Geçen yüzyılın ilk çeyreğinde Bodossakis [1] adıyla ve öncü nitelikteki sınai etkinlikleriyle Mersin tarihinde iz bırakan, Pera Palace Hotel’i satın alma öyküsüyle yurt düzeyinde efsaneleşen, Yunanistan’a göçtükten sonra döneminde dünyanın sayılı zenginlerinden biri olarak gösterilen Prodromos-Bodossakis Athanassiades hakkında yerel yayınlardaki bilgiler ne yazık ki çok az; bir kısmı çelişkili ve bir kısmının kaynağı bilinmemekte. Bu eksikliği gidermek ve Bodossaki’nin daha yakından tanınabilmesi amacıyla hazırlanan bu yazıda, erişilebilen bilgiler, mümkün olduğunca tekrara düşmeden, bazı açıklamalarla ancak yorumsuz olarak; Türkiye’deki Yılları, Yunanistan’daki Yılları ile Hakkında Yazılanlar ve Söylenenler başlıkları altında sunulmaktadır.
1. Türkiye’deki Yılları
1.1. Doğumu ve ilk yılları
Bodossaki’nin Yunanistan’da kurduğu kendi adını taşıyan vakfın (Bodossaki Foundation) web sitesinin İngilizce bölümündeki “Kurucu Hakkında” başlığı altında şu bilgiler yer almaktadır: [2]
“Prodromos Athanassiades, 1891 yılında Kapadokya’nın Niğde ilinin küçük bir kasabası olan Poros’ta (Türkçe adı: Bor) doğdu. Hayatının ilerleyen dönemlerinde tanınacağı ‘Bodossakis’ adı, ‘Prodromos’un Türkçe karşılığından türetilmiştir.
Çocukluğu zorluklarla geçti. Yedi yaşındayken ailesiyle birlikte Mersin’e taşındı, burada yerel Rum okuluna gitti ve sınıfının birincisi oldu. İş hayatına ilk kez henüz okuldayken, Mersin Rumlarına 1821 Yunan Devrimi kahramanlarının yer aldığı basılı eserler ve Atina’dan gizlice edinilen vatansever broşürler temin ederek atıldı.
17 yaşındayken bir su değirmeni kiralayıp, un değirmeni ve çırçır fabrikası kurdu.
1912 yılında, sonraki 60 yıl boyunca hayat arkadaşı olan Avusturya doğumlu Johanna Gebauer ile evlendi. İşleri rast gitti ve genişledi.
1918 yılında İstanbul’a taşındı. İstanbul’daki Pera Palace Oteli’ni ve İzmir’deki Spor Kulübü’nü satın aldı.
1919 yılında Atina ziyareti sırasında Eleftherios Venizelos ile ilk kez tanıştı.”
Vakıf sitesindeki bu bilgilere aşağıdakileri de eklemekte yarar olabilir:
i) Bodosaki Türkçe konuşan Ortodokslardandır. 1924 yılı öncesinde Niğde, Nevşehir, Aksaray, Kayseri, Adana ve İstanbul illerinde yaşamış olan Türkçe konuşan Ortodokslar, dini inanışları nedeniyle Rum-Ortodokslara mensup sayılmış, ancak dil ve kültür açısından Türklere olan benzerlikleriyle dikkat çekmişlerdir.[3] Fakir bir ailenin beş çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Babası Tomas, annesi Despina Athanassiadis’tir.[4]
ii) Bodossakis’in sözünü ettiği Mersin’deki Rum Okulu, o zamanlardaki adıyla Rum Ortodoks Erkek Mektebi. Aya Yorgi Rum Ortodoks Kilisesi bitişiğinde olan bu okulda öğretim Yunanca (Rumca) idi. Yabancı dil olarak Türkçe ve Fransızca okutulurdu.{5]
iii) “1821 Yunan Devrimi”;1821 ilkbaharında, Yunanların Mora’da, Osmanlı egemenliğine ve isyan bölgelerindeki Müslüman halka karşı başlattığı, binlerce kadın, çocuk ve erkeğin katledildiği ve Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’nden bağımsızlığını kazanmasıyla sonuçlanan ayaklanma.[6] Eleftherios Venizelos (1864-1936) ise; Yunanistan’ın eski başbakanı, Megali İdea’nın (Türkçe: Büyük Fikir) mimarı ve modern Yunanistan’ın en önemli siyasetçilerindendir. 1910 yılında Yunanistan’daki askeri yönetimin başkanlığına getirildi.[7] Bodossaki’nin Rum Okulunda okuduğu yıllar, Venizelos’un Askeri Yönetim Başkanlığı yaptığı dönemdedir. Yunan Ayaklanması önderlerine ait broşürlerin Türkiye’de dağıtılmasında Venizelos’un da katkısı olmuş olabilir. Bodossaki’nin çocuk yaşta bu tür eserlerin dağıtımında yer almış olması, yıllar sonra kendisini tanıtırken bu faaliyetine ve Venizelos ile tanışmasına özellikle yer vermiş olması ve bu yazıdaki bazı ifadelere içkin anlam, küçük yaştan itibaren bir “Yunan Milliyetçisi” olduğu ve bunun bilinmesini istediği anlamı çıkarılabilmektedir.
1.2. Türkiye’deki iş yaşamı
Bodossaki’nin Türkiye’deki iş yaşamına dair erişilebilen bilgiler şöyledir:
Yoğurt Pazarı’nda açtığı işyerinde un satardı. Bir süre sonra yönünü üretime çevirdi ve Osmanlı ordusunun un ve sair erzak müteahhitliği işini elde etti. Hastane Caddesi’nde Hanna Butros’tan satın aldığı arsa üzerinde Mersin’de ve belki de Türkiye’de ilk kez Hindistan cevizinden yağ imal edecek bir fabrika kurdu. 1910’da inşaatına başlanan fabrika yağ üretimine geçtikten sonra un, sabun, çeltik, çırçır, iplik, teneke, buz üretimi de yaparak büyük bir tesis haline geldi. Mersin’de ilk defa istasyon ve fabrika arasında hammadde ve ürünlerin nakli için dekovil hattı kuruldu. Ayrıca, şimdiki Soğuksu Caddesi üzerinde Çukurova Ekmek Fabrikası karşısında Bodossaki’ye ait 200.000 kg/yıl buğday işleyebilen bir un fabrikası bulunuyordu. Bu fabrika da Küçük Hamam yanından gelen bir dekovil hattı ile istasyona bağlantılı idi. Çok sayıda taşınmaz edindi. Büyük servet sahibi oldu. Bu servet kendisine büyük itibar sağlamış ve söylendiğine göre, devlet yönetiminde dahi sözü geçer kimse olmuş. Hastane Caddesi’nde, Gökdelen’in batısındaki özel bahçesi Türkiye’den ayrılması sonrasında Çiçek Bahçesi olarak anılır olmuş. Burada gündüzleri dinlenilebilen ve tenis oynanabilen; geceleri ise temsiller verilebilen, yabancı ve yerli grupların varyete, kanto, ip cambazlarının gösteri yapabildiği bir eğlence yeri olarak kullanılmış.[8] Mübadele sonrasında Mersin’de kalan çok sayıda gayrimenkulü ise ödenmeyen vergiler ve benzeri gerekçelerle Milli Emlak’a geçmiştir.[9]
Bodossaki’nin, Doğu Akdeniz Ülkeleri İçin Amerikan Ticaret Odası (American Chamber of Commerce for Levant) tarafından yayımlanan Levant Trade Review adlı yayının Ekim 1919 tarihli nüshasında, Fotoğraf 2’de görülen ilanı yayımlanmış.[10] Bu ilana göre Bodossaki bankacılık, ticaret, sanayi, denizcilik ve sigortacılık alanlarında faaliyette bulunmuş; şirketinin merkezi Mersin’de, şubeleri de İstanbul (Constaninople), Adana ve Silifke’deydi. Ayrıca adı geçen yayında yer alan Oda üyeleri listelerinin; Bankalar ve Bankacılık, İnşaatçılar ve Yükleniciler, Genel İhracatçılar ve İthalatçılar, Sigorta Acenteleri ile Deniz Taşımacılığı Yapanlar ve Nakliye Acenteleri kategorilerinde Bodossaki Athanassiades adıyla yer almış. Bu üyeliklerin hepsinin adresi de “Hovaghimian Han 2, Galata, Constantinople” olarak görünmekte. İlanda şirket merkezinin Mersin olarak belirtilmesine karşın, aynı yayında yer alan üyelik bilgilerinde tüm faaliyetler için İstanbul adresinin belirtilmiş olması da; Mersin’deki bankacılık/bankerlik, denizcilik, sigortacılık gibi faaliyetlerine dair hiçbir kaynakta herhangi bir bilgi bulunmaması da dikkat çekmektedir. Şirketinin İstanbul Şubesindeki faaliyetlerine ilişkin yalnızca şu bilgiye erişilebilmiştir: “… Bodosaki Atanassiadis’in Galata, Hovagimyan Han’ın 1. katında her türlü ihracat (özellikle tahıl, pamuk ve pamuk yağı) ve ithalat işleriyle uğraşan, ayrıca “Bankerlik” de yapan, çalışanı bol, çok geniş bir bürosu bulunuyordu.”[11]Silifke ve Adana şubelerinin faaliyetlerine dair de hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte Silifke’nin Tekir (yeni adı Olukbaşı) köyündeki 12.600 dekarlık çiftliği Abidin Paşa’dan satın aldığı, Türkiye’den ayrılması sonrasında bu çiftliğin önce Hazine’ye geçtiği daha sonra da Atatürk tarafından satın alındığı bilgisi pek çok kaynakta yer almaktadır.[12]
1.3. Pera Palace Hotel’i satın alma öyküsü
Bodossaki, kendi adına kurduğu Vakfın web sayfasında da belirtildiği gibi Pera Palace Hotel’i satın almış. Efsaneleşmiş bu satın alma öyküsünü Develi bir gazete haberine atıfla şöyle anlatır: “Bodosaki 1910 yıllarında İstanbul’a gitmiş, Pera Palas oteline inmiş. Ancak resepsiyon memuru şeklini beğenmemiş olacak ki ‘Yer yok!’ demiş. Kendisinin aldatılmak istendiğini sezen Bodosaki ‘Burasını satın almak istiyorum’ demiş, Otelin sahibini çağırmışlar, baştan savmak için çok fazla fiyat istemişler. Bodosaki parayı sayıp Pera Palas’ı satın almış.”Develi, Pera Palas’ın beş milyon Frank karşılığında Bodossaki’nin olduğunu belirtir.[13]
Feyzi Halıcı vd’ne göre;[14] Bodossaki Pera Palas’ı 1915 yılında satın aldı. İşletmeyi 1918 yılında anonim şirket haline getirerek oğlu Hacı Tomas’a devretti. Ancak babasının Defterdarlığa olan 2 milyon borcunu ödeyemeyince Otel haczedildi ve bilahare Maliyece el kondu. Pera Palas 1923 yılında Emlak ve Eytam Bankasına satıldı.
2. Yunanistan’daki Yılları
2.1. Türkiye’den ayrılma zamanı ve nedeni
Bodossaki’nin Türkiye’den ayrılıp Yunanistan’a yerleştiği zaman ve bunun gerekçesi hakkında da farklı görüşler var.
Bodossaki Vakfının web sayfasında “Lozan’da Venizelos’a verdiği söze sadık kalarak, 1923 yılının Kasım ayında Yunanistan’a yerleşti ve ticari faaliyetlerine burada başladı” denilirken bazı yazarlar farklı zamanlarda kaçtığından ya da Mübadele kapsamında gittiğinden/gönderildiğinden söz eder. Örneğin, B. Üsdiken “17 Kasım 1922 günü Sultan Vahdettin İstanbul’u terk edince, Bodosaki tüm işlerini bırakıp ortadan kaybolmuştu”[15] demiş. H. Uluhan’a göre; “Savaş sonrası Otel el değiştirir.…Rum Bodossaki [Pera Palace] Oteli neredeyse bir Yunan karargâhına çevirmiştir. Şimdi de işgal subayları eğlenmektedir bu salonlarda. Anadolu’da bir kurtuluş hareketi başladığı haberleri İstanbul’a da ulaşır. Bodossaki başına gelecekleri anlamışçasına sırra kadem basar.”[16] G. Özgüven [17] ise, işgal yıllarında yabancılarla işbirliği yapan Bodosaki’nin, işgal güçleriyle birlikte İstanbul’u terk ettiğini belirtir.
Yazarı belirtilmeyen önemli bir iddia da şöyledir: “İstanbul işgal edildikten sonra Otelin en büyük müşterileri İtilaf Devletleri’nin subayları ve ajanları olacak, Otel adeta bir karargâha dönüşecekti. İstanbul işgalden kurtarıldığında ise genç Cumhuriyetin yöneticileri Bay Bodossaki’nin ihanetini unutmayacak ve infaz emrini çıkaracaklardı. Bir rivayete göre Vecihi Hürkuş bunun için görevlendirilen ilk kişilerden biriydi. Sonrası için 2 rivayet var. Biri Bay Bodossaki ilk başarısız suikasttan sonra fermanının imzalandığını anladı ve gizlice kaçtı. Diğeri ise kaçacak zamanı bulamadığı ve yüklü bir rüşvet karşılığı canını kurtararak Mübadele Kanunuyla çekip gittiği.”[18] M. Orakçı ve S. Sarısır ise, Yunan ordusunun yenilgisi üzerine Yunanistan’a kaçtığından söz ederler.[19]Burada şu hatırlatmayı yapmak yararlı olabilir. Vakıf sitesindeki bilgiye göre, Bodossaki Kasım 1922’de Yunanistan’a yerleşmiş. Mübadele Sözleşmesi ise, 30 Ocak 1923’te imzalanmış. Buna göre, Bodossaki’nin Mübadele Sözleşmesi’’nin imzalanacağını önceden öğrenmiş ve bunun gereğini zamanında yapmış olabileceği de düşünülebilir.
2.2. Yunanistan’daki iş yaşamı
Bodossaki Yunanistan’da işlerini geliştirir ve servetini arttırır. Bir kısmı başarısızlıkla sonuçlanan, mühimmattan yüne, alkollü içkilerden yatak takımlarına, linyit ve nikel madenciliğinden deniz yolu taşımacılığına ve gübre üretimine kadar pek çok sektörde girişimleri oldu. Vakfının web sitesinde ayrıntılı olarak anlatılan bu girişimleri aşağıda özetlenmektedir.
i) 1934 yılında Yunan Barut ve Fişek Şirketini (Hellenic Powder and Cartridge Company, PYRKAL) devraldı. Askeri malzemelere olan talep özellikle yüksek olduğundan, şirketi İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcına kadar ihracattan büyük kâr elde etti. 1937’nin başlarında PYRKAL mühimmat üretimini top mermilerine kadar genişletti. Almanya, 2. Dünya Savaşında Atina’yı işgal ettiğinde fabrikadaki tüm ekipman ve stoklar hızla sökülüp her şeyi Almanya’ya gönderdi. Savaştan sonra PYRKAL, 1951 yılında Yunanistan’ın NATO’ya katılımıyla faaliyetlerine yeniden başladı. Savaş sonrası dönemde pek çok zorlukla karşılaşan PYRKAL, 1981 yılında millileştirildi. (Bu fabrika İkinci Dünya Savaşı başında Türkiye’ye 50 milyon adet 7.9 mermi satmış.)[20]
ii) 1935’te Yunan Yün Fabrikaları Şirketini (Hellenic Wool Mills Company Ltd.) satın aldı. Başlangıçta ağırlıklı olarak yatak takımları ve askeri üniformaları üretmekte olan şirket, Bodossakis tarafından satın alınmasının ardından Balkanların en modern tekstil endüstrilerinden birine dönüştü.
iii) 1947’de KEO Distillery Ltd. adlı içki şirketini satın aldı, adını Hellenic Wines & Spirits S.A. (VOTRYS, Yunan Şarap ve Alkollü İçkiler) olarak değiştirdi, tesisi modernize etti ve 1951’de bira üretimine başladı.
iv) 1962 yılında Kuzey Yunanistan Kimya Endüstrisi S.A. (Chemical Industries of Northern Greek S.A.) şirketinin kurucu ortakları arasında yer aldı.
v) 1952 yılında General Mining & Metallurgical Company S.A. (LARCO) şirketinin kuruluşu ile madencilik ve metalurji sektörüne giriş yaptı.
vi) 1970 yılında Hellenic Owens Elefsis Glass Company S.A. adlı şirketine ait fabrikayı kurarak çeşitli amaçlara yönelik cam şişe üretmeye başladı.
S. Sarısır şu bilgileri de vermiş: “Ham madde maliyetlerini ve dış faktörlere olan bağımlılığı azaltma ihtiyacı, Prodromos Athanasiadis’in armatörlüğe yönelmesine yol açmıştır. 1950’lerin başında Georgios Dracopoulos ile Empros Lines Gemicilik Co. SA. üzerinde aynı zamanda ortak mülkiyet şeklini alan ve Prodromos Athanasiadis’in 15 sene sonra, kendi gemicilik şirketini kurmak için fesih ettiği bir iş birliğine girişmiştir. 1969 senesinde Bodosakis-Athanasiadis, Beyrut’tan arkadaşı Elias Karapiperis ile iş birliği yaparak Prodromos Lines’ı kurmuştur. Bodosakis-Athanasiadis, gemiciliğe grubunun endüstriyel tesislerine hizmet etmesi gereken iş faaliyetlerinin bir parçası olarak bakmıştır. Bunun sonucu olarak, hisselerinin oldukça büyük bir yüzdesini elinde tutmasına rağmen, Prodromos Lines ile hiçbir zaman bizzat ilgilenmemiştir. Şirketteki diğer katılımcılar; yeğenleri Andreas, Alexandros ve Nikolaos Athanasiadis’tir. 1990’ların ilk yarısında filo gitgide azalmaya başlamış ve 1999 yılında faaliyetleri sonlandırılmıştır.”[21]
2.3. Ölümü
Bodossaki Vakfı’nın web sitesinde Bodossakis’in Ölümü başlığı altında şu ifadeler de yer almaktadır:
Bodossakis 18 Ocak 1979’da öldü. Ancak uzun ömrü boyunca sessizce gerçekleştirdiği hayır işleri onun vefatıyla bitmedi; gülümseyerek söylediği gibi, son ve en önemli ‘çocuğu’ Bodossaki Vakfı tarafından bugüne kadar sürdürülüyor. Bodossakis’in başarısının sırrı paraya değil, yaratmaya duyduğu sevgiydi. Hayattayken ve bir girişimci olarak tamamen aktifken, tüm servetini Bodossaki Vakfı’na miras bırakması, hayattaki amacının her zaman yaratıcılığını ifade etmek ve aynı zamanda Yunan devletini ve Yunan dostlarını desteklemek olduğunu gösterdi.
2.4. Adına kurduğu vakıf
Adına kurduğu vakıfla ilgili bilgiler arasında şunlar da yer almaktadır: Bodossaki Vakfı, kurucusu Prodromos-Bodossakis Athanassiades’in Yunan toplumuna yaptığı katkıyı sürdürmek amacıyla 1972 yılında kurulmuş, kamu yararına çalışan bir kuruluştur. Vizyonu, herkes için eşit fırsatlara ve başarı şanslarına sahip bir toplumdur. Vakıf, bu vizyona hizmet amacıyla şeffaflık, hesap verebilirlik ve dürüstlük ilkelerine uygun olarak dört stratejik eylem ayağıyla (eğitimin teşvik edilmesi, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, çevrenin korunması ve Sivil Toplumun güçlendirilmesi) ilişkili proje ve programları finanse eder, planlar ve uygular. Bu hedeflere erişmek amacıyla kuruluşundan bu yana 450 milyon Avronun üzerinde kaynağı kullanıma sundu. Bodossaki Vakfı, cinsiyet eşitliğini ve kadınların güçlendirilmesini teşvik etme konusunda aktif olan Sivil Toplum Kuruluşları için kapasite geliştirme programı uyguluyor. Vakfın, 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla Toplam Aktifleri yaklaşık 122 milyon Avrodur.
3. Hakkında Yazılanlar ve Söylenenler
Aşağıdaki ifadeler Bodossaki hakkında yazılan ve söylenenlerden derlenmiştir.
i)“Kurtuluş Savaşında İçel” Tarihini Yazma Komitesi, Bodossaki hakkında şunları yazmış:[22] “Mersin’de türeyen Hacı Tomaoğlu Bodosaki adındaki fabrikatör, askeri ihtiyaçların müteahhitliği gibi bir maske altında çeşitli dolaplar çeviriyordu. Hükümet içinde ikinci bir Hükümet kurmuş gibi idi. Bu adamın teşkilatı adeta bir ‘kaçaklar sığınağı’ halinde idi. Emrinde çalışanlar her türlü takipten muaf idiler.” “[Rumlar] İzmir’in Yunanlılar tarafından işgâli üzerine Ermenilerle işbirliği yapmışlar ve çok faal duruma gelmişlerdi. Ayrıca fabrikatör Bodosaki başkanlığında Yunanlılara yardım sağlamak üzere Dimos oğlu Nikola, kitapçı Papadüpolo, keresteci Aleko, İstik oğlu Murat ve Filipin yönettikleri ayrı bir kuruluş meydana getirmişlerdi. Fransızların milis ve emniyet teşkilatına komiser muavini olarak katılmışlardı. Ticaret mahkemesinde Ermeniler hesabına yalancı tanıklıkta bulunmuşlardı. Amerikan heyetinin gelişinde de Fransızları desteklemişlerdi. … İşgal sırasında Bodosaki birçok defalar İzmir’e gitmiş, toplanan yardım paralarını Yunanlılara götürmüştü. Çukurova’dan Yunan ordusuna gönüllü Rum toplamağa da çalışmış fakat bunda başarı sağlayamamıştı.”
ii) H.Şinasi Develi, Bodossaki hakkında en çok bilgi veren yerel yazardır. Dünden Bugüne Mersin 1836-1990 başlıklı kitabında [23] şunları yazmış:“Ankara Antlaşmasının açıklanmasından sonra … Ermeniler Çukurova’dan süratle kaçmaya başlamışlardı. … Tarsuslu tüccardan Şalvarciyan ve Mersinli Rum tüccar Bodosaki, kendi paraları ile kiraladıkları vapurlarla bu göçe yardım ediyorlardı.” “…Bodosaki, Türk düşmanı olarak isim yapmış bağnaz bir Yunan’dır. … İstanbul’un işgali sırasında Pera Palas’ta işgal kuvvetleri ile sıkı fıkı ilişkiler içinde olmuş. Milli Mücadele yıllarında Mersin’de de ihanetine devam etmiş.”Bodossaki’yi ayrı bir başlıkta ele aldığı Anılardan Seçmelerle Mersin 2[24] adlı kitabında ise, iş yaşamı ve yaptığı bazı hayır işleri hakkında da bilgi verirken şunları da yazmış: “Bodossaki’nin zevkine düşkün bir kişi olduğu anlaşılıyor. Mersin’i terk ettikten sonra fabrikanın güneyinde yaptırdığı özel bahçesi ‘Çiçek Bahçesi’ adı ile halka açılmıştı. Özel gezinti yerinden zevkleri hakkında biraz fikir edindik. Burada ayrıca modern bir tenis kortu da bulunuyordu. Çocukluk çağlarımızda yıllarca içerisinde gezindiğimiz bu bahçenin sair güzellikleri, o günlerin Mersin’inde bize oldukça yabancı gelirdi.”
iii) Meryem Orakçı,[25]Bodossaki’nin, Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman ordusu mensuplarıyla kurduğu ilişki sayesinde büyük bir servet edindiğini, işgal sırasında İstanbul’daki servetini büyüttüğünü, Yunan siyasetinde birincil rol oynadığını ve 1922’den 1933’e kadar gerçekleşen darbeleri finanse ettiğini belirtir.
iv) Serdar Sarısır, bazı kaynaklardan da yararlanarak şunları yazmış:[26]Prodromos Bodosakis-Athanasiadis, 1908 yılında ticarete atılmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nda, Türkiye’de Alman ordusu mensupları ile temaslarda bulunmuş ve bu münasebetleri sayesinde, Suriye’de büyük bir servet sahibi olmuştur. Daha sonra İstanbul’a göç ederek servetini daha da büyütmüştür. Sonraki tarihi süreçte Anadolu’yu işgal eden Yunan Ordusu’nun bozguna uğraması üzerine, İstanbul’daki diğer zengin Rumlar gibi Bodosakis de servetini kurtararak Yunanistan’a kaçmıştır.
Bodosakis’in tahsilinin iptidai, ana dilinin Türkçe olup Yunancasının çok zayıf olduğu bilinmektedir. Yunancayı Türk şivesi ile konuştuğu ve hatta konuşurken sık sık canım kelimesini kullandığı ifade edilmektedir. Menfaatine düşkün olan Bodosakis, Atina’ya yerleşince, ilk işi Anadolu işgali esnasında tanıştığı, zamanın nüfuzlu ordu mensuplarından Plastiras, Pangalos, Kondilis ve diğer generallerle münasebetlerini yeniden tesis etmek olmuştur. Ayrıca bu generallerin malî destekçisi de olmuştur. 1922’den 1933 yılına kadar Yunanistan’da meydana gelen hükümet darbeleri Bodosakis’in malî yardımları ile tertiplenmiştir.
Menfaatlerine müsait rejimler kurmak için adı geçen generallerin tertiplediği hükümet darbeleri neticesinde sırayla iktidara getirip, bu durumu istismar etmiştir. Münasebetlerini, işlerini zamanın başbakanlarının yatak odalarında hâl ve tanzim derecede ilerletmiştir. Bu suretle anonim şirket mahiyetindeki, Yunanistan’ın en büyük ticarî ve sanayi teşebbüslerinin hisselerinin çoğunu elde etmek suretiyle sevk ve idaresini ele almaya muvaffak olmuş; büyük skandallara neden olmasına rağmen, servetini büyük oranda arttırmıştır. Faaliyetini General Papagos, Terakkiperver Partisi lideri Karkezinis’in delaleti ile iktidara gelinceye kadar devam ettirmiştir. Karkezinis’in Bodosakis’e itimadı olmadığından savaş sırasında, zengin olmuş yerli servet sahiplerinden malî bir destekçi bulmuş ve Bodosakis’isiyasî hayattan uzaklaştırmıştır. Sonraki süreçte Başbakan Karamanlis de, aynı siyaseti takip ettiğinden Bodosakis bu defa Kraliyet Ailesi’ne yanaşıp ilişkiler geliştirmiştir.
v) Avni Doğan, 1934 yılında TBMM’deki bir konuşmasında bir vesileyle Bodossaki’den şöyle söz etmiş:[27] “Takdir edersiniz ki, Harbi Umumide, Adana menzili 15 milyon lira kazandıran Bodosaki’yi yetiştirmiştir. Bodosaki maruf Parapalâs otelini almak isteyen adam ve bu menzil heyeti Divanı Harbe sevk edilmişti.”
vi) Bozkurt gazetesinde (Kıbrıs)1962 yılında hakkında şöylesi bir haber yer almış:[28]“Bugün Yunanistan’da, politikada olduğu kadar, ticari sahada da söz sahibi bulunan kimseler, kök itibariyle Türkiye’den kopup gelmişlerdir. Yunanistan’da bir istatistik yapılacak olursa, bu memlekette bulunan milyonerlerin yüzde seksen beşi Türkiye’de ve bilhassa Anadolu’da doğmuşlardır.
Fakat bunların içinde bir tek kişi var ki onu, altmışını geçmiş İstanbullu tüccarlar gayet iyi tanırlar. Anlatıldığına göre, ‘Kayseri’li Bodosaki Efendi’ yaz-kış, kürk yakalı bir palto ile dolaşır ve tramvay parası vermemek için Tozkoparan’dan, Eminönü’ne kadar her gün yürüyerek gidermiş. O devrin Bodosaki Efendisi, bugün dünyanın sayılı zenginlerinden birisidir. Birçok Avrupa memleketlerinde fabrikaları ve Cenubi Amerika ile Kıbrıs’ta sayısız maden ocakları bulunmaktadır. Onassis’ten daha zengin olmakla beraber, ismine gazetelerde pek nadir rastlanır. Sebebi ise, gösterişten uzak kalmayı tercih etmesinden ileri gelir. ‘Gösteriş, masrafın kapısını açar’ diyerek, sakin ve mütevazı bir hayat yaşamayı tercih eder.
Türkçe Konuşur
Karamanlis’in ‘Kurnaz Kayserili’ diye bahsettiği Bodosaki, pek az Rumca bilir. Atina’da, Başvekâletten çok daha modern ve muazzam bir binada bulunan karargâhına, daha ziyade Türkçe bilen muhacir memurlar alır. Bütün talimatlarını Türkçe olarak verir, hatta kızdığı zaman da Türkçe ve Kayserili şivesi ile ettiği küfürlerle o altı katlı binayı çın çın inletir.
Politikadan Uzak
Son derece sempatik bir insan olan Bodosaki, politikadan daima uzakta kalmayı prensip edinmiştir. Kendisine müteaddit defalar Maliye Bakanlığı teklif edildiği halde reddetmiştir. Parti liderleri onu kızdırmamağa ve iyi geçinmeğe çalışırlar. Hatta 1922 yılından bu yana Yunanistan’da yapılan 6 hükûmet darbesini Bodosaki’nin finanse ettiği de söylenir. Son zamanlarda dolaşan bir şayiaya göre şimdi de Karamanlis’le uğraşmaktadır.
Gecen sene cereyan eden bir olay, Başvekil Karamanlis’i bir hayli terletirken ‘Kurnaz Kayserili’si bir köşeden kıs kıs gülüyordu.
Vergi Aldı
Hadise şudur: Bodosaki’nin, içinde 7 bin işçi çalışan bir emaye fabrikasına, yüksek bir vergi konur. Hâlbuki bu fabrika zarar halinde bulunmakta ve Bodosaki 7 bin adamım aç, sefil [deyip] sokaklara çıkarmamak için zararı başka fabrikalardan elde ettiği kârla kapatır. Hukuk müşavirleri ilgili mercilere müracaat suretiyle verginin kaldırılmasını talep ederler. Durum, Başvekile aksettirilir ve Karamanlis vergiyi almakta ısrar eder. Bunun üzerine bir sabah fabrikaya gelen işçiler, verginin ödenmesi için fabrikanın satışa çıkarılacağına dair bir ilanla karşılaşırlar. Bu arada Bodosaki’nin adamları, işçilerin arasında dolaşıp, buna Karamanlis’in sebep olduğunu yayıyorlardı. Nafakası kesilen 7 bin işçi o hırsla soluğu Başvekâlette aldı ve nümayişler yaptı. Hadise, seçim arifesinde olduğu için Karamanlis biraz da partisinin zoru ile vergi borcunun ileri bir tarihte ödenmesini temin etti.
Sarımsak Kokar
Türkiye’deki bazı dostları ona her sene devamlı olarak pastırma yollarlar. Sekreterleri çok defa kendisini yazıhanesinin üzerine yaydığı gazetenin üzerinde pastırma ile ekmek yerken yakalamışlardır. Bazı zamanlar iş için görüşmeğe gelenler, odadaki alışık olmadıkları sarımsak kokusunu bir tuhaf karşılarlar ve burunlarını oynatarak kokunun mahiyetini araştırırlarken Bodosaki, güldüğünü belli etmeden bıyıklarını kaşır ve ‘Sivrisinekler için kullandığımız bir ilaçtır,’ diyerek misafirlerinin hayretini tatmin eder.
Bütün cimriliğine rağmen iyi bir insan olan Bodosaki, Kıbrıs müstakil bir devlet olarak hürriyetini ilan ettiği gün, ada üzerindeki malının büyük bir kısmını Rum Cemaatine hibe etmiş.”
vii) Yunan tarihçi yazar Venos H. Zaharyadis, Prof. İlber Ortaylı ile birlikte katıldığı CNN Türk’ün 29. 03. 2019 günkü Gündem Özel adlı Türkiye Yunanistan ilişkilerinin ele alındığı programında Türkçe olarak şunları da söyledi[29]: “Pera Palas sahibi Bodossakis efendi, Birinci Dünya Harbini görüyor. Asker demek yemek ve yanında ekmek demek. Mersin’de 7 adet un fabrikası kuruyor. İaşe Nazırı Topal İsmail Hakkı Paşa’nın emrinde çalışıyor. Osmanlı Ordusuna verebildiği kadar ekmek yetiştiriyor. Bundan da çok para kazanıyor. Bir Alman generalinin ikiz kızlarından biri ile evleniyor, Mübadelede ikisini de götürüyor. Mübadelede Bor kasabasından diye, gönderiliyor, kovuluyor. İkinci Dünya Savaşı geliyor diye silah fabrikası kuruyor. Bilhassa İspanya İç Savaşı’nda (1936-1939) her gün 1 milyon adet kurşun gönderiyor; iki tarafa gönderiyor. Almanlar Yunanistan’a girince, Bodossaki [buradan] gideceğim diyor. Karısının kız kardeşi burada kalacağız, şahane bir evimiz var, gidersek bir daha bulamayız burasını, diyor. Alman general eve el koymak isteyince karısının kız kardeşi “Heil Hitler!” deyip selamlıyor, Alman pasaportunu gösteriyor ve adam gidiyor.”
Kaynaklar
[1] Adı, erişilebilen kaynaklarda “Bodosaki” ya da “Bodossaki” gibi de yazılmış. Kendi adına kurulan vakfının adı “Bodossaki Vakfı olmasına karşın Vakfın web sitesinde nedense hep “Bodossakis” olarak yazılmış. Bu nedenle bu yazıda yararlanılan kaynaktaki yazılış biçimi korunmuştur.
[2] https://www.bodossaki.gr/en/. Son erişim tarihi: 21.01.2024.
[3] Meryem Orakçı, Karamanlıca Kaynaklarda Türkçe Konuşan Ortodokslar ve Türk-Yunan İlişkileri (1897-1930), T.C. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Doktora Tezi, 2018, s. i.
{4] H. Şinasi Develi,Geçmişte Bir Mersin Zengini Bodossaki, Anılardan Seçmelerle Mersin 2 içinde, Mersin DTO, 1. Baskı, 2018, s. 17.
[5] H. Şinasi Develi, Cumhuriyet Öncesi Mersin Okulları, Anılardan Seçmelerle Mersin içinde, Mersin DTO, Birinci Baskı, 2013, s. 62. Ocak 1923’te imzalanan Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadele Sözleşmesi’nin uygulanması sonrasında Hazine’ye geçen bu bina, önce Mersin Orta Mektebi sonra da Cumhuriyet İlk Mektebi binası olarak kullanıldı. 1985 yılında yıkıldı yerine Mersin İl Özel İdaresi tarafından Özel İdare İşhanı yapıldı. Erkek okulunun karşısında olup Mübadeleye kadar Rum Kız Mektebi olarak, sonra Çankaya İlk Mektebi, Deniz Okulları Hastanesi, Kız Enstitüsü ve 1952 sonrasında ise Namık Kemal İlkokulu olarak kullanılan bina da aynı akıbete uğradı. Namık Kemal İlkokulu binasının yerine de Kırmızı Lacivert İşhanı yapıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bazı birimleri tarafından kullanılmakta iken, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremde hasar aldığı gerekçesiyle boşaltıldı. (Mersin BŞB Haberler, 09 Şubat 2023 tarihli haber. https://www.mersin.bel.tr/haber/mersin-buyuksehir-kirmizi-lacivert-is-merkezini-bosaltiyor-1675948790. Son erişim tarihi: 25.01.2023.) Bu binalar halen İstiklal Caddesi üzerinde, yıkılmış olan Kilisenin yerinde süreç içinde yetkililerin kayıtsızlığı nedeniyle oluşan “Bit Pazarı”nın (Zafer Çarşısı’nın) yanındadır. Namık Kemal ve Cumhuriyet ilkokulları hakkında daha ayrıntılı bilgiler için bkz. https://www.yumuktepe.com/namik-kemal-ve-cumhuriyet-ilkokulu-binalari-mehmet-kayadelen/.
[6] https://tr.wikipedia.org/wiki/Yunan_%C4%B0syan%C4%B1 https://tr.wikipedia.org/wiki/Yunan_%C4%B0syan%C4%B1#:~:text=Bu%20%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fma%20s%C3%BCrerken%201821%20ilkbahar%C4%B1nda,kad%C4%B1n%2D%C3%A7ocuk%20ve%20erkek%20katledildi
[7] https://tr.wikipedia.org/wiki/Eleftherios_Venizelos. Son erişim tarihi: 16.01.2024.
[8] H. Şinasi Develi, Geçmişte Bir Mersin Zengini, s. 17 ve Dünden Bugüne Mersin (1836-1990), 3. Baskı, 2001, s. 58, 92 ve 185. Aynı kaynaklara göre, bu fabrika da, kendisi Yunanistan’a gittikten sonra Milli Emlak’a intikal etti ve Şaşati Biraderlere kiralandı. Daha sonra İş Bankası kuruluşu olan İçel Pamuk ve Yağ AŞ. (İÇPAK) tarafından kiralanan tesisi, 1944 yılında Çukurova Sanayi T.A.Ş. satın aldı. Bodossaki Fabrikasının adı, halk arasında Şadi Eliyeşil’e göndermeyle “Şadi Bey Fabrikası” olarak anılır oldu. Bu fabrika iki kez yanmış. Birincisi, Çukurova Fabrikası iken 8 Temmuz 1948 tarihinde, diğeri de 2.5.1967 tarihinde. İkinci yangın sonrasında çalışamaz duruma gelen tesis tarihe karıştı. Yerine şimdiki Metropol (52 katlı bina) inşa edilmiştir.
[9] Abdullah Ayan, Mersin’in Tarihi Mektep Binaları Kimin? Gazipaşa İlkokulu’nun Öyküsü, https://www.inovatifhaber.com/mersin-in-tarihi-mektep-binalari-kimin-abdullah-ayan-yazdi-13624-haberi. Son erişim tarihi: 14.02.2024.
[10] Levant Trade Review, American Chamber of Trade for Levant, Vol. VII, October 1919, No V, s. 245.
[11] Behzat Üsdiken, Pera ve Gerçekler başlıklı yazısının gazete kupürü. Gazetenin adı görünmemekte, kupüre “6.11.90” tarihi kurşun kalemle yazılmış.
[12] Örneğin, bkz. Atatürk’ün Çiftlikleri, Atatürk Ansiklopedisi, https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturkun-ciftlikleri/. Son erişim tarihi: 11.01.2024.
[13] Hürriyet gazetesinin 8.1.1987 günlü nüshasında “Anılarda Yaşayan Oteller” başlıklı yazı dizisi, aktaran H. Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, s. 58 ve H. Şinasi Develi, Geçmişte Bir Mersin Zengini, s. 18.
[14] Fevzi Halıcı, Ayhan İnal ve İsmail Parlatır, Pera Palas ve Hasan Süzer, Güven Matbaası, 1995’ten özetleyen Oktay Aras, https://www.oktayaras.com/pera-palas-ve-hasan-suzer/tr/34206. Son erişim tarihi: 21.01.2024.
[15] Behzat Üsdiken, age.
[16] Halûk Uluhan, Çöküşte Yaşanan İhtişam – Pera Palas, https://t24.com.tr/yazarlar/haluk-uluhan/cokuste-yasanan-ihtisam-pera-palas,33524. Son erişim tarihi: 14.02.2024.
[17] Gül Özgüven, İstanbul’un Batıya Dönen Yüzü, 16.07.2011 tarihli Milliyet gazetesi, https://www.milliyet.com.tr/cadde/istanbul-un-batiya-donen-yuzu-1414955. Son Erişim tarihi: 12.01.2024.
[18] Ekşi Sözlük, https://eksisozluk111.com/bodossaki-anastassiadis–5987508. Son erişim tarihi: 10.01.2023.
[19] Meryem Orakçı, age, Dipnot 285 ve Serdar Sarısır, Yunanistan’ın Ekonomik ve Siyasî Hayatına Yön Veren Anadolu Kökenli Bazı Sermaye Sahipleri, Tarih Araştırmaları Dergisi, Yıl: 2011, Cilt:30, Sayı:49, s. 195-197. Orakçı aynı yayınında (s. 169 ve 170), Büyük Taarruz’un ardından Kasım 1922’ye kadar, yaklaşık 900 bin kişinin Türkiye’den Yunanistan’a kaçtığını da belirtir.
[20] Serdar Sarısır, age, s. 195-197.
[21] Serdar Sarısır, age, s. 196-197.
[22] “Kurtuluş Savaşında İçel Tarihi”ni Yazma Komitesi (Mithat Toroğlu vd), Kurtuluş Savaşında İçel, Baha Matbaası, İstanbul, 1971, 2 ve 3. Bölüm.
[23] H. Şinasi Develi Dünden Bugüne Mersin, s.35 ve 58.
[24] H. Şinasi Develi, Geçmişte Bir Mersin Zengini, s. 16-22.
[25] Meryem Orakçı, age, Dipnot 285.
[26] Serdar Sarısır, age, s. 195-197.
[27] Avni Doğan, Yozgat Milletvekili, 17.05.1934 günü TBMM’de yaptığı konuşmanın bir bölümü. TBMM Tutanakları, İ. 52, Cilt: 2. s. 136. https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d04/c022/b052/tbmm040220520136.pdf.
[28] Yunanistan’da Kayserili bir para babası “Bodosaki Efendi”, (Kıbrıs) Bozkurt gazetesi, 20 Aralık 1962, sayfa 2.
[29] CNN Türk, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin tarihi seyri – Gündem Özel, 29.03.2019,
https://www.youtube.com/watch?v=eGmjCmD71X8. Son erişim tarihi: 18.02.2024.
[30] Un demek istemiş olmalı.
* Bu yazı Mersin Deniz Ticaret Odasının yayını olan Mersin Deniz Ticareti adlı derginin Şubat 2024 tarihli 380’nci sayısında yayımlanmıştır.