İÇEL SANAT KULÜBÜ – MERHABA SANAT TİYATROSU – GENEL SANAT YÖNETMENİ RAMAZAN VELİECELİOĞLU İLE TİYATRO ÜZERİNE YAPTIĞIMIZ SÖYLEŞİ
Dergi: “Tiyatro nedir?” diye elli kişiye sorsak elli ayrı yanıt alırız. Tiyatronun kaynağı ve kapsam alanının genişliği, çokluğu mu buna neden acaba?
Ramazan Velieceoğlu; Tiyatro ortaya çıktığından bu yana, tiyatroya onlarca, yüzlerce tarif yapılmıştır. Yine de her bir tarif tiyatronun ancak bir yanını anlatabilmiş, bir tarafları hep eksik kalmıştır. Tiyatronun bir yaşam ve insan bilimi olması nedeniyle, insanlar arası ilişkiler, yaşam, doğa, olaylar, gerçekler, çelişkiler, nedenler, sorunlar ve çözüm yolları, geçmiş ve gelecekte olabilecekler, yaşadığımız kültür tiyatronun kaynağını oluştururlar.
Tiyatronun bazı tariflerini buraya alırsak: Tiyatro, insandan insana, aynı anda karşılıklı aktarılan bir sanat dalıdır. Muhsin Ertuğrul tiyatroyu şöyle tarif eder: “Tiyatro; sayfaların içindeki olayları canlandıran, satırların arasındaki insanları dirilten, ölü kelimeleri konuşturan, heceleri bağırtan, harfleri ağlatan büyülü bir sanat koludur.” Kısaca söylemek gerekirse tiyatro sürekli devrimdir. En genel tanımıyla da, yazılı ya da yazısız bir eseri, yaşamın bir kesitini ya da evreni, oyuncuların bedenleriyle ve kendine özgü kurallarla izleyicilere aktarma sanatıdır da diyebiliriz.
Tiyatro, konusu gereği insan, dünya ve evren gibi derin ve geniş alanla ilgili olduğundan, o denli geniş kapsamlıdır. İçinde yaşadığı halkın, sosyal yaşamını, geleneklerini, türkülerini, destanlarını, masallarını, sevinçlerini, sorunlarını, devinimlerini, çatışmalarını, insanın insanla ve insanın doğayla olan ilişkilerini, yani yaşamın kendisiyle içli dışlıdır.
Dergi: Bütün sanatların birbirleriyle bir bağı var galiba?
R.V.: Evet. Tüm sanat dallarının birbiriyle şu ya da bu biçimde bir ilgisi var. Ancak hiçbir sanat, tiyatro kadar diğer sanatlarla içli dışlı değildir.
Bir tiyatro oyununu üretirken, ona yeterli duyguyu katabilmek için şiirden, müzikten yararlanılır. Sahne çalışmalarında (koreografi), danstan, pandomimden, gerekirse gölge oyunundan, sinema sanatından, dekor yapılırken resim ve heykel sanatından yararlanılır. Hatta tiyatro; toplumbilim, halkbilim, tarih bilim, eğitimbilim, ruhbilim, dilbilim, felsefe vb. bilimlerle de iç içe olan, sürekli bilgi alışverişinde bulunulan bir sanattır. Bu anlamda önemli bir yere sahiptir.
Dergi: Dergilerde, kitaplarda okuruz ya da konuşmalarda, panellerde dinleriz. Sanat ve sanat felsefesi diye uzun uzun anlatırlar. Kısaca bunu nasıl açıklamalı?
R.V: Sanat, belirli bir üretimi amaçlayan bilinçli bir eylemdir. Aklı, bilgiyi, duyguyu, estetiği, yaratıcılığı gerektirir. Eser kendini yaratana özgü nitelikler taşımalıdır. Böylece sanatçının, eserine yansıyan bir üslubu olmalıdır. Doğal olarak oluşan biçimli kayalar, sarkıtlar, kelebeğin bir çiçeğe konması, martının denizden balık yakalaması ne kadar güzel olurlarsa olsunlar, ne kadar göze hoş görünürlerse görünsünler birer sanat yapıtı değildirler.
Dergi: Bir de zanaat var?
R.V: Evet. O değiştirmeden, olduğu gibi, alışkanlıkla yapılan üretimdir. Sanat değildir. Dediğiniz gibi zanaattır.
Tekrar yukarıdaki konumuza, sanat ve felsefeye dönecek olursak: İster tiyatro, bale, dans gibi gösteri sanatları olsun; ister öykü, şiir, roman gibi edebiyat yapıtları olsun; ister resim, heykel gibi güzel sanatlar olsun her sanat yapıtı kendi gerçekliği içinde sanatçının katkısıyla zaman içinde değişerek, yabancılaşarak yeni biçimiyle toplumun karşısına çıkar. Böylece insanların ve toplumun yeni bakış açıları kazanmasını, sorunlar karşısında yeni çözüm yolları bulmasını sağlar. İşte bu noktada da sanat felsefesi gündeme gelir. Sanatçı içinde yaşadığı toplumun bir parçası olduğu için, o toplumun acılarını, sevinçlerini paylaşmak zorundadır. Bu anlamda sanatçının ürettiği her ürün, dolaylı ya da doğrudan bir felsefeye dayanır. Çünkü her sanatsal eylem aynı zamanda bir yorum, bir tavırdır. O nedenle sanatçı olaylara, insanlara, dünyaya kayıtsız kalmamalıdır. Çağına tanıklık etmeli ve yaşamı üretenlerin yanında yerini almalıdır.
Dergi: Tiyatro, tiyatroyla uğraşanlara (gençlere) çeşitli yararlar sağlıyordur değil mi?
R.V.: Tiyatro, tiyatroyla uğraşanlara görünen ve görünmeyen o kadar çok yararlar sağlamaktadır ki; Örneğin:
– paylaşımı, saygıyı, farklı dünyaları, evrensel doğruları, birey olarak kendini anlatabilmeyi,
– insan, doğa, evren ve olaylar arasında bütünsel bağlar kurabilmeyi,
– kendini, çevresini, dünyayı daha iyi algılamayı,
– içindeki doğal enerjiyi olumlu üretimlere yönlendirmeyi,
– olumsuz alışkanlıklardan ve sağlıksız ortamlardan uzaklaşmayı, kendine güveni, sanatta “iyi-doğru-güzel” kavramları ile tanışmayı,
-kendi yeteneklerini fark etmeyi,
-hayal gücünü daha fazla geliştirerek sıradanlığın ötesine geçmeyi…
ilk akla gelenler bunlar. Daha nice yeni ve güzel alışkanlıklar edineceklerdir. O nedenle tüm gençlerin tiyatroyla tanışmalarında yarar var.
Bu konuda, William Hazlitt şöyle diyor: “Tiyatrosu olan bir ülkede, kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez.”
Dergi: Tiyatronun bir de izleyicilere sağladığı yararları var değil mi?
R.V.: Her şeyden önce insanı çok yakından tanıtır. İçinde yaşadığı toplumun ve dünyanın her tarafındaki sorunlar için düşünmeyi, yargılamayı öğretir. Sanatın geliştirici, değiştirici yönünü gösterir.
Yine Muhsin Ertuğrul bu konuyla ilgili konuşmasında şöyle diyor: “Tiyatro büyüklerin medeniyeti öğrendiği yerdir.”
Çocuk seyircilerin tiyatro salonlarına girip çıkmaları, birbirlerini ezmeden, birbirlerine saygı göstererek koltuklarına oturup kalkmaları tiyatro izlemek kadar önemlidir.
Dergi: Sizin çok oyununuzu izledik. En son Tuncer Cücenoğlu’nun “Çıkmaz Sokak” adlı hoş bir eseriydi. Sanırım ona devam edeceksiniz. Şimdi de yeni bir oyunla çocukların karşısına çıkıyorsunuz.
R.V.: Evet.. Aslında Merhaba Sanat Tiyatrosu olarak boş durmuyoruz. Koşullara göre de iyi üretiyoruz. Tiyatronun afişinden dekoruna, sanatsal yönünden içeriğine özen gösteriyoruz, titiz davranıyoruz. Oyun seçiminde, “şu olsun, tamam” diyemiyoruz. Defalarca okuyup, tartıştıktan sonra ancak “bu oyunu hazırlayalım” diyebiliyoruz. Bu ayrıntılar da sanırım daha güzel oyunlar üretmemizi sağlıyor.
Çıkmaz Sokak güzel bir eser. Arkadaşlarımız çok güzel sergilediler, izleyiciler beğeniyle izlediler. Oyun sonlarında; izleyicilerimizle eserin içeriğine ilişkin çeşitli duyguları paylaştık.
Ayrıca çocuklara yönelik; ses, nefes, fizik, doğaçlama, drama vb. çalışmalarımız devam ediyor. 7-12 yaş grubu arkadaşlarımızla kısa süre önce “Çocuklarda Umut Var” adlı eseri gösterime sunduk. Çocuklar; izleyicilere tiyatro aracılığıyla değişik bir ortam yaşattılar. Burada gördük ki; büyüklerin, çocuklardan öğrenecekleri çok şey var.
Yine çocuklara yönelik olarak 2004-2005 tiyatro sezonunda gösterime sunmak üzere iki çocuk oyunu hazırladık. Bunlardan biri çok sesliliği, çok renkliliği anlatan değerli hocamız Ülkü AYVAZ’in yazdığı “Yaşasın Gökkuşağı”, diğeri ise çocuk yazını dalında ödüller almış, üretken yazarlarımızdan değerli insan Ayla ÇINAROĞLU’nun yazdığı, “Güneş Doğunca Sabah Olunca” adlı müzikli, danslı hoş bir oyun. Günümüzde prim yapan çarpık değerleri, yanılgıları, kendini beğenmişlikleri çocukların algılama açısına yansıtarak sorgulayan güzel bir oyun. Her iki oyunumuzu da sevgili çocuklar için severek oynayacağız.
Dergi: Söyleşi için size teşekkür ediyoruz. Yeni ve güzel tiyatro oyunlarında buluşmak üzere…
R.V.: Ben teşekkür ediyorum… İçel Sanat Kulübüne ilişkin şunu söylemek istiyorum: İçel Sanat Kulübü Mersin’de çok önemli bir görevi üstlenmiş durumda. Kendi bünyesinde bir yığın kültürel etkinliğe hizmet etmektedir. Tiyatro; Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği koroları; müzik (ney, gitar, bağlama, vs..), resim kursları bunlardan bazıları. Ayrıca edebiyat günleri, şiir günleri, felsefe günleri, arkeoloji günleri gibi çok önemli etkinlikleri sürdürmektedir. Bu anlamda da büyük bir açığı kapatmaktadır. İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni 2004/131. sayısından Alınmıştır.
Gündüz Artan’nın Mersindeki tiyatrolara ilişkin yazısını okumak isterseniz bu satırı tıkllayınız
Mersin Tiyatro Festivali hakkında okumak isterseniz bu satırı tıklayınız
Mersin Şehir Tiyatrosuna ilişkin okumak için bu satırı tıklayınız
Haldun Dormen Mersinde workshop haberi için bu satırı tıklayınız