Mersin Kalafathanesi
Kalafat: Ahşap gövdeli gemilerin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi.
Kalafata çekmek: gemiyi onarım için karaya çekmek.
Yukarıda benzeri olmayan bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Fotoğraf 1928 yılından önceye ait. Henüz DDY İskelesi inşa edilmemiş. Alman İskelesi’ne bağlanan demiryolu, şimendifer hattı var.
Ön planda görülen demiryolu üzerinde, sağ yönde yük treni vagonları sıralanmış. Arka plandaki iki iskeleden birincisi Umumi Mağazalar, ikincisi (arkasında) ise Gazhane İskelesi görünüyor.
Demiryolu (Alman İskelesi) ile Umumi Mağazalar İskelesi arasında Mersin Kalafathanesi yer alıyor. Ön planda görülen demiryolu üzerinde sağ yönde yük treni vagonları…
Eski bir kartpostal. Mersin Kalafathanesi. Hayrettin Ergun Arşivi Günümüzde taşınan Adliye binasının bulunduğu geniş alan. Fotoğraf net olmasa da yer belirlemesi bakımından önemlidir. Önde Belediye İskelesi (fotoğraf buradan çekilmiş).
Önceki sayfalardaki fotoğraflardan, Kalafathane olarak adlandırılan alanın batı yönünde bulunan bir binanın adından bir terim daha öğreniyoruz. “Saathane” olarak adlandırılan bina, Latin-Katolik Kilisesi’nin saat kulesidir.
Yıkılmış haldeki Alman İskelesi’nden batıya bakış. Arkada görülen iskele Belediye İskelesi’dir. Onun da vinçleri sökülmüş, işlevsiz bir şekilde kaderini bekliyor.
“1855 yılında tüm Mersin toprakları Sultan Abdülmecit Fermanı’yla Vakıf olmuştu. Bu arada Bağdat Demiryolu ve Süveyş Kanalı için bölge ormanlarından kereste sağlanması ve bunların ticareti, iskeleye talebi arttırmıştı. Buna paralel kıyıda iskele sayısının dokuza yükseldiği gözlenir.” (Semihi Vural. 170 Yılın Mimarlık Mirası)