Atatürk Caddesi üzerinde bulunan bina, 1897 yılında Rum asıllı tüccar Konstantin Mavromati tarafından yaptırılmıştır.O yıllarda
Almanya konsolosu olan İsviçre asıllı Christman, Mavromati ailesinin kızıyla evleneceği için konut olarak yapılan binanın mimarı bilinmemektedir. Krisman Konağı olarak bilinen iki katlı ev, çocuksuz öldüğü için, manevi evladı ve Mavromati’nin öteki damadı Fedon Tahinci’ye kalmıştır.
1972 yılında Nebil Hayfavi tarafından satın alınan binada Toros Koleji açılmıştır. 1976 yılında Kolejin kapanması üzerine boş kalan binanın, Atatürk Evi olarak kullanılması 1978 yılında Belediye Encümeni tarafından kararlaştırılmıştır. 1981 yılında Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılan binanın 1985’te başlanan onarım ve düzenleme çalışmaları tamamlanarak 12 Ekim 1992’de “Atatürk Evi ve Müzesi” açılmıştır. 1270 metrekare arsanın güneybatı köşesinde, bodrum üzerine iki katlı bina, içten merdivenle bağlı ve bir ailenin kullanmasına göre yapılmıştır. Zemin katındaki üç dükkan, düzenlemede konferans salonuna dönüştürülmüştür. Zemin kata dört yönden giriş vardır. Doğu tarafındaki, merdivenle çıkılan ana giriş, üst kat balkonun altındadır. ( Merdiven basamaklarının önünde çakıl taşlarıyla beyaz zemin üzerine kırmızı 1897 rakamı ve M-C arması şimdi yoktur.) Batıda ki kapı girişi, öteki kapılar bahçeye geçişi sağlamaktadır. Kuzeyde ki kapı, büyük terasa açılır. Mutfak ve tuvaletler bahçeye geçilen koridordadır. Odaların tavanlarında renkli nakış ve süslemeler vardır. Balkonu taşıyan sütunlar ve pencere frizleri antik dönem özelliği taşımaktadır. Dökme demir kapı özgün motiflerle süslenmiştir. Üst katta salona açılan yedi oda, Ankara, Sivas, Tokat, Konya Etnografya müzelerinden sağlanan ev eşyaları ile Atatürk’ün bu evde kullandığı fincan ve sazı eşyalarla düzenlenmiştir. Giriş kapısının bir duvarında, Mersinli Kuvayi Milliyecilerin fotoğrafları sergilenmektedir. Bahçe düzenlenmesi yapılmıştır. Her yaşta kadın erkek tüm Mersinli’ler her fırsatta Atatürk evi ve Müzesi’ni gezmekte, yurt gezilerinde Mersin’i 10 kez ziyaret eden ve dört gezide toplam 16 gece konuk olan Ata’mızın anısını saygıyla yaşatmaktadırlar.
Atatürk’ün Mersin ziyaretiyle ilgili olarak sonradan yakıştırılan ya da karıştırılan bilgi ve söylemlerden birisi de bu ev konusundadır. Gazi ve eşinin Mersinlilerin konuğu olacakları öğrenilince şehrin en görkemli konağı olarak bu ev seçilmişti. Atatürk’ün ilgililere “Beni misafir edecek bir Müslüman evi yok muydu?” diyerek hoşnutsuzluğunu belirttiği anlatılsa da kent merkezinde çevresi açık, havadar ve korunması kolay konumuyla tercih edilmesi yerinde olmuştur. Konağın sahibi Fedon Tahinci ve Mersinli’ler, Gazi ile eşinin en iyi şekilde konuk etmek için hazırlanmışlar, ek eşyalarla mefruşatı güzelleştirmişler ve kendileri başka eve taşınmışlardır. ( Fonda Tahinci’nin verdiği bilgiye, Fedon Tahinci’nin annesi, konuklara ve hizmetçilere yardımcı olmak için evin bir odasında kalmıştır.) Bu söylentinin, ilk gelişlerinde (17 Mart 1923) bu evde kaldıklarını söyleyenler kadar yanılgılı olduğu kanısındayım.