık olmuÅŸtur.
Cumhuriyet dönemindeki mübadele sonunda Rumların terk ettiği bir kilisenin yıkılıp yerine bugünkü hükümet binası yaptırılmış olduğu bilinmektedir.
Günümüze iyi korunmuş olarak ulaşan Anemurium antik kenti, 25 kuşağın kalıntılarını içermektedir.
TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ DESTEĞİ İLE HAZIRLANMIŞTIR.
*Bu yazı “İçel Sanat Kulübü” Aylık Bülteni “Nisan 1997 – 58. Sayı” sından alınmıştır.

Biyografik Bilgi

scroll to top