,

AZAKHAN ; YOK OLAN BİR TARİH – H. Şinasi DEVELİ

AZAKHAN-2.jpg

Eskiden beri Mersin’in ticari hayatının kalbi ÅŸimdiki URAY Caddesi’nde atardı. KurtuluÅŸ yıllarında ilk antrepolar ve bürolar da bu bölgede faaliyete geçmiÅŸti. Hatta 1855 yılında İstanbul Hükümeti bir fermanla buradaki dolayı iÅŸgallerden dolayı Adana ValiliÄŸinin dikkatini çekmiÅŸtir.
AZAK HAN; İhracat iskelesi olan Taş İskelenin karşısında olması ve yakınlarındaki diğer tüccar hanlarının ve ticari büroların bulunması nedeni ile Mersin ekonomisinde önemli yeri olan bir yapı idi.
TARİH: Bu önemli yapının tarihi kısaca şöyledir:
Azak Han’ın bulunduÄŸu yerin mahalle adı FRENK Mahallesi’dir. Semt; kuzeyden güneye Katolik ve Ortodoksların meskûn olduÄŸu bir semt olduÄŸu İçin tapu kaydına da böyle geçmiÅŸti. 1899 yılında Maralanbus Åžatır isimli bir Rumdan Hamdi PaÅŸa isimli bir kiÅŸiye geçmiÅŸti. Bundan sonraki el deÄŸiÅŸtirmeler şöyledir. 1918 yılında Adanalı Hüseyin, 1920 yılında Hulusi, 1927 yılında Abbas Hilmi PaÅŸa Azak Han’ın maliki olmuÅŸlardır. Bu tarihe kadar adı Azak deÄŸildi. 1928 yılında Azak Zadeler burayı satın alınca, adı AZAK HAN olmuÅŸtur. Daha önceleri burası bir yolcu hanı durumunda idi. Alt kısımlarda hayvanlar üst kısımlarda ise insanlar kalırdı. Tam zamanını bilmemekle beraber, zamanla ticari bir mekana dönüşmüştür.
Azak Zadeler burayı satın aldıktan sonra bazı deÄŸiÅŸiklikler yapılmıştır. İki taraflı çok güzel merdiveni, o sıralarda Mersin’de kanalizasyon ve asfalt yol ve bazı İnÅŸaatlar yapan Alman LENZ Åžirketi yapmış. Gerek giriÅŸ kapısında gerekse orta bölümde deÄŸiÅŸiklikler ve havuz da yine Azak Zadeler tarafından yaptırılmıştır.
Ben Azak Han’la hemen hemen bu tarihlerde tanıştım.
Bir ara Azak Han giriÅŸinin sağında bulunan Ergir Zadeler ticarethanesinde çalışmıştım. O tarihlerde her çocuk yaz tatillerinde bir yerlerde çalışır, böylece aylak gezmekten kurtulduÄŸu gibi, cep harçlığını da çıkarırdı. Ben de bu ticarethanede git gel iÅŸlerinde çalışır biraz para alırdım. Babamın küçük dükkanı da Azak Han’ın karşısındaki Sadık PaÅŸa’ya ait sıra dükkânların birisindeydi. Pul, sigara gibi ÅŸeyler satıldığı için Azak Hanın sakinlerini de tanırdım. Kısaca o tarihler ile biraz sonrasında kimlerin burada ticaret yaptığını hatırlamaya çalışabilirim.
GiriÅŸte solda Sait Ömer-Sait Arif Ford Acentası vardı. Sait Ömer, meÅŸhur tiyatro sanatkârı Haldun Dormen’in babasıydı. AÅŸağı kotta sırası ile Åžefik KabaÅŸ, Güven Sigorta, Åžarl Nadir, Dumaniler, Abdülkadir Hadra, Edvar Budros, Gabriel Budros, İskender Budros, Habif, Hacı İbrahim, Habil ArıkoÄŸlu, Ergirzadeler gibi firmalar bulunuyordu.
İkinci katta merdiven karşısında Azak Zadelerin vekili ve Tüccar Hanın yöneticisi Raci Arman ve Av. Fuat Bağırkanlı, sonra A. Tekerek, Av. Faik SaracoÄŸlu, Av. H.Antebelli, Av. Yakup Çukurova, Maliyeci Enver Havur, Komisyoncu İ. Arman, Av. Nazım Sunay, Enis-Cemil Turan, Alfred Filozof bu katın sakinleriydi. Ben 1948 yılında Avukatlığa ilk defa Azak Han’ın üst katında balkonu olan bir yazıhanede baÅŸlamış ve uzun süre burada mesleÄŸimi sürdürmüştüm. Azak Han’ın bu nedenle de bende unutulmaz anıları vardır.
Azak Han 1985 yılına kadar yaÅŸantısını eski hali ile sürdürdü, bu tarihte 750 Milyon liraya Azakzade varislerinden VaizoÄŸluları Tarım Ürünleri Tic. ve San. AÅž’ye satıldı. Yeni malik burada inÅŸaat yapmayı düşünüyordu ve kiracıları teker teker tahliye ettirdi.
Ancak Azak Han İkinci derecede tarihi eser olarak tescilliydi. İstenilen şekilde bir inşaata izin verilmesi söz konusu olamazdı. Mal sahibinin burada beş katlı bir işhanı yapma önerisi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Y. Kurulunun 4.9.985 ta. 1394 sayılı kararı ile reddedildi.
Red kararının gerekçesi şöyle idi:
“AZAK HAN; hem üzerinde olduÄŸu köşe parselinde etkileyici bir cephe ve kütle anlatımı sergilemekte, hem de etkileyici iç avlusu ve onu çevreleyen cepheleri ile sadece Mersin’de deÄŸil, diÄŸer kentlerde de, az rastlanır bir olgu olduÄŸuna, Mersin’de genelde tarihi deÄŸer taşıyan yapılar geliÅŸme baskısına dayanamayıp kaybolduÄŸundan, söz konusu eser hem bu açıdan, hem de kendi türünün AZ RASTLANAN ÖRNEKLERİNDEN BİRİSİ olması açısından korunmasının gerekli olduÄŸuna” deniliyordu.
Mal sahibi bu karar aleyhine Adana İdari Mahkemesine başvurmuş ve bu aradan yararlanarak restore edeceği beyaniyle çatı katından başlayarak bazı kısımlarda yıkımları gerçekleştirmekle beraber, bir taraftan da Anıtlar Yüksek Kuruluna tekrar başvurup yeni bir proje ile yeni bir teklif götürmekteydi.
Bu defa Yüksek Kurul, 15.5.1987 Ta. 3231 Sayılı kararı ile eski kararından rücu ederek projenin uygulanmasını uygun bulur.
Mal sahibi bu karara dayanarak 24.6.1987 tarihinde Mersin Belediyesine başvurarak inşaat ruhsatı talep eder. Belediye aynı günlü tarihle verdiği cevapta projenin belediyece de uygun bulunduğu ve gereken elektrik, betonarme, tesisat projelerinin ibrazı halinde ruhsat verileceğini bildirir. Böylece mal sahibinin yaptığı yıkım da onaylanmış olur.
Mimarlar Odası da boş durmaz, durumu basında ve ilgili yerlerde protesto eder, Cumhurbaşkanına başvurur. Bunun üzerine İçel Valiliği de Yüksek Kurula müracaat ederek durumun yeniden İncelenmesini ister.
Kurul bu başvuru üzerine gerekli İncelemeyi yaparak aşağıdaki kararı alır.
“İçel Mersin 2. Pofta, 72 Ada, 1 Parselde kayıtlı bulunan Azak Han’a iliÅŸkin İçel ValiliÄŸinin 29.6.987 gün ve 505 sayılı yazısı okundu, ekleri incelendi yapılan müzakere sonunda:
Taşınmaz hakkındaki 15.2.987 gün ve 3013 sayılı kararımızda belirtildiÄŸi gibi, Azak Han’ın bozulmuÅŸ ve deÄŸiÅŸmiÅŸ kısımlarının yapının genel karakterine uygun olarak eski haline getirilmesine ve Azak Han’ın halen mevcut iki katının yıkımının söz konusu olamayacağına”
Tarih 18 Ekimi 988 olur. Azak Han’ın kapı, pencereleri sökülmüş çatının yarısı kalmış durumda iken ÅŸiddetli bir yaÄŸmur kalan çatıyı da yıkar ve orada park etmiÅŸ üç otomobil de enkaz altında kalır. O sırada orada insan olmamasına sevinilir.
Yıllar geçer, Akdeniz Belediyesi kurulur ve mal sahibi tekrar ruhsat başvurusu yaparak, proje sunar. Akdeniz Belediyesi bu projenin daha değişik bir proje olması nedeniyle ruhsat vermez. Böylece halihazır durum sürer gider.
Bizce Azak Han gittikten ve eski durumuna dönmesi mümkün olmadıktan sonra ne tür inşaat olursa olsun, farketmez. Hiç değilse tarihi Uray Caddesi bu kötü görüntüden kurtulmuş olur.
İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni Ocak 1988 tarihli 88. Sayısından alınmıştır.
Yumuktepe.com notu: Yıkımdan sonra 28 yıl, bu yazıdan sonra 16 yıl geçti Şubat 2016 itibariyle hiçbir şey değişmedi. Azak Han yerine başlanan yarım inşaatın görüntüsü gitse, yapılacaksa yapılsa, yapılmayacaksa veya şimdilik toprakla örtülüp park yapılsa da üzüntümüz ve çirkin görüntü azalsa iyi olacak.

Vahap KOKULU’nun “Azakhan 125 yaşında” baÅŸlıklı yazısı için tıklayınız….

Biyografik Bilgi

scroll to top