,

TÄ°CARET VE KÃœLTÃœR SANAT ÃœZERÄ°NE – Åžerafettin AÅžUT

MTSO.jpg

Mersin Ticaret Ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin AŞUT un 16 Aralık 2012 tarihinde MERSİN KENT EDEBİYAT ÖDÜLÜ nü AHMET OKTAY a verirken yaptığı konuşma.

DeÄŸerli konuklar,
Hepinizi şahsım ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası adına saygıyla selamlıyorum.
2007 yılında, bir kent adına konulan tek edebiyat ödülü olan MERSÄ°N KENTÄ° EDEBÄ°YAT ÖDÃœLÃœ’nün altıncısını gerçekleÅŸtirmenin mutluluÄŸunu yaşıyoruz.
Mersin’i sanatla özdeÅŸtiren bu ödülle, yeni bir dünya yaratmaya çalışıyoruz. Bu yolculuÄŸa baÅŸladığımız günden itibaren; bu vizyonu göremeyen, bu iÅŸin ruhunu anlayamayan, kendine yabancılaÅŸmış bazı çevrelerce, bize hep ÅŸu söylendi: ‘Sizler iÅŸ insanısınız, iÅŸ dünyasını temsil ediyorsunuz ama sürekli sizi eleÅŸtirenlere, sermayeyi kötüleyenlere, zenginleÅŸmeyi olumsuz bir ÅŸey görenlere ve hatta sizleri kapitalist ve sömürücü olarak görenlere her yıl ödül veriyorsunuz.’
DeÄŸerli Dostlar,
Bu ifadelerin hiçbirine katılmadık ve inanmadık. Bizler iÅŸ dünyasının temsilcileri, bu toprakların çocukları olarak; Jakoben, tepeden inmeci veya seçkinci bir grup olmadık ki, böylesi yapay bir ayrıma inanalım… Bizler de bu coÄŸrafyanın, bu iklimin çocuklarıyız.
Aynı kökten besleniyoruz. Biriz ve bütünüz. Bizler; padişahların, kralların, feodal elitlerin veya Avrupa kültüründeki burjuva sınıfların ailelerinden gelmedik.
Bu ülkenin topraklarını iÅŸleyen ırgatların, üretimini gerçekleÅŸtiren işçilerin, küçük esnafın, memurların çocuklarıyız. Bizler de, ödüller verdiÄŸimiz deÄŸerli sanatçılarımızın karşı çıktığı ve baÅŸkaldırdığı; acımasızlıkların, adaletsizliklerin, sömürülerin, baskıların ve yoksulluÄŸun içinden gelen insanlarız…
YaÅŸar Kemal’in, Fakir Baykurt’un, Orhan Kemal’in anlattığı acılar bizim de acılarımızdır…
Tahsin Yücel’in, Nezihe Meriç’in, Osman Åžahin’in, Latife Tekin’in, Leyla Erbil’in yüzümüze vurduÄŸu gerçekler, hepimizin gerçekleridir.
Ahmet Oktay’ın düşleri bizim de düşlerimiz ve gerçeklerimizdir. Bunun için biz, bir ve bütünüz. Bizi birbirimize baÄŸlayan tutkal, aynı sosyal ve ahlaki deÄŸerler tutkalıdır.
VerdiÄŸimiz ödüller iÅŸte bunların bir teÅŸekkürüdür. Bu ödülleri, sanatçılarımız bizi övsün diye vermiyoruz. Yaptıklarımızı sadece takdir edenlere de vermiyoruz. Aksine, ‘büyük yalanı’ yüzümüze çarpanlara veriyoruz. Biz bu ödülleri sanatçılarımıza; yoldan çıktığımızda, bir tokat gibi uyarılarıyla, bizi tekrar doÄŸru yola soktukları için veriyoruz. Biz bu ödülleri, adalet duygumuzu kaybettiÄŸimizde, bizi sarsarak, tekrar kendimize getirdikleri için veriyoruz.
Bu büyük insanlara; düş kurmamıza ve düşten gerçeÄŸe ulaÅŸmamıza yardımcı oldukları için bu ödülleri veriyoruz. Çünkü; düş, gerçeÄŸin ta kendisidir… Dışımızdaki dünyayı yaratan düşlerimizdir…. Ve biz neysek, dünya odur. SavaÅŸlar, sömürüler, adaletsizlikler, belalar ve yoksulluk suçlu deÄŸildir.
Şikâyet ettiğimiz dünya, biz istediğimiz için böyledir.
Ve ancak, biz değişirsek değişecektir. Hiçbir güç dışımızdaki dünyayı değiştiremez.
Ancak, insan kendini düzeltirse, dünya da düzelecektir. Çünkü; en büyük devrim insanın kendisini değiştirmesidir.
Ä°ÅŸte bugün Sayın Ahmet OKTAY’a; düş kurmamızı saÄŸladığı ve içimizdeki devrimi yarattığı için bu ödülü veriyoruz. Sayın OKTAY’a; kendimizi deÄŸiÅŸtirmeden baÅŸka hiçbir ÅŸeyi düzeltemeyeceÄŸimizi bize anlattığı için bu ödülü veriyoruz. Kendisine minnettarlığımızı sunuyoruz.
DeÄŸerli Konuklar,
Böylesi büyük sanatçıların ve söz ustalarının yanında bizim sözlerimiz ne derece deÄŸerli olabilir ki?.. Bunun için, izin verirseniz konuÅŸmama, Sayın OKTAY’ın dizeleri ile deÄŸer katmak ve son vermek istiyorum…
KENDÄ° DÜŞLERÄ°NÄ° ANLAT…
ÖTEKÄ°NÄ°N DÜŞLERÄ°NÄ° DÄ°NLE…
BAÅžKA NASIL KURULUR YENÄ° BÄ°R DÃœNYA…
Sayın OKTAY! …. Var olun… Sizler var olun ki; Bizler de var olalım…
Saygılarımla.”]

Biyografik Bilgi

scroll to top