Burası KÄ°LÄ°KYA…
Sağım ova, solum ova, Ardımda karlı daÄŸlar, Önüm Akdeniz ola…
Herodot’a göre:
eskiden Hypakhiler ülkesi iken Fenike Kralı Agenor’un oÄŸlu Kiliks’in, kaçırılan bacısının peÅŸinden koÅŸarken yurt edinip, adını verdiÄŸi ülkedir burası..
Antik coÄŸrafya’da Anadolu pek çok bölgeye sahipti. Bugün bir çoÄŸunun adı anılmaz. Ama Trakya, Kapadokya, Konya, Antakya, Likya günümüze gelmiÅŸ isimlerdir.
Üzerinde yaşadığımız toprakların antik adı Kilikya. Kilikya ismi nereden gelmiştir? Nerelerle bağlantılıdır?
Mitolojiye göre, Poseidon’dan olma ve Libye’den doÄŸma Agenor, Mısır Kralı Belos’un kardeÅŸi ve Suriye (Fenike) Kralıdır. Sur ve Sayda’da hüküm süren Agenor, Telephassa ile evlenir. Bu evlilikten dört oÄŸlu: Phine, Kadmos, Phoenix, Kiliks ile bir kızı; Europa (Avrupa) olur.Bir Dünya güzelidirAvrupa, beline kadar inen dalgalı uzun sarı saçlı, ipeksi beyaz ve kadife tenlidir. Zeus’un Europa ile olan aÅŸk serüvenini Ãœlkü Tamer, Ä°skenderiyeli ÅŸair Moskhos’un çevirisinde şöyle anlatır:
Zeus bir ilkbahar sabahı gökteki sarayında oturmuÅŸ, tembel tembel yeryüzünü gözetiyordu. Gözleri, ansızın kendisi için çok çekici bir yaratığa iliÅŸti. Güzel Avrupa uykudan uyanmış, gördüğü düşü yorumlamaya çalışıyordu. Ä°ki kıta, kadın kılığında kendisini paylaÅŸmak istemiÅŸlerdi. Avrupa’yı doÄŸurduÄŸunu söyleyen Asya, onu kendisi almak istemiÅŸti. Öteki kıta ise Zeus’un Avrupa’yı kendisine verdiÄŸini söylemiÅŸti.
Gördüğü bu garip düşü yorumlayamadı Avrupa; kız arkadaÅŸlarını topladı, deniz kıyısındaki çiçek tarlasına gittiler. Orada oyunlar oynarlar, sepetlerini çiçeklerle doldururlardı. Hepsi de bilirdi ki en güzel sepet Avrupa’nın sepetidir. Yalnız sepetler mi, içlerini dolduran çiçekler de ne güzeldi… Nergisler, sümbüller, menekÅŸeler, kırmızı yaban gülleri… AÅŸk Tanrıçası, Kharitler’lerin arasında nasıl ışıldıyorsa, Avrupa da yaşıtları arasında öyle ışıldıyordu. Zeus onu görünce dayanamadı. Zaten AÅŸk Tanrıçası Aphrodite, oÄŸlu Erosla söylemiÅŸ, o da oklarından birini Zeus’un kalbine saplamıştı. Hera uzaklardaydı o sırada; ama Zeus yine de ne olur ne olmaz diye korktu. Beyaz boÄŸa kılığına girdi. KaÅŸları yerinde gümüş yaylar çizili, boynuzları yeni ayın görünüşüne benzeyen güzel, çekici bir boÄŸa olup çıktı. Çiçek toplayan kızların arasına girdi. Yaşıtları gibi Avrupa da boÄŸayı gorünce dayanamayıp yanına geldi. Hemen eÄŸildi boÄŸa. Sanki Avrupa’nın sırtına binmesini ister gibiydi.
Sırtına bindirip gezdirecek bizi,
Öyle tatlı, öyle güzel bir boğa ki bu, Hiç boğaya benzemiyor, iyi bir insan gibi, Yalnız konuşamıyor.
Avrupa gülümseyerek, boÄŸanın sırtına oturdu. Ama Zeus diÄŸerlerinin binmesine fırsat vermedi. Fırlattığı yıldırımların hızıyla denize daldı. O ilerledikçe dalgalar iki yana açılıyordu. Bu ani geliÅŸmeden korkan Avrupa, düşmemek için bir eliyle boÄŸanın kocaman boynuzunu tutarken, öteki eliyle de, ıslanmasın diye mor eteÄŸini topluyordu… Böylece uzaklarda koybolurlar…
Bu arada çılgına dönen Kral Agenor biricik kızı Avrupa’yı geri getirmek için oÄŸullarını görevlendirir. Ama Avrupa’nın kardeÅŸleri kendi yönlerinde, vardıkları yerlerde koloniler kurarlar.
Girit Adası, Avrupa ve boğa öyküleri birbiriyle sarmaş dolaş olurken arada bir de tarihi gerçekler, efsaneler üzerinde yükseliveriyor. Bu nedenle Girit Adasında boğa kutsal sayılır.
Toros DaÄŸları adı bildiÄŸimiz gibi “boÄŸa”dan gelir. Zeus’la seviÅŸmesi yüzünden adı coÄŸrafyaya geçen tek kadın deÄŸildir Avrupa, ama ünü en yaygın olanıdır. Yine adını coÄŸrafya’ya veren ama kendi pek bilinmeyen bir kiÅŸi de yine Avrupa’nın kardeÅŸi Kiliksltir. DiÄŸer kardeÅŸleriyle birlikte, bacıları Avrupa’yı aramaya çıkan Kiliks, hiçbir iz bulamayınca Anadolu’da eniÅŸtesinin isimlendirdiÄŸi daÄŸların eteÄŸindeki ormanlık ülkede kalmaya karar verir. Yanındakilerle birlikte etrafı yavaÅŸ yavaÅŸ donatır. Artık buraları Kilikya olarak anılır, söylenir, tarih olur. Kaynakça .
Mitologya : Edith Hamilton-Mitoloji Sözlüğü : Azra Ethat Mitoloji ve Ä°konografi : Bedrettin Cömert – Mavi Anadolu : Halikarnas BalıkçısıMerhaba Anadolu : (Cevat Åžakir KabaaÄŸaçlı) – Herodot Tarihi.’ Herodot
İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni 38. Sayısından alınmıştır.