Beyt-il Jneyt ….Kiremithane mahallesine yerleÅŸmiÅŸ Arap kökenli ailelerinden birisine soyadı kanunu çıkmadan önce verilen ünvan.Anlamını bilmiyorum.
Cinayet …
Kelimesinden bile ürktüğümüz insan soyunun asaleti,toplumsal etiği uyumsuz bir eylem..
Beyt-il Jneyt’te bir cinayet yaÅŸandı..Hem felaket bir cinayet..Kiremithane mahallesi tarihinde herhalde ilk ve sonuncu cinayet.
AHMET AMCA’NIN EVÄ° BÄ°R ÇİÇEK CENNETÄ°
Şimdilerde olmayan bir adresi nasıl anlatayım bilmeyenlere? Yani Silifke caddesi ,Tahtalı Camii ile Gazipaşa İlkokulu arasındaki bir yer..Bir köşe başı..
Avlusunda onlarca teneke kaplarda üretilen Akdeniz çiçekleri,fidanları..Yasemenler,karanfiller,güller,ÅŸebboylar,açelya ve begonyalar,fuller,arpa çiçekleri küpe çiçekleri,aslan ağızları konsolos çiçekleri,sardunyalar.Kiremithane’nin o bölgesini mis gibi envai çiçek kokuları ile donatan bir cennet..Bu cennete uÄŸrayıp nasiplenen çeÅŸit çeÅŸit kuÅŸlar..Kırlangıç,arap bülbülü,turuncan ve saka’lar ,serçeler onların yanında azınlıkta idiler.
Zaten kiremithane ,sabun üretme atölyelerinden mahalleyi dolduran defne ve gül kokuları ile bir başka cennet idi..Zağter (kekik)kokuları ise zamanı gelince bu ikiliye eklenirdi..
Ahmet amca,her sabah Tahtalı camii minaresinden yükselen sabah ezanı eÅŸliÄŸinde çiçeklerinin bakımı yapar,onları sulayarak “hayat”verirdi.Sonra eÅŸi ve çocukları ile birlikte hemen yakınlarındaki amane fırını açık ekmeÄŸi ve eve güğümden satılan taptaze yaÄŸlı sıcak süt, zaÄŸter-Toros daÄŸları eteklerindeki zeytin’lerden üretilen sızma zeytinyaÄŸ,çile peyniri ve surke ve tereyaÄŸ bal’dan ibaret sabah kahvaltısını yapar,ailesini şükür’e davet ederdi.
Ahmet amca’nın bundan sonraki uÄŸraşı ufacık cennetinin kapısı önündeki kaldırımda Gaziantep malı ahÅŸap sandalyeye oturmak, bir faraÅŸ,bir süpürge ve yarım teneke kutu ile granit taÅŸlı silifke caddesi üzerinde geçecek çift atlı payton arabaları beklemekti..Olur ya tam önünden geçen paytonların atları “pisler” giderdi ve Ahmet amca pislenen o maddeleri süpürür,faraÅŸ ile tenekeye aktarır ,sonra çiçeklerin bir köşesindeki gübreliÄŸe bırakırdı.
O gübre ile zamanı geldiÄŸinde sevgili çiçeklerini besleyecekti .O pislik’te pis kokmazdı bile..Payton atlarının beslendiÄŸi doÄŸal hayvan yemleri atıkları idi.
O zaman kimyevi değil doğal gübre zamanı idi.
Mersin’in portakal,limon bahçeleri dahi Anadolu’dan kamyonlarla getirilen “Gübre Pazarı”ndan satınalınan doÄŸal gübre ile gübrelenirdi..Åžimdilerde nasıldır acaba?
Ahmet amca o binbir çiçekleri damıtır ve çiçek suları ,çiçek esansları üretirdi küçük ÅŸiÅŸeler içinde.Evinin alt katında damıtma donanımı da vardı..Damıttığı sular ve esanslar’da onun gelir kaynaklarından birisi idi..Yasemin esansı sürülen ten’ler mis gibi kokar,zaÄŸter suyu,turunç çiçeÄŸi suyu ile yapılan “usare”ler ÅŸifa olurdu.
Hemen yakınında Hadra hamamında banyo yapan erkek ve kadınların banyo bitimi vücutlarına sürdükleri o çiçek esansları hem şifa hem de saatlerce etkisi süren güzel koku olurdu..
KÄ°REMÄ°THANE’NÄ°N Ä°LK ÇALIÅžAN KADIN’LARI
Ahmet amca’nın 1930’lu yıllarda dünyaya gelen üç kızı vardı..1930’lu yıllarda doÄŸan büyük kızı erken evlenmiÅŸti.DiÄŸerleri 1940’lı yıllarda doÄŸan kızlarından bekar olanlardan birisi öğretmen diÄŸeri Merkez Bankası ilk kadın memuru olmuÅŸlardı.Tam Cumhuriyet kadınları.Mersin’in çalışan kadınlarının ilk örnekleri.Ve 1950’lı yılların başında kazan dibi dünyaya gelen evin tek erkek çocuÄŸu…Ablalarının sevgilisi,şımarığı,el üstünde tutulanı..Bir dediÄŸi iki edilmeyen erkek kardeÅŸleri.
ÇİÇEKLER SOLMASIN
Ahmet amca bir hayli ilerleyen yaşını idrak ettikten sonra Tanrının rahmetine kavuÅŸur..Toprağının üzerine kendi cennet bahçesinden toplanan çiçekler serpilir,yüzlerce..Hani bir ÅŸarkı vardır “Kabri çiçekten bir türbe olmuÅŸ” Aynen öyle.
Ben tanığım.
Köşebaşındaki evin avlusundaki çiçekler eÅŸine ve oÄŸluna emanettir artık.EÅŸi ve oÄŸlu babalarından aldıkları derslerle o çiçeklerin bakımını yaparlar.Arzu edenlere satarlar ve yeniden üretirlerdi.Ahmet amca’nın ve oÄŸlunun yegane geliri bu çiçeklerin bereketinden doÄŸan birkaç liradır.
Çiçekler solmamakta,çiçekler hayata devam etmektediler.
BETONLAÅžMAYA DOÄžRU..
1960’lı yılların sonuna doÄŸru yapılan imar planları ve Mersin’in yaÅŸam kültürüne,yaÅŸam biçimine,tarihi Akdeniz yapıları zenginliÄŸine saygıdan yoksun kent yönetimi kararları ile Mersin’in kiremit kaplı çatılı ,avluları ,turunç ve limon aÄŸaçları ile yasemenlerle,mini havuzlu olan tek katlı,iki katlı evleri,konakları birer birer yıkılmaÄŸa ve yerine gri soÄŸuk betondan ibaret apartmanlar kaplamaÄŸa baÅŸlar.
Akdeniz evleri Mersin’li,yapı müteahhitler Mersin’li deÄŸildir çoÄŸunlukta.
Mersin’da yıkımlar öylesine hızla ilerlemektedir ki kent adeta bombalanmış bir viraneye dönmektedir.Mersin toz duman edilmektedir.
Ahmet amca’nın köşebaşındaki çiçek bahçesi ve iki katlı çoÄŸu malzemesi ahÅŸap ve çatısı Marsilya kiremit’li olan evi’de bu betonlaÅŸmadan nasibini alacaktır.Bir müteahhit gözüne kestirmiÅŸtir o avluyu ve Akdeniz evini..Yerine 7-8 katlı 10-12 daireli bir apartman dikilmesi ile kendisi ve arsa sahipleri ne kazançlar elde edecektir kimbilir?
CÄ°NAYET’E DOÄžRU
Ahmet amcanın eşi,kızları evlerinin müteahhide verilmesine,beton bina olmasına karşıdırlar.Onlarca Akdeniz çiçeği yok olacaktır ön bahçede..Babalarının yadıgari onlarca çiçeğe Yasemenler,karanfiller,güller,şebboylar,açelya ve begonyalar,fuller,arpa çiçekleri,sardunyalar, küpe çiçekleri,aslan ağızları konsolos çiçeklerine kıyım olacaktır betonlaşma..
Evin biricik oÄŸlunun çiçekler umurunda deÄŸildir,son zamanlarda çiçeklerin bakımında ihmal etmektedir.Mütehhitten alınacak 3-4 daire 1 dükkan’la ailece “köşe dönülecektir”.Köşedeki çiçekler umurunda deÄŸildir.
Bir Cuma günü anne,öğretmen abla ve biricik,evin şımarığı erkek kardeş bir araya gelirler.Evin müteahhide verilip verilmesi kararını alacaklardır..Diğer ablalar son kararı anneleri ve iki kardeşine bırakmıştır.
Cuma namazı salası verilirken çiçeklerle bezenmiş o cennet avludaki evden birkaç silah sesi mahalleyi çınlatır..Ve evden eli silahlı birisi koşarak çıkar gider.
Eve evvela cuma namazına gitmekte olan mahalleliler dolar,sonra soÄŸuksu karakolunun polisleri..Yerde iki ceset vardır..Ahmet amca’nın eÅŸi ve öğretmen kızı…Kanlar içerisindedirler.Can çekiÅŸmektedirler.KomÅŸuları genç Avukat Kemalettin Sönmez’in özel aracı ile hastahaneye taşınan can’lar,hastahanede can verirler.
Polis,Ahmet amcanın biricik oÄŸlunun peÅŸine düşer,bir köşede sıkıştırılır ,silahlı çatışma çıkar ve Ahmet amca’nın biricik oÄŸlu’da polise karşı gelme eylemi sonucu vurulur,can verir.
CÄ°NAYETLER BÄ°TMEZ.
Yıllar geçer..O çiçek cenneti avlulu bomboş ev ve kuruyan çiçekler betonlaşma canavarının cinayetine kurban olur.Tarihin akışı değişmeyecektir.
Mersin’de o çiçek ve narenciye ve avogado ve hurma aÄŸaçları ile kaplı avlulu evler gibi birçok tarihi kent varlığı taÅŸ evler, mekanlar,konaklar,ibadethaneler,gazino’lar,millet ve aile bahçeleri ve herÅŸey herhangi bir devlet koruması iradesi henüz oluÅŸmamışken yıkılır,yok edilir,aşıklar parkı dahil parklar ortasından yarılır,Cumhuriyet meydanındaki çam aÄŸaçları kesilir ve onların yerine estetikten,bir tarihi kültür birikimden mahrum beton yapılar inÅŸa edilir..
ZenginleÅŸmeden bahsedilir.
KentleÅŸmeden bahsedilir.
Çağdaş alt yapılı binalardan bahsedilir.
TARÄ°HTEN ARANAN MUTLULUK
Åžimdi Roma’lılar döneminden kalan antik mekanların ortaya çıkarılmasını ve korunmasına yatırım yapılma uÄŸraşı verildiÄŸi malumlarımızdır.Ne güzel.Bilim insanlarına minnettarız.
Ama bu tarihi değerde arkeolojik ,bilimsel çalışmalar yapılırken,kentte betonlaşmamaya,cinayetlerin işlenmemesine çözümler yaratılmakta ve uygulanmaktamıdır?
Tevfik Sırrı Gür stadyomunun yok ediliÅŸindeki iÅŸ makineleri ve kepçelerin sesleri , Ahmet amca’nın biricik oÄŸlunun tabancasından çıkan seslerin aynısımıdır?
DUA ZAMANI
O ailenin yaşayan büyük kızı işte o acılarla dolu günün yıldönümlerinde babası,annesi ve kardeşlerinin mezarını ziyaret eder..Yan yana dört kabre üçer demet murt dalı serper..
Yasemenler,karanfiller,güller,şebboylar,açelya ve begonyalar,fuller,arpa çiçekleri küpe çiçekleri,aslan ağızları konsolos çiçekleri betona karışmıştır.
Bu cinayetler devam ettikçe murt ağaçları da yok olacaktı Toros dağları eteklerinde..Bir tarihi ibadethanenın korunması bilinci ile murt ağaçları korunmalıdır.
Mezarlarımıza murt dalları serpilmesi umudumuz da yok edilmemelidir.
SON SÖZ
Daha fazla cinayet olmasın Mersin’de.
İnsana ve insanların yaşadığı mekan cinayetleri bitsin.
Tarihi kent varlığı yadigarları korunsun.
Kiremithaneli Beyt-il jneyt Ahmet amca eşi ve öğretmen kızı ve zavallı oğlu anısına ..
Dua ile.
Yasemenler,karanfiller,güller,şebboylar,açelya ve begonyalar,fuller,arpa çiçekleri,sardunyalar, küpe çiçekleri,aslan ağızları konsolos çiçeklerine sevgi ve saygı ile.
(Vahap Kokulu 11 Ocak 2019)