Türk folkloru, dünyada benzerine çok az rastlanan değerde olup, çok çeşitli özellikler taşımaktadır. 0 kadar ki, her şehrin, hatta kasabanın kendine özgü folkloru vardır. Bu nedenle, Milletimiz, çok zengin bir kültür hazinesine sahiptir.
Türk folklorunun zenginliğini bizim söylememiz, yazmamız belki pek önemli değildir.
araştırma yapan bilim adamları ve uzmanlar, halk kültürümüzün alabildiğine Ama, folklorumuzla ilgili araştırma yapan bilim adamları ve uzmanlar, halk kültürümüzün alabildiğine zengin olduğunu, uluslararası toplantılarda açıkça ifade etmişlerdir. Meselå, İtalyan Prof. Dr. Anna Masala, Uluslararası nitelikli bir bilimsel toplantıda aynen şunları söylemiştir :
«… Türk halk edebiyatı, dünyanın en zengin edebiyatıdır!>
Macarların dünyaca ünlü müzik adamı Bela Bartok, 1930’lu yıllarda Toroslarda, İçel yöresinde halk musikisi ile lgili araÅŸtırma çalışmaları yapmış, ünlü bestekarımız Ahmet Adnan Saygun da ona yardımda bulunmuÅŸtur, Bartok ülkesine döndükten sonra yaptığı çaÄŸdaÅŸ bestelerde, Türk halk musikisi motiflerinden yararlanmış ve bunu dünyaya ilan etmiÅŸtir.
Alman EtnomüzikoloÄŸu Dr. Kurt Reinhard’ın, Türk halk musikisi ile ilgili geniÅŸ çalışmaları vardır.
Türk Halk Oyunları toplulukları, yurt dışında iştirak ettikleri yarışmalarda daima birincilik ödülünü kazanmışlar veya en kötü ihtimalle ilk üç dereceye girmeyi başarmışlardır.
Yurt dışındaki halk oyunları yarışmalarında, yabancıların başını döndüren oyunlarımızın başında Silifke Oyunları gelmektedir. Bilindiği gibi, Silifke oyunlarının en önemli özelliği, türkü eşliğinde oynanmakta oluşudur. Bu itibarla, Silifke Halk Oyunları ya da Silifke Türküleri söz konusu olduğunda, ayrı ayrı değil, birlikte mütalâa edilmesinde yarar vardır.
Silifke Halk Oyunları ve MüziÄŸinin, kısacası Silifke folklorunun Türkiye’de ve dünyada popüler olmasında, Silifke Müzik ve Folklor DerneÄŸinin çok önemli payı vardır.
Silifke Müzik ve Folklor Derneği,1951 yılında Cavit Erden (Ziraat Y. Mühendisi), Özcan Seyhan (Lise Müzik Öğretmeni), Saim Gençsoy (Op. Dr.), Adnan Bayar (Eczacı), Hayri Hanlioğlu (Dr.), Ferhat Kol (Tüccar) ve Sadık Sayım (Öğretmen) tarafından kurulmuştur.
Bu ekibin amatör bir ruhla, ama cansiperane bir gayretle yaptıkları çalışmalar sonucu Silifke oyunları ve türküleri disipline edilmiÅŸ ve baÅŸarıyla sahnelenmiÅŸtir. Ä°ngiltere ve Tunus’ta katıldıkları uluslararası festivallerde elde ettikleri baÅŸarıdan sonra, ekibin şöhreti artmıştır. Nitekim, Türkiye’nin her yanında kurulan komple folklor derneklerinin hemen hemen hepsi repertuvarlarına Silifke yöresi oyunlarını dahil etmiÅŸlerdir. Ne var ki, ne Devlet Halk Dansları TopluluÄŸu ve ne de baÅŸka topluluklar, Silifke oyunlarını layıkiyle oynamak baÅŸarısı gösterememiÅŸlerdir. Çünkü, Silifke oyunlarını oynayabilmek için, mutlaka Silifke’de doÄŸmuÅŸ olmak gerekmektedir; zira bu doÄŸa yasasının bir gereÄŸidir…
Silifke türküleri üç ana bölümde ele alınmaktadır. Bunlar :
1. Oturak havaları
2. Oyun havaları
3. Zeybekler
Oturak Havaları şunlardır : Hafız mektepten gelir/Urfani/Kerem/Koşma/Bittim ola/Mendil bağlarım yandan.
Oyun Havaları ise şunlardır: Sallama/Yayla Yolları/Keklik/Gerali/Türkmen Kızı/Mandilli/Anamur Yolları.
Belli başlı zeybekler de şunlardır :Portakal zeybeği/Çaya vardım zeybeği/Kıbrıs zeybeği/Silifke zeybeği/Tek zeybeği/Zeytin Dağları zeybeği/Her yanı elmas zeybeği/Yaktım mangalamı zeybeği.
Bütün bu türkülerle, bu türkülerin oyunları, yukarıda da değindiğimiz gibi birlikte ele alınmalıdır.
Silifke oyunlarının bir önemli özelliği de, bütün oyunların kaşıkla oynanmasıdır.
1984 yılında, Cavit Erden, 15 Silifke Türküsü’nün notasını ve sözlerini yayımladı. Avni Anıl Yayınları arasında çıkan bu deÄŸerli eserin devamının, hatta tamamının bir kitapta yayımlanması ÅŸayanı arzudur. Zira, Silifke türkülerinin disipline edilmesinde en büyük paya sahip bulunan Cavit Erden’in, notaya alacağı biçimin saÄŸlıklı olacağı kanaatini taşımaktayız.
Silifke için, müzik ve folklor beldesi diyebiliriz…
Silifkeliler 14 yıldan bu yana, önceleri milli seviyede, sonraları uluslararası düzeyde «Folklor ve Müzik Festivali» düzenlemektedir. Bu festival, sadece Türkiye içerisinde değil, bütün folklor dünyasında bilinmektedir. Hatta, dünya festivaller literatürüne giren ilk üç festivalimizden birisi Silifke Festivalidir.
Silifke Folklor ve Müzik Festivalinin fikir ve isim babası Cavit Erden’dir. Zamanın Belediye BaÅŸkanı Ali Önder, Kaymakam Ahmet Önal ve o dönemin Belediye Meclisi Erden’e destek verince, güçlü bir temele dayalı olan Silifke Folklor ve Müzik Festivali gerçekleÅŸmiÅŸtir. Festivalin bugünkü düzeye gelmesinde, 14 yılın bütün Belediye BaÅŸkanlarının, bütün Kaymakamların, bütün kamu görevlilerinin, Özcan Seyhan gibi müzik adamlarının, hülasa bütün Silifkelilerin payı vardır.
Silifke folkloru, yalnız Silifkelilerin, yalnız İçelliler’in deÄŸil, bütün Türk Milletinin göğsünü gere gere iftihar edebileceÄŸi, son derece zengin bir halk kültürüdür. Bu büyük kültürün derlenip toparlanmasında, yayınlanıp geleceÄŸe aktarılmasında ve bütünüyle yaÅŸatılmasinda payı olanlara ne mutlu…
Yayınında büyük yarar gördüğümüz bu güzel dergideki, ilk yazımı noktalamadan önce, sevilen bir Silifke türküsünün sözlerini sunmak istiyoruz :
Kalktım geldim ince kumdan furmadan
Elå gözleri gel gel eder durmadan
(haydi)
Benim yarim yeni gelmiÅŸ yayladan
Hoş geldine varamadım ağlarım
(haydi)
Haydi haydi atamaz oldum
Silifke’nin poyrazından yatamaz oldum
Akşamınan ikindinin arası
Yaktı beni kaşlarının karası
(haydi)
Bilmem hançer bilmem gönül yarası
Bir dost yaraladı yaram var benim
(haydi)
Haydi haydi atlı da geliyor
Şu kızın gamzeleri tatlı da geliyor
Bahçenize ak gül ektim biterse
Benim vadem senden evvel yeterse
(haydi)
Eviniz önünden salım geçerse
Ativer yazmanı salım üstüne haydi
Haydi haydi aman desinler
Kaşınılan, gözüne baygın desinler.
İçel Kültürü Dergisi Ocak 1987- 1. sayısından alınmıştır. – Ä°rfan Ãœnver NasrattınoÄŸlu ; Gazeteci-yazar