M. Cahit Arap harflerini sevmediÄŸi için bakan olamadı. F. Köprülü yazı deÄŸiÅŸirse kalemimi kırarım diyordu. İsmet İnönü’nün karşı çıkması ile Harf Devrimi iki yıl gecikti.
Atatürk’ün Sayayburnu’nda Yazı Devrimini açıkladığı AÄŸustos 1928 tarihinden bugüne 76 yıl geçti. Atatürk 9 AÄŸustos 1928 günü, Sarayburnu’nda 1000 yıldır yazıp okuduÄŸumuz Arap harflerinin yerine Latin esaslı Türk Harflerinin kabul edileceÄŸini açıklıyor ve “Yüzyıllardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılamayan ve anlayamadığımız iÅŸaretlerden kendimizi kurtarmak mecburiyetindeyiz.” diyor ve “.…milletin yüzde sekseni okuma yazma bilmiyorsa hata bizlerde deÄŸildir.” diyerek devrimi açıklıyordu.
Arap harflerinin, Türk halkında gelişmenin önlenmesindeki etkisi birçok devlet adamı ve düşünürce biliniyor, ancak yüzyılların alışkanlığından nasıl kurtulabilineceği bilinmiyordu. Bilinmediği gibi, olabileceğine de inanılmıyordu. Devrimden sonra bütün hayatı boyunca tek kelime Arap harfi ile yazmayan İsmet İnönü bile bunun gerçekleşeceğine inanamıyorsa, gerisi boş emek demekti.
Yukarıda bazı düşüncelerden söz etmiştik. Nitekim, Harbiye Nazını Enver Paşa, Meşrutiyetten sonra değişik bir uygulama başlatmak istiyordu. Arap harfleri kalacaktı, ancak harfler bitişik değil ayrı ayrı yazılacaktı. Bu belki biraz daha kolaylık sağlayabilecekti. Birinci Dünya Harbi çıkınca teşebbüs gerçekleşmedi.
Ali Münif Paşa, Ali Suavi, Namık Kemal, Hüseyin Cahit Yalçın, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Abdullah Cevdet, Celal Nuri gibi yazarların zaman zaman harf değişikliğine değinen yazılarına rastlanıyordu. Karşı fikirler de vardı.
1924 yılında Vasıf Beyin yaptırdığı bir ankette öğretmenlerin % 96’sının böyle bir deÄŸiÅŸikliÄŸe karşı çıktığı görülüyordu. Üniversite hocaları ve bu arada Fuat Köprülü Latin harfleri kabul edildiÄŸi taktirde tek yazı yazmayacağını, kalemlerini kıracağını açıklıyordu. Hüseyin Cahit Osmanlının son döneminde Maarif Vekili olmak istemiÅŸ ve bu arzusunu Talat PaÅŸaya iletmiÅŸ. Talat PaÅŸa H. Cahit’e;
– Sen Latin harflerini ortaya atarsın, onun için Maarif VekilliÄŸi olmaz. Sana Nafia VekilliÄŸini verelim.
– Ben mezar taşıma vekil olduÄŸum yazılacak diye vekil olmam demiÅŸ.
Atatürk Ne Düşünüyordu?
Hüseyin Cahit’le olan bir konuÅŸmasında Atatürk şöyle demiÅŸ.
– EÄŸer ben size bu meseleyi ancak son senelerde düşündüm dersem inanmayınız. Ben ta çocukluÄŸumdan beri bu davayı düşünmüş adamım.
Bulgar Türkolog Molonof, Atatürk’ün bu konuyu 1908 yılında ifade ettiÄŸini yazmıştır.
Atatürk fikrini 1926 yılına kadar sakladı. Çünkü büyük ölçüde bir muhalefetle karşılaÅŸacağını görmekteydi. Ayrı düşünenlerin başında İnönü geliyordu. Bunu anılarında Falih Rıfkı, Åževket Süreyya, Faik A. Barutçu belirtiyorlardı. Esasen İnönü de hatıralarında ayrı görüşte olduÄŸunu saklamıyordu. Atatürk’le İnönü arasında bu konuda geçenlere bir göz atalım.
İnönü anlatıyor;
“…Harf İnkılabı ilan edilmeden iki yıl evvel Atatürk’e söyledim. “Bu kolay iÅŸ deÄŸildir… Bütün devlet muamelatı, her ÅŸey bozulacak, bir de asıl iÅŸtir, kıymetli iÅŸtir diye eskilerin kullanılmasına devam edilecek, baÅŸa çıkamayız. İyi düşün.” Benim ikazım cesaretini kırdı. Harf İnkılabı iki sene sürüklendi.
“…Harf İnkılabını emrivaki halinde ilan etmeden önce bunu istiyorsunuz, yapacaksınız, fakat tatbik edemeyeceksiniz.”
Bu sözler üzerine Atatürk soruyor:
– Kim?
İnönü :
– Siz.
Atatürk’ün cevabı kesin:
-Tatbik edeceÄŸim.
İnönü yüzyıllardan beri kullanılan yazıdan vazgeçmenin mümkün olamayacağını, aksi durumda bütün alimlerin hece sınıfı çocuklarına döneceğini, kütüphaneler dolusu basma ve yazma eserlerden faydalanamayacağını, ileri sürüyordu.
Devrim gerçekleşmiş, işlemler sürüyordu.
23 AÄŸustos 1928 günü, Atatürk TekirdaÄŸ’ı ziyaret etti ve memurları Türk harflerinden imtihan etti.
25 Ağustos günü Muallimler Birliği Kongresinde Ankara Öğretmenleri, yeni yazıyı öğreteceklerine dair ant içtiler.
14 Eylül. Atatürk, yeni harflerle ilgili yurt gezisine çıktı.
16 Eylül. Ankara’da Maarif Vekaletinde yeni harflerle ilgili müsteÅŸarlar toplantısı yapıldı.
26 Eylül. Türk Dil Sözlüğü hazırlamak için komisyon kuruldu.
29 Eylül. Yeni Türk Harfleri Marşı hazırlandı.
Yeni harflerin hazırlanması için teÅŸkil edilen komisyonun raporu Atatürk’e getirilmiÅŸti. Raporu getiren Falih Rıfkı’ya Atatürk sordu; Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz?
– On beÅŸ yıllık uzun, bir de beÅŸ yıllık kısa mühlet teklifi var. Atatürk Falih Rıfkı’nın yüzüne bakar;
– Bu ya üç ayda olur, ya da hiç olmaz.
İnönü de, tatbik edilse bile bunun ancak yedi yılda gerçekleşebileceği yönündeki fikrini de aynı surette belirtmişti.
Karşı olmalar sürüyordu. İzmir’de toplanan İktisat Kongresinde Nazmi isminde bir işçi delegenin iki arkadaşı ile Latin harflerinin kabulü hakkında verdikleri önergeyi, Kongre baÅŸkanı Kazım Karabekir PaÅŸa gündeme almamıştı.
Atatürk’ün yurt çapında yaptığı konuÅŸmalar etkisini gösteriyordu. İnönü de yaptığı bir konuÅŸmada : “Bu harfler için millette gördüğümüz tehalük ve hüsnü kabul baÅŸlıca ÅŸu noktayı izah eder ki, o da milletin bir an evvel okuyup yazmak, cehaletinden ayrılmak için taşıdığı arzu derin ve samimidir.” diyordu. Latin harflerinin kabulünden önce, Arapça rakamların kullanılmasını yasaklayan kanun kabul edildi. 24 Mayıs 1928 günlü 1288 sayılı (Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkındaki bu Kanunun 1. maddesinde) Devlet, vilayet, ÅŸehremaneti ve belediyeler gibi resmi devair ve müessesatın bilumum muamelat-ı tahririye ve hesabiyatında beynelmilel rakamların kullanılması mecburidir.” denilmekteydi.
Atatürk, 1 Kasım Teşrinisani 1928 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi 3. Dönem 2. toplantısını açarken şöyle diyordu:
“Efendiler,
Türk harflerinin kabulü ile hepimize bu memleketin bütün vatanını seven yetiÅŸkin evlatlarına, mühim bir vazife teveccüh ediyor… Türk milletine kolay bir okuma yazma anahtarı vermek lazımdır.”
Bu konuşmanın yapıldığı gün Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki 1553 Sayılı Kanun kabul edildi.
Resmi Gazetenin 3.11.1928 gün, 1030 sayılı nüshasında yayınlanan ve yürürlüğe giren Kanunun 1. maddesi şöyleydi:
“Åžimdiye kadar Türkçeyi yazmak için kullanılan Arap harfleri yerine Latin esasından alınan ve merbut cetvelde ÅŸekilleri gösterilen harfler Türk Harfleri unvan ve hukuku ile kabul edilmiÅŸtir,”
Maddede belirtilen merbut listede 29 harfin büyük ve küçük ÅŸekli belirtiliyordu. Uygulama aynı suretle devam etti. 11 Kasım’da Türk Dil Kurumu kuruldu. 12 Kasım’da Mekteplerin TeÅŸkilat Talimatnamesi Hakkındaki 7284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yayınlandı. 12 Kasım’da İstanbul’da devlet memurları yeni Türk harflerinden imtihan edildi. 1 Ocak 1929’da Millet Mektepleri yurdun her tarafında açıldı. Bu okullar 1936 yılına kadar sürdürüldü.
KAYNAKÇA
Anılarım. İsmet İnönü
Tek Adam, Şevket Süreya
Çankaya, Falih Rıfkı Atay
Yazı Devrimi Öyküsü. Sami Özerdim
Türkiye’nin EÄŸitim Çıkmazı ve Atatürk. İlhan BaÅŸgöz
Siyasi Anılar. Faik Ahmet Barutçu
Gün Gün Cumhuriyet Tarihi. Hürriyet yayını
İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni 2004/131. Sayısından Alınmıştır. Åžinasi Develi’nin aynı konudaki baÅŸka bir yazısı için bu satırı tıklayınız.Â
Aynı konuda ETEM AYDIN’nın yazısını okumak için burayı tıklayınız…………..