,

İÇEL’DE TARÄ°H BOYUNCA YERLEŞİMLER – Gündüz ARTAN

Yrl.jpg

İçel, Neolitik çaÄŸdan (YenitaÅŸ Çağı) bu yana sürekli yerleÅŸim bölgesi olmuÅŸtur. Mersin’deki Yumuktepe Höyüğünde (1934-38 ve 1947-49 yıllarında yapılan kazılarda buraların Anadolu’nun en eski yerleÅŸme yerlerinden biri olduÄŸu anlaşılmıştır.
Hititlerden sonra Kueler, Hurriler, Luviler, Sami ırkından Aramiler ve Asurlular bölgenin ilk insan topluluklarıdır. Fenikeliler, Toros’arın  sık ormanlarından getirttikleri  aÄŸaçlardan, kıyıda gemi onarım yerleri ve barınaklar kurmuÅŸlardır. Güçlü ve saÄŸlıklı orman insanları olan yerli halkı bu iÅŸlerde çalıştırdıkları gibi, gemilerle Akdeniz Ãœlkelerine götürerek köle ticaretini sürdürmüşler, çeÅŸitli ülkelerden insanları da buraya getirerek ilk yerleÅŸmeleri saÄŸlamışlardır.
Kimmerler, Medler ve Mısırlılar, bölgeden geçerlerken yerleÅŸenler de olmuÅŸtur. Ä°.Ö. 6-5. yüzyılda Persler bölgeye egemen olmuÅŸlardır. Makedonya kralı Büyük Ä°skender, Persleri Ä°sos’ta yenince (Ä°.Ö.333) yöredeki Pers egemenliÄŸine son vermiÅŸtir. Bu sırada Trakya’dan ve adalardan gelen Akalar, Ä°yonyalılar, Makedonyalılar ve Rodoslular dalgalar halinde bölgeye gelip  yerleÅŸmiÅŸlerdir. Romalılar, Selevkoslar, Ptolemeoslar, Galatlar, Partlar ve Bizanslılar Kilikya kıyılarında Anchiales (Karaduvar), Solo / Pompeipolis (ViranÅŸehir), Selevkia (Silifke), Celenderes (Gilindire /Aydıncık), Nagidos (Bozyazı), Anemurium (Anamur) gibi çok sayıda kentler kurmuÅŸlar ve ticaret yapmışlardır.
Müslüman Arap Emevilerin kuzeye yayılmaları ve Bizans’a seferleri sırasında, bölgeye ilk Müslüman yerleÅŸmeler baÅŸladı. Abbasi Halifesi Harun ReÅŸit, Bizanslılarla çatışmaları önlemek amacıyla, Adana-İçel yöresine Horasan ve Semerkant’tan getirttiÄŸi Türkmen aÅŸiretlerini yerleÅŸtirerek Uç Beylikleri  oluÅŸturdu. Yine bu sırada Tarsus kenti ve kulesinin onarımı ve imarı için Horasan’dan 3000 Türkmen getirtip yerleÅŸtirildi (741 ). Bizans Ä°mparatoru Nikophoros Phokas uzun çabalar sonunda bölgeyi ele geçirince Hemdaniler ve Türkmen aÅŸiretlerinin büyük bölümü Suriye’ye göç etmek zorunda kaldılar (964).
Malazgirt Savaşıyla (1071 ) Anadolu’ya  yerleşmeye başlayan Selçuklular, Doğu Anadolu’daki Ermeni Krallığı  üzerindeki baskıyı arttırınca Ermeniler, Güney Anadolu’ya göç ettiler. Kilikya’ya gelerek bir prenslik kuran Ermeniler, Haçlı seferleri sırasında Haçlıların  desteğiyle Tarsus  ve çevresine egemen oldular.  Böylece  Müslüman Araplarla arada bir tampon bölge oluşması Bizanslıların işine geliyordu. Bu sırada Eyyübilerin  saldırılarına karşı Bizanslılar Ermenileri kullandılar.
Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, bölgede Türk nüfusunu güçlendirmek amacıyla yöreye Türkmenleri yerleÅŸtirdi. (1228) Bunların arasında OÄŸuzların Üçoklar koluna  baÄŸlı Karaman AÅŸireti, YüreÄŸir Boyu ve bu boya baÄŸlı RamazanoÄŸulları vardı. KösedaÄŸ savaşından (1243) sonra bölgeye gelen MoÄŸollar, Ermenilerle birleÅŸerek Türkmenlere saldırdılar. Daha sonra Memluklerin de gelip yerleÅŸtikleri bölge, Sadrazam Gedik Ahmet PaÅŸa tarafından Osmanlı topraklarına katıldı (1473). Kanuni Sultan Süleyman  döneminden sonra yayılan Anadolu ayaklanmaları sırasında Anadolu’nun  çesitli yerlerinde iÅŸledikleri suçlardan dolayı cezalandırılmaktan korkan suhteler (medrese öğrencileri) daÄŸlık yöre olması nedeniyle  o zamanki adıyla, iç – el’e sığındılar.
Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali paşanın oğlu İbrahim Paşa, Adana’yı ele geçirdi (1832). İçel’i de kapsayan bölgeyi sekiz yıl bağımsız bir eyalet olarak yöneten İbrahim Paşa döneminde bölgeye geniş ölçüde yerleşmeler oldu. İbrahim Paşa’nın Mısır’dan ve Suriye’den getirttiği Fellahlar (*1), Habeşler, pamuk tarlalarında çalıştırıldı; şeker kamışı ekimi başlatıldı.
Amerikan İç Savaşı nedeniyle pamuk üretimindeki aksama, Ä°ngilizleri yeni pamuk ekim  alanları aramaya yöneltmiÅŸti. Çukurova’da pamuk ekimini artırmak için cm çabalara giriÅŸen Ä°ngilizlere, Fransızlar ve Almanlar da katıldılar. Çukurova’nın pamuÄŸu Mersin iskelesinden sevk edilmeye  baÅŸlandı. Mersin’de ilk çırçır fabrikası kuruldu (1863). Yeni  bir iÅŸ ve yerleÅŸim yeri olan Mersin’in nüfusu arttı. Dış satımın idari iÅŸleriyle uÄŸraÅŸan Fransızlar ve nakliye iÅŸlerini yürüten Almanlar bölgenin Levantenleri (*2) olarak sosyal yaÅŸantıyı canlandırdılar.
1860’lı  yıllarda (1859-1869) yapımı sürdürülen Süveyş Kanalı için gereken kerestenin Toros Dağlarından sağlanması, Mersin için önemli başka iş alanları olmuştur.  Ağaçları kesmek, kıyıya getirmek ve Mersin iskelesinden sevk etmek için işçi gerekiyordu. Bu amaçla Suriye’nin Lazkiye, Trablusşam bölgelerinden gelen Araplar ve Fellahlar, Kiremithane ve Bahçe Mahallelerini oluşturdular. Denizcilik ve taşıma işlerinden başka, bir bölümü de çiftçilik ve bahçecilik yaparak yörenin tarımsal gelişiminde etkili oldular.
Durzi-Maruni mezhep çatışmaları yüzünden Lübnan’dan kaçan bir çok aile Mersin’e gelip yerleştiler. Beyrutlu Arap  Ortodokslar, Maoni Katolikler, Gregoryenler, Museviler, Suriye, Lübnan ve Mısır’dan, Rum Ortodokslar, Adalar, Kıbrıs, Niğde ve Kayseri çevresinden gelip yerleştiler. Girit’den göç eden Türkleri yerleştirmek üzere hükümet tarafından 50 ev ve bir cami yaptırılarak, İhsaniye mahallesi oluşturuldu. Daha sonra Mübadil (*3) Giritliler ve Rodoslular çeşitli mahallelere yerleştirildiler (1924).
1870’lerde Fırka – i Ä°slahiye’nin (*4) çalışmalarıyla yörede düzenli tarım yapılması için Çerkezlerle Yörükler yerleÅŸime zorlandılar, hükümetin gösterdiÄŸi bölgelere yerleÅŸtirildiler. Tarsus’a gelen Afganlılara bir mahalle kuruldu. Bu sırada 2000 kadar Ä°ranlı’da geldi.
Sel baskınları salgın  hastalıklar, Çerkezlerle Ermeniler arasındaki kavgalara karşın bölgede egemen Kozanoğulları, Küçükalioğulları gibi büyük ailelerin yerleştirmesiyle büyük çiftlikler oluşturuldu. Böylece Çukurova’nın toprak ağalığı düzeni kurulmuş oluyordu.
Adana – Mersin demiryolunun açılması (1886) ve BaÄŸdat hattına baÄŸlanmasıyla yabancı sermayenin rolü artınca bir çok devlet, konsolosluk, ÅŸirket ve acente açmaya baÅŸladılar. Bu yıllarda çok sayıda fabrika ve imalathane kuruldu.
Cumhuriyet döneminde İçel hızla gelişmiştir. …..Fabrikaların ve ……. açılması hızla gelişmesini sağlamıştır.
Yörenin turizm özelliklerinin değerlendirilmesiyle artan turizm etkinliklerine; kurulan çeşitli iş alanlarına; yeni siteler ve toplu konut inşaatlarına gereken iş gücünü sağlamak için Karadeniz illerinden ve son yıllarda Güneydoğu Anadolu’dan yoğun göçler olmuştur. Ilıman iklim koşullarının da etkili olduğu bu iç göçlerle kentlerde ve özellikle Mersin’de nüfus hızla artmış ve yeni mahalleler kurulmuştur.
(*1) Fellahlar : Arapça “Filahat – çiftçilik”ten çiftçi, ekinci. Mısır’ın Arap yerli halkından, Genellikle Müslümandır.
(*2) Levanten: Tanzimat sonrasında Ä°stanbul’da ve büyük liman kentlerinde yoÄŸunlaÅŸan ve ticaretle uÄŸraÅŸan, Müslüman olmayan azınlıklar, soyu karışık Avrupalılar. Halkımızın deyiÅŸiyle “tatlı su frengi”.
(*3) Mübadil: Lozan AntlaÅŸmasına (1923) göre Türkiye’den yollanan Rumlara karşılık Yunanistan’dan gelen Türklere verilen ad.
(*4) Fırka – i Islahiye: Çukurova’nın daÄŸlık yörelerindeki ayaklanmalarla, eÅŸkıyalık hareketlerini bastırmak ve konar göçer aÅŸiretleri topraÄŸa yerleÅŸtirerek  Osmanlı merkezi yönetiminde toplamak.

Biyografik Bilgi

scroll to top