,

SANAT VE EĞİTÄ°M – Ahmet YEŞİL

A.Yesil_.jpg

Antik çağdan başlayarak sanatın insan yaşamındaki yeri ile birlikte eğitimi de önem kazanmıştır.
Örneğin Platon, sanatı zihni bilinçsizlikten ve aşırı duyarlılıktan kurtaran, insan düşüncesini entelektüelliğe ve tinselliğe yüceltici bir etmen olarak görürdü.
Bu bir anlamda akla giden yolun açılmasında ön koşuldu.
Liberal Arts olarak tanımlanan sanat eğitimi geniş anlamda fen, felsefe, tarih gibi bilimleri de kapsayan doğrudan görsel sanatların ya da yazın, müzik gibi sanatların belirtilmediği geniş kapsamlı bir eğitimdi.
Daha sonraki yıllarda sanat eğitimi her yönüyle antik çağla ilişkisi kurularak yenilikler ve yeni düşünceler üreten aydınlanma çağında bireyin ve toplumun eğitiminde önemli yer tutar.
Ussal olanla, duygusal olanı üst düzeyde sanatla birleştirerek insanın ideal uyuma, çağdaş düşünce ve yaşama biçimine kavuşturulabileceğini sanat eğitimi sağlar.
Çağımızda sanat bir yandan profesyonel sanatçıların uğraş alanıdır. Öte yandan toplum içinde seçkinler sınıfının yaşamında tamamlayıcı bir ögedir. Bir başka deyişle sanat eğitimi seçkinliğin bir gereğidir. Demek oluyor ki sanatçı yaşadığı toplumun nasıl öncüsü ise; sanat eğitimi alan, bu yönde ussal ve duyusal öznelliğini bu eğitimle yücelten birey, yaşadığı toplumun diğer bireylerine aynı coşku ve heyecanı sanat eğitimi ile vermeye çalışan
çağdaş insan olma, çağdaşlığın gereksinmesini topluma kazandırmaya çalışan seçkin kişidir.
Sanat yaratıcılığın geliştirilmesinde, soyut kavramların öğretiminde ve sözle anlatılmayan
iç dünyanın anlatımında bir araçtır.
Freudcu düşünce ve uygulamalara göre sanat insan eğitimine yeni işlevler yükler.
Sanat, eğer yerinde uygulanırsa insan ve toplumsal düşün gücünün sağlığına yardım eder. Onun gerilimini hafifletir.
Bu yaklaşım doğrultusunda sanat birey ve toplumun ruh sağaltımının hizmetine girer.
Niçin sanat eğitimi?
Bu soruya değişik amaçlı yanıtlar verilebilir.
Az ve öz söylemek istediğim:
Sanat, insanın ve toplumun, ulusların yaşamının kişisel deneyimlerinin en tikel ve en kapsamlı bir alanıdır. Sanatın bu anlamda kişiye ve yaşadığımız topluma kazandıracağı değerleri başka hiç bir ders, alan ya da deneyim kazandırmaz. Sanat yaşayan organizmaya, yaşayan ulusal bilince ve insan olmanın özüne yaşadığını anımsatan; insan ve toplum yaşamında en önemli yeri alan ve en yüksek deneyimleri hümanist düşünce ve özü duygusal ve ussal deneyimleri tanınır kılan değeri kendinden bir olgudur.
İşte bu olgunun devinimlerini, coşku ve heyecanla şu son aylarda İçel Sanat Kulübümüzün etkinlikleriyle en yüksek ussal ve duygusal tatlarla yaşadığımızı görmek bir bütün sanat estetiğinde varabileceği, tadabileceği tüm coşku ve heyecanların ancak sanat eğitimi ve bunu kendi çapında, hatta gücünü de zorlayarak aşan kulübümüze bu toplumun bireyleri olarak güç vermek yapmamız gereken doğal işlevlerden biri olmalıdır. Olacağına da inanıyorum.
İçel Sanat Kulübü’nün oluÅŸumunun ilk halkasında bulunduÄŸunu ve bu halkanın giderek kendi boyutlarını aÅŸarak, önce ulusal sonra evrenselliÄŸe ulaÅŸacağına inanıyorum. (İçel Sanat Kulübü  – “San Kulüp”  Aylık Kent Sanat Bülteni 1992 yılı 4. sayısından olduÄŸu gibi alınmıştır)

Biyografik Bilgi

scroll to top