2002 YILI NAGÄ°DOS KAZILARI – Prof.Dr. Serra DURUGÖNÃœL   Mersin Ä°li Bozyazı ilçesi sınırları içerisinde bulunan Nagidos antik kenti 2002 yılı kazı kampanyası, 7 Temmuz-7 AÄŸustos 2002 tarihleri arasında gerçekleÅŸtirildi. Mersin Ãœniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından beÅŸ yıldır sürdürülen kazılarda bu yılki çalışmalar kentin akropolünde ve güney yamaçtaki “yamaç evleri” kompleksinde yoÄŸunlaÅŸtırıldı.
Akropoldeki çalışmalar, daha önceki yıllarda yapılan kazılarda da görülebilen savunma sisteminin doğu bölümünde, giriş olarak tanımlanan, dört kule ile desteklenmiş olan bölgede yürütüldü. Arkeoloji Bölümü tarafından yapılan arkeolojik kazılar sonucunda şu bilgilere ulaşıldı:
“Yapılan çalışmalarda buradaki kule ve sur duvarlarının farklı dönemlerde tahribata maruz kaldığı ve bu tahribatların eskisinden daha saÄŸlam ÅŸekilde onarılarak yeniden kullanıldığı anlaşılmıştır. Ä°lk araÅŸtırmalar sonucunda savunma sisteminin en erken evresinin Ä°.Ö. 5.y.y.’a, en geç evresinin ise Ä°.Ö. 3.y.y.’a tarihlenebileceÄŸi düşünülmektedir. Özellikle Hellenistik dönemde eklenmiÅŸ olan 3 Numaralı kule, ihtiÅŸamlı mimarisi, diagonal mazgalları ve merdivenli giriÅŸi ile, bölgede bir baÅŸka örneÄŸi bulunmayan çok özel bir savunma yapısı durumundadır.”
“PaÅŸabeleni tepesinin güney eteklerinde araÅŸtırmalar iki ayrı noktada sürdürülmüştün Ä°lk olarak, yine önceki yılların devamı olarak nitelenebilecek yamaç kompleksinin kazılmamış olan bölümleri açılmış ve bu kompleksin, çok odalı konutlardan meydana gelmiÅŸ bir insula olduÄŸu ortaya çıkarılmıştır. Toplam üç adet konutun ön cephesi ve arka odalarının giriÅŸ bölümleri açılmıştır. Her iki ev arasında, tepenin zirvesine doÄŸru yönelmiÅŸ olan dar sokaklar bulunmaktadır. Sokakların birinde ortaya çıkarılmış olan merdivenler, Priene’deki kent planını hatırlatmaktadır. Yamaç evleri olarak adlandırılan bu kompleks erken Hellenistik döneme, Ä°.Ö. 3.y.y. başına tarihlenmiÅŸtir.”
“Bu tip bir kompleksin en meÅŸhur ve en görkemli paralellerini Efes antik kentinde Roma dönemine ait yamaç evlerinde görmek mümkündür. Ancak Nagidos yamaç evleri, Efes örneklerinden en az 4 asır önce yapılmış olduklarından, arkeoloji literatüründe önemli bir yer tutacaktır.”
“Güney yamaçtaki bir diÄŸer önemli çalışma, 2001 yılında tespit edilmiÅŸ olan iki adet kavisli bloÄŸun, ne tür bir yapı ile iliÅŸkili olduÄŸunu anlamaya yönelik olarak baÅŸlatılmıştır. Arazinin günümüzdeki sahibi tarafından yapılan teras duvarlarında kullanılmış olan bu blokların çevresinde yapılan temizlik çalışması sonrasında, blokların dört adet olduÄŸu görülmüş ve bu alanda kazı baÅŸlatılmıştır. Yaklaşık bir metrelik toprak tabakasının altında sözü edilen kavisli taÅŸlarla inÅŸa edilmiÅŸ olan yuvarlak planlı bir anıta rastlanmıştır. Yapı taÅŸlarının kalitesi, burada bir baÅŸka görkemli yapının daha bulunduÄŸuna iÅŸaret etmekteyse de, yoÄŸun tahribata maruz kalmış olması nedeniyle, ancak temel bazında üç taÅŸ sırasına ulaşılabilmiÅŸtir. Çevresindeki buluntularla bu anıtın da erken Hellenistik döneme tarihlenmesi mümkün olmuÅŸtur.”
“Son olarak Nagidos’un yüzelli metre güneyindeki Nagidussa adasında yapılan kazı çalışmaları sonucunda ele geçen Bizans dönemine ait yoÄŸun ve homojen seramik buluntular, adadaki savunma duvarlarının bu dönemde yapılmış olabileceÄŸini ortaya çıkarmıştır.”
“2002 yılı Nagidos kazılarında ortaya çıkarılan küçük buluntular Mısır, Samos, Kıbrıs, Rhodos, Knidos, Soli, Milet ve Efes gibi antik dönemin önemli kentleriyle ticari baÄŸlantılar kurulduÄŸu yönünde ipuçları vermiÅŸtir. Arkaik, Klasik ve Hellenistik döneme ait seramik, sikke ve figürinlerin yoÄŸun olarak ele geçmesi yalnızca Nagidos için deÄŸil, kültürel, sanatsal ve tarihi açıdan oldukça karanlık olan DaÄŸlık Kilikia bölgesi için de büyük önem taşımaktadır. Sikkelerin dışında amphoralar ve bunların üzerindeki mühürler ise, antik dönem Akdeniz ticaretinin karanlık bazı noktalarının anlaşılmasına yönelik çok önemli ipuçları vermiÅŸtir.” “Bu dönemin önemli buluntularından biri de, Mısır tanrıçası Ä°sis’e ait bir bronz heykelciktir. Mısır dininin Nagidos’taki uzantısı ya da yansıması olarak düşünülebilecek bu buluntu ilk ve tek örnek olması sebebiyle büyük önem taşımaktadır.”
İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni 119. Sayısından alınmıştır.