SOLÄ°’NÄ°N ÃœNLÃœLERÄ°-1 ARATOS – Remzi YAÄžCI*
Eskiçağın ünlü CoÄŸrafyacısı Pontos Ameseialı (Amasya) Strabon ‘un (Ä°.Ö. 64/63- Ä°.S.21) Anadolu ile ilgili XII, XIII. ve XIV. kitaplarının sonuncusunda (XIV. V. 8) Soli’den söz ederken kısa ancak önemli bilgiler verir:
Lamos’dan sonra önemli bir kent olan Soli’ye gelinir. Burası Issos’u da içeren diÄŸer Kilikia’nın baÅŸlangıcıdır. Soli, Akhaialılar ve Lindos’dan gelen Rhodoslular tarafından kurulmuÅŸtur. Kentin nüfusu azaldığından, Büyük Pompeius korsanlardan geriye kalanlardan en önemli ve bağışlanmaya layık olanlarını buraya yerleÅŸtirdi ve kentin adını Pompeiopolis olarak deÄŸiÅŸtirdi. Sofi’nin ünlü yerlileri arasında babası Tarsos’tan göç etmiÅŸ olan stoik filozof Khrysippos; güldürü ÅŸairi Philemon ve nazım tarzında yazılmış olan “Phainomena” adlı yapıtın yazarı Aratos vardır.
Bu sayıda Soli’nin en parlak çaÄŸlarından birisi olan Hellenistik Dönem’ de yaÅŸamış, Strabon’un sözünü ettiÄŸi Soli doÄŸumlu olan bu üç ünlüden Aratos’a deÄŸineceÄŸiz. Solili Aratos, Ä°.Ö. 315-240/239 yılları arasında yaÅŸamıştır. Ondan Soli’de kalan tek andaç, XIX. yüzyıl gravürlerinde yıkılmak üzere olduÄŸu görülen silindir biçimli anıtsal mezarıdır** (res.1). Bu anıt-mezar tiyatronun yaslandığı höyüğün kuzey-batısındadır (res.2) ve günümüzde üzeri otlarla kaplı bir tepecik görünümündedir. Belki de devrinin en görkemli anıtsal mimari örneklerinden birisiydi. Günümüzde özel mülkiyet içinde (tarım alan ı) olduÄŸundan kazısı yapılamamaktadır.
Aratos’un ilk hocası Ephesoslu Menekrates’tir ve olasılıkla bir süre orada eÄŸitim görmüştür. Daha sonra Atina’ya gitmiÅŸtir. Atina’da Kıbrıslı Zenon’dan kurucusu olduÄŸu Stoacı felsefeyi öğrenmiÅŸ ve Makedon Antigonos hanedanının krallarından Demetrios Poliorketes’in oÄŸlu Antigonos Gonatas ile tanışmıştır. Antigonos Gonatas, Aratos’u Ä°.Ö. 277 ‘de Makedonya’daki sarayına davet etmiÅŸtir. Aratos orada hem kralın l. Antiokhos’un üvey kız kardeÅŸi Phila ile olan evliliÄŸini kutlamış hem de Antigonos’un Keltlere (Ä°.Ö.277) karşı kazandığı utkuyu bu savaÅŸa ithafen yazdığı bir Pan Ä°lahisi (Hymn to Pan) ile onurlandırmıştır. Daha sonra Suriye’ye gitmiÅŸ ve orada Antiokhos’un sarayında Odysseia’nın yazımını bitirmiÅŸtir. Sonunda yine Makedonya’ya dönmüş ve orada Antigonos’dan önce ölmüştür.
Aratos’un en çok tanınan yapıtı günümüze deÄŸin ulaÅŸan Phaenomena adlı gökbilimle ilgili ÅŸiiridir. Bu ÅŸiirini yakın dostu Antigonus’un isteÄŸi üzerine kaleme almıştır. Phaenomena aslında Knidoslu Eudoksos’un (Ä°.Ö.390-337) bilimsel amaçla yazdığı düzyazıların ÅŸiirsel bir çeÅŸitlemesidir. Zeus’a adanan bir önsöz (proem)’den (1-18) sonra kutuplara kısaca bir deÄŸinilir. Aratos bu yapıtında, kuzey ve güney yıldızlarının keÅŸfediliÅŸini (26-453), gök cisimlerinin yörüngelerini (462-558), yıldızların doÄŸuÅŸunu batışını (559-732) ÅŸiirsel bir dille anlatmaktadır. Åžiirin kalan bölümünde ayrı bir baÅŸlıkta ancak yine ÅŸiirle baÄŸlantılı olarak hava durumuna iliÅŸkin göstergelere (733-1154) yer verilmektedir. Phaenomena hemen büyük bir ün kazanmıştır. Ancak ÅŸiirin içindeki gökbilimle ilgili yanlışlıklar bazı yorumcuları metni deÄŸiÅŸtirmeye zorlamıştır. Bu nedenle de oldukça eleÅŸtirilmiÅŸtir. Bunlardan özellikle Hipparkhos’un (Ä°.Ö. 190-120) yorumları uzun süre geçerliliÄŸini korumuÅŸtur. Buna karşın Aratos’un Phaenomenası Grek ve Romalılar arasında oldukça ilgi görmüş ve eski çağın sonuna deÄŸin ününü sürdürmüştür. Phaenomena, Atakslı Varro, Cicero, Germanicus ve Avienius tarafından Latinceye çevrilmiÅŸtir. Lucretius ve Vergilius’u etkilemiÅŸtir. Aratos, ÅŸiir biçeminde ağırbaÅŸlı Hesiodos’u, dilinde ise Homeros’u örnek almaktadır.Bu nedenle ÅŸiirinde büyük ölçüde yalın bir anlatım ayırt edilmektedir. Åžiir, yalnızca konusu nedeniyle kolaylıkla okunamamaktadır.
Aratos, Phaenomena dışında da birçok ÅŸiir yazmıştır. Bunların çoÄŸu ne yazık ki günümüze ulaÅŸamamışlardır. ÖrneÄŸin Destanlar (Epikederia), TaÅŸlamalar (Epigrams), Ağıtlar (Elegies), Ä°lahiler (Hymns) ‘in yanı sıra kısa ÅŸiirlerini topladığı baÅŸlığının anlamı belirsiz bir baÅŸka yapıtı da vardır.
Diğer kayıp yapıtlarının başlıkları ise yine gökbilim ve tıp ile ilgilidir.
Aratos’un ÅŸiirinin XV. yy. bir elyazması, Rönesans ve Reform döneminin en büyük ustalarından ünlü Alman ressam Albrecht Dürer’i de (1471-1528) etkilemiÅŸ ve o ünlü gökyüzü haritası tablosunu (1515) yaratmasında esin kaynağı olmuÅŸtur. Bu tablo cennetin ilk resimli çizelgesidir. İçinde yer alan yıldız tanrıları, OrtaçaÄŸ hatta Arap görünümleri yerine ilk kez klasik görünümleriyle betimlenmiÅŸlerdir.
Aratos Soliliydi…
* Dr Remzi Yağcı, Mersin Üniversitesi Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi.
** Örn; Langiois V, 1861: Voyago dans la Cilicie et dans les Montagnes de Taures. Paris: 245
İçel Sanat Kulübü 2001-108 nolu Aylık Bülteninden Alınmıştır.
*** Prof. Remzi YaÄŸcı- Dokuz Eylül Ãœniversitesi – Soli-Pompeipolis kazılarına devam etmektedir. 2016