,

DÃœNKÃœ MERSÄ°N’DEN MÃœZÄ°K SESLERÄ° – H. ŞİNASÄ° DEVELÄ°

Mersin bu gün ; konservatuarı , opera ve balesi, koroları,  Musiki Cemiyetleriyle en üst düzeyde musiki ile kucaklaşmış bir kenttir. Çok eski yıllarda böyle kurumlardan bahsetmemiz olanaksızdı. Bu günkü kuruluşlar yok, televizyon yok insanların bir çoğunda gramafon da yok. Ama yine de insanlar musiki zevkinden yoksun sayılmazlardı.
Hafızamızı yoklayarak geçmiş yılların musiki yönünden durumuna biraz değinelim.
1930’lu yıllarda, azda olsa musikiyi bir sanat olarak amatörce icra eden arkadaÅŸ gurupları vardı. Bunlar zaman zaman toplanıp kendi aralarında çalıp söylüyorlardı. Bunların arasından gençlerde yetiÅŸebiliyordu. Bu kiÅŸilerden bir kaçını tanımakla beraber yaşımız  gereÄŸi fazla bilgi sahibi deÄŸiliz.
O tarihte hemen birçok Türk ailesinin evinde ev hanımları ud çalmaya meraklı idiler. Mali durumu daha iyi olanlarla, gayrimüslüm aileler de piyanoya meraklı idiler. Çoklarının evinde bu enstrüman mevcuttu. Hiç değilse org bulunuyordu.
Musiki yapılan eÄŸlence yerlerinin de fazla olduÄŸu söylenemezdi. Esasen 1927 yılında Mersin ‘in merkez nüfusu 17.000 civarındaydı.  Ama yine de bu tür yerlerden yoksun da sayılmazdı. Åžimdi bunlara deÄŸineceÄŸiz. Åžimdiki Gümrük Meydanında Emlak Bankasının bulunduÄŸu yerde iki katlı bir bina vardı. Alt katında Kayseri bakkaliyesi adında bir maÄŸaza üst katında ise bir saz vardı. ÅžIHIN SAZ’ı denilen bu eÄŸlence yeri sanırız o tarihlerde halkın kışın gidebileceÄŸi ender yerlerden birisi idi. Burada Türk Sanat Musikisi icra edildiÄŸi gibi, kanto ve varyete      proÄŸramları da yapılıyordu.
Biraz daha üst seviyede kiÅŸilerin devam  ettikleri ve yaz-kış faal olan bir diÄŸer gece kulübü, ÇUKUROVA BAR’ı  idi. Bu pavyon yalnız n Mersin’lilerin deÄŸil, Adana, Tarsus gibi il ve ilçe  insanlarının da gelip gittikleri bir yerdi. Tabii bu yerlerde sanattan ziyade dans ederek eÄŸlenmek, konsomatrislerle beraber olarak vakit geçirmek  önemliydi. Buna raÄŸmen Ä°stanbul’dan daha ziyade hafif batı müziÄŸi okuyan sanatçıların proÄŸram yaptıkları oluyordu. Kaliteli ve devamlı orkestra mevcuttu. Tevfik Sırrı Gür, Mersin ‘e vali olarak atanınca burayı kapattı. Tevfik Sırrı Gür, bütün halkın daha ucuz bu tür yerlerden yararlanmasını düşünen ve uygulayan bir kiÅŸiliÄŸe sahip idare adamıydı. Nitekim ilk icraatlarından birisi olarak ÅŸimdiki BüyükÅŸehir Belediye binasının alt katını depo olmaktan kurtarıp AKKAHVE adı ile modern bir lokal haline getirdi. Ayrıca burada devamlı müzik yapılmasını saÄŸladı. Bu bir piyano ile olsa da yine de güzel bir düşünüştü.
Mersin’de halkın gidebileceÄŸi musiki  ağırlıklı yerler daha ziyade yaz aylarında çoÄŸalırdı.  Erkekler ailelerini yaylalara gönderdiklerinden yazın sıcak gecelerinde bu tür yerlere ilgi gösterirlerdi.
Mersin’in bu yönde en önemli yeri, MÄ°LLET BAHÇESÄ° idi. Åžimdiki Halkevinin  karşısında deniz kıyısında aÄŸaçlarla kaplı güzel bir  bahçeydi. Bir orkestra akÅŸama doÄŸru müzik yapaya baÅŸlar ve gençler dans ederlerdi. Bu gün  yalnız Mersin deÄŸil birçok kentimiz böyle bir yerden yoksundur. Dans eden gençler ekseriye o tarihlerde Mersin ‘de adetleri daha çok olan yine Türk vatandaşı gayrimüslüm gençlerdi.
Bahçelerin bir bölümünde sahne bulunuyor du ve zamanın ses sanatçıları ve tiyatro gurupları burada proÄŸram yapıyorlardı. Ben Gönül Yazar’ın daha taÅŸ bebek diye anıldığı yıllarda burada verdiÄŸi konseri hatırlarım. Tabi her zaman tanınmış sanatçılar olmazdı. Esasen Türkiye’de öyle çok fazla sanatçı da yoktu.
Buraya gelen guruplarda önce fasıl yapılır, ön sırada oturan hanımlar birlikte okurlar, daha sonra solo proğramlara geçilirdi. Varyete nadiren kanto proğramın sonu olurdu.
Kanto ‘ya Mersin’de fazla rastlamadım,  fakat Tarsus ‘ta Sadık PaÅŸa Gazinosunda sık sık bu proÄŸram olurdu. Orada bulunduÄŸumuz zaman biz de, sahneye metelik(10 para, 20 para gibi) atar takdirlerimizi gösterirdik.
Mersin ‘in yazlık bir müzikli eÄŸlence yeri de ÇİÇEK BAHÇESÄ° idi. Çiçek Bahçesi ÅŸimdiki Gökdelenin yerinde eski Rum zenginlerinden Bodasaki ‘nin özel bahçesi iken milli emlaka intikal eden çok bakımlı aÄŸaçlarla kaplı bir yerdi. Burada yaz geceleri her gün eÄŸlence vardı. Ortalık kararmaya baÅŸlarken bahçenin kapısında bir cazband müşteri çekmek için müzik yapardı. Burada da alaturka müzik dinlenildiÄŸi gibi, tiyatro, illizyonist gösteriler izlenirdi. Buraya daha ziyade civar mahalleler halkı itibar ederdi.
Mersin’de yerli caz takımları da vardı. Bunlar özellikle niÅŸanı, düğün, sünnet gibi törenlerde davet edilirler ve çalarlardı. Keman, Kanun Gırnata, darbuka gibi enstrümanlar muhakkak bulunurdu. Bu kiÅŸiler ÅŸimdi Roman dediÄŸimiz gündüz boyacılık yapan kiÅŸilerden oluÅŸurdu.  Törenlerde kış ayrı, yaz ayrı yeknesak kıyafetleri vardı. Bunların en çok itibar ettikleri gelir, oynayanlara yapıştırılan paralardı. Zira birkaç ÅŸarkı ve hemen arkasından oyun havaları. Ben bir ara Halkevinde Keman dersi almıştım. yapamadım ve kemanımı bunlardan birine vermiÅŸtim. Düğün ve sünnetlere bazı zamanlar Halkevinin Bandosunun gittiÄŸi de olurdu.
Mersin’ de  musiki yönünden önemli lokallerden birisi de MERSÄ°N TÃœCCAR KULÃœBÃœdür. KurulduÄŸu yıllardan itibaren devamlı orkestra bulunmuÅŸ olan burada, gerek Türkiye’nin ve gerekse Türkiye dışından çok deÄŸerli sanatçılar gelip gitmiÅŸlerdir. 2. Dünya savaşından sonra fakirleÅŸen Avrupanın maddi sıkıntı çeken bir çok sanatçısı Tüccar Kulübünde proÄŸram yapmıştır. Ben 18  yıl Tüccar Kulübünde yönetim kurullarında bulundum. Orkestra için gazetelere ilan verdiÄŸimizde Türkiyenin en deÄŸerli müzisyen ve orkestralarından teklif alırdık. MeÅŸhur kurulların kemancısı diye bilinen DarvaÅŸ ta bunlardan birisidir. Ancak burada yapılan müzik batı müziÄŸi ağırlıklı idi. Ancak zaman zaman tanınmış Türk MüziÄŸi üstadlarının proÄŸramları da olurdu. Yesari Asım Arsoy, Mualla Mukadder Atakan, yenilerden Emel Sayın örnek gösterilebilir. Ancak Yesari Asım Arsoy, özel konser için gelmiÅŸ deÄŸildir. Silifke Musiki DerneÄŸinin davetlisi olarak geldiÄŸi Silifke’den dönerken Mersine uÄŸramış ve davetli olduÄŸu kulüpte istekleri kıramayarak zengin bir proÄŸram yapmıştı. Åžimdiki S.Sigortalar Kurumunun yerindeki Emirgan, Belediyenin batısındaki Aile Bahçesi, Eski Halk Sineması. GüneÅŸ Sineması da zaman zaman musiki ziyafetlerine ev sahipliÄŸi yapmış yerlerdir.
Konuyu noktalarken, birçok gencimize musiki zevkini aşılayan Mersin Halkevimizi yad etmeyi ve o güzel müesseseyi kapatanları ayıplamayı borç bilirim. 10 Haziran 1997. Şinasi Develi
*İçel Musiki Derneği Temmuz 1997 ayı 18. Sayılı bülteninden  alınmıştır.

** Bakınız “ÇİÇEK BAHÇESÄ° – ŞİNASÄ° DEVELÄ°” (Bu satırı tıklayınız)

Biyografik Bilgi

One Reply to “DÃœNKÃœ MERSÄ°N’DEN MÃœZÄ°K SESLERÄ° – H. ŞİNASÄ° DEVELÄ°”

Comments are closed.

scroll to top