Gizemli Antik Kent
Kanytelis / Kanlıdivane
İnsan Kanlıdivane’de her gezdiğinde çevresinde yeni bir şeyler görebilir. Uzman olmanız gerekli değil, yeter ki gözlemci olun ve severek dolaşın.
İçel Sanat Kulübü kurulduktan sonra yörede yapılan müzikal etkinlikler Kanlıdivane’yi yeni bir yere taşıdı. Ardından burada, konusunu yöre tarih sayfaları içinden alan bir bale eseri ortaya konması bir başka heyecan yarattı. Bu yerel farkındalık ve kültürel değerlendirmelerin bilimsel ve sanatsal çalışmalara da yansıması gecikmedi.
Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından organize edilen “ABA, Barışı Kadınlar Yapar” adlı heykel sempozyumunda heykeltıraşlar arasında yer alan “Karin Bohrmann”, Mersin Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen ”ABA Balesi”ni izleyince çok etkilendi. Bohrmann’ın çekiç ve murç darbeleriyle tekrar canlanan ABA’nın, Güzel Sanatlar Fakültesi binası önüne konan heykeli barışın yeni sembolü oldu.
Gürol Sözen, Kanlıdivane Antik kentinde bir konser fikrini ilk kez ortaya attı. İlk fotoğraflama çalışmaları Abdulla Sert ile başladı. Ertan Aykın ve Siren Yılmazer ilk çizimlerini yaptı.
Elbette bu antik alanda bilimsel kazılar da yapılmalıdır. Ama her şeyden önce bizler buraya sahip çıkmalıyız.
Kraliçe Aba
Kraliçe Aba’nın babası Olba Rahip Krallığı’nın güçlü kişilerinden biri olan Ksenophanes’tir. Olba krallığını birçok kişiyle muhafız kılığında ele geçirir. Bölgenin ve rahip krallığın hâkimi olur. Romalıların korsan olarak adlandırdıkları yöre halkının isyan edenlerini yok etmesinden sonra Olba’da (Uzuncaburç) Teukrit soyuna ait rahip krallar oldukça büyük bir bölgeye hâkimdiler.
Aba ve Olba hakkında bilgi kaynağı Amasyalı Strabon’dur: Kyinda ve Soli’nin yukarısında dağlık ülkede, içinde Teukros oğlu Aias (Ayas)’ın kurduğu Zeus Tapınağı bulunan Olba kenti vardı. Bu Tapınağın başrahibi Dağlık Kilikya’nın kralı oldu. Sonra ülke sayısız tiranlar tarafından ele geçirildi ve korsanlar örgütlendirildi. Bunların yok edilmesinden sonra bu ülkeye “Teukros’un Ülkesi” ve rahiplerin çoğuna da “Teukros” veya “Aias” adı verildi. Fakat tiranlardan biri olan, Ksenophanes’in kızı Aba evlilik yoluyla aileye girdi.
Roma Konsülü Antonius, Kilikya’daki korsanlık sorununu çözmek için gelen Pompeius’tan sonra bölgede görev alan bir Roma generali. Sezar’ın egemenliğinden sonra, Sezar’ın da gözdesi olan Mısır Kraliçesi Kleopatra ile bölgedeki zenginliği paylaşmak amacındadır.
Başta Tarsus olmak üzere, Dağlık Kilikya’nın zengin ürünlerini Roma donanmasına aktarabilme düşüncesindedir. “Kilikya” konsülü ve Romalı ünlü komutan Markus Antonius ve Mısır Kraliçesi Kleopatra, nazik davranışlarından ve saygılı olmalarından dolayı bir lütuf olarak buraları Kraliçe Aba’ya bağışlarlar. Roma himayesinde otonom bir yönetim oluşturulur. Olba Kraliçesi Aba, dönemin bir başka güçlü kadını, Mısır Kraliçesi Kleopatra ile kendi ülkesi için bir anlaşma yapar. Böylece Roma kontrolündeki iki ülkenin iki kadını Roma için anlaşırlar.
Olba Kraliçesi Aba, kocası aracılığı ile Olba yönetimini ikna edip, Kraliçe Kleopatra ile görüşüp antlaşmasını yapmış olmalıdır. Böylece rahip kralların yapamadığını Aba gerçekleştirmiş olur. MÖ 39 yılında Aba, yönetimden alınmışsa da Olba yüzyıllarca onun soyu tarafından yönetilmiştir.