,

BEZM-Ä° ALEM VALÄ°DE SULTAN MERSÄ°NÄ°MÄ°ZÄ°N Ä°LK SAHÄ°BÄ° – H.Åžinasi DEVELÄ°

valide-e1382426737348.jpg

Mersin’de emlakı bulunan herkes yakın zamana kadar emlak vergisi ile birlikte Eski Cami’nin yanında, ÅŸimdi yanmış olan Evkaf Dairesi’ne gider ve vakıf parası öderdi. Ödemeyenlerden, herhangi bir intikal iÅŸleminde cezası ile birlikte birikmiÅŸ bedel alınırdı. Bugün dahi ödenmemiÅŸ vakıf paraları için mahkemelerde davalar bulunduÄŸunu biliyorum. Sonraları toptan ödeme yapılarak, Mersin Vakıf olmaktan çıkarılmıştı.
Vakıf namı ile para alınmasının nedeni; Mersin Åžehri tümü ile bir Vakıftı, ve adı “BEZM-Ä° ALEM VALÄ°DE SULTAN VAKFI” idi.(1) Ancak Kültür Bakanlığı’nın çok yeni bir yayını, sanki bu konuda bildiklerimizi yalanlıyor gibiydi. Bu konuyu ÅŸimdi noktalayıp Mersin’in ilk sahibini tanıyalım.
Bezm-i Alem Kadın Efendi, Sultan Mahmut’un eÅŸidir. Sultan Mahmut ölünce, oÄŸlu Abdülmecit 01.07.1839 da PadiÅŸah olmuÅŸtu. Kadın Efendi sıfatı da, Valide Sultan’a dönüştü. Abdülmecit 16 yaşında PadiÅŸah olduÄŸu için, annesi ona yol göstermek için gayret sarf ediyordu. Valide Sultan; duygulu, hayırsever bir Osmanlı Hanımefendisi idi. (2)
Bu kısa tanıtımdan sonra Kültür Bakanlığı’nın bizi ÅŸaşırtan yayınına geçebiliriz. Kültür Bakanlığı Yayınlar Daire BaÅŸkanlığınca 1995 yılında MERSÄ°N EVLERÄ° adı ile eski Mersin evlerinin resimleri, planları ve izahatı ile tanıtan bir kitap yayınlandı. Kitapta aynen (3) “BEZM-Ä° ALEM VALÄ°DE SULTAN VAKFI ANKARA VAKIFLAR GENEL MÃœDÃœRLÜĞÜ ARŞİVÄ°NDE KASA II’de KAYITLI BULUNMAKTADIR. 1840 TARÄ°HÄ°NDE YAZILAN VAKFÄ°YENÄ°N 1851 TARÄ°HÄ°NE KADAR EKLERÄ° VARDIR. ANCAK MERSÄ°N’DE BEZM-Ä° ALEM VALÄ°DE VAKFINA AÄ°T OLARAK GÖSTERÄ°LEN HİÇ BÄ°R ANITSAL YAPI VEYA KONUT ANKARA DA BULUNAN VAKFÄ°YE KAYITLARINA GEÇMEMÄ°ÅžTÄ°R”
Kaydının bulunmadığı belirtilen bu Vakıf için hem resmi belge ve hem de halen Mersin’de dimdik ayakta duran anıt vardır.
Sultan Mecit tarafından Adana Valiliğine gönderilen bir FERMAN belge olarak bir kanıttır. (4)
Ferman esasında Mersin henüz bir köy iken sahil bölümünde baÅŸlayan bir yaÄŸmanın, Ä°stanbul’a intikali üzerine çıkmıştır. Ferman’da bu iÅŸgal keyfiyetine ve alınacak tedbirlere deÄŸinildikten sonra şöyle denilmektedir.
“Ä°stanbul’da Defterhane-i Amirede Mersin Ä°skelesi ve Kariyesi hakkında bir kayıt olmadığı gibi bir Vakıf arazi-i Miriye dahilinde olup olmadığı anlaşılamaması üzerine Evkaf Nazırı MÜŞİR HACI AHMET HASÄ°P PAÅžA tarafından Bab-ı Ali’ye verilen bir takrirde bu gibi kumluk yerlerin Ä°zmir ve baÅŸka yerlerde olduÄŸu gibi Bezm-i Alem Valide Sultan Vakfına verilmesi ve bu suretle iÅŸbu evkaf varidatının da artacağı beyan edilerek” denilmek suretiyle Vakfın tesisi Ferman edilmiÅŸ bulunmaktadır.
Tarihi Anıt’a gelince:
Eski Cami ve önündeki çeÅŸmenin kitabesinde de aynen” Maderi Valide Sultan Mecid’in vakfına bahÅŸeyledi” denilmekte ve son satırında da Åžahsı Alem “çeÅŸme yaptı Bezm-i Alem ruhuna” denilmek suretiyle buraların Valide Sultan Vakfı olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir. ÇeÅŸmenin yapıldığı tarih 1865, Caminin yapıldığı tarih ise, 1870’dir.
Belge ve Kitabe ile sabit olan bu Vakıf eserler kayda geçirilmemiÅŸ ise kayıtların düzeltilmesi gerekir. Zira Vakfın mevcudiyeti bir rivayete deÄŸil, 141 yıl önceye dayanan bir Ferman’a ve 131 yıl önce yazılmış halen mevcut Kitabeye dayanmaktadır.
Böyle bir Vakıf yok idi ise, Mersin’deki mülk sahipleri yıllarca Evkaf Dairesi’ne gidip boÅŸuna mı para ödemiÅŸlerdir?
Bu vesile ile 1853 yılında vefat etmiş olan bu hayırsever Sultanımızın ruhu şad olsun diyoruz.
(1) Vakıf, Ä°slam Hukuku’nun geliÅŸmiÅŸ kurumlarından birisidir. Cumhuriyet’e kadar Evkafı Humayunca yürütülüyordu. 1935 yılında çıkan Vakıflar Kanunu ile, Medeni Kanunun kabulünden önceki Vakıflar ikiye ayrıldı. Mazbut vakıfların yönetimi Vakıflar idaresine Mülhak Vakıfların yönetimi Mütevellilere bırakıldı. Valide Sultan Vakfı Mazbut bir Vakıftı.
(2) Ä°stanbul’da bir çok hayırlı eserler yaptırmıştır. Dolmabahçe Camisi, Mektebi, ÇeÅŸmesi gibi. En büyük eseri 1843 yılında yaptırdığı GUREBA Hastanesidir. Ä°lk defa hastane adı bu eserde “BEZM-i ALEM GURABAÄ° MÃœSLÄ°MÄ°N HASTANESÄ°” olarak isimlendirilmiÅŸtir. Bu tarihe kadar DARÜŞŞİFA denmekte idi.
(3) Not: 72
(4) 1855 yılında yayınlanan Fermanın tam metni “Dünden Bugüne Mersin” kitabının 53 üncü sahifesinde bulunmaktadır.
*Bu yazı  “İçel Sanat Külübü” Aylık Bülteni “Haziran 1996 – 48. Sayı” sından alınmıştır.

Biyografik Bilgi

scroll to top