,

Mersin Ä°z Bırakanlar Müzesi Açılış KonuÅŸması – Dr. Mustafa Erim

Mersin-Iz-Birakanlar.jpg

MERSİN İZ BIRAKANLAR MÜZESİ AÇILIŞ KONUŞMASI
Sayın valim, Sayın Milletvekillerim, Sayın belediye başkanım, Kıymetli misafirler, Beyefendiler, hanımefendiler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Mersin, Yumuktepe kazılarına dayandırılan 6.000 yıllık tarihiyle dünya kenti olmayı hak eden, fakat 20. Yüzyılın ikinci yarısında Anadolu’nun bütün kentlerinde görülen hızlı değişimden etkilenerek geleneksel yapılarını hızla kaybeden, bunun sonucu olarak da şehir ve insan ilişkilerinde çatışmalar yaşayan kentlerin kaderini paylaşmaktadır.
Kuşkusuz geçmişte de şehir ve insan ilişkilerinde yolunda gitmeyen şeyler vardı. Ama yine de şehir insanı kabul ediyordu. Bugün şehir ve insan uzlaşmaz boyutlarda birbirini itiyor şehirler modern yapılarıyla sadece barınma mekanlarına dönüştürüyor.
Tarihi kentlere baktığımızda, maalesef onlarında kendi geleneksel yapılarını koruyacakları yerde modern kentlere benzeyip dönüştüklerini görüyoruz.
Tarih boyunca şehir ve medeniyet kavramları arasında sıkı bir ilişki kurulması şaşırtıcı olmamalıdır. Çünkü yerleşik hayat medeniyet olgusunu doğurmuştur. Farabi, İsfehani ve İbn-i Haldun şehirle medeniyet arasında hep bir ilişki kurmuşlardır.
Şehir ve medeniyet arasındaki bu doğru ilişki son elli yılda maalesef şehirlerin aleyhine işlemiştir. Şehirler ruhlarını kaybetmişlerdir.
Şehirlerin ruhu vardır.. Peki şehirlere kim ruh verir? Şehirlere ruh veren şey, onları çevreleyen coğrafi iklime ve mekanlara indirgenmez. Şehirleri içerden ve dışardan kuşatmasına rağmen, tabii dekorlar şehirlere tek başına ruh veriyor olamaz. Şehirlere onları planlayan ve onların içinde yaşayanlar ruh verir. Şehir insanlarının ruhunda ne varsa, şehrin ufuklarında o vardır.
Şehirler öyle esrarengiz ve tılsımlı güce sahiptirler ki onlardan ilahi kitaplar başta olmak üzere, dünyayı sorgulayan hiçbir aydın ve düşünür bahsetmeden geçmemiştir. Tevrat Yeruşalim’den İncil Beytlem’den bahsederken, Kur’an Mekke’yi şehirlerin anası olarak öne çıkarmaktadır. Her aydının şehir üzerine söyleyecek mutlaka bir sözü olmuştur
Fuzuli, Farabi, İbni Haldun geçmişte bunun örnekleridir. Ahmet Hamdi Tanpınar 5 şehri ruhumuzda yaşatan bir yazarımız olmuştur. . Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal ve Orhan Veli İstanbul Sevdalısı şairler olarak tarihe geçtiler. Batı da durum farklı değildir. Leonarda Da Vinci, Bernini, Mikelanjelo, J.J Rossu, Gote ve daha niceleri, kendilerine ruh veren kentlere elde ettikleri bilgilerle bu kez kendileri ruh verdiler.
Şehirlerin birde hafızaları vardır. Bazen bazı şehirler hafızlarını kaybederler. Uygarlık merkezi olan şehirler, yüzyıllardan beri orada yaşayan toplulukların, kültürel miraslarını taşıyan, eski sakinlerinin maddi ve kültürel değerleriyle zenginleşen yerleşim merkezleridir.
Meydanlar, anıtlar, resmi ve sivil yapılar, önceki kuşakların ruhundan esintiler taşır. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu ruh, şehir kültürünün temelini, insanlarınkine benzer şekilde şehir hafızasını oluşturur. Bu nedenle şehirlerin, kültürel değerlerinin ve tarihi zenginliklerinin yok edilmesi, insanlardaki hafıza kaybına benzer.
İşte bu kentin hafızasından önemli bir parça olan bu yapıda bu şehirde yaşayan ve iz bırakanları anlatarak şehir hafızasını korumuş olacağız. Çünkü bazen bir mimariyi yapıyı geleceğe taşımak binlerce e ciltlik kitap bırakmaktan daha etkili olmaktadır.
Bu çalışma 1 yıllık bir emeği mahsulüdür. Her alan için konunu uzmanları ile istişare edilerek ve görüşleri alınarak yapıldı. Elbette eksiklerimiz vardır. Sergi alanlarının kısıtlı olması bizi belli bir zaman dilimi ile sınırlandırdı.
Sayın Valim Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma konusunda gösterdiğiniz hassasiyeti biliyoruz. Binanın Akdeniz Belediyesine tahsisi, restorasyon bedelinin YİKOB’dan karşılanması ve Akdeniz Belediye Başkanımızın bu konudaki gayretleri ve emekleri ile bina can buldu. Bunlardan dolayı size şükranlarımı sunuyorum.
Milletvekillerimiz Ali Cumhur Taşkın, Zeynep Gül Yılmaz ve Hacı Özkan’a desteleri için teşekkür ediyorum. Birlikte çalıştığımız Mimar Hatice Atalay, Edebiyat Öğretmeni Saadet Delikaya, Arkeolog, Emine Karaahemet, Tarihçi Ayçin Ecem Doğruyözoğlu, Müge Uzabacı’ya, Akdeniz Belediye Teknik Elemanlarına, Kültür Müdür Ali Uçar’a teşekkür ediyorum. Tabi en büyük teşekkürü Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak hak ediyor. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu müze ile iz bırakanlar arasına girdiğini ifade etmek istiyorum Hepinize saygılar sunuyorum.
DR. MUSTAFA ERÄ°M

Biyografik Bilgi

scroll to top