Helen Yunan halkının kendilerine verdiÄŸi isimdir. Yunan koloni çağında Helenler Anadolu kıyılarında çeÅŸitli koloniler kurdular. Ä°limizde bunun en iyi bilinen örneÄŸi Soli (ya da Soloi) yani bugünkü Mezitli’dir. Soli kentini MÖ 8. yüzyılda Rodos adasından gelen Dorlar kurdular. Ancak/ Soli halkı diÄŸer Yunan halklarıyla yakın iliÅŸkide olmadığı için, farklı bir Yunanca ÅŸivesi ile konuÅŸuyor ve diÄŸer Yunan halkları tarafından bir ölçüde dışlanıyordu. Zaten Soli MÖ 5. yüzyıldaki Yunan Pers SavaÅŸları sonunda özerkliÄŸini koruma kaydıyla Anadolu’yu ele geçiren Persler’e bırakıldı. Buna karşılık Kelenderis (Aydıncık) ve Nagidos (Bozyazı) kentleri Sisam adasından gelenler tarafından kolonileÅŸtirildi. Bu iki kent Soli’nin aksine, Pers Yunan Savaşı’nda Yunan tarafına yakındılar.
Helenistik dönem Büyük Ä°skender’in Pers Ä°mparatorluÄŸu’na karşı yaptığı büyük sefer ile baÅŸladı. Büyük Ä°skender bu sefer sırasında MÖ 333 yılının ilkbahar aylarında Gülek geçidini geçip, Tarsus l a geldi. Serinlemek için girdiÄŸi Berdan Irmağı’nda yüzüp de hastalandığından, bir süre zorunlu olarak Tarsus’ta kaldı. Buna raÄŸmen bu süre içinde ilimizin batı kıyısını ele geçirdi. Büyük Ä°skender Milattan Önce 11 Haziran 323 tarihinde, bu günkü Irak’taki Babil kentinde öldü. Sadece 33 yaşındaydı ve yetiÅŸkin bir çocuÄŸu yoktu. Tek çocuÄŸu ölümünden sonra doÄŸdu. Bu durumda Babil’de toplanan generalleri Ä°skender’in yardımcısı durumunda olan Perdikkas’ı kral naipliÄŸine seçtiler. DiÄŸer generaller ise satrap (eyalet valileri) oldular. Ne var ki sistem iÅŸlemedi. Satraplar arasında anlaÅŸmazlık çıktı. Ä°skender’in mezarı konusundaki bir anlaÅŸmazlığı çözmek için Mısır satrabı l. Ptolemaios Soter’a karşı sefer düzenleyen Perdikkas bir ihanet sonucu öldürülünce, 321 yılında ikinci bir bölünme anlaÅŸması kaçınılmaz oldu. Lübnan’da Triparadisus adlı bir yerde yapılan toplantı sonunda, imparatorluk 21’e bölündü. Çukurova (o günkü adıyla Kilikya) Filosseno adlı bir generalin payına düştü. Ama Filosseno güçsüz bir satraptı ve bir süre sonra toprakları Tek gözlü namıyla bilinen Batı Anadolu satrapı Antigonus’un eline geçti. Antigonus satrapların en güçlüsüydü ve Ä°skender Ä°mparatorluÄŸu’nu diriltmeye çalışıyordu. Fakat diÄŸer satraplar Antigonus karşısında birleÅŸince, 301 yılındaki Ipsus Savaşı’nda o sırada 81 yaşında olan Antigonus hayatını kaybetti ve toprakları artık her biri bağımsız olan diÄŸer generaller arasında paylaşıldı. Bu paylaÅŸmada Suriye ve Çukurova’da Irak Kralı l . Seleukos Nikator l un payına düştü. Seleukos’un kurduÄŸu imparatorluÄŸa Selevkiler (ya da Selevkoslar) denilir. Seleukos Nikator Anadolu l nun büyük bölümüyle Ä°ranl ı ele geçirdi ve ele geçirdiÄŸi topraklarda çeÅŸitli kentler kurdu. Ä°limizde Silifke (o zamanki adıyla Selukia) kenti Seleukos Nikator tarafından kurulmuÅŸtur. Seleukos ayrıca yeniden imar ettiÄŸi Antakya kentini de imparatorluÄŸunun iki baÅŸkentinden biri haline getirdi. (Kendi adını taşıyan diÄŸer baÅŸkent ise Irak’taydı.) O dönemin kentleri arasında bugünkü Mersin yerinde kurulmuÅŸ olan, fakat kuruluÅŸ tarihi bilinmeyen Zephyrion ile Fenikeliler döneminden kalan Anemoryum (Anamur) kenti de vardı.
Mısır kralı l. Ptolemaios Soter ve l. Seleukos Nikator ömür boyu dost kaldılar. Fakat ölümlerinden sonra, MÖ 274 yılından itibaren ardılları arasında bir dizi savaÅŸ çıktı. Altı etap süren bu savaÅŸlarda Çukurova bir kaç defa el deÄŸiÅŸtirdi. MÖ 168 yılına kadar süren bu savaÅŸların i l k döneminde Mısır’daki Ptolemaios Krallığı Çukurova’ya hakim oldu. (Hatırlanacaktır, 2013 yılında düzenlenen Ä°SK Arkeoloji Günlerinde Profesör Mustafa Sayar i l i m izde ki Ptolemaios yadigârlarını tanıtmıştı.) Ancak tarihte Büyük Antiocus adıyla anılan Selevki Kralı III. Antiohos MÖ 198 yılında Panyum Savaşı sonrasında Ptolemaios devletini yenmeyi baÅŸardı.
Selevkiler Ä° mparatorluÄŸu en geniÅŸ döneminde Hindistan’a kadar uzanıyordu ve imparatorluÄŸu denetlemek için Selevkiler bir HelenleÅŸtirme politikası güttüler. Gerek Selevki ve gerekse Ptoleaos dönemlerinde bölgenin baÅŸlıca kentleri Helenistik kentler haline geldi.
Selevkiler ilimizin batı yarısını oluÅŸtıran DaÄŸlık Kilikya’yı Olba gibi küçük yerel krallıklar aracılığı ile yönetiyorlardı. Türkiye’nin antik tarihi hakkında kitap yazan British Institute of Arcaeology at Ankara eski baÅŸkanı Seton Lloyd bu yerel krallıkları Tapınak Devlet olarak adlandırmaktadır. Din Bereket Tanrıçası diniydi. Buna göre yerel kral ve kraliçeler aynı zamanda kentin en büyük rahibi (veya rahibesi) olarak hizmet görüyorlardı. Bu krallıklara yeterli tarım toprağı bırakılıyorj gerisine el konuyordu. Seton Lloyd bu HelenleÅŸtirme sürecinin Roma Ä°mparatoru Augustos zamanına kadar yani yaklaşık 300 yıl kadar sürdüğünü ileri sürüyor.
Bu dönemde aslında Yunan kökenli olmayan yerel halk arasında Helenistik kültür iyice yerleÅŸti . Ãœn lü Yunan filozoflarından bazıları da bölgemizde yaÅŸadılar. Bunların en önemlisi olan Mantık biliminin kurucularından Hrispissos (MÖ 279-206) büyük bir ihtimalle Soli’liydi. Aratus (MÖ 315-240) ise ÅŸairdi. Tarsuslu filozoflardan en tanınmışları ise Antipater (? -Mö 1 30) ve Zeno’ydu MÖ 206).
Selevkiler Krallığı MÖ 2. yüzyıl ortalarında bir iç savaÅŸa sahne oldu. Çocuk yaÅŸtaki kralın naibi olan Diodotus Tryphon isyan etti ve bir süre için ülke ikiye bölündü. Mesela Tarsus Diodotus Tryphon yönetimine geçerken, Silifke merkeze baÄŸlı kaldı. Gerçi isyan MÖ 139 yılında bastırıldı. Ama bu isyandan s o n r a S e l e v k i l e r k e n d i l e r i n i toparlayamadılar. Donanmaları yok oldu. Çünkü donanma isyan sırasında Diodutus’la iÅŸ birliÄŸi yapmıştı ve isyan bastırılınca cezadan korkan kaptanlar ayrılıp korsanlık etmeÄŸe baÅŸladılar. (Ayrıca kısa süre önce Roma Ä°mparatorluÄŸu tarafından ortadan kaldırılmış bulunan Kartaca devletinin kaptanları da korsanlara katılmış olabilirler.)
Bu korsanlara tarihte Kilikya Korsanları denilir. Kilikya korsanları Alanya ve Silifke arasındaki girintili çıkıntılı kıyılara yerleÅŸip DoÄŸu Akdeniz’de terör estirmeye baÅŸladılar. (Lloyd korsanların doÄŸuda Mersin’e kadar olan bölgeyi kontrol ettiÄŸi görüşünde.) Korsanlar o kadar dehÅŸet salıyorlardı ki, bir süre sonra halk arasında Klikyalı ismi korsan anlamına kullanılmaÄŸa baÅŸlandı. iç kısımdaki (bugünkü Konya’nın Bozkır ilçesi) Ä°saura Krallığı da onların müttefikiydi. Deniz kuvveti kalmayan Selevkiler onları kontrol edemiyorlardı. Olba Krallığı ise sahildeki topraklarını bırakmak zorunda kaldı. Onlarla baÅŸa çıkabilecek tek güç büyümekte olan Roma Ä°mparatorluÄŸu idi. Ama Romalılar baÅŸlangıçta korsanlara karşı müsamaha-lıydılar. Çünkü korsanlar insan ticaretine baÅŸlamıştı ve esir pazarlarında Romalı çiftlik sahiplerine boÄŸaz tokluÄŸuna hizmet edecek çiftlik işçisi temin ediyorlardı.
Ancak korsanlar kendi açılarından büyük bir hata yapıp, Ä°talya kıyılarına da saldırmaya baÅŸlayınca iÅŸin rengi deÄŸiÅŸti. Roma sonunda korsanlara karşı harekât baÅŸlattı. 30 Mart 2015 tarihinde Ä°SK de Kilikya Korsanları hakkında bir konferans veren Huntington Ãœniversitesi profesörü Mark R. Fairchild’a göre, sırasıyla Marcus Antonius, Sulla, Servilius Vatiaı Marc Antony gibi isimler korsanlara karşı harekât yürüttüler. Fakat kalıcı bir çözüm bulunamadı. Sonunda Roma senatosu Triumvira üyesi Pompeius Magnus ya da kısa adıyla Pompey’i olaÄŸanüstü yetkilerle bölgeye gönderdi. Profesör Fairchild Pompey l e verilen yetkilerin eÅŸi görülmedik yetkiler olduÄŸu görüşünde. Bu durum Kilikya korsanlarının ne büyük tehdit olduÄŸunun da bir iÅŸareti. Pompey MÖ 66 yılında önce savaşıp korsanları yendi; daha sonra da teslim olup ta iÅŸ birliÄŸi yapacak olan korsanlara toprak vereceÄŸini ilan etti. Bu vaat iÅŸe yaradı ve korsanlar tövbe edip, Pompey l nin kendilerine tahsis ettiÄŸi topraklara yerleÅŸmeÄŸe baÅŸladılar. Korsanlara ait 1300 gemi de yakıldı.
Pompey’nin korsanları yerleÅŸtirdiÄŸi kentler arasında Adana ve Mallus (bugünkü KarataÅŸ ilçesine baÄŸlı Kızıltahta köyü) gibi yerler vardı. Ama korsanlara tahsis edilen en önemli yer Soli’ydi. Pompei bu amaçla Soli’yi yeniden inÅŸa ettirdi ve adını da Pompeipolis koydu. Bu gün Mezitli ViranÅŸehir’de gördüğümüz örenler Pompey tarafından yeniden yaptırılan kentin örenleridir. Bundan üç yıl sonra ise zaten bütün Selev ki toprakları Roma Ä°mparatorluÄŸu yönetimine girdi.
Selevki Devleti yıkıldı, ama iç Anadolu’da (daha önce bir dönem Selevkilerl e baÄŸlı olan) Helenistik Kapadokya Krallığı Roma himayesinde varlığını sürdürüyordu. Roma Ä°mparatorluÄŸu MÖ 25 yılında Archelaus adlı Kapadokya kralını DaÄŸlık Kilikya’ya vali olarak atadı. Archelaus ta baÅŸkentini Mazaka’dan (yani bugünkü Kayseri’den) Erdemli l nin batısındaki AyaÅŸ beldesinde yer alan Elaiussa Sebaste’ye taşıdı. AyaÅŸ ve Kumkuyu beldelerinde yer alan antik yapılar büyük ölçüde Archelaus döneminden kalmadır. MS 17 ‘de Kapadokya ‘da tamamen Roma Ä°mparatorluÄŸu’na baÄŸlandı.
İçel Sanat Kulübü Temmuz-Ağustos-Eylül 2017 tarih ve 216 nolu bülteninden alınmıştır.