Aslen Cezayirli olup, Osmanlı ordusunda muvazzaf subay olarak görev yapan Fethi ve Fevzi isimli iki kardeş, Tarsus’un işgalinden sonra;işgal kuvvetleri ile işbirliği yaparak, Tarsuslu olan eşlerinin de baskısı ile Tarsus’ta kalmışlardır.
Kardeşlerden Fethi Guvernör baş tercümanlığına, diğer kardeş Fevzi ise Üsteğmen rütbesi ile Tarsus jandarma bölük komutanlığına getirilmişti.
Tarsus da görev yapan Türk jandarmalardan Fuat Çavuş ile Hacı Emin (Talas),depoda tozlar içinde buldukları Türk bayrağının tozunu silkeleyip, katladıkları sırada , Fevzi tarafından görülür.
Ne yaptıklarını soran Fevzi, cevabı bile beklemeden; ‘’ Siz bu paçavraya hala saygımı gösteriyorsunuz, büyük bir devletin himayesi altındasınız,bu devlete ve bayrağına saygı göstermek zorundasınız’’ gibi söylediği sözler yanında ,hakaretlerde de bulunarak,Türk bayrağını ellerinden alıp,yırtmış ve yere atarak çiğnememiştir.
Bu olayın Tarsus’ta ve milli kuvvetlerce duyulması büyük üzüntüye neden olmuş, gerek Tarsus halkı, gerekse milli kuvvetlerde Fevzi’ye karşı bir kin beslenmeye başlamıştır.
Karatiken köyü jandarma komutanı olan, Setrak milli kuvvetlerin baskısından korkarak kaçıp, Tarsus’a sığınmıştır.
Komutanlarının, kaçmasını fırsat bilen Türk jandarmalarda, Gözne’ye gelerek Milli kuvvetlere katılmışlardır.
Milli kuvvetlere katılan jandarmaların yakalanmaları ve imha edilmeleri yönünde karar alan işgal idaresi Tarsus jandarma bölük komutanı olan Fevzi komutasında bir birliği görevlendirmiştir.
Bu birliğin, Gözne’ye doğru hareketini öğrenen Tarsus eşrafından Karamehmetzade Hafız Mehmet efendi,akrabası olan Yanparlı Hüseyin efendi aracılığı ile o tarihte Gözne’de bulunan Tozkoparan müfrezesi komutanı Musalı köyünden Veli Haşim’e bildirilmiştir.
Fevzi’nin, Gözne’ye gelişinin önlenmesi için bir pusu kurularak , hareketin sonuçsuz kalması ve de mümkün olduğu takdirde Fevzi ve askerlerinin esir edilmesine karar veriştir.
Tozkopran müfrezesi komutanı Veli Haşim; ablasının eşi olan Buluklulu Hüseyin Çavuş (Tümer) komutasında, aralarında ,bayrak olayında Fevzi’nin hakaretlerine uğrayan askerlerinde bulunduğu bir timi görevlendirmiştir.
Fevzi ve emrindeki askerler, Musalı köyünü geçip Sarnıç mevkiine geldiğinde , pusuya düştüğünü anlamış,daha önceden tanıdığı milli kuvvetler içinde bulunan askerlerden yardım istemesine rağmen, bayrak olayında hakarete uğrayan jandarmalardan olan Hacı Emin (Talas),atının dizginlerine sarılarak,Fevzi’yi atından indirmiş,tabancasını da alarak ,emrindeki askerlerle birlikte esir edilmiştir.
Fevzi’nin esir alındığını haber alan, karargahı Lamas (Limonlu) da bulunan Adana’ya mürettep Mersin ve havalisi fedai müfrezeler komutanı Emin Resa (Aslan) , komutanın kendisinde olduğunu esirlerin kendisine teslimini Gözne’de bulunan müfreze komutanlarından istemiştir.
Kozanlı Mustafa Nail’in, Emin Resa komutasından ayrılarak, Belenkeşlik köyünde, Adana Muallim mektebinden arkadaşları olan,Musalı köyünden Veli Haşim ve Kerimler köyünden Osman Muzaffer ile yeniden örgütlenmeye gitmeleri Emin Resa tarafından hoş karşılanmamaktadır.
Ayrıca; Emin Resa’nın milis, müfreze komutanlarının mektepli (yedek subay) olmaları çekişmenin diğer bir boyutuydu.
Müfreze komutanları direnmişlerse de, Emin Resa’nın ısrarı ve üst makamların isteği üzerine Fevzi Emin Resa’ya teslim edilmiştir.
Ancak; akşam karanlığından ve nöbetçilerin zaafından istifade eden Fevzi kaçmıştır.
Diniker (Tepeköy) karakol komutanı Kara Veysel Çavuş (Arıkol) yardımı ile Karayakup köyü muhtarı Süleyman efendi ve arkadaşları yakalanmış ve Kara Veysel çavuş tarafından müfreze komutanlarına teslim edilmiştir.
Gözne’de; Buluklulu Hüseyin Çavuş (Tümer) başkanlığında,Hacı Emin (Talas) ve Durmuş (Polis-Köksal) dan oluşan askeri mahkeme kurularak,Fevzi yargılanarak vatana ihanet ve bayrağa karşı davranışlarından dolayı suçlu bulunarak idamına karar verilmiş, Gözne kalesinin doğu tarafında tepe ile kale arasında bulunan alanda ,ceza infaz edilmiştir.
Kendi bilgisi dışında ve emirlerine karşı gelinerek idam kararı verilmesi Emin Resa’yı çok sinirlendirmiş ve kendi başkanlığında emir subayı oğlu Şinasi ile yaveri Adana’lı Niyazi’den oluşan bir askeri mahkeme oluşturarak, Tozkoparan müfrezesi komutanı Veli Haşim,Demirbaş müfrezesi komutanı Kozanlı Mustafa Nail, Alsancak müfrezesi komutanı Osman Muzaffer ile Diniker Karakol komutanı Kara Veysel Çavuş’un idamlarına karar vermişlerdir.
Alınan bu karar milli kuvvetler ile Mersin ve Tarsus köylerinde tepkiye neden olmuş ve bunun üzerine de Gözne ‘de çalışmalarını yürüten askeri mahkemede Emin Resa hakkında idam kararı vermiştir.
Emin Resa’nın idam kararının infazı içinde Alsancak müfrezesinden Evcili (Kızılbağ) köyünden Çocuk İbrahim (Lafçı) komutasında bitim görevlendirilmiş, tim Elvanlı’ya vardığında ;olayları haber alan,merkezi Konya’da bulunan 2.Ordu komutanlığının görevlendirdiği Binbaşı Emin( Mengenli) bey olaya müdahale etmiştir.
Daha sonra 2.Ordu komutanlığının direktifleri doğrultusunda; Güney cephesi sağ cenah ve sol cenah olarak ikiye ayrılmış;
Alata çayı ile Tarsus ırmağı arasında kalan kısım sağ cenah,Tarsus ırmağı ile Ceyhan nehri arasında kalan kısımda sol cenah olarak belirlenmiştir.
Sağ cenah mıntıka komutanlığı;
Alata çayı ile Deliçay arası Mersin Grubu komutanı Emin Resa,
Deliçay ile Tarsus ırmağı arası Tarsus grubu Komutanı Binbaşı İsmail Ferahim bey,(Şalvuz)
Tarsus ırmağı ile Çakıt çayı arası Kavaklı han grubu komutanı Teğmen Cemal (Ziyal)
Bu uygulama ile müfreze komutanları Tarsus grubuna bağlanarak,Emin Resa ile kırgınlıkları kısmen de olsa giderilmiştir.
Gözne’de görev yapan askeri mahkeme, milli kuvvetlerin Batı Cephesine katılmalarına kadar görev yapmış ve sağ cenah mıntıka komutanlığı bünyesindeki olaylarla ilgilenmiştir. İRFANTÜMER