,

MDOB 28. SANAT YILINI KUTLADI – Selami GEDİK

9.jpg

Yüzotuzdört+bir kişilik dev sanatçı kadrosu ile Beethoven dinlemek
Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB) bölgeye ışık saçan, okullara, ilçelere, komşu kentlere gösteriler götüren ve kurulduğundan bugüne 28 yıldır. azimle, kıvançla dinleyici-izleyici kitlesini artıran bir yüzük taşı…
Ortadoğu coğrafyasında operanın sadece Türkiye ve Mısır’da(Kahire’de) olduğunu biliyor musunuz? Ve Türkiye’de bugün Opera ve Balenin altı ilde yaygın bir sanatsever kitlesi ile buluştuğunu…
1947 yılında Mersin Halkevi açılış galasında Ankara Opera ve Balesi sanatçılarının sahnelediği Madam Butterfly operasına gidişlerini Anneciğim Alzheimer’e yakalanmadan önce; “Bina dışı ve giriş salonu o kadar kalabalıktı ki, babanı kaybetmemek için sıkıca elini tutmuştum” diye anlatmıştı bana. Sonra da o gece için babamla giydikleri tuvalet ve smokini naftalinli torbalardan çıkarak emanet etmişti. Bu temsillerin üç gecede üç binden fazla kişi tarafından izlendiğini de Semihi Vural’ın “Halkevi” kitabından öğreniyoruz.
Tam 72 yıl sonra 03 Ekim 2019 akşamı Mersin Devlet Opera ve Balesi böyle bir geceyi tekrar bizlere yaşattı.Dinleyici takipçi kitle tarafından çok istenen, Atatürk Kültür Merkezinde gösterilerinin ilkini MDOB sonunda gerçekleştirdi. Mersinliler L. van Beethoven’in 9. Senfonisini 135 kişilik bir kadro ile doya doya dinleme fırsatını buldular.
Erken gittim etkinliğe. Binanın önünde mahşeri bir kalabalık vardı. Park yeri dolmuş taşmış, gelenler arabalarını yan sokaklara park etmeye çalışıyorlardı. Bilet bulamayanlar çaresizce gelenlere fazla biletleri olup olmadığını soruyorlardı. Kapıda Akkuyu Santralında çalışan iki Rus mühendis ile selamlaştım; eşleri ile gelmişlerdi. Birkaç yıl sonra Rus teknisyen kadrosunun birkaç bin kişiye çıkacağı biliniyor. Opera-bale ve klâsik müziğe alışkın olan bu kitlenin de yeni dinleyici izleyiciler olarak eşleri ile oldukça büyük bir sanatsever potansiyeli oluşturacağını düşününce mutlulukla kendi kendime gülümsedim.
Lobiyi bu sanat merkezini kente hediye eden Yenişehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Genç’in salonu açtığı günden beri bu kadar kalabalık görmemiştim. İnsanlar yaz olmasına karşın özenli giysiler içinde bu müstesna geceye katılabilmenin mutluluğu içindeydiler.
Kısa sürede 1450 kişilik salon tamamen doldu. Balkonun durumu salondan daha yoğun görünüyordu,
Vali vekilimiz gelmişti. Seçim çalışmaları boyunca ve seçilerek koltuğa oturduğu ilk günden beri sanata ve sanatçılara desteğini açıklayan ve bunu her ortamda söyleyerek adımlar atan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve eşi belediyeden geniş bir kadro ile salondaydı. Evsahibi olarak Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı protokol sıralarında yerini almıştı. Kentimizde yaşayan, Mersinlilerin sevgilisi Muazzez İlmiye Çığ Hanımefendi de oldukça erken gelenlerdendi.
Daha önce hizmet süreleri boyunca böyle hiçbir etkinliğe katılmayanlar yerel yöneticiler aklıma gelince bu iyi bir gelişme diye düşündüm. Ülkemizde her türlü etkinliğe ve toplantılara –eğer katılırlarsa – geç gitme alışkanlığında olan protokol mensuplarının aksine bekleme salonunda otururken ikidebir saatine bakan Sayın Valinin “Arkadaşlar kalkalım, Mersinliler konser başlama saatlerinde dakiktir ve hassastır” uyarısı da kentimizin sanatseverlerine saygının özlü bir ifadesi oldu doğrusu.
Büyük sanatçı kadrosu alkışlar arasında yerini almaya başladı. Orkestra ve koro şefleri, sanat yönetmeni ile aralarında Antalya, İzmir ve İstanbul’dan gelen konuk sanatçılar bulunan yetmişdört kişilik koro ve 58 kişilik orkestra kısa sürede sahnedeki yerlerini aldılar.
Mersin DOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni, hasta yatağından kalkarak günün verdiği enerji ile sahneye çıkarak, sanata dair birçok konuyu kapsayan güzel konuşmasını yaptı. Komşu illerden gelen sanatseverleri ve tüm salonu selamlayarak, tüm biletlerin satıldığını ve büyük salonu dolduran sanatseverleri selamladı.
Opus 125 numaralı 9. Senfoniyi dinlerken ruhumun Nisan yağmurlarının saf suyu ile yıkandığını hissettim. Şimdi de evde, ayna karşısında Riccardo Muti yönetimindeki Chicago Senfoni icrası arkada çalarken, öyle bir baget sallayışım var ki, torunlarım “kaçık” dedelerini gülüşerek hayretle izliyorlar.
Şef Naci Özgüç ve koro şefi Anıl Aydın yerlerini aldılar. Bestecinin birçok eklemeler yaparak Opus sayısını 129’a kadar .çıkardıgı ve bu nedenle ile altmış dakika süren 125 Opus numaralı dahi insan ürünü doyulamayan senfoni ilk baget işareti ile başladı, Şef Naci Özgüç tüm konsantrasyonu ile enerjisini esere ve orkestraya vermiş vaziyette zaman zaman sert zaman zaman yumuşak, adeta okşayıcı el ve baget işaretleri ile orkestrayı idare ederken koro ve sololar devreye girdiğinde hemen aklıma şef Leonard Bernstein’in bu senfoniyi yönetişi geldi. Bu dahi şef – Schiller’in başyapıtı “Neşeye Şarkı” şiirini Berlin Filarmoni icrasında koro ile birlikte söylemiş ve diğer icralarda da hep koroya eşlik etmişti. Oldukça uzun bu şiiri tümüyle ezberlemişti.
Evet, bizim şefimiz koroya eşlik etmedi ama, tüm enerjisi ile çok güzel bir yönetim sergileyerek altmış dakika süren eseri bitirdi. İcra sonunda üç,dört kilo kaybettiğine eminim.
İcranın bitimiyle alkış seli bahar aylarında coşan Tortum Şelalesi’nin sesleriyle salondan sahneye ulaştığında yüzler gülüyordu.
Uzun süren geçmiş dönemlerden sonra Mersin yöneticileri ve sanatseverlerini bir araya getiren bu muhteşem konser ile Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi de Mersin sanat yaşamında hak ettiği yeri almaya başladı. .
Bu ölümsüz eserin Atatürk Kültür Merkezi’nde sahnelenmesini sağlayan Yenişehir Belediye Başkanına, MDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Bengi İspir Özdülger’e, değerli şeflerimiz Naci Özgüç ile Anıl Aydın’a, Orkestra ve Koro sanatçılarımıza ve tam kadro konsere katılarak dinleyici,takipçi müziksever kitleye moral aşılayan Vahap Seçer ve eşine derin ve kalpten teşekkürlerimizi sunarız.
Selami Gedik

Biyografik Bilgi

scroll to top