Musalı Köyü, Mersin’den Toros Dağlarının eteklerine doğru tırmanan Gözne yolunun doğusunda yer alır. Yaklaşık olarak bine yakın nüfuslu köy, bağ ve bahçecilikle uğraşır.
Köy adının nereden geldiği hakkında, iki olay anlatılır. Cumhuriyet döneminden önce bu köydeki camide «Şeyhülislam»dan tasdikli olarak cuma namazı kılınır, komşu köyler cumaları buraya gelirdi. Çevre köyler “namaz kılan” anlamına gelen “musalli” adını buraya vermişler, zamanla musalli kelimesi halk dilinde “Musalı” dönüşmüştür.
Anlatılan ikinci olaya göre, köyün bulunduğu yerden akan su için bu köye yerleşme olmuş. Kimine göre iki çoban, kimine göre iki genç, kimine göre iki kardeş şu anki köyün bulunduğu yere gelmişler, manzarını, suyunu çok beğenmişler. Buraya yerleşmeye karar vermişler. Yerleşen bu iki kişinin birinin adı Musa, diğerinin adı da Ali imiş. Bu kurucular köye adlarını vermişler ve adını MUSAALİ koymuşlar. Zamanla Musalı olmuş.
Köylüler köye yerleşen aşiretlerin başında Hacı Veli aşiretinin geldiğini, diğer aşiretlerin de Küçcüklü, Koca Osmanlı, Çelebi Ağalar, Keşler, Kel Omarlı ve Kel Hasanlı olduğunu belirtmişlerdir. İlk olarak Hacı Veli aşireti yerleşmiş, zamanla diğer aşiretlerden gelenler, köyün büyümesine neden olmuş.
Toros dağlarının eteğindeki bu şirin köyde halk biliminin önemli dallarından biri olan çocuk oyunlarını araştırdık. Çünkü bu konuda yapılan araştırmalar diğer dallara göre azdır.
Musalı Köyü’ünde oynanan çocuk oyunları şunlardır:
1) Arakesti Oyunu,
2) Hombur (Hota) Oyunu,
3) Saysekmeci Oyuriu,
4) Köygöçtü Oyunu,
5) Silgeç (Birdirbir) Oyunu,
6) Gıncırlak Oyunu,
7) Fırıldak Oyunu,
8) Çelik Oyunu,
9) Körebe Oyunu
10) İp Atlama Oyunu,
11) Saklambaç Oyunu.
1) Arakesti Oyunu: İki grup ile oynanır. Çocuklar kendi aralarında iki grup oluşturarak aralarına bir çizgi çizerek ikiye ayrılırlar. İçlerinden birini ebe seçerler. Grubun birinden seçilen bu ebeye muhafız denir. Muhafız çizgiye dikilir. Kendi grubunu da arkasına alır. Çizginin öbür yüzünde bulunan karşı grup bu muhafızı esir almaya çalışır. Muhafızın grubu da korumaya uğraşır. Bu mücadelede sınıra değen oyuncu yanar ve oyun dışı kalır. Oyuncusu tükenen grup yenilmiş sayılır.
2) Hombur (Hota) Oyunu: Bu oyun en az iki kişiden veya grupla oynanır. Belirli bir noktaya, bir taş dikilerek, etrafı çizilir. Bu taşa hombur ya da hota taşı denir. Hombur taşına bir nöbetçi dikilir. Bu taşa belirli bir mesafe uzaklığa (3 – 4 m.) bir çizgi çizilir. O çizgiden hombur taşına genellikle sopa veya taşla vurulmaya çalışılır. Nöbetçi de hombur taşını çizgisinden çıkartmamaya çalışır. Çizgiden hombur taşını vurup, sınırın dışına çıkaran oyuncu, nöbetçi o taşı yerine koyuncaya kadar, vurduğu sapa ya da taşı kapıp, tekrar çizgiye geri gelmesi gerekir. Şayet nöbetçi hombur taşını yerine kor, vuran oyuncuyu çizgiye varmadan yakalarsa, yakalanan oyuncu yanar. Oyun dışı kalır. Oyun tekrarlanarak devam eder.
3) Saysekmeci Oyunu: En az iki oyuncu ile oynanır. Birbirine bitişik, dikdörtgen veya kare şeklinde 4 – 5 bölümlü çizgiler çizilir. Oyuna başlayacak oyuncu «say» adı verilen say taşını önce birinci kareye atar. Taş çizgiye değmeyecektir. Sonra tek ayağı ile çizgiye değmeden sekerek o taşı en fazla üç Vuruş la, kare dışına çıkarır (Vuruş ayak ucu ile olur). Kaldırdığı ayağını basarsa, çizgiye değerse veya taşı çizgiye değdirirse yanar. Birinci kareden, sonra ikinci kareye taşı atar. Aynı şekilde sekerek taşı çizgiler dışın çıkanr. Sırasıyla üçüncü ve dördüncü karelere say taşını atarak aynısını tekrarlar. Üstteki kareden taşı getirirken birer birer kareleri geçebileceği gibi iki kareyi birden atlayarak geçebilir. Ancak say taşını ustaca tek ayağı ile geçirmesi gerekir.
4) Köy göçtü Oyunu: Üç oyuncu ile oynanır. Her oyuncu kendine taşlarla bir ev kurar. Genellikle dokuz taş ile yapılır. En az taşla hangi oyuncu evi ya, parsa o oyuncu kazanır.
5) Silgeç (Birdirbir) Oyunu: Bir grup oyunudur. Oyunculardan biri elini dizine koyarak eğilir. Diğer oyuncular sırayla üzerinden değmeden (elleri hariç) , bacaklarını gererek atlarlar. Atlayamayan oyuncu yanar ve eğilir. Böylece devam eder gider.
6) Gıncırlak oyunu: Oyun oynanacak yere sağlam ve kalın bir kazık çakılır. Uzun bir ağaç getirilerek, ortasından kazığa bir yuva yapılarak bindirilir. Ağacın bir ucuna bir oyuncu, diğer ucuna da başka bir oyuncu biner, terazi gibi inip kalkarak devam edilir.
7) Fırıldak Oyunu: Fırıldak, honi şeklinde yapılan bir ağaç parçasına denir. Şekil verilen bu oyun aleti törpülenip, kayganlaştırılır. Fırıldağa yeteri kadar ip sarılır. İpin ucundan tutularak yere atılır. Dönmeye müsait olan fırıldak hızlı bir şekilde döner. Dönme süre ilerledikçe yavaşlar. Tek kişi ile oynanabileceği gibi, birden çok kişi ile de oynanabilir.
8) Çelik Oyunu: Çelik, kısa odun parçasının . (yaklaşık 25 – 30 cm. uzunluğunda) her iki kenarının içine doğru tek taraflı kertilmiş şekline verilen addır. Oyun bu çelik ve değnekle oynanır. Belli bir nokta işaretlenir. Değneğin ucu ile çelik bu noktadan fırlatılır. Mümkün olduğu kadar uzağa fırlatmaya çalışır. Fırlatan oyuncu değneği noktanın üzerine koyar. Diğer oyuncu fırlatılan çeliğe koşup alır. Düştüğü noktadan değneğe atar. Şayet değneğe vurursa oyunu kazanmış olur. Vuramazsa vuruncaya kadar tekrarlanır.
9) Körebe Oyunu: Grup oyunudur . Oyunculardan birinin gözü mendil ile bağlanır. Gözü bağlı oyuncu gruptan herhangi birini tutmaya çalışır. Tutulan oyuncunun gözü bağlanarak devam edilir.
10) İp Atlama Oyunu: En az üç kişi ile oynanır. Üç – dört metre uzunluğunda bir ip ile oynanır. İpin iki ucundan iki oyuncu tutup sallarlar. İp sallanırken diğer oyuncu (veya oyuncular) ipe değmeden, zıplar. İpe değerse yanar. Diğer oyunculardan biri ile değişir.
11) Saklanbaç Oyunu: Bir grup oyunudur. Çocuklar aralarından birini ebe seçerler. Belirli bir noktaya ebeyi arkası dönük durdururlar. Diğer oyuncular sağlanırlar. Ebe belirli bir rakama kadar saklanan oyunculara bakmadan sayar. Tespit edilen sayıya kadar saydıktan sonra gözünü açar. Saklanan oyuncuları aramaya başlar. Gördüğü her oyuncunun ismini söyleyerek oyundan çıkarır. Hepsini buluncaya kadar oyun devam eder.
Kaynak Kişiler adı ve soyadı, köyle ilgisi
Mehmet BOZ 75 Yerli
Celal GÜL 51 Yerli
Mustafa KÖSE 75 Yerli
Gül CANAN 71 Yerli
Mustafa KEŞ 80 Yerli
Mustafa YALÇIN 60 Yerli
Erol CENGİZ 48 Yerli
Mustafa YALÇIN 65 Yerli
Atilla AKIN 26 Yerli
Bilal GÜL 49 Yerli
Ali Ar 60 Yerli
Veysel TIRTAR 35 Yerli
Mustafa TOK 65 Yerli
Halil GÜL 48 Yerli
Fahrettin ALİŞAR ; Mersin Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdür Yardımcısı.
Bu yazı “Mersin Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü Yayın Organı” olan “İÇEL KÜLTÜRÜ” Ocak 1990 ayı 10. Sayısından alınmıştır.