,

AYDINCIK (KELENDERİS) /  YILANLI ADA – VOLKAN  EVRİN   

Yılan-Adası-1.jpg

AYDINCIK (KELENDERİS) / YILANLI ADA – VOLKAN EVRİN 

GÄ°RÄ°Åž:
Türkiye’nin DoÄŸu Akdeniz kıyılarının sualtı arkeolojik deÄŸerlerini keÅŸfetmeyi ve bilimin hizmetine sunmayı kendine amaç edinmiÅŸ olan, ODTÃœ Sualtı TopluluÄŸu Batık AraÅŸtırmaları Gurubu (ODTÃœ-SAT BAG) ve Sualtı AraÅŸtırmaları DerneÄŸi Sualtı Arkeolojisi AraÅŸtırma Gurubu (SAD-SAAG) 1992 yılında baÅŸlayan çalışmalarına, bölge sularında çeÅŸitli keÅŸif dalışları ÅŸeklinde devam etmiÅŸ ve buluntularını bilimsel yayınlarla duyurmuÅŸtur (Türe ve diÄŸ., 1996 a; Türe ve diÄŸ., 1996 b; Evrin ve diÄŸ., 1999; Evrin ve diÄŸ., 2002) (ÅŸekil 1).
Kelenderis, Anadolu antik coÄŸrafyasında DaÄŸlık Kilikya (Cilicia Tracheia, TaÅŸeli) olarak bilinen bölgenin önemli bir liman kentidir. KuruluÅŸundan itibaren hiçbir kesinti olmadan yaÅŸamını günümüze kadar sürdüren Kelenderis’in kalıntıları, Mersin ili Aydıncık (eski ismi ile Gilindire) ilçesinde, doÄŸal bir korumaya sahip limanın çevresinde yayılmıştır. Bu bölgede Prof.Dr. Levent ZoroÄŸlu tarafından 1987 yılıhdan beri sürdürülen kazılarda, kentteki ilk yerleÅŸimin M.Ö. 7. yüzyıl baÅŸlarına kadar uzandığı saptanmıştır (ZoroÄŸlu, 1994). Kelenderis’teki bu kentleÅŸmenin öncesinde de yerleÅŸmelerin olduÄŸu, Neolitik, Kalkolitik ve Erken Tunç çaÄŸlarına (M Ö. 5000-3000 yıllarına) kadar giden seramik ve diÄŸer arkeolojik malzemenin belgelendiÄŸi Gilindire MaÄŸarası ile kanıtlanmıştır (Prof.Dr. Levent ZoroÄŸlu’nun sözlü anlatımı).

Şekil I: Kilikya Kıyılan Arkeolojik Sualtı Yüzey Araştımas’nın yıllara göre çalışma alanları

YÖNTEM
15 yıldır süren Kelenderis kazıları sırasında, hem kentin mezarlığında, hem de AÅŸağı Åžehir ve Akropol’de çok sayıda ticari amphora ve Kelenderis dışından gelmiÅŸ diÄŸer materyaller bulunmuÅŸtur. Bu çalışmalar çerçevesinde eksikliÄŸi hissedilen en önemli çalışmalardan biri, liman ve limana yakın çevrede henüz sualtı çalışmalarının yapılamamış olmasıdır. 2001 yılında, bu konuda geniÅŸ bir planlama yapılarak, 2002 yılında Kelenderis kazıları çerçevesinde bir ekip olarak, Kültür Bakanlığı’nın da izni ile söz konusu bölgede sualtı araÅŸtırması yapılmasına karar verilmiÅŸtir. ODTU-SAT & SAD olarak geçmiÅŸ tecrübelerimizden ve bilgi birikimimizden de yararlanarak önemli görülen dalış bölgeleri belirlenmiÅŸtir. Dalışların büyük bir bölümünü Aydıncık açıklarında bulunmakta olan Yılanlı Ada çevresinde yapacak ÅŸekilde bilimsel ve teknik hazırlıklar tamamlanmıştır. Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı (TINA) sponsorluÄŸu ile gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz araÅŸtırma çalışmaları iki etapta yapılmıştır. Birinci etapta (27 Temmuz – 4 AÄŸustos 2002) keÅŸif dalışları tamamlanmış, bulgular üzerinde araÅŸtırmalar, çizimler, ölçümler ve fotoÄŸraflamalar yapılmış, ikinci etapta da (21-22 Eylül 2002) eksik fotoÄŸraflamalar ve dağılım alanları çizimleri üzerinde çalışılmıştır. Kültür Bakanlığının izni ile etüdlük bazı parçalar çıkarılmış, yüzey temizliÄŸi ve tatlı su iÅŸlemlerinden geçirilmiÅŸtir. Bunlara ek olarak, bulunan çapaların ve batık alanının katalog fotoÄŸrafları ve genel sualtı çalışmaları ile ilgili belgesel ve aktüel fotoÄŸraflar ATLAS fotoÄŸrafçısı Ali Ethem Keskin tarafından çekilmiÅŸtir.
Araştırma süresince toplam 10 gün olmak üzere, 122 aletli dalış yapılmıştır. 14 araştırma ve 8 destek dalıcısı olmak üzere 22 dalıcının görev aldığı çalışmalarda, 6744 dakika sualtında kalınmış ve 60 metre derinliğe kadar inilmiştir. Dalışların 30 tanesi 0-25 metre arasında, 74 tanesi 26-45 metre arasında ve 18 tanesi de 45 metreden derinde gerçekleşmiştir. Dalışlar sırasında ve sonrasında herhangi bir dalış hastalığı belirtisine rastlanmamıştır.

BULGULAR
Yılanlı Ada ( 36 e- 06 C- 85 CC Kuzey enlemi – 33 b- 22C- 68 CC DoÄŸu boylamı), kuzeybatı-güneydoÄŸu ekseninde 120-130 metre uzunluÄŸunda 45-50 metre geniÅŸliÄŸinde ve deniz seviyesinden 25-30 metre yüksekliÄŸinde bir konuma sahiptir. En yakın kara uzaklığı (Sancak Burnu) 2.5 km ve Aydıncık limanına da 4-5 km uzaklıkta bulunan adanın, kuzey yönünde derinliÄŸi 10 metreden baÅŸlayıp 50-55 metrelere dik iniÅŸler yapmaktadır. Dalış yapılan yerlerde dip yapısının yer yer dik iniÅŸleri olan kayalık zemini 45-50 metre derinlikte kumluk alana dönüşmektedir. 100-120 metre civarında olan doÄŸu-batı ekseni üzerinde 13 — 50 metre arasında, 20’nin üzerinde çeÅŸitli boy, tür ve ÅŸekilde taÅŸ çapa, 10-12 kadar metal çapa, 1 adet taÅŸ çipo, 1 adet kurÅŸun çipo ve bu çipoya ait 1 adet kurÅŸun kelepçe bulunmuÅŸtur.
Çapaların yoÄŸun olarak bulunduÄŸu bölgede farklı türlerde ve çokça seramik parçaları görülmüş olsa bile sığ sularda batık izine rastlanmamıştır. Daha sonra adanın kuzey-batı burnunun önünde baÅŸlayan kayalık bölgeden derinlere inen sularda, kumluk alanın baÅŸladığı noktada bir batık alanı tespit edilmiÅŸtir. Birkaç ana öbekten oluÅŸan batık alanı üzerinde zemin üstünde bulunan amphoralar olduÄŸu gibi boÄŸazlarına kadar gömülü konumda amphoralar da bulunmuÅŸtur. 60 kadarı yüzeyde görülebilen amphoraların hepsi aynı boy ve ÅŸekildedir. Aralarında farklı türde bir seramik testicik de tespit edilen batık alanında, 7-8 adet kırık amphora dışındaki örnekler saÄŸlam ve bütün halde bulunmaktadır. Dalışların son gününde tespit edilen, batık alanı dışında bulunan ve boyun bölgesinde büyük bir kırığı olan sepet kulplu bir amphora incelenmek üzere çıkarılmıştır. Hem daha önceden etüdlük malzeme olarak çıkarılan Roma Ä°mparatorluk zamanına ait olan boyun parçalarının, hem de arkaik çaÄŸa ait sepet kulplu amphora’nın yakın benzerlerinin Kelenderis kara kazıları sırasında bulunmuÅŸ olması, bu bölgede bir çalışma yapmamızın ne kadar isabetli olduÄŸu böylece kanıtlanmıştır. Sualtından eser çıkarma iÅŸlemleri sırasında Tarsus Müzesi’nden arkeolog dalıcı Işık Adak-Adıbelli kontrolünde çalışan ekip üyeleri, çıkan eserleri kurumadan karaya ulaÅŸtırmış ve gerekli yüzey temizliÄŸi ile tatlı su iÅŸlemlerini gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir.

TARTIÅžMA
Çapa türleri açısından da Akdeniz havzasında Bronz devrinden beri görülen ve incelenen türlerin pek çoÄŸuna bu bölgede beraberce rastlanmaktadır. Yılanlı Ada’yı, sualtı arkeolojisi adına çok önemli bir konuma taşıyan bu bulgular, tek tek incelenerek deÄŸerlendirilecektir. TaÅŸ çapa türlerinden tek delikli, iki delikli ve üç delikli örnekler, taÅŸ çipo, kurÅŸun çipo ve kelepçesi, metal T ve Y çapalar ve yay ÅŸeklinde olan büyük metal çapalar sualtında birbirlerine yakın konumlarda bulunmaktadır. Sualtı çalışmalarında bu kadar çok sayıda ve farklı türde çapanın bir arada tek bir bölgede bulunması ender rastlanan bir keÅŸiftir. Gerek bölgenin Bronz devrine kadar uzanan deniz ticaretine ışık tutması açısından gerekse çapa türleri üzerinde yapılacak tipoloji çalışmalarına kaynak yaratması bakımından bu sular, hassasiyetle incelenmeye devam edilecektir (Frost, 1970; McCaslin, 1980).
Bu sene yapılan çalışmalar gerek bulguların bu kadar zengin olması gerekse hedeflenen bölgelerde sadece bir tanesine ki tamamı bile değil, bakılması nedeni ile gelecek yıllarda daha geniş kapsamlı, daha geniş ekipleri barındıran ve daha büyük bütçeli çalışmalar konusunda bize şevk vermiştir. Sualtında ölçüm-çizim çalışmaları için daha fazla ekipmana ve bilgisayar destekli yazılımlara ihtiyaç duyulduğu da bir gerçektir. Bulguların bilimsel literatürde incelenmesine başlanılmış, ve görülmüştür ki, birden fazla araştırmacının aynı anda çalışmasını sağlayacak kadar zengin ve önemli başlıklar mevcuttur. Bu bildiride ilk duyurusu yapılan Yılanlı Ada bölgesinde, taş çapalar, taş çipo, kurşun çipo ve kelepçesi, Y ve T metal çapaları, yay şekilli metal çapalar, batık alanı ve diğer seramikler çalışılmaya başlanmıştır. Bulunan eserlerin incelenmesine ek olarak, bölgede yeni dalış noktalarına yapılacak araştırma ve keşif dalışları için de gelecek seneki çalışmalar şimdiden planlanmaktadır.
Bir Türk araştırma ekibi olarak ulaştığımız bu nokta, hem bize gelecek çalışmalarımızda büyük bir azim sağlamakta hem de diğer Türk ekiplere yol göstericilik yapmaktadır. TINA gibi sualtı arkeolojisi konularında destek sağlayan kurumların ve kişilerin de katkıları ile daha büyük bütçeli ve daha kapsamlı araştırmalar yapmak artık daha kolay olacaktır.

SONUÇ
KeÅŸfedilen ve belgelenen metal ve taÅŸ çapalar ile batık bölgesi sayesinde, DaÄŸlık Kilikya’nın önemli bir liman ÅŸehri olan Kelenderis’in, DoÄŸu Akdeniz Deniz Ticaret Yolları üzerinde sık kullanılan bir uÄŸrak noktası olduÄŸu tekrar gösterilmiÅŸtir. Ayrıca bu çapaların Akdeniz havzasında varolan pek çok çapa türü ile benzer türde olması, Yılanlı Ada ve yakın çevresinin geniÅŸ bir zaman dilimi boyunca demirleme bölgesi olarak kullanıldığını da göstermiÅŸtir.
Ülkemiz sualtı arkeolojisinde Türk ekiplerin yönettiği ve yaptığı çalışmaların artması da ayrıca sevindirici bir gelişmedir. Bu çalışmanın sonuçlarının, sualtı arkeolojisinde büyük ve önemli adımlar olacağına kuşku yoktur.

TEÅžEKKÃœR
Kilikya Kıyıları Arkeolojik Sualtı Yüzey AraÅŸtırması’nın 2002 yılı çalışmalarının, verdikleri maddi destekle gerçekleÅŸmesini saÄŸlayan Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı’na (TINA), sonsuz teÅŸekkürlerimizi sunuyoruz. TINA gibi kuruluÅŸların Türk sualtı arkeolojisine katkıları sayesinde baÅŸarılı çalışmaların artacağına da eminiz. Çalışmalar sırasında saÄŸladıkları bilimsel rehberlik için Prof. Dr. Levent ZoroÄŸlu’na ve yerel destek için Sayın Mehmet Tekocak’a, ayrıca iki dönem halinde gerçekleÅŸtirilen çalışmalarımızda Kültür Bakanlığı temsilcileri Berran Çilingir ve Arkeolog-Dalıcı Işık Adak-Adıbelli’ye teÅŸekkür ederiz Tam bir ekip ruhu ile çalışmaları baÅŸarı ile sonlandıran ODTÃœ-SAT BAG ve SAD SAAG araÅŸtırma dalıcılarına (Volkan Evrin, Mert AyaroÄŸlu, AvÅŸar YavaÅŸ, Doruk Dündar, Koray Küçük, Korhan Özkan, Korhan Bircan, Murat Bircan, Güzden VarinlioÄŸlu, Ali Ethem Keskin, Ä°smail Çifçi, UÄŸur Bozel, Türker Gürer, Banu Bayazıt, Oytun Tuzcu) ve destek dalıcılarına (Özlem Öztemel, Taliha Kurtulan, Melis ÅžerefoÄŸlu, Deniz Tok, Behçet MutlubaÅŸ, ÇiÄŸdem T. Evrin, Eda HayrioÄŸulları, Anıl Dinçer) teÅŸekkür ederiz.

KAYNAKÇA
EVRİM V, OKE, G, ÖZER, A.M., YALÇINER, AC., 1999. Taş Çapalar: Doğu Akdeniz Anadolu Kıyıları Deniz Ticaret Yolları, Genel Bir Bakış ve Arkeometrik Değerlendirmeler. T.C. Kültür Bakanlığı XXI. Uluslararası Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, Ankara.
EVRİN, V, ÖKE, a, TÜRKMENOĞLU, A.,DEMİRCİ, 2002. The Stone Anchors from the Medlterranean Coasts of Anatolia, Türkiye: Underwater Surveys and Archaeometrical Investigations, International Journal of Nautical Archaeology (UNA), Landon (in pnnt).
FROST, H, 1970. Bronza Age Stone Anchors ‘rom the Eastern Mediterranean: Dating and Identıfıcanon. Mariner’s voL56, No«: 377-394.
McCASLIN, DE, 1980. Stone Anchors in Antiguity: Coastal Settlements and Mantime Trade Routes in the Eastern Medrterranean ca. 1600-1050 B. C. Studıes ın Mediterranean Archaeology, Voli LXI, Göteborg.
TÜRE, a, ARCAK, E.. KORKMAZ, L, 1996a„ Kilikya Kıyıları Sualtı Arkeolojik Yüzey Araştırması 1993 T.C. Kültür Bakanlığı XVIII Uluslararası Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, Ankara.
TURE, G„ YALÇINER, A ARCAK, E, 1996b Kilikya Kıyıları Suattı Arkeolojik Yüzey Araştırması 1994, T.C. Kültür Bakanlığı XVIII Uluslararası Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu. Ankara.
ZOROĞLU, L-, 1994. Kelendens l. Kaynaklar, Kalıntılar, Buluntular Ankara.

Volkan Evrin : ODTÃœ-SAT Batık AraÅŸtırmaları Gurubu – AD Sualtı Arkeolopsı AraÅŸtırma Gurubu

İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni 119. Sayısından Alınmıştır.

Biyografik Bilgi

scroll to top