,

MEYDANCIKKALE GÖMÜSÜ – Prof. Dr. Alain DAVESNE – Çeviri : Celal TAŞKIRAN

Celal-Taşkıran.jpg

Meydancıkkale ören yerinde 1970 yılından beri Hititolog Prof. Dr. E. LAROCHE’un başlatmış olduğu arkeolojik kazılar, Prof. Dr. A. DAVESNE’in başkanlığında geçen yıla kadar Fransız ekibince sürdürülmüştür.
1980 yılı kazı çalışmalarının bir bölümü, ana yapısı Helenistik döneme ait gözüken binanın araştırılmasına yönelikti. İçerdeki bir salonun temelleri kazılıyordu. Bu sırada, ters dönmüş bir tabağın parçaları arasında birkaç tane gümüş sikke göründü. Kazıya özenle devam edildi ve bu parçaların, ana kayaya dikine oturtulmuş, içi tümüyle para dolu bir testinin ağız kısmı olduğu anlaşıldı. Testi yerinden çıkarılınca, görüldü ki, iki testi daha, temel blok taşının altında, ilk testinin hemen gerisinde saklı duruyordu. Tamamen dolu olan bu üç kapta toplam 5215 gümüş sikke bulunmuştur.
Çeşitli çaplardaki bu parçalar Büyük İskender ve ondan sonra yönetime gelen kumandanları tarafından bastırılmıştır. Tümüyle bugün Silifke Müzesinde bulunan gömü, kendi türünden şimdiye kadar gün Işığına çıkarılmış Helenistik Çağ sikkeleri içeren en zengin bulgudur. Aynı zamanda bu gömü Attika parası yönünden en büyük bulumlar arasında sayılmaktadır.
Sikkeler, basılı örneklerine göre iki grupta toplanmaktadır: Büyük İskender paralarıyla başlayan, çoğunluğu Attika (3057); diğerleri Ptolemaique türüne denk gelmektedir (2158). İlkinkiler, Küçük Asya’da kullanılan paralar; diğerleri ise bu bölgeye yabancı olan sikkelerdir. Bu sonuncular açıkça göstermektedir ki, gömünün oluşumu döneminde Meydancıkkale yerleşim yeri Ptoleme’lerin yönetimi altında bulunuyordu. Öyle ya, bu tür paraların varlığından bu anlam çıkar. Bu düşüncenin doğruluğunu, gömü ile aynı zamana denk düşen, Ptoleme II. ile ilgili bir yazıtın kazı alanında ortaya çıkması onaylamaktadır.
Lagides paraları, esas olarak, yaklaşık ağırlıkları 14,30 gr. olan Tetradrachme’lerdir. Bunların yüzünde Ptoleme l. Soter’in bir simgesi ve arkasında da yıldırımın üstünde Zeus Kartalınınki bulunmaktadır. Ancak, bunun yanı sıra, aynı tipte üç Octadrachme ve Ptoleme II. Philadelphe’nın kızkardeşi ve aynı zamanda eşi olan Arsinoe II. tipinde de on üç tane Decadrachme vardır. Mısır, Kıbrıs ve Suriye-Fenike atölyelerinde bastırılıp Lagides soylu ilk üç Mısır hükümdarı tarafından kullanıma çıkarılan bu paralar, sikkelerin sınıflandırılmalarına ve seriler zaman bakımından sıralandırılmalarına olanak sağlamıştır. Ne var ki, sikkelerin yüzleri kullanımları sırasında, çok kez, çeşitli küçük izlerle, mühürleme ve çekiçlemelerle ya da çizimlerle değişikliklere uğratılmıştır. Bu sikkeler üzerinden, tam değilse bile, 500’ün üzerinde, çivi ile yazılmış ad okunabilinmiştir.
Attika ağırlıklı sikkeler, özellikle, Büyük İskender tarafından ortaya konmuş tip olan “Alexandres” türündendir (3057’den 2554’ü). Yüzünde, Heracles’in aslan postu örtülü bir başı, arkasında da tahtına oturmuş Zeus, sol elinde asa, sağ elinde kartal tutar durumda gösterilmiştir. Bunlar, aşağı yukarı denk oranda bulunup ilk basıldıklarındaki yaklaşık ağırlıkları 17,35 gr. olan Tetradrache’ler ile 4,30 gr. ‘lık Drachme’lerden oluşmuştur. Meydancıkkale gömüsündeki Alexandres baskılı paraların önemi, gömünün Anadolu para piyasasındakine denktir.
Sürümde bulunan Helenistik paraların büyük bir bölümü bu gömüde görülmektedir. Diğer 500 Attika parası, Büyük İskender’den sonraki kralların kişisel tipteki serilerine aittir. Bunlardan 261 tanesi Selefkos, 148’i Lysimaque ve 60’ı Pergamon kırallarınca bastırılmıştır. Geriye kalanlar, Demetrios Poliorcete ile Antigone Gonates’e ait paralardır.
Bütün bunlar, bazı önemli tarihlemelerin, örneğin: Attalide paralarının ya da Selefkos serilerinin saptanmasına yardım etmiştir.
Sikkelerin ağırlık ve kullanımlarından dolayı eskimeleri üzerinde yapılan araştırmalar bazı önemli sonuçları da doğurmuştur.
Gömünün en yeni sikkeleri, İ.Ö. 243/242 ile 242/241 yıllarına ait görünmektedir. Bu verilere ve ağırlık değerlendirmelerine göre gömütün saklama işinin ISO. 240 ve 235 yıllan arasında gerçekleştirilmiş olduğu düşünülebilir. Aslında, o zaman Meydancıkkale’de bir Ptoleme askeri garnizonu bulunmaktaydı. Yine o sıralar, bir de yönetim binası yaptırılmıştı.
Gömü olayı şu biçimde yorumlanabilir: Belki de Selefkos kuvvetlerinin bir saldırısı sırasında Meydancıkkale’nin düşme tehlikesi kesin belli olunca, sorumlu kişi, daha sonra tekrar almak umuduyla, hazinenin bir bölümünü çarçabuk binanın temeline saklamayı uygun görmüştür. Ama sonuç ortadadır.
• Meydancakkdle, Gülnar İlçe merkezinin 10 km.
• Mısır Yöneticileri olan Ptolcme’ler. Lagides soyundandır
• Gömü konusu, A. Davesne – G. Le Rider tarafından “Gülnar II: Le Tresor de Meydancıkkale” adıyla yayınlanmıştır.
İÇEL SANAT KULÜBÜ Aylık Bülteni 1998- 76. Sayısından Alınmıştır.

Biyografik Bilgi

scroll to top