Tarihin ünlü isimlerini, komutanlarını, büyük ordularını ayağına kadar getiren Kilikya yöresinin ne denli soylu bir geçmiÅŸe sahip olduÄŸunu hepimiz biliyoruz. Bu soylu zenginliÄŸe doÄŸa da eÅŸlik ediyor cömertçe .. Deniz, daÄŸ, güneÅŸ, kum, orman, rüzgar ve iklim perilerinin bu yöreyi güzelleÅŸtirmek için yaptıkları yarıştan doÄŸmuÅŸtur KiLiKYA… Ulaşım kolaylığı, sevecen, konuksever canlı insanları ve özgün folkloru ile de yerli yabancı her meraklı yüreÄŸin ilgisini çekiyor asırlar boyu … Hem turizm hem ticaret açısından çok önemli bir yurt parçası olma niteliÄŸini taşıyor gururla …Â
Kilikyanın en ilgi çekici ören yerlerinden birisi de Mersin’e 64 km. uzaklıktaki ÅŸirin bir koy çevresinde yer alan Narlıkuyu örenidir.
Narlıkuyu öreni antik PAPERON kenti kalıntılarından oluÅŸur. Zeus Tapınağı, Cennet – Cehennem Obrukları, Astım MaÄŸarası olarak tanımlanan Narlıkuyu MaÄŸarası ile konuklarını içten “Merhabalarla” karşılar.
Bu koyda; denizle ırmağın buluÅŸtuÄŸu noktada; kuÅŸların takla atarak oynaÅŸtıkları, yıkandıkları bir kaynak bulunur. Irmağın Cennet ObruÄŸu içinde kalan bölümü söylencelerde STYKS IRMAÄžI olarak anılır. Yeryüzünü ölüler ülkesinden ayıran kutsal ırmak olarak tanıtılır öykülerde …
Kaynağın yakınlarında yer alan “Üç Güzeller Mozaik Hamamı” bugün müze olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir. M.S. 4. y.y.’ın ilk yarısından kalan bu yapı Romalı Kumandan POÄ°MENÄ°OUS tarafından; burada kaynayan gizemli suyun yöre halkına ÅŸifa sunması dileÄŸi ile yaptırılmıştır. Bugün hamam olarak kullanılmaz haldedir. Fakat kaynağın oluÅŸtuÄŸu yerde suyun ısısının 8 °C’den 28 ° C’ve birdenbire sıçraması ile ortaya çıkan ısı deÄŸiÅŸimi hala doÄŸal bir fizik tedavi saÄŸlamaktadır.
Hamamın günümüze kalan taban mozaikleri antik dönemin en çarpıcı ve güzel örneklerinden biridir. Mozaiklerin üst kenarında yer alan yazıtta “EY KONUK DOST, ŞİMDÄ°YE KADAR GÄ°ZLÄ° DURAN BU GÃœZEL SUYU KÄ°MÄ°N YENÄ°DEN BULUP ORTAYA ÇIKARDIÄžINI ÖĞRENMEK Ä°STÄ°YORSAN; BÄ°L Ki O, Ä°MPARATORLARLA DOSTLUK KURAN, ONLARIN ARKADAÅžI, KUTSAL ADALAR = Prens Adaları’nı YÖNETEN ÅžEREFLÄ° POÄ°MENÄ°OS’tur” sözcükleri yer alır.
Mozaikte iÅŸlenen “Üç Güzel Kız” ise tanrılar tanrısı ZEUS’un Titan Okyanus’un kızı OURYNOME ile olan beraberliÄŸindan doÄŸan üç kızıdır. Söylencelerde KHARÄ°TLER, GRETYALAR, GRAZÄ°ALAR gibi tanımlamalarla yer alırlar. Bu üç kızkardeÅŸten AGLAÄ°E parlaklığı , EUPHROSYNE sevinç, neÅŸe ve güzelliÄŸi THALÄ°A ise ışıltı ve çiçeklenmeyi simgeler. Dostları, arkadaÅŸları olan muzik tanrıçaları (perileri) MUSALAR = Müzler ile birlikte dolaşırlar Olimpos ve yeryüzünde … Müzler olmadan şölenlere katılmazlar. Tanrı APOLLON’un çaldığı Lir eÅŸliÄŸinde densederler .. Olimpos onlar sayesinde neÅŸe ile dolar … Onların dokunuÅŸları ile keyiflenir tanrılar, tanrıçalar …
NeÅŸe ve mutluluk veren dokunuÅŸları sadece ölümsüzler için deÄŸildir … Ä°nsanoÄŸlundan da esirgemezler bunu … Hangi ölümlünün yanına gitseler, omuzuna dokunsalar o insan mutluluktan uçar…. insan yaÅŸantısını güzelleÅŸtiren, göze hoÅŸgeleni simgeleyen perilerdir, tanrıçalardır Grazialar.
Sanat etkinliklerini esinleyen güçlerde onların elindedir. Bu nedenle Güzellik Tanrıçası AFROoiT, Bilicilik (falcılık=Kehanet) ve musiki Tanrısı APOLLON ve ideal genç erkek güzeli simgesi ADONÄ°S ile birlikte betimlenirler çoÄŸu kez … En büyük tutkuları Apollon’un liri eÅŸliÄŸinde ezgilerin coÅŸkusu ile kendilerinden geçercesine dans etmektir. Bu genç ve sevimli periler önceleri giysili iken; M.Ö. 4 y.y.dan itibaren çıplak olarak betimlenirler.
Narlıkuyu’da da keklikler ve kumrular arasında; yumuÅŸak dokunuÅŸlar içinde çıplak olarak dans ederken verilmiÅŸlerdir. Bu üç güzelin taşıdığı imgeler; Kilikya ve yöre insanının karekteristik özelliklerini yansıtır adeta .. Cömert, neÅŸeli, parlak yüzlü, ışıltılı, tüm yaÅŸam zorluklarına karşın sevinç ve mutluluk anlarını doyasıya yaÅŸamaya çalışan insanlarla doludur Kilikya … (Silifkeliler için söylenen “kapı gıcırtısına oynarlar” tanımı dans perileri Kharitlerin mirası mı acaba?) DoÄŸada katılır bu cömertliÄŸe. renklidir, coÅŸkuludur, ışıltılıdır, doÄŸurgandır…
iÅŸte bütün bunlar geçmiÅŸte bu yörede yaÅŸayan insanlara bu hamamda yıkanırlarsa sevinç, neÅŸe ve mutluluk dolu bir gün, bir yaÅŸam geçirecekleri inancını aşılamıştır. Bu inanç hiç kaybolmasın … Sürsün sonsuza dek …
(*) Mualla YILDIRIM – Sanat Tarihçisi
Bu yazı  “İçel Sanat Külübü” Aylık Bülteni “Ekim 1994  -29. Sayı” sından alınmıştır.