Dimyat Mısır’da, SüveyÅŸ Kanalı aÄŸzında ve Port Sait yakınlarında bir iskeledir. Eskiden Mısır’ın meÅŸhur pirinçleri, ince hasırdan örülmüş torbalar içinde buradan Anadolu’ya gelirdi. Dimyat’ın Ä°slâm ordularınca fethinin, Amr bin Âs’ın emri üzerine Mikdad bin Esved tarafından gerçekleÅŸtirildiÄŸi rivayet edilir…
Günlerden bir gün, Dimyat’a pirinç almaya giden Karamanlı bir Türk tacirinin bindiği gemi, Akdeniz’de korsanlar tarafından soyulur. Kargaşa sırasında korsanlar adamcağızın beline sardığı bütün altınları gasp ederler. Zorda olsa canını kurtarabilmiştir. Kaptan bin bir güçlükle gemiyi en yakın körfeze kadar getirerek demirler. O yıllarda Karaman kıyılarında gemilerin yanaşabileceği bir iskele yoktur. Memleketine dönen pirinç tüccarı bütün parasını kaybettiğinden iflasın eşiğindedir. Tarlasından kaldırdığı buğdayları da zaten bulgur tacirlerine satmıştır. Zavallı adamcağızın ve ev halkının kışı geçirecek bir ölçek bulguru bile yoktur. Bu olay bütün kasabada duyulur. O günden beri, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olan tacirin hikâyesi dilden dile anlatılır. Bizans Donanması’nın saldırılarına karşı koyma imkânı bulan İslâm Deniz Gücü Kıbrıs adasına karşı ilk deniz harekâtını başlatır.
Muâviye Mısır valisi Abdullah Bin Sa’d’ı bu harekâta çağırır. Müslüman Deniz donanması Akkâ’dan denize açılır. Kıbrıs adasına yönelik bu deniz seferine sahabeden birçok gönüllüde katılır. Müslüman deniz gücü askerleri Kıbrıs’ın merkezi Konstantia önünde karaya çıkarak şehri kuşatırlar. Karaya çıkıldığı sırada Ümmü Harâm bindiği hayvandan düşerek ölür ve öldüğü yere defnedilir. Hala Sultan Tekkesi adıyla bir türbe yapılır.
Sahabeler arasında Hz. Mikdad Bin Esved’in de olduğu rivayet edilir. Mersin ve Dimyat arasında sadece deniz vardır. Mısır’ın zengin tarım ürünleri ile Anadolu’nun zengin madenleri ve keresteleri bu iki liman arasında çalışan gemilerle taşınır. Mersin Mısır’a uzak değildir. Maddi ve manevi değerleri, inançları, evleri ve türbeleri her iki kıyının da ortak yaşam biçimidir…Aydın SEVİM