ŞURUP TADINDA MERSİN’LİLER
HÖYÜKLERİN GÜZELHANIMEFENDİSİ / Vahap Kokulu
Grazie Mille Signora İsabella.
İtalyan dilinde “Belle” güzel anlamına gelir…İsabella’yı “Allah’ın güzel insanı” diye açıklamak mümkün. İtalya’nın seçkin arkeoloji bilimi uzmanı Prof. Dr. İsabella Caneva, ismi ile doğrudan ilişkili “çok güzel “bir kadın ve “çok iyi” insan. Onu Mersin’de tanıyan onlarca kişinin duygularının bileşkesi bu olmalı.
İTALYA “LECCE” DEN TÜRKİYE “MALATYA VE DİYARBAKIR’DAN MERSİN’E
Lecce, güney İtalya’nın Puglia Bölgesi’nde ve kendi ismini taşıyan Lecce ilinin merkezi olan bir şehir. Lecce, Barok tarzı mimarinin altın çağında yapılan, günümüzde iz bırakan yapı örnekleri yer alıyor
“Bella” yani güzel arkeolog İsabella İtalya’dan Lecce Üniversitesinden ülkemize 53 yıl önce gelmişti. Araştırmaları arasında “Yumuktepe” ilgisini çeker.1968 yılıdır. Malatya’daki Arslantepe Höyüğündeki arkeolojik kazılarda görev almaya başlar. Diyarbakır’daki Çayönü Höyüğündeki çalışmalara da katılır.
Prof. Dr. Caneva 28 yıldır Milattan önce 7 binli yıllara uzanan geçmişiyle Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olarak öne çıkan çok sayıda uygarlığın izlerini taşıdığı için de “Uygarlıklar Beşiği” olarak da anılan Mersin Yumuktepe höyüğünün (1993 yılından bu yana) kazı başkanlığını yapmaktadır.
Caneva, AA muhabirine “Yumuktepe’ye ilk geldiğimde çok heyecanlandım. Burası, yerleşim yeri olan çok meşhur bir sit alanı. Üniversitede okumuştum. Buraya geldiğimizde, elimize çapayı alıp ilk kez vurduğumuzda çok heyecanlandım. Hayatımdaki çok önemli ve güzel bir andı benim için.” der.
Mersin Yumuktepe höyüğü arkeoloji kazıları sürecinde akademik kariyerini de başarı ile tamamlayan İsabella Caneva’nın Arkeoloji Prof. unvanına ulaşmasının temelinde yine Yumuktepe kazıları çalışmaları yer almaktadır.
Prof. Dr. İsabella Caneva çeşitli zamanlarda kendisi ile yapılan söyleşilerden bazı alıntıları aktarmak isterim.
BU KADAR UZUN SÜRE KULLANILMIŞ BİR YER YOK”
“Neolotik dönemden Bizans zamanına kadar kesintisiz bir yerleşim söz konusu. Yumuktepe’de ilk yerleşim, milattan önce 7 binli yıllarda oluşturulmuş. 14. yüzyıla kadar kesintisiz devam ediyor. Türkiye’de veya dünyada daha eski yerleşim yerleri var ama bu kadar uzun süre kullanılmış bir yer yok. Yumuktepe’nin özelliği bu.
BENCE MERSİN İLK EXODUS
2003 yılında İçel Sanat Kulübü dergisinin 119.sayısında yer alan Erkan Özaydın’la söyleşisinde ;”…Çoktan beri burada yerleşme olsaydı. Yani her şey biliyorsun, Dağlarda bu hayvan Hindistan’da geçiyor, avlular (ağıllar?) var, her şey biliniyor. Ama yabancıysan bilmiyorsun. Gerekli şeyler seninle geliyor. Buğday sende, hayvanlar sende, süt, sığır, peynir, her şey var. Ne lüzum var? Var ama ticaret, çünkü burada şey kullanılıyor; obsidien var Kapadokya’dan gelen. Ama kültür bakımından hiç birisi yok, O sırada Avrupa’da hiç yok, ziraat yok, evcil hayvanlar yok. Bin sene sonra gitti. Tabi ki buradan gidiyorlar, buradan İtalya’ya. Bence Mersin ilk exodus.
Prof.Caneva 28 yıllık Yumuktepe kazıları sürecinde İtalya’da ve Türkiye’de çeşitli bilimsel toplantılarda çalışmalarını anlatır ve yayınlar yapar. Bu çalışmalarda özellikle “Mersin” ‘in bu yönü ile tanıtımı da sağlanmış olur.
Arkeolog-Gezgin Ali Merzeci “Pandemi yılı 2020 yılı dışında her yıl kentimizin tarihine ışık olmaya çalışmaktadır.”demektedir.
6 -17 EKİM 2015 Tarihlerinde İçel Sanat Kulübü tarafından düzenlenen 20.Arkeoloji Günlerinde Profesör İsabella Caneva’ya “MERSİN KÜLTÜREL MİRASA KATKI “Özel ödülü verilir.
YUMUKTEPE’YE VEDA
Arkeoloji çalışmalarına herhalde ömrünün 50 yılını veren Prof. İsabella Caneva, 2021 yılı Yumuktepe arkeoloji çalışmalarını tamamladıktan sonra, bu kazıları bir başka meslektaşına devreder. Onun başkanlığındaki son kazıdır. Artık serbesttir ve Anadolu’nun batı bölgelerini gezmek ve Türkiye’de yaşamak istemektedir.
Türkçe’yi ana dili gibi bilen bir İtalyan konuğumuz olur güzel Signora İsabella.
Yine A.A muhabirine “..Ömrünün önemli bir kısmını Mersin Yumuktepe’de geçirdiğini anlatarak, “Burada çok arkadaşım oldu. Bir aile gibi olduk. Ben ve işçiler yaşlandı. İlk zamanların işçilerinin, oğullarıyla, kızlarıyla, belki de torunlarıyla çalışıyoruz.” diye konuştu.
KENDİ ÖYKÜMÜ YAZACAĞIM
Prof. Dr. Caneva, höyükteki kazı sürecinde çıkan bilimsel yayınların yanı sıra kendi hikayesini de yazmak istediğini dile getirerek, “Her dönem için bir kitap daha çıkacak. Sonrasında başka bir kitap hazırlamak istiyorum. Bu kitapta hikayemi, kazının nasıl geçtiğini, işçilerle konuşmalarımı, tartışmalarımızı yazacağım.
YUMUKTEPE ARKEOPAK HAYALİ.
Caneva, en büyük hayallerinden birinin Yumuktepe’nin “Arkeopark” olarak hizmete açılması olduğunu vurgulayarak, “Yumuktepe’nin arkeopark olması için proje hazırlandı, onaylandı, hayata da geçecek. Tabii ki benim gelmem, yardım etmem lazım. Memnuniyetle de yapacağım. Bu çok güzel bir şey.
Burada uzun yıllar kazı yaptık ama kimse bilmiyor, biz biliyoruz. Kitap çıkıyor ama kim okuyor? Ama arkeopark olacağı zaman turistler, arkadaşlarımız, hocalar gelecek. Çok güzel bir şey olacak ve tam istediğim şey gerçekleşecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Prof. İsabella Caneva Yumuktepe kazıları ile ilgili Mersinlilere son bildirisini yine ilerletmiş olduğu Türkçe ile 8 Ekim 2021 günü İçel Sanat Kulübünün 26.sı düzenlenen Arkeoloji günleri ilk oturumunda takdim eder ve izleyicilerce ayakta alkışlanır. İSK yönetimi kendisini bir buket çiçek ve arkeoloji günleri anı hediyesi ile sempozyumdan sevgi ile uğurlar.
PROF.DR İSABELLA CANEVA’YA KENTİMİZDEN TEŞEKKÜR
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sn.Vahap Seçer’e Prof.Dr. Caneva’ya kent adına teşekkür ve takdirlerinin belirtileceği bir organizasyona teşekkür ederiz..
Şanlıurfa’da “Göbeklitepe “höyüğünün peşi sıra Mersin “Yumuktepe” höyüğünün de dünya arkeoloji gündeminde yer almasına Mersin tüm kamuoyu ve olanakları ile fikri, maddi ve manevi desteklerini sürdürecektir.
Mersin turizm potansiyelini zenginleştirme planının baş aktörü “Yumuktepe” olmalıdır.
Prof.Dr. İsabella Caneova’ya saygı ile
Grazie Mille Signora İsabella.
TEŞEKKÜR ;Bu yazımın hazırlanmasında Anadolu Ajansı ve İçel Sanat Kulübü arşivlerinden ve Sn.Ziya Aykın’ın “Yumuktepe” web sitesinden özetle yararlandım. Prof. İsabella Caneva’nın arkeoloji dalında çalışmalarının tarihi öyküsünü yazacak olan bilim insanlarına şimdiden teşekkür ediyorum.
“Kayıp Zamanların Beşiği; Prehistorik Mersin Yumuktepe Semihi Vural