Mersin ve çevresinde atasözlerine «Değişet» denilmekte. Aslında «Değişet» sözü sadece Mersin ve çevre köylerinde kullanılan bir tabir olmayıp İçel iline bağlı bütün köy ve kasabalarda, Adana’nın kuzey kesimindeki Karaisalı, Pozantı, Kozan gibi yerleşim birimlerinde «Değişet» tabiri atasözü yerine
kullanılmaktadır.
Değiş; söylenmiş anlamında, sonuna gelen «et» ise iyilik manasına gelmektedir. Şu halde «Değişet» iyi ve özlü söylenmiş sözler olarak değerlendirilmektedir.
Aslında atasözlerimiz toplumumuzun dünya görüşünü özetleyen özlü, anlamlı ve ders verici sözlerdir. Bir sohbet, bir konuşma esnasında söylenen bu anlamlı sözlerin kim tarafından ve ne zaman söylendiği belli değildir. Söyleneni belli olmayan bu özlü deyişler halk arasına yayıldıktan sonra, ilk ağızdan çıktığı gibi kalmamış, yayıldıkları çağların, çevrelerin sosyal havasına uyarak bazıları unutulmuş bazıları ise tutulmuştur. Tutulanlar zaman zaman toplum açısından çeşitli değişikliklere uğramış, yeni ifade ve anlamlara bürünerek günümüze kadar gelmişlerdir. Günümüze kadar gelen atasözlerimiz toplumumuzun düşüncesinin aynası olarak değerlendirilmiştir. Atasözleri Türk toplumunun adeta kanunu, ana yasası gibi olmuş, her müsbet ve menfi meselelerde Türk halkı atasözlerini ustaca, kıvrakça yerinde ve zamanında kullanmayı bilmiştir.
Mersin ve Güney Toroslardaki atasözlerimiz, kaynağını yaşanılan olaylardan ve toplumun ortak düşüncelerinden hareket ederek ortaya çıkmış folklor ürünlerimizdir.
Biz bunları, Mersin’in ve Tarsus’un köylerinden 1985 senesinde yaptığımız araştırmada derlediğimiz atasözleriyle örneklemeye çalışalım.
1 – Tarlayı taşlı yerden, kızı gardaşlı yerden.
2 – Çama çıksam çarığım kalır.
3 – Az oku uz oku, her kitaptan bir cüz oku.
4 – Benim derdim inek ile danada, karımın derdi sürme ile kınada.
5 – Sekinin taşlısı, öküzün inek başlısı, kızın sarı saçlısı.
6 – Çobanın gönlü olursa tekeden teleme çıkarır.
7 – Erim er olsun, yerim çalı dibi olsun.
8 – Çoban asasıyla, çiftçi mesesiyle.
9 – Olmadık yılın yağmuru harman vakti gelirmiş.
10 – Senin yüzünün aklığı, benim ağzımın pekliğindendir.
11 – Koca ekmeği meydan ekmeği, evlat ekmeği zindan ekmeği.
12 – Göç geri dönerse topal deve öne düşer.
13 – Gurbete kız verme yiter gider, denize taş atma batar gider.
14 – Hav demeyince mav denmez.
15 – Fukaranın ahı, tahtından indirir şahı.
16 – Gözele pöpen yakışır, çirkine atlas neylesin.
17 – Hızır sandıklarımız hep hınzır çıktı.
18 – Göçün geri döndüğü topal ite yarar.
19 – Aman ağalar diyeceğime aman dağlar derim.
20 – Beyde ölür, aptal da ölür. Yanı sıra çökdel de ölür.
21 – Ev bizim, köy bizim, otur söyleşelim kadın kızım.
22 – Ölümden öte yol gitmez, mezardan öte sal gitmez.
23 – Genç avrat alma el için, yüksek yere harman kurma yel için.
24 – İnsanı el azdırır, yağmuru yel azdırır.
25 – Camiden evvel fırın yapılmış.
26 – Kazançtan evvel kap hazırla, evvel kap sonra kazan,
27 – Cahilinen sohbet etme küstürün, silme g… tünü çam kırığıynan kestirin.
28 – Ürmesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt.
29 – Danışan yol aşar, danışmayan şaşar.
30 – Densizin devesi çansız öter.
31 – Olmazsa akıl, neylesin sakal, çarığı dağlara çıkardı çakal.
32 – Elif, dedim «B» diyemem, «B» desemde belliyemem.
Halil ATILGAN – Çukurova üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Öğretim Görevlisi
Bu yazı “Mersin Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü Yayın Organı” olan “İÇEL KÜLTÜRÜ” Ocak 1988 ayı 7. Sayısından alınmıştır.
Halil ATILGAN hakında daha çok bilgi için “halilatilgan.com”