,

Öyküleriyle KaracaoÄŸlan / Yıkılası Åžu DaÄŸların Ardına – Ali UYSAL

Orta-Toroslar.jpg

Toros Dağlarında ilkbahar fışkırıyordu: Keklik öten kekik biten bir dünya. Menekşeler, sümbüller, çiğdemler domur domur. Gökte leylekler, turnalar dizim dizim. Kışlaklardan yaylaklara akın akın göçler. Kalleler(sincap). Yılanlar çayanlar, karıncalar kıpı kıpır.
Doğasal güzellikleri yudum yudum içerek dağlardan aşağılara doğru iniyordu Karacaoğlan. Birden bir lümbürdek sesi çaldı kulağına. Bir yörük göçünün imiydi bu. Çan sesine doğru çevirdi yönünü. Yörük göçleri seyrine doyamadığı yaşam sahnesiydi. Gönlünün çırası kızlar bu göçlerde boy gösterirlerdi. Obanın en güzel kızı, göçün en görkemli devesini çekerdi. Bu deve de katarın en önünde bulunurdu.
Karacaoğlan göç katarını izleyecek, gözleyecek dek yaklaştı. Tekiralanından yukarılara doğru yola koyulmuştu oba. Ağlıca’dan yola çıkmış olmalılar. En öndeki kızı tanıdı. Yakınlığı vardı kızla. Kim bilir kaç gün sürecek bu göç? Söğüt, Taşpınara kadar çıkabilirlerdi. Göçe katılmak geçti aklından. Göze alamadı. Ne var ki yakınlık duyduğu kız dağları aşıp gidiyordu. Kim bilir ne zaman görecekti onu. Her zaman yaptığı gibi, coşkun sular gibi çağlayan duygularını sazına ve sesine işlemeliydi. Sazını eline alıp sevgiyle okşadı. Yakınında görkemli bir ardıç vardı. Dibindeki ak taşın üstüne oturup içinde yeni doğan türküsünü salıverdi dağlara!

Yıkılası şu dağların ardına,
Aşıp gider bir gözleri sürmeli.
Cennet-i alada bir gül açılmış,
Kokar gider bir gözleri sürmeli.

Kuru kütük yanmayınca tüter mi?
Ak memede çifte benler biter mi?
Vaktı gelmeyince bülbül öter mi?
Ötüp gider bir gözleri sürmeli.

Deniz kenarında avlarlar avı,
Kılavuz ederler telli turnayı.
Ak göğsün üstünde ilik düğmeyi,
Çözüp gider bir gözleri sürmeli.

Karac’oÄŸlan kalem alır destine,
Selam verir yarenine dostuna.
Beyaz topuk sandal tuman üstüne,
Değip gider bir gözleri sürmeli.

Köy Enstitüsü mezunu, edebiyat öğretmeni. Özellikle halk kültürü, Karacaoğlan, N. Hikmet konularında konuşmacı, yazar.

scroll to top