,

AYA YORGI KİLİSESİ – H. Şinasi DEVELİ

Aya-e1382429945602.jpg

AYA YORGI KİLİSESİ – H. ŞİNASİ DEVELİ
Merhum Tevfik Sırrı Gür, Mersin’de tarihi bir yapıyı yıktığı için eleştiriliyor. Bu eleştiri yerinde mi? Biz bu yazımızda konuya açıklık getirmeye çalışacağız ve takdirini de okuyanlara bırakacağız.
1944 yılında yıkılan ve bir kısım malzemesi Halkevi’nde kullanılmış olan bu yapı, arsası ile birlikte şimdiki Bit Pazarı’nın tamamını kaplıyordu.Ayayorgi
1885 yılında Mavromati tarafından inşa ettirilmişti. (1) Milli Mücadeleden sonra Rumlar Mersin’i terk edince cemaati kalmayan ve AYiOS GEORGiYOS adı ile de anılan bu kilise bir süre boş kalmış, onradan ZAFER Camisi adı ile Müslümanların ibadetine açılmıştır. Ancak bu da fazla sürmemiştir. Zira İslam Cemaati de yetersizdi. O tarihte Mersin’in merkez nüfusu on binler civarındaydı. (2)
Mersin’de mevcut beş Cami ihtiyaca yetiyordu. Böylece her iki dini cemaatten yoksun kalan ibadethane boş kaldı.
Bir ara Mersin’deki okullar burada temsiller verdi. Halkevi Temsil Kolu temsilleri de burada sahnelendi. 1933 yılına gelinmişti ve meşhur Onuncu Yıl Marşı Mersin’deki bütün talebelere ve halka öğretilecekti. En uygun yer olarak burası belirlendi ve marşı öğreninceye kadar buraya gidip geldik.
Bir ara bina sinema olarak da kullanıldı. Ancak bina çok büyüktü, ısıtılamıyordu, böylece hiçbir işe yaramaz oldu. İlgisizlik yüzünden binada kapı, pencere de kalmadı. Sökülebilir ne varsa, sökülüp götürüldü. Bir bekçisi yoktu. Kuleler esrar tekkesi ve her türlü ahlaksızlığın yatağı halindeydi. Özel İdare’ nin mali gücü yapıyı onarmaya, muhafazaya yeterli olmadığı gibi sahip çıkacak bir kurum da yoktu.
1943 yılında Tevfik Sırrı Gür Mersin’e Vali olarak atanıp, göreve başladığında Kilise bu durumda idi.    Bilindiği üzere Sırrı Gür, bulunduğu her il’de bir Halkevi yaptırmakla ünlü bir Valiydi. Mersin’e gelince aynı işe koyuldu. Şimdiki Halkevi’nin bulunduğu yer uygundu fakat güneyindeki Kilise ona göre engeldi. Lozan Antlaşması nedeniyle bu konuda fazla ileri gidemezdi. Her ne kadar Kilise, güney arsasından bir bölümünü yola kaybetmiş ise de, buna karşı fazla bir direnişle karşılaşılmamıştı.
Vali, Kilise cemaati ileri gelenlerine bir teklif götürdü. Harap haldeki AYA YORGi Kilisesi’ni tamir edip, onlara bırakacak bunun karşılığında Arap Ortodokslara ait 1870 yılında Nadir ailesince inşa ettirilmiş MiHAiL  ARHENGELOS Kilisesi’ni yıkacaktı. Böylece Halkevi’nin etrafı tamamen açılacaktı. Kilise Cemaati ileri gelenleri bu teklifi reddetti. (3) Halkevini yapmakta kararlı olan Sırrı Gür, kendi halinde yıkılmaya yüz tutan Kiliseyi yıkıp, harp nedeni ile birçok malzeme yokluğunu buradan karşılamayı uygun buldu.
Kilise değişimi teklifi kabul edilmiş olsa, Mersin’in dört tarafından biblo görüntüsü ile görülen çift çan kuleli, içerisi mermer kaplı bu güzel yapı yok olmayacak, Halkevi’nin etrafı tamamen açılacak, ve şehrin göbeğinde bir Bit Pazarı mezbelesi doğmayacaktı.
Şimdi bu tarihi yapının yıkılmasının sorumlusu kim?
Biz bildiklerimizi okuyuculara aktardık. Takdir onların.
(1) Mavromati; Andon Lakerdapulos, Bodasaki gibi bölgenin ileri gelen zenginlerinden bir Rum’dur. Mersin ve Tarsus’ta Fabrikaları ve Mersin’de çok miktarda emlakı mevcuttu. Rus Konsolosu idi. Osmaniye Mahallesi’ndeki Kilise ile üç Rum Okulu’nun giderlerini de kendisi karşılıyordu.
(2) Bu tarihte resmi Nüfus sayımı olmadığından Mersin’in Nüfusunu tam olarak bilemiyoruz. Yalnız Mersin Belediyesi kendi imkanları ile 1927 yılında Merkez nüfusunu tespit için sayım yaptırmış. Bu tarihte Merkez nüfusu 11730 imiş.
(3) Vali Gür ile Kilise Cemaati arasındaki Kilise değişimi görüşmesini merhum Gabriel Butros’tan dinlemiştim. Kilisenin arazisini yola kaybettiğinden kendisine kızmış olduklarını ve Aya Yorgi Kilisesi’nin değişimini bu kızgınlıkla reddettiklerini, bundan dolayı pişman olduklarını anlatmıştı.
*Bu yazı  “İçel Sanat Külübü” Aylık Bülteni “Mayıs 1996 – 47. Sayı” sından alınmıştır.

Biyografik Bilgi

scroll to top